TİP Genel Başkanı Erkan Baş'tan emekçi düşmanı yasayı geçiren AKP'ye: 'Bu bir ihanet yasasıdır!'

TİP Genel Başkanı Erkan Baş'tan emekçi düşmanı yasayı geçiren AKP'ye: 'Bu bir ihanet yasasıdır!'

AKP'nin jet hızıyla Genel Kurul'a getirdiği emekçi düşmanı yasa teklifinin görüşmelerinin İç Tüzük'e aykırı olduğunu söyleyen TİP Genel Başkanı Erkan Baş, ''Bu bir ihanet yasasıdır. Meclis'i kapatıp geldiğimizde işçiler ölmüş olacak'' dedi.

İleri Haber

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, ''ihanet yasası'' olarak nitelendirdiği AKP iktidarının patronları kurtaracak torba yasa teklifinin Meclis Genel Kurulu'ndaki görüşmelerinde AKP’lilere dönerek ‘’Halkın aç olduğunu biliyor musunuz, İŞKUR kuyruklarını hiç görüyor musunuz?’’ diye sordu.

Yeni Koronavirüs Salgının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun Teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmesinin ardından iktidar tarafından jet hızıyla Genel Kurul'a getirildi. Görüşmelerde TİP Genel Başkanı Erkan Baş da söz aldı. Sabaha karşı konuşma yapan Baş, teklifi getiren AKP'lilere seslenerek ''Saat dörde doğru geliyor, bir iki saat sonra güneş doğacak. O zaman şu soruyu sormamız lazım: Nereye kaçıyorsunuz arkadaşlar, ne kaçırıyorsunuz? Yani gecenin bu saatinde ne görüşüyoruz?'' dedi.

'KONUŞAMAZSINIZ ÇÜNKÜ ÇOĞUNUZ KANUNU GÖRMEDİNİZ'

''Geçen hafta 'infaz indirimi' dediğiniz, adaletsiz af yasasını yedi gün tartıştık, dördünü televizyonların kapalı olduğu saatlerde tartıştırdınız. Şimdi yine halktan kaçırıyorsunuz'' diyen Erkan Baş, ''Bence normal çünkü burada bir kanun çıkacağı zaman o kanun üzerine araştırırız, düşünürüz, tartışırız. Siz pek yapmıyorsunuz ama yurttaşlara sorarız, şu konuda vatandaş ne diyor mesela, işçi sendikaları ne diyor diye. Bunları konuşmadık, konuşamazsınız çünkü çoğunuz kanunu görmediniz ki…'' dedi.

Saat 00.00'da milletvekillerine gündemin gönderildiğini ve konuşulan maddenin gündemde olmadığını vurgulayan Baş, konuşmasına şöyle devam etti:

‘BU KANUN TEKLİFİ GÜNDEMDE YOKTU ÇÜNÜ BU GÖRÜŞME İÇ TÜZÜK’E AYKIRI’

''Bu kanun teklifi gündemde yoktu, yoktu çünkü bu görüşme tümüyle usulsüzdür. İç Tüzük'e apaçık aykırıdır. İç Tüzük madde 24 ‘Komisyon en az iki gün önce toplantıya çağırılır’ diyor, çağrıldı mı, çağrılmadı. İç Tüzük madde 36 ‘Başkanlık komisyona havale edildikten sonra görüşmeler en az 48 saat sonra yapılır’ diyor. Böyle bir şey oldu mu, olmadı.

14 Nisan'da Başkanlığa verdiniz, 15 Nisan'da Komisyona gitti, 15 Nisan'da buraya geldi, böyle bir şey görülmemiş... İç Tüzük madde 42 diyor ki ‘Komisyon raporu bastırılıp milletvekillerine dağıtılır’ Saat 20.59'da mail gelmiş, 20.59'da buraya gündeme gelmiş. Hiçbiriniz almadınız, basılmış bir hâli hiçbirimizin eline gelmedi. Bunların tümü açıkça İç Tüzük ihlalidir, usulsüzdür.''

‘BU BİR İHANET YASASIDIR’

''Peki, bu İç Tüzük niye böyle yazmış? Demiş ki milletvekili kanunu alsın, okusun, incelesin, tartışsın, düşünsün, ondan sonra kararını versin. Ama siz ne yapıyorsunuz? Böyle bir şeye ihtiyacınız yok, geleni onaylıyorsunuz, başka türlü bir çalışmayı maalesef bilmiyorsunuz. Bu, bir ihanet yasasıdır!

Dün, nasıl adalet duygusuna vicdana ihanet eden bir yasa çıkarttıysanız bugün de işçiye ihanet yasası yapıyorsunuz. Bakın, bu oturum başlayınca AKP adına burada bir konuşma yