TTB Merkez Konsey üyesi Yılmaz: '14 Mart bayramdan öte mücadele günüdür'

TTB Merkez Konsey üyesi Yılmaz: '14 Mart bayramdan öte mücadele günüdür'

Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konsey üyesi Doktor Bülent Nazım Yılmaz 14 Mart Tıp Bayramı’nı değerlendirdi. Yılmaz, “14 Mart haftasında Türk Tabipler Birliği muhataplarına uluslararası hekimlik değerlerini, bilimi hatırlatıyor” dedi.

Volkan Karadede

14 Mart Tıp Bayramı’nı değerlendiren Türk Tabipler Birliği Merkez Konsey üyesi  Bülent Nazım Yılmaz, “Türk Tabipler Birliği bir bayram kutlamamanın ötesinde yıllardan beri, 14 Mart’ı Türkiye’de gerek hekimlerin gerekse halkın talepleri, sağlık hakkı üzerinden bir vurguyla bir mücadele günü olarak ifade ediyor. Aynı zamanda 14 Mart haftasında Türk Tabipler Birliği muhattaplarına uluslararası hekimlik değerlerini, bilimi hatırlatıyor” ifdelerini kullandı.

14 MART DEMOKRASİ VE BARIŞ’IN MÜCADELE GÜNÜDÜR
Bülent Nazım Yılmaz, mücadele yılı olarak ifade ettikleri 14 Mart’ın 100. Yılı dolayısıyla bu sürecin  kuvvetli ve heyecanlı paylaşılması gerekliliğine vurgu yaptı. Yüz yıl öncesine dönen bir ruhla değil, geleceğin hekimlik mücadelesi açısından, hekimlerin özgürlük, meslek özgürlüğü, mesleki bağımsızlık, toplumun sağlık hakkı, yaşam hakkı ve yine hekimlerin ve TTB’nin çok uzun süreden bu yana sağlık hakkıyla ilişkili olduğu demokrasi ve barışı tekrar hatırlattığını dile getiren Yılmaz, bunları da yerel seçim sürecinde tekrar Türkiyenin önüne seriyoruz çünkü bu kadar şiddetin ve bu kadar hoşgörüsüzlüğün kışkırtıldığı bir ortamda, tam da ters bir yerden özgürlük, hoşgörü, ötekini anlama paylaşımlarını sadece hekimlerle değil, bütün toplumun önüne seriyoruz dedi.

'HEKİMLERE YAPILAN ŞİDDET TÜRKİYE’DEKİ ŞİDDET ORTAMININ  YANSIMASIDIR'
Hekimlere yapılan şiddet olaylarına da değinen Yılmaz, “Hekimler, Türkiye’deki şiddet ortamının sağlık alanına da yansımasından payını alıyor, ama bunu sadece bir nedene bağlamak doğru olmaz, bunun bir çok nedeni var, örneğin Türkiye’de sağlık sistemini ve sağlık politikalarını ele almadan şiddeti tanımlayamayız. Türkiye’de şiddeti doğuran iki tane temel mesele var, birincisi, Türkiye’nin şiddete açık her anlamdaki politikalarını uzun zamandır barındırıyor olması, ikincisi de bununla bağlantılı olarak sağlık alanındaki politikaların şiddeti beraberinde getirmesi, kargaşa ve kaos ortamı hazırlaması, topluma huzur vermemesidir. Bunların her ikisini bir araya getirdiğimizde sağlıkta şiddetin artması, ölümlerin olması kaçınılmaz oluyor. Dünya’nın hiçbir yerinde doktorlar hasta yakınları tarafından öldürülmüyor, bu ölümler Türkiye’de oluyor bu da izlenilen sağlık politikaları ve Türkiye’nin şiddete açık ortamıyla ilgili” olduğunu söyledi.

'TÜRKİYE’DE KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİNE ULAŞILAMIYOR'
Türkiye’de son zamanlarda aşı yaptımamaktan kaynaklı yaşanan sağlık problemlerine de değinen Yılmaz, “Türkiye’de bir yandan aşı reddi var ki bu giderek bir mesele halini almış durumda fakat bundan daha önemlisi Türkiye’de birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerine ulaşılamama gibi problem var” dedi. Koruyucu sağlık hizmetlerine bütçeden yeterince para ayrılmadığını belirten Yılmaz, Akp’nin sağlık politikaları her anlamda sınıfta kalmıştır ifadelerini kullandı. Bununla beraber aşı konusundaki yasal düzenlemeleri yapmamaları, gerici, bilimsel olmayan sağlık uygulamalarını toplumun önüne bir alternatifmiş gibi sunmaları, bunun bir rant aracı haline gelmesine vurgu yapan Bülent, Türkiye’deki göçmenlerin sağlık hizmeti alamaması, aile hekimliliği gibi sağlık problemlerinin giderek karmaşık hale geldiğini belirtti.

DAHA FAZLA