TİP’ten MESS grup sözleşmesi değerlendirmesi

TİP’ten MESS grup sözleşmesi değerlendirmesi

TİP Emek Bürosu, Metal iş kolunda 130 bin işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesi ile ilgili bir değerlendirme yayınladı.

İleri Haber

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Emek Bürosu, İşçi sendikaları ile işveren sendikası MESS arasındaki toplu iş sözleşmesi ile ilgili bir değerlendirme yayınladı.

Yayınlanan değerlendirmede, imzalanan sözleşmenin mücadelenin hak ettiği bir karşılık ya da tarihsel bir kazanım olarak görülmesinin mümkün olmadığı belirtilerek şu ifadelere yer verildi:

Hem resmî kurumların hem de alternatif kurumların ortaya koyduğu enflasyon rakamları ile değerlendirildiğinde enflasyonun yarattığı kayıpları aşan, yeni kazanımlar sağlayan bir tablo görünmemektedir.

TİS sürecinin ortasında ilan edilen yeni asgari ücret, enflasyon rakamlarıyla ilgili manipülasyonlar ve iktidarın yürüttüğü kur oyunları toplu sözleşmenin rakamsal karşılığını, ne getirdiğini anlamayı zorlaştırdı.

Bu rakamsal karmaşayı ve hareketliliği de iyi kullanan MESS etkili bir psikolojik savaş yürüttü ve başarılı da oldu.

Kuşkusuz bu başarıda metal işkolunda yıllardır devlet ve sermaye desteğiyle tahakküm kurmuş sarı sendika Türk Metal’in bir yandan eylemler, mitingler düzenleyerek tabanın tepkisini soğuran diğer yandan MESS ile danışıklı dövüş sürdürerek kurduğu oyunun da payı oldu.

İşkolunda tarihsel bir mücadele birikimini temsil eden Birleşik Metal-İş ise bu süreçte etkisiz kaldı. Bunda elbette sarı sendika yanında üye sayısının azlığı öncelikli etkendi ancak bize göre geçtiğimiz aylarda enflasyon artışı ve kur hareketlerinin aşırılaşma eğilimine girdiği anda toplu sözleşme taslağını revize etmemiş olunmasının da önemli payı oldu. Bu revizyon yapılıp da talepler devam eden fiyat ve kur artışı eğilimleriyle uyumlulaştırılmayınca rakamsal karmaşa ve manipülasyonların etki alanı genişledi.

Belirtilen karmaşık süreç, greve doğru gidişte moral hazırlık da yeterince yapılmayınca, tabanda çözülmeye neden oldu. Geçmişte Metal Fırtına’yı yaratmış, grev hakkını yasaklara rağmen fiili olarak kullanabilmiş metal işçisi bu konjonktürde bir atılım iradesi ortaya koyamadı.

Biz bu noktada MESS sözleşmesinde taraf olan üç sendikayı aynı noktada görmüyor, ortaya çıkan başarısız sonucu da salt sendikacıların üzerine yıkmayı doğru bulmuyoruz. Bu toplu sözleşme süreci de öncü ve kritik öneme sahip metal işkolunda sarı sendika tahakkümünü bitirmenin öncelikli görev olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu olumsuz etkiyi kırabilecek yolun sendikalarda güçlü taban örgütlenmelerinden geçtiğini düşünüyoruz. Metal işçileri ancak taban örgütlenmeleriyle sendika içi demokrasiyi işleterek mücadeleyi büyüttüğü sürece kazanımlar elde edebilecektir.

Öte yandan toplu sözleşmede kritik bir eksikliğin de altını çizmek isteriz. Bu toplu sözleşme masasına geçen iki yılda pandemi nedeniyle yaşanan kayıpları, aşırı ve zor şartlarda çalışmayı; kısaca pandeminin yükünü çekmiş olmanın telafisi konmadı, konamadı.

Metal işçisinin gerçeği kamuoyuna yeterince anlatılamadı, metal işçisine yalnız ve güçsüz olmadığı duygusu yeterince verilemedi. Biz bu yetersizlikte kendi üzerimize düşen sorumluluğu da kabulleniyoruz. İşçi sınıfı partisi olarak metal işçisinin mücadele kapasitesini geliştirmek için bundan sonra daha fazla çalışacağız, örgütleneceğiz, sorumluluk alacağız.

MESS toplu sözleşmesinin imzalanması ile her şey bitmiş değil. Metal işçisi her zaman fiili, meşru mücadele geleneğini sahiplendi, şimdi Mersin Çimsetaş fabrikasında yine böyle bir mücadele veriliyor. Oradaki direnişi selamlıyoruz.

İmzalanan sözleşmenin yetersizliklerinin önümüzdeki dönemde belirginleşeceğini, yeni mücadelelerin ortaya çıkacağını görüyoruz. Biz bu mücadelelerde her zaman metal işçisiyle dayanışma içinde olacağız. Sınıf mücadelesinin bir an değil, bir süreç olduğunu bilerek örgütlenmeye, demokratik, tabanın söz sahibi olduğu, mücadeleci, bağımsız bir sendikal hattı güçlendirmeye devam edeceğiz.