Trump'ın Erdoğan'a yazdığı mektubu paylaşmak 'örgüt propagandası' sayıldı
Diyarbakır'da yaşayan M.S.Ö'ye sosyal medya paylaşımları sebebiyle açılan 'örgüt propagandası' suçlaması davasına Trump'ın 2019'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yazdığı mektubu paylaşmak da suç sayıldı.
28-02-2021 17:11

Sosyal medya paylaşımları nedeniyle dava açılan kişiye yöneltilen suçlamalar arasında, ABD eski başkanı Donald Trump’ın 2019 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yazdığı ve “Aptal olma" ifadesini kullandığı mektubu yayınlaması da yer aldı. Mektup ile ilgili Erdoğan yalnızca 'İade edeceğiz' demişti.
Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde yaşayan 35 yaşındaki M.S.Ö.’nün adına kayıtlı Facebook hesabından yaptığı kimi paylaşımlar, hakkında dava açılmasına sebep oldu. Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğünün talimatı ile Kulp İlçe Emniyet Amirliği tarafından M.S.Ö.’nün Facebook hesabında yapılan inceleme neticesinde yaptığı kimi paylaşımların “örgüt propagandası” olarak değerlendirilmesi üzerine hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılıp, iddianame hazırlandı.
M.S.Ö.’nün “örgüt propagandası” olarak değerlendirilen paylaşımları arasında HDP’lilere yönelik gözaltı operasyonlarına dair haberler, HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya’nın paylaşımını alıntı yaparak, içeriğinde makinalı tüfeğin güvercinle kırıldığı ve "insan barışla yaşar" ibareli bir resim ve Kürtçe şarkıların yanı sıra ABD eski Başkanı Donald Trump’ın 9 Ekim 2019’da AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönderdiği mektup da yer aldı.
Trump’ın, Türkiye'nin Kuzey Suriye'ye yönelik operasyona girişmesi öncesinde Erdoğan’a gönderdiği mektubu başka bir hesaptan alıntılayarak paylaşan M.S.Ö. hakkındaki iddianamede şu ifadeler yer aldı: “Şüphelinin 18 Ekim 2019 tarihinde Yüksekovaesnaf isimli facebook sayfasında alıntı olarak İngilizce yazılı ABD başkanı Donalt Trump tarafından yazıldığı iddia edilen mektubun fotoğrafı ve altında çevirisi olarak ABD başkanı Donald Trump, Erdoğan'a açıkça tehdit ve hakaret içeren bir mektup yazdı, mektup kamuoyunda yayınlandı. Türkçesi şöyle: ‘Sayın Başkan, iyi bir anlaşmaya varalım. Binlerce insanın katledilmesinden sorumlu olmak istemezsiniz ve bende Türk ekonomisini mahvetmekten sorumlu olmak istemem-ki bunu yaparım. Rahip Brunson sırasında size zaten bunun küçük bir örneğini gösterdim. Bazı sorunlarınızı çözmek için çok çalıştım. Dünyayı hayal kırıklığına uğratmayın. İyi bir anlaşma yapabilirsiniz. ISDG genel komutanı General Mazlum sizinle müzakere etmeye istekli ve geçmişte asla vermeyecek tavizleri vermeye de istekli. Onun bana yazdığı, benim yeni aldığım mektubun bir kopyasını size gönderiyorum. Bu işi doğru ve insancıl bir şekilde hallederseniz tarih sizi iyi hatırlayacaktır. İyi şeyler yaşanmazsa tarih sizi sonsuza dek bir şeytan olarak hatırlar. Sert adam olma, Aptallık etme! seni daha sonra arayacağım...’ yazısının paylaşıldığının ve 3 beğeni aldığının görüntülendiğinin görüldüğü…”
Alınan ifadesinde suçlama konusu yapılan paylaşımların kendisine ait olduğunu kabul eden M.S.Ö. kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti. Hakkında iddianame hazırlanıp, sunulduğu Diyarbakır 11. Ağır Ceza. Mahkemesince kabul edilerek yargılamasına başlandı.(MA)
İLGİLİ HABERLER
Akdeniz'de tekne kazası: 100 sığınmacı hayatını kaybetti
Uluslararası Göç Örgütü, Akdeniz'deki tekne kazasında en az 100 düzensiz göçmenin yaşamını yitirdiğini bildirdi
22-04-2021 23:45

Uluslararası Göç Örgütü, Akdeniz'deki tekne kazasında en az 100 düzensiz göçmenin yaşamını yitirdiğini bildirdi.
