TİP'li kadınlar: AKP’nin kadın düşmanı politikalarını kurumsallaştırmasına izin vermeyeceğiz!

TİP'li kadınlar: AKP’nin kadın düşmanı politikalarını kurumsallaştırmasına izin vermeyeceğiz!

TİP'li kadınlar, AKP'nin kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikalarına ilişkin "AKP’nin kadın düşmanı politikalarını kurumsallaştırmasına izin vermeyeceğiz!" başlıklı bir açıklama yayınladı.

İleri Haber

Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi kadınlar, AKP'nin cinsel tacizi ve cinsel saldırıyı meşrulaştıran, çocuk istismarının üstünü örtmeye çalışan kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikalarına karşı bir açıklama yaptı.

TİP'li kadınların "Kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikaları, siyasetçileri ve bürokratları başımızdan defedene kadar canla başla mücadele edeceğiz" dediği açıklamanın tamamı şu şekilde:

AKP'NİN KADIN DÜŞMANI POLİTİKALARINI KURUMSALLAŞTIRMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ!

AKP tarafından kadın ve LGBTİ+ bireylerin en temel yurttaşlık haklarını hedef alan politikaların giderek bizzat devlet katında kurumsallaştığına tanık oluyoruz. Kadın düşmanı yasalar ve uygulamalarla; cinsiyetçi, faşist bürokrat ve yöneticileri ile AKP’nin kadın ve LGBTİ+ düşmanlığının giderek kurumsallaşması endişe vericidir. Müftülük yasası, istismar affı girişimi, Diyanet Başkanlığı’nın açıklamaları, hamile 115 çocuğun bizzat yetkililer tarafından saklanması, günler önce bir kadına yönelik cinsel saldırıyı savunan bir emniyet müdürü ve son olarak Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) başkanının açıklamaları…  

YÖK, 2015 yılında bir genelge ile üniversitelere gönderilen ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Tutum Belgesi’nin geri çekileceğini duyurdu. YÖK Başkanı Yekta Saraç “Toplumsal cinsiyet eşitliği kavramının toplumsal değerlerimiz ve kabullerimizle mütenasip olmadığı ve toplumca kabul görmediği”ni ve “üstün aile değerlerinin öne çıkarılacağını” söyledi.

Türkiye, içinde “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” kavramının defalarca geçtiği İstanbul Sözleşmesi’nin altında imzası olan bir ülkedir ve devlet politikaları bugün imzacı olunan bu sözleşmesinin de gerisine çekilmektedir. Eşitlik gibi en temel insan hakkını ‘mütenasip bulmayan’, toplumsal yaşamı dinsel referanslarla yeniden düzenlemeye çalışan, kadınları toplumsal düzeyde değersiz ve aile kurumu içinde görünmez, LGBTİ+ bireyleri ise yok etmeye çalışan bu zihniyet durdurulmalıdır. 

‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ kadınların ve LGBTİ+ bireylerin toplumsal yaşama katılması için hayati önem taşımaktadır. Eşitlik ve özgürlük yaşamsaldır. Kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikaların bedelini ödeyen bizleriz ve eşitlik mücadelemizden bir geri adım bile atmayacağız. 

Söz veriyoruz; bu kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikaları, siyasetçileri ve bürokratları başımızdan defedene kadar canla başla mücadele edeceğiz. 

Yaşasın eşitlik ve özgürlük mücadelemiz!