TİP'ten işçi düşmanı Vestel'e karşı Zorlu Holding önünde eylem: 'Salgın döneminde bile gözünü para bürüyen patrona mı güveneceğiz?'

TİP'ten işçi düşmanı Vestel'e karşı Zorlu Holding önünde eylem: 'Salgın döneminde bile gözünü para bürüyen patrona mı güveneceğiz?'

TİP, koronavirüs salgını döneminde işçilerin sağlığını hiçe sayan Vestel'i Zorlu Holding önünde protesto etti. Eylemde okunan basın açıklamasında "İşçi sınıfın karşısında hırslı patronlar, ses çıkarmayan sarı sendikalar, onlara yol veren iktidar varsa, işçilerin de Partisi olarak bizler varız" denildi.

İleri Haber

Türkiye İşçi Partisi (TİP); yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını döneminde işçilerin hayatını ve sağlığını hiçe sayan Vestel'e karşı İstanbul Levent'te bulunan Zorlu Holding önünde eylem yaptı. 

Eylemde okunan basın açıklamasında Vestel'de çalışan işçiler arasında Covid-19 tespit edilmesine rağmen, üretime davem edildiği belirtilirken "Bizler buraya sadece Vestel’i protesto etmek için toplanmadık, al Vestel’i vur Dardanel’e. Covid vaka sayısı artınca karantina kararı alınan fabrikayı dışarı kapattılar, içlerinde işçiler eve gitmeden 15 gün boyunca çalışmaya devam etti. Çalışma kamplarının yeni tarifi bu fabrikalardır artık" denildi.

'ÖLÜM DEMEMİŞ, BÜYÜME DEMİŞ'

Basın açıklamasında, Vestel patronu Ahmet Nazif Zorlu'nun, salgın döneminde işçilerin sağlığı yerine kârını düşündüğü belirtilirken, "Bakın Vestel ne yapmış; 30 Mart 2020’de tüm dünya gibi Türkiye’de salgın paniği yaşarken Vestel Patronu Ahmet Nazif Zorlu basına açıklama yapmış. 'Bu sene %30 büyüyeceğiz. Satışlarımız rekor kıracak.' Hadi ilk günler aymadı farkına varamadı diyelim, 7 Haziran’da yine açıklama yapmış, %30 büyüme hedeflerimize adım adım yaklaşıyoruz demiş. Yani salgın, ölüm dememiş büyüme demiş" ifadeleri kullandı.

'MÜCADELEYİ YÜKSELTMEYE DEVAM EDECEĞİZ'

Basın açıklamasında ayrıca patronların kâr hırsına karşı mücadelenin büyütüleceği vurgusu yapıldı:

"İşçi sınıfın karşısında hırslı patronlar, ses çıkarmayan sarı sendikalar, onlara yol veren iktidar varsa, işçilerin de partisi olarak bizler varız. Yeni dönemde artık yaşam kavgasına dönen bu ekmek kavgasında işçi sınıfının partisi olarak görevlerimiz daha çoğalıyor ancak işçi sınıfının ihtiyacı olan cesareti de toplamaya başladığını bu mücadeleye katılmaya başladığını görüyoruz. Bizler bu mücadeleyi yükseltmeye devam edeceğiz."

'PATRONLARA DA İKTİDARA DA GÜVENİLMEYECEĞİNİ BİLİYORUZ'

Basın açıklamasının tamamı şu şekilde:

"Biz bugün buraya, Manisa’daki fabrikasında yerel kaynaklara göre 7, patronun kendi ifadesine göre 2 işçinin Covid salgını nedeniyle ölümünü protesto etmek için toplandık.

Kamuoyundaki iddialar üzerine Vestel CEO’su vaka oranının %2 olduğunu bunun Türkiye ortalaması ile aynı olduğunu söyledi. Hangi ortalamayı kullanıyorlar bilmiyoruz ama gerçek rakamları da bilmiyoruz, bilemeyeceğiz. Bilemeyeceğiz çünkü Türkiye’nin ihracat şampiyonu, kendi iddialarına göre en temiz fabrikasında 'sendika yok' 16 bin işçinin çalıştığı bir fabrikada ne sendika var ne işçi temsilciliği. Haliyle patrondan başka sözünü duyurabilen yok. Ama biz bu patronlara da bu iktidara da güvenilmeyeceğini biliyoruz.

Tüm dünyada Covid salgını nedeniyle işletmelerin üretime ara verdiği birçok işletmede de alınan koşullardan dolayı üretimin azaldığı bilinmektedir.