Sputnik'te yer alan habere göre, Uluslararası Göç Örgütü'nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
- Bugün, saatler süren aramalarımız sonucunda, en kötü korkumuz gerçek oldu. Ocean Viking gemisinin mürettebatı, Trablus'un kuzey doğu açıklarında plastik bir teknenin kalıntılarına rastladı. Teknenin çarşamba günü 130 kişiyle birlikte denize açıldığı bildirilmişti.
- Son 48 saat boyunca Alarm Phone bizleri Libya açıklarındaki uluslararası sularda üç botun tehlike altında olduğu konusunda bilgilendirmişti. Tüm bu tekneler bulunduğunuz noktadan 10 saatlik bir mesafede bulunuyordu. Önce ikisini, ardından diğerini zamana karşı verdiğimiz savaşla, boyu 6 metreyi bulan dalgaların olduğu çok sert denizlerde aradık. Etkili bir devlet liderliğindeki koordinasyondan mahrum olarak, üç ticari gemi ve Ocean King, bu koşullar altında teknelerin bulunması için organize oldu.
- Bugün, sorumlu deniz yetkililerinden herhangi bir destek almadan arama çalışmalarımızı sürdürürken, MY ROSE isimli ticari gemi denizde 3 cesede ulaştı. Frontex'e ait bir uçak da, kısa süre sonra plastik botun kalıntılarını havadan tespit etti. Olay yerine ulaştığımızdan bu yana hayatta kalan kimseye ulaşamadık ancak botun kalıntıları yakınlarında en az 10 kişinin daha cesedine ulaştık.
- Çok üzgünüz. Yitip giden yaşamları ve sevdiklerine ne olduğunu öğrenme şansını hiçbir zaman elde edemeyebilecek aileleri düşünüyoruz. Bu trajedi, IOM'un Libya açıklarında bir kadın ve bir çocuğun kapasitesinden fazla yolcu alan bir plastik botun batması sonucu öldüğüne dair korkunç haberlerin arkasından geldi.
- Dün, Ocean King tüm gün tehlike altında olduğu bildirilen bir tekneyi aradı ancak ne tekneden ne de taşıdığı 40 kişi tespit edilebildi.
- Orta Akdeniz'deki gerçeklik bu: Sadece bu yıl 350'den fazla kişi bu sularda yaşamını yitirdi. Bugünkü teknede yaşamını yitirenler bu sayıya dahil değil. Devletler arama kurtarma çalışmalarını koordine etme sorumluluğunu terk edip arkalarında bıraktıkları ölümcül boşluğu doldurmaları için özel aktörleri ve sivil toplumu yalnız bırakıyorlar. Bu kasıtlı eylemsizliğin denizdeki ve gemimizin etrafındaki sonuçlarını görebiliyoruz.
Emekli 5 amiral ve 1 general adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı
Ankara Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen 5 emekli amiral ve 1 tuğgeneral adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
22-04-2021 22:24

104 emekli amiralin hazırladığı Montrö bildirisine ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında, Ankara Adliyesi'nde ifade veren emekli 5 amiral ve 1 tuğgeneral 'bulunduğu ili terk etmeme' ve 'yurt dışına çıkmama' kararı ile Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi.
Ankara Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen 5 emekli amiral ve 1 tuğgeneral adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Anayasa Mahkemesi’nden ‘Cizre bodrumları’ başvurusuna ret
Cizre’de 2015 yılında yaşanan sokağa çıkma yasağı ve çatışmalarda iki ayrı bodrumda "güvenlik güçlerinin yaralıları öldürdüğü" iddiasına ilişkin başvuruyu reddetti.
22-04-2021 18:33

BBC Türkçe’den Hatice Kamer’in haberine göre, Şırnak’ın Cizre ilçesinde 2015 yılında yaşanan sokağa çıkma yasağı ve 79 gün devam eden çatışmalarda, güvenlik güçlerinin üç bodrumda kalan 150’yi aşkın yaralıyı "yakarak öldürdükleri" iddiası ile ilgili Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yapılan başvuru reddedildi.
4 Aralık 2015 tarihinde Şırnak'ın Cizre ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı döneminde, çatışmalarda yaralanan ve üç bodrumda mahsur kalan yaralıların tedavi edilmesi için avukatlar o dönemde hem Anayasa Mahkemesi hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuştu.
79 gün devam eden çatışmalarda, güvenlik güçlerinin üç bodrumda kalan 150’yi aşkın yaralıyı "yakarak öldürdükleri" iddia edilmiş, 7 Şubat 2019’da AİHM; "Türkiye'deki iç hukuk yollarının tüketilmediği" sonucuna varmış ve Anayasa Mahkemesi’nin vereceği kararı beklemelerini söyleyerek başvuruları reddetmişti.
Kamer’e konuşan Avukat Ramazan Demir, şunları söyledi: "AİHM o kararı verirken AYM’ye kendi içtihatlarına uygun inceleme yapısını ve karar vermesini şart koşmuştu, yani AYM’ye açık bir çek verdi, ‘Seni atlamak istemiyorum’ diye ama bu geri gönderme bize üç yıl zaman kaybettirdi.
"Oysa AİHM bize bunu ilk başvurduğumuzda söyleyebilirdi, 2016'da başvuruları yaparken hem tedbir hem de duruşma yapmaya karar verdi, sonra da gidin AYM’ye başvurun dedi."
Demir, birçok maddenin ihlalinden dosyayı AİHM’e taşıyacaklarını belirterek, "Yaralıların bekletilmesi, gömülme hakkı, ambulans erişiminin engellenmesi, bekletilmesi, sokağa çıkma yasağının hukuki boyutu, operasyonların hukuka aykırı yürütülmesi gibi çok açıdan bu iddiaları yeni bir başvuruyla tekrar AİHM’e taşıma imkanımız olacak."
AYM'nin gerekçeli kararını iki ay içinde açıklaması bekleniyor.
Sağlık Bakanı: Vaka artış hızı azaldı
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, video konferans yöntemi ile gerçekleştirilen Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklama yaptı.
22-04-2021 18:11

Koronavirüs salgınında vaka ve can kaybının hızlı artmasının ardından "tam kapanma" gibi tedbirler tartışılırken, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Toplantıda virüsün yeni varyantlarının ve aşı ile ilgili son gelişmelerin ele alındığını duyuran Koca, şu ifadeleri kullandı:
'VAKALARIN ARTIŞ HIZI AZALDI'
- Gerek tedbirlerin gevşemesi gerekse ve daha önemlisi hızlı yayılan mutasyonlar sebebiyle vaka sayıları hızlı bir tırmanışa geçmişti. İçinde bulunduğumuz hafta başından itibaren vaka artış hızı azalmaya başlamış ve gelecek günlerde düşüşe geçeceği öngörülmektedir. Vaka sayılarında hedeflenen düşüşün sağlanamaması halinde tedbirlerin sıkılaştırılması değerlendirilmiştir.
- Mutasyonlar vaka artış hızında etkili, hasta etmede daha güçsüz değil. Ülkemizde en çok görülen mutasyon İngiltere varyantı olarak bilinen türdür. Bu varyant son günlerde ne kadar hızlı yayıldığını acı şekilde gösterdi. Bunun yanında semptom göstermeyen vakaların toplam vakalar içindeki oranında bir değişiklik yoktur.
- Sağlık alt yapısının gücü büyük hasta yüklerini karşılasa da hiçbir kapasite sınırsız değildir. Yayılımı kontrol altına alarak sağlık sistemimizin üzerindeki yükü düşürmek zorundayız. Hastalar iyileştikten sonra hayatlarına kaldıkları yerden devam etmektedir. Oysa sağlık çalışanları her gün yeni hastalarla mücadele sürecine yeniden başlamaktadır. Bu yıpratıcı çevrimi kırmak zorundayız.
'HİNDİSTAN VARYANTI TESPİT EDİLMEDİ'
- Mevcut mutasyonlar dışında yeni bir tür daha ortaya çıktı. Hindistan varyantı olarak bilinen yeni bir tür mutasyon daha tespit edilmiştir. Ülkemizde henüz bu varyant tespit edilmese de yine hızlı bulaşan bu varyanta karşı da tedbirler alınmıştır. Bu kapsamda Hindistan’dan ve Hindistan temaslı seyahatlerden ülkemize giriş yapmak isteyen kişiler belirlenen yurtlarda karantinaya alınarak 14 gün gözetim altında tutulduktan sonra ülkeye girişlerine izin verilmektedir.
- Aşı programımız Ramazan ayında planlanan hali ile devam etmektedir. Ramazan ayının başlaması ile birlikte aşı olmayı erteleyen vatandaşlarımızın sayısı artmıştı. Ancak, iftardan sonra da aşı olunabilmesi vatandaşlarımızın aşı randevularını erkenden alarak aşı olmalarını temin etti.
-Aşı tedariki ile ilgili olarak daha önce paylaştığım bilgilerde elimizdeki en iyi tedarik şartlarını en hızlı şekilde milletimizin hizmetine sunma gayretindeyiz demiştim. İki aşı türü şu an aktif olarak kullanılmakta ve bunların sayısını artırmaya yönelik çalışmalar da devam etmektedir. Çok yakında Sputnik V aşısının da devreye gireceğini belirtmek isterim.
'YERLİ AŞIMIZ FAZ-3 ÇALIŞMASINA GEÇECEK'
- Yerli aşı, yerli güç ve güven demektir. Yerli aşılarımızdan insan denemelerine ilk başlayan inaktif aşı adayımız Faz II çalışmasını tamamlamak üzere son gönüllülerin aşılanması yapılmış ve Mayıs ayı içinde son adım olan Faz III aşamasına geçecektir. Bu dönemde yaygın olarak aşılama yapma imkanı da olabilecektir. Bir diğer önemli aşı adayımız Virüs Benzeri Parçacık aşısı ise Faz I deneylerine kamu hastanemizde başlamış ve şu ana kadar sorun görülmeden başarıyla devam etmektedir. İkinci bir inaktif aşı adayımızın daha Faz I klinik çalışması 10 gün kadar evvel başlamıştır. Sevindirici şekilde çalışması devam eden aşı adaylarımız için aşıya bağlı olumsuz bir olay gerçekleşmemiştir. Bu günlerde üçüncü bir inaktif aşımızın daha Faz I klinik çalışması Ankara Şehir Hastanemizde başlayacaktır. Bir diğer inaktif ve intranazal sprey olarak uygulanan iki yeni aşı adayımız da Faz I çalışmalarına başlama safhasındadır. Son olarak adenövirüs temelli bir vektör aşımızın da Faz I çalışması için araştırma ürünü üretim çalışmaları devam etmektedir. Türkiye 7 farklı aşı platformu ile kendi gücünü elde etme yolunda önemli adımlar atmaktadır.
Sezgin Tanrıkulu, kripto paralarla ilgili 3 yıl önce verdiği soru önergesini hatırlattı: ‘Hiçbir önlem alınmadı’
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, kripto para borsası THODEX’in sahibi Faruk Fatih Özer'in 391 bin yatırımcıyı 2 milyar dolar dolandırıp kaçtığı iddialarının ardından bir açıklama yaparak, 3 yıl önce dönemin başbakanı Binali Yıldırım’a verdiği soru önergesini hatırlattı.
22-04-2021 17:54

İleri Haber
Kripto para borsası Thodex’in sahibi Faruk Fatih Özer'in 2 milyar dolarlık kripto parayla yurt dışına çıktığı iddialarının ardından kripto paralar üzerinden vatandaşların dolandırılmasına yönelik konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "Kripto para borsası ve dolandırıcılık ile ilgli bu soruları bundan tam 3 yıl önce 5 Ocak 2018 tarihinde sormuşuz ve sonuçta bir düzenleme yapılmadı, herhangi bir önlem alınmadı" dedi.
Özer ile ilgili iddiaların gerçek olması halinde Cumhuriyet tarihinin en büyük dolandırıcılık vakası ile karşılaşacağımızı belirten Tanrıkulu, "Hükümet kripto para dolandırıcılığını engellemek veya yatırımlar sebebiyle doğabilecek mağduriyetlerin için herhangi bir yasal düzenleme çalışası yapmakta mıdır?" sorusuna verilen yanıtı da paylaşarak, “Bu sorumuza süresinden sonra bir cevap verilmiş. Cevabı veren Başbakan Yardımcısı şunu söylüyor: Değerlendirmeler sonrasında kripto paralarla işlem yapan kişilerin herhangi bir zarara uğramamaları için dikkatli olmaları gerektiği vurgulanarak kripto paralar ile ilgili işlem yaptıklarında olumsuzluklarla karşılaşabileceklerinin farkında olmaları gerektiği belirtilmiştir. Yani sadece ve sadece öneri var yurttaşlarımıza. Yani hükümetin, devletin alması gereken tedbirle ilgili hiçbir şey yok. Eğer bununla ilgili işlem yapıyorsanız dikkatli olun diyor. Kim diyor? Bu hükümet diyor" ifadelerini kullandı.
Tebligat gönderilen 7 emekli amiralden 3'ü ifade vermek için emniyette
Montrö bildirisi gerekçe gösterilerek ifade vermeleri için tebligat gönderilen 7 emekli amiralden 3'ü Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne geldi.
22-04-2021 16:32

Meclis Başkanı Mustafa Şentop'un ''Cumhurbaşkanı, Montrö'den de diğer uluslararası anlaşmalardan da çekilebilir" sözleri ve Tuğamiral Mehmet Sarı'nın “sarık ve cübbeli” fotoğraflarının ortaya çıkması üzerine açıklama yayınlayan 104 emekli amirallere yönelik soruşturma devam ediyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturma kapsamında ifadeye çağrılan 7 emekli amiralden 3'ü Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'ne geldi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında emekli amiraller Ergun Mengi, Atilla Kezek, Alaettin Sevim, Cem Gürdeniz, Nadir Hakan Eraydın, Bülent Olcay, Kadir Sağdıç, Türker Ertürk, Turgay Erdağ ve Ali Sadi Ünsal 5 Nisan'da gözaltına alındı. Yaş durumları nedeniyle emekli amirallerden Atilla Kıyat, Engin Baykal, Cemil Şükrü Bozoğlu ve Mustafa Özbey ise ifadeye çağrılmıştı. 14 emekli amiral haklarında yurt dışı çıkış yasağı şartıyla serbest bırakılmıştı.
5 EMEKLİ AMİRAL VE 1 TUĞGENERAL SAVCILIĞA SEVK EDİLDİ
'Montrö bildirisi' soruşturması kapsamında emniyette ifadesi alınan emekli 5 amiral ve bir tuğgeneral, savcılığa sevk edildi.