TİP Milletvekili Barış Atay: İlkelerimiz doğrultusunda savaşa hayır demeye devam edeceğiz

TİP Milletvekili Barış Atay: İlkelerimiz doğrultusunda savaşa hayır demeye devam edeceğiz

TİP Milletvekili Barış Atay, Suriye harekatına ve muhalefetin tavrına ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, ''İlkelerimiz doğrultusunda savaşa hayır demeye ve bunu en yüksek sesle söylemeye devam edeceğiz'' dedi.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Barış Atay, Artv TV canlı yayınında Suriye'ye yönelik askeri harekatı ve muhalefetin tavrını değerlendirdi. TİP ve HDP dışında Meclis'teki tüm partilerin tezkereye 'evet' dediğini hatırlatan Atay, ''CHP'nin sürekli konumlanmaya çalıştığı merkezin soluyla sağı arası bir nokta var ve bir türlü aşamıyor. Devletçi refleksleri tezkereye evet demesini normalleştiriyor.'' ifadelerini kullandı. 

Harekatın iktidar tarafından 'barış pınarı' olarak isimlendirilmesini de değerlendiren Atay, ''Faşizm yaptığı her saldıyı meşrulaştırırken insanların kulağına güzel gelecek isimleri tercih eder. Bu 'barış pınarı' isminin de buradan geldiğini düşünüyorum. İnsanlara gerçekten barış götürmek için gittiklerini göstermek ve meşrulaştırmak zorundalar. Fakat her şeyi geçtim, Türkiye'den ya da Suriye'den birçok insanın ölme riskini taşıdığı bir şey nasıl barış olarak adlandırılabilir?'' şeklinde konuştu.

''Tam olarak izlediğimiz, bir ülkenin çöküşü'' diyen Atay, ''Ne yazık ki bir hükümetin diyemiyorum çünkü aldığı kararlarla bir ülke çöküyor esasen. Durum bu ama biz sonuna kadar ilkelerimiz dorultusunda savaşa hayır demeye ve bunu en yüksek sesle söylemeye devam edeceğiz bundan da vazgeçmeyeceğiz'' vurgusunda bulundu.

'DEVLETÇİ REFLEKSLERİ CHP'NİN 'EVET' DEMESİNİ NORMALLEŞTİRİYOR'

Barış Atay'ın açıklamaları şu şekilde:

''HDP ve TİP dışında bütün partiler tezkereye evet dedi. AKP, CHP ve İYİ Parti'nin evet demesi şaşırtıcı değil. CHP'nin sürekli konumlanmaya çalıştığı merkezin soluyla sağı
arası bir nokta var ve bir türlü aşamıyor. Devletçi refleksleri tezkereye evet demesini normalleştiriyor. Kaçıncı savaş tezkeresi bu, bir türlü o çemberden çıkamıyor. Enteresan olan da bir yandan birçok farklı ideolojiden insan ya da kurumun yaptığı açıklamalar. Bir gün bakıyorsunuz Yılmaz Özdil Erdoğan'ı övüyor, ertesi gün bir bakıyorsunuz 'yok bu savaş ABD'ye yarar' diyor. Herkes birbirini övüyor. Çok garip, irrassyonel bir ortamdayız. Ben siyasi bir öngörüyü de geçtim, insani açıdan değerlendirmeye çalışıyorum. Şu an yaşanan şeyi aklım almıyor.''

'BİRÇOK İNSANIN ÖLÜM RİSKİ TAŞIDIĞI BİR ŞEY NASIL BARIŞ OLARAK ADLANDIRILABİLİR?'

Harekatı iktidar 'barış pınarı' olarak nitelendirdi, siz bu isimlendirme hakkında ne düşünüyorsunuz?'' sorusuna yanıtlayan Atay, şunları söyledi:

''Bir öncekinde zeytin dalı diye adlandırmıştı Afrin harekatını. Sonuç itibariyle faşizm yaptığı her saldıyı meşrulaştırırken insanlaın kulağına güzel gelecek isimleri tercih eder. Bu 'barış pınarı' isminin de buradan geldiğini düşünüyorum. İnsanlara gerçekten barış götürmek için gittiklerini göstermek ve meşrulaştırmak zorundalar. Fakat her şeyi geçtim, Türkiye'den ya da Suriye'den birçok insanın ölme riskini taşıdığı bir şey nasıl barış olarak adlandırılabilir? Bugün 10 Ekim Katliamı'nın yıldönümü. Orada gerçekten barış isteyen insanlar IŞİD tarafından katledilmişti. Yıllar sonra yıldönümünde geldiğimiz nokta; avucumuzun içine binlerce IŞİD militanını verecekleri ve bize ait olmayan bir ülkede bir yaşam alanını tehdit ettiğimiz bir gün yaşıyoruz. Tam da barış isteğiyle katledilen insanların öldüğü günün yıldönümünde. Bu gerçekten absürtten öte bir durum açıkçası.''