Ama bakın Vestel ne yapmış 30 Mart 2020’de tüm dünya gibi Türkiye’de salgın paniği yaşarken Vestel Patronu Ahmet Nazif Zorlu basına açıklama yapmış. Bu sene %30 büyüyeceğiz. Satışlarımız rekor kıracak. Hadi ilk günler aymadı farkına varamadı diyelim, 7 Haziran’da yine açıklama yapmış, %30 büyüme hedeflerimize adım adım yaklaşıyoruz demiş. Yani salgın, ölüm dememiş büyüme demiş.

Nitekim temmuz ayında 605 yeni personel almış. Ne üretim yavaşlatılmış ne vardiya sayısı düşürülmüş. 17 bin işçinin çalıştığı fabrikaya 600 işçi daha sokulmuş.

Zorlu’yu Bursa’daki işçileri de Manisa’daki işçileri de iyi bilir. İstanbul’dan helikopterine atladığı gibi fabrikalarını sık sık gezer. Salgın boyunca helikopteri bir kere Manisa’ya gitmeyen Zorlu, “evde kalırken” işçileri için hedef vermeyi bırakmamış. %30 büyüyün çalışın çalışın daha çok çalışın.

İnsan salgın var der, hedeflerimizi düşürüyoruz, çalışanlarımızın sağlığını tehlikeye atamayız der, vardiya sayısını düşüreceğiz der, bant sayısını düşüreceğiz der. Tüm bunların yerine %30 büyüyeceğiz diye gözünü salgın döneminde bile para bürüyen patrona mı güveneceğiz. Geçiniz.

Yine Vestel iddialara karşılık normalleşme arttığını söylüyor. Halbuki AKP iktidarı zaten işçilere hep normali zorunlu kıldı. Sokağa çıkma yasaklarında işçiler özel izinle çalışmaya gitti. Hatta patronlar tek tek izin zor oluyor diye Organize Sanayi Bölgeleri için toplu çalışma izinleri aldılar.

Salgının en yoğun günlerinde öyle duyumlar aldık ki, normal zamanlarda pazar günü tatil olan fabrikalar bile izinliyiz diye çalıştılar. Normal zamanlarda vardiya sayısı 2 olan bazı fabrikalar, Avrupa’da, Çin’de rakiplerimiz üretime ara vermişken üretebildiğimiz kadar üretip satışları artıralım dediler. İşçinin sağlığı yerine kar hırsı gözlerini bürüdü. İktidar da sermayenin yanında yer aldı. Halka, kamuoyuna “evde kal” diyenler, işçilere dönüp “sen hariç, sen çalış, hatta daha çok çalış” dediler.

Bizler buraya sadece Vestel’i protesto etmek için toplanmadık, Al Vestel’i vur Dardanel’e. Covid vaka sayısı artınca karantina kararı alınan fabrikayı dışarı kapattılar, içlerinde işçiler eve gitmeden 15 gün boyunca çalışmaya devam etti. Çalışma kamplarının yeni tarifi bu fabrikalardır artık.

Biz buraya sadece bu fabrikaları protesto etmeye de gelmedik, günde 11 saat mesai yapan market işçilerini, sokağa çıkma yasaklarında bile çalıştırılan kargo işçilerini, kötü sağlıksız koşullarda şantiyelerde çalışmaya devam inşaat işçilerinin de sesini duyurabilmek için geldik.

Görünen o ki, salgın devam edecek. İşsizlik tehdidiyle, açlıkla terbiye edilmeye çalışılan ya çalış ya aç kal diye tehdit edilen işçi sınıfının hakları için de mücadeleye devam edeceğiz.

Bakın arkamızdaki binalar plazalar işçilerin canlarıyla yükseldi. Şu Zincirlikuyu’ndan başlayın sağlı sollu o devasa yapılarda hep işçilerin kanıyla yükselen binaları göreceksiniz. Yolun sonunda yine Manisa’dan Soma’dan bir tanıdığı bulacağız. Soma Katliamı sorumlusu Maslak Spine Tower’i. Onun altında 301 madenci yatıyor. Bu AVM’nin inşaatında da onlarca inşaat işçisi hayatını kaybetti. Şimdi Manisa’dakiler yatıyor. İşçilerin canıyla yükselen zenginlikleri görün.  

İşçi sınıfın karşısında hırslı patronlar, ses çıkarmayan sarı sendikalar, onlara yol veren iktidar varsa, işçilerin de Partisi olarak bizler varız.

Yeni dönemde artık yaşam kavgasına dönen bu ekmek kavgasında işçi sınıfının partisi olarak görevlerimiz daha çoğalıyor ancak işçi sınıfının ihtiyacı olan cesareti de toplamaya başladığını bu mücadeleye katılmaya başladığını görüyoruz.

Bizler bu mücadeleyi yükseltmeye devam edeceğiz."