TİP'e katıldığını duyuran REDD solisti Doğan Duru Cumhuriyet'in sorularını yanıtladı: 'Herkes bu zamanlarda siyaset yapmalı'

TİP'e katıldığını duyuran REDD solisti Doğan Duru Cumhuriyet'in sorularını yanıtladı: 'Herkes bu zamanlarda siyaset yapmalı'

TİP'e üye olduğunu açıklayan REDD solisti Doğan Duru, Cumhuriyet'in sorularını yanıtladı. Duru, sanatın siyasetle ilişkisiyle ilgili açıklamalarda bulunurken, "Neden TİP?" sorusunu da yanıtladı.

TİP'e üye olduğunu açıklayan REDD solisti Doğan Duru, Cumhuriyet'in sorularını yanıtladı. Duru, sanatın siyasetle ilişkisiyle ilgili açıklamalarda bulunurken, "Neden TİP?" sorusunu da yanıtladı. 

Türkiye İşçi Partisi'ne (TİP) katıldığını açıklayan REDD grubunun solisti Doğan Duru, Cumhuriyet'ten Emrah Kolukısa’ya parti üyeliğine ve Türkiye siyasetine ilişkin açıklamalarda bulundu. 

Kolukısa'nın sorularını yanıtlayan Doğan Duru, “İnsanların kendilerini ifade etmekten şu veya bu nedenle çekinmeyecekleri günleri görmeyi istiyorum. Bu da iktidar seçimi kaybettiğinde olacak” dedi.

Doğun Duru TİP'e neden katıldığı sorusuna ise şu cevabı verdi:

"Muhalif yanım yaşadığım sürece olacak. Sanat ve iktidarı yan yana göremiyorum. 'Sanatçı dünyaya ayna tutar.' Bugün geldiğimiz noktada toplumsal muhalefetin güçlenmesi, örgütlenmesi ve kendini ifade edecek yeni bir dil geliştirip bu uyku halinden insanları çıkartması şart. Öncelikli konu AKP'nin ilk seçimlerde gitmesidir. Bu iktidarı yenmek için her zaman olduğu gibi örgütlü bir muhalefete ihtiyaç vardır evet ama daha güçlü ve daha da çok yönlü olmasının gerekliliği artmıştır. Bütün bu yazdığım nedenlerden ötürü kendimi 'bugünkü halinde' fikren daha yakın bulduğum, her zaman cesur ve kararlı muhalefeti artıran TİP'e üye olmaya karar verdim."

'SANATÇI DOĞASI GEREĞİ POLİTİKTİR'

Emrah Kolukısa'nın "Bir sanatçı olarak politize bir bireye dönüşmeniz tepki çekecek mi ya da bununla ilgili tepkiler nasıl oldu?" sorusuna da yanıt veren Doğan Duru, sanatçıların doğası gereği politik olduklarını belirtti.

Duru şunları kaydetti:

"Sanatçı zaten doğası gereği politiktir. Peki neden siyaset sanat ilişkisinde sanatçıyı zararlı çıkarma derdinde insanlar? Ben siyaset yapacağım dediğinizde etrafınızda 'sakın' diye sesler yükseliyorsa ortada bir tuhaflık yok mudur? Bu tuhaflığın nedeni çok önemli ve üstüne çok fazla konuşulması gereken bir konu."

Emrah Kolukısa'nın Doğan Duru ile söyleşisinden öne çıkanlar şu şekilde:

Herkes sizin kadar açık ya da cesur değil. Oysa artık konuşmanın zamanı gelmedi mi? Genco Erkal örneğin o da sizin gibi sözünü sakınmıyor ama ona bedel ödetmeye çalışan bir iktidar var karşısında...

Ahmet Kaya'ya çatal fırlatanların sürekli yanladığı iktidar 'şarkıcılığı' karşısında muhalif sanatçı rolünün giderek apolitik sanatçıya dönüşmesi istendiği açıktır. Emeğin, üretimin değerinden çok kopyanın, suretçiliğin daha fazla alkışlandığı bu dönemde yaşadığı korkunç travmalarla kendini ifade etmekten ayrı tutan, konfor alanı yaratma çabasında olan, susan, o veya bu şekilde iktidarla ilişki kuran kimse benim için sanatçı değildir. Yapay bir sempati duygusuyla şekillenen ortamda 'ciddi konular beni sıkıyor, geriyor insanları' söylemlerinin ve türlü soytarılıkların sanat dünyası tarafından alkışlanması, hele ki müzisyenlerin pandemi koşulları yüzünden hayatlarına son verme yolunu seçtiği bir dünyada müzik emekçileri adına olumlu adımlar atılmazken korkunçtur.

Bunun bitmesi için konuşan sanatçı sayısının artması gerektiği ortadadır. Dizilerde oynayan güzel arkadaşlarımız Genco Erkal'ın davasının peşinde gitseler, ses çıkarsalar, destek olsalar kimse terörist falan ilan edilmez, edilemez. Bu sessiz sanat camiası yüzünden sesi çıkanların yaftalandığı bu dönemin sorumluluk ortaklarından biri de maalesef bu arkadaşların konfor tercihleridir. Bu koşullarda sessiz kalan da şaklabanlık peşinde koşan da onlarla türkü söyleyen de benim gözümde aynıdır. Toplumsal belleğimizi silmek isteyen, unutturma gayretinde olanlara teslim olmaktır bu.

'ÜYELİK KENDİ KARARIM'

Bu üyelik kararını yukarıda anlattığım çerçeveden bakınca insanlara cesaret vermesi, sanatçılara örnek olabilmesini düşleyerek verdim. Aktif bir görev beklentisi içinde değilim, vatandaşlık hakkımı kullanıp partiye üye olma kararını kendi kendime aldım. Zamanlama olarak ne güzeldir ki Ahmet Şık'ın da partiye katılımına denk gelmiştir. 

'KONFORLU MUHALEFET'

Benim bildirdiğim birçok konuda sessiz olmayı tercih edenler ve savunanlar var, doğrudur. 'Konforlu muhalefet' pratiği diyorum ben buna. Bunu hakkıyla yapan bazı arkadaşlarım var. Ne kadar gol yedilerse de toplum onları affediyor bir şekilde. Dedim ya konforlu bir şekilde yapıyorlar bu işi. Sektörümüzde sermayenin gücü büyüktür ve sermaye de iktidar sempatisiyle hareket eder.

'DEĞİŞTİRMEK İÇİN FAZLASINI YAPMAK ŞART'

Benim bildiğim ve yaşama sarılmamı sağlayan en önemli şey üretmek. Daha çok üretmeye ve kendimi sanatsal olarak ifade etmeye fazlasıyla devam edeceğim şüphesiz. Bir partiye üye olduğum için REDD zarar görebilir bu konuda üzgünüm ama zaten bunu yıllardır yaşıyoruz ve değiştirmek için fazlasını yapmamız gerekiyor. Herkes konuşursa, konuşanların susturulmaya çalışıldığı bu iktidar yanlısı sektörcük belki değişir. Herkes siyasete girsin gibi bir cümle kurmuyorum ama herkes bu zamanlarda siyaset yapmalı diyorum.