'AKP SAVAŞ KARTINI OYNUYOR'

Sözlerinin devamında AKP'nin güç kaybettiğini ve savaş kartını oynadığı belirten Atay, şöyle devam etti:

''Bu savaşın sebebini de şöyle okumak lazım. Bugün Erdoğan'ın açıklamaları da var, 'Millet İttifakı'nın parçalanması bizim için çok önemli' diye. Büyük ihtimalle yüksek sesle dile getirilmese bile bir seçim gündemine sokulmaya çalışılan ülkede; AKP'nin zayıfladığı ve çokça oy kaybettiği bir durumda milliyetçi tabanı konsolide etmek için yapabileceği belki de tek şeydi ve şu an savaş kartını oynuyor.''

'SESİMİZİ DAHA GÜÇLÜ ÇIKARMAMIZ LAZIM'

Suriye'deki harekata ilişkin sanatçı ve aydınların tavrını da değerlendiren Barış Atay, şunları söyledi:

''İktidar yandaşlığı söz konusu olduğunda birçok sanat icracısının hükümetin yanında dizileceği ya da şu ana kadar dizildiği malum. Yine aynı isimleri yan yana görürsek sürpriz olmaz ama biraz önce kendisinin tamamen hükümet yanlısı olmadığını bildiğim bir icracı arkadaşın tweetini okudum. 'Askerlerimiz mutlulukla dönsün' diye yazmış. Ben sadece şu akıl tutulmasını anlamıyorum. Bir insanın oraya gidip birini öldürme, birini yaralama ya da yaralanma ihtimalinin olduğu bir savaşa girmesi nasıl mutluluk uyandırabilir? Böyle bir şey nasıl talep edilebilir? Bir sanatçı bunu nasıl söyler? Bence burada mesele hükümetin kendini koruma altına almak ya da sağlamlaştırmak için açtığı bir savaştan öte Türkiye'de kendini aydın diye tanımlayan bazı insanların yaşadığı sosyolojik, psikolojik buhran. Benim önemsediğim bu. Öte yandan zaten savaşa karşı olduğunu bildiğimiz onlarca, yüzlerce arkadaşımız; popüler ya da değil, bu savaşa karşı olduklarını bir şekilde dile getirmeye çalışıyorlar ama sanırım sesimizi daha güçlü çıkarmamızın bir yolunu bulmamız lazım.''

SOSYAL MEDYA GÖZALTILARI

Sosyal medyadaki savaş karşıtı söylemler üzerine başlatılan gözaltı operasyonlarına da değinen Atay, ''İki taraflı bu. Bir taraftan ses çıkarma ihtimali olan herhangi birine gözdağı vermek, konuşanları eğer becerebiliyorsa susturmak; öte yandan da savaşa bir meşru kimlik kazandırmak ve buna karşı çıkanları kriminalize ederek vatan haini ilan ederek yaftalama çabası. Hakan'ın bugün gözaltına alınması da bu kapsamda değerlendirilebilir. Çünkü, bir savaşın ya da hükümetin aldığı bir kararın ne kadar gayrimeşru olduğu yazıldığı sürece insanların fikirsel olarak bir yere varma şansı olduğunu düşünebiliyoruz. Hükümet bunu engellemek için ne yapacaktır, insanları kriminalize edecektir. Bugün tam olarak bunu görüyoruz zaten. İçerde kayyum protestolarıyla polis saldırısı, dışarda askeri operasyonlarla başka bir ülkenin topraklarında bir savaş hazırlığı. Bir zamanlar aynı şeyi Suriye savaşının başlangıç noktasında, Esad hükümetine karşı yapıyordu. Şimdi Amerika'nın Rusya'nın masa başında birbirleriye itişerek almaya çalıtığı pozisyonlara destek olmak adına bir kara harekatı gücü olarak orada kendimizi var etmeye çalışıyoruz. Sürekli bir ikilem, sürekli ne istediğini bilememe durumu. 8 yıllık bu dış politikanın çökmesinden kaynaklı bizim de çöküşümüz.'' ifadelerini kullandı. 

'TAM OLARAK İZLEDİĞİMİZ BİR ÜLKENİN ÇÖKÜŞÜ'

''Tam olarak izlediğimiz o, bir ülkenin çöküşü esasen.'' diyen Atay, ''Ne yazık ki bir hükümetin diyemiyorum çünkü aldığı kararlarla bir ülke çöküyor esasen. Durum bu ama biz sonuna kadar ilkelerimiz dorultusunda savaşa hayır demeye ve bunu en yüksek sesle söylemeye devam edeceğiz bundan da vazgeçmeyeceğiz.'' diyerek sözlerini noktaladı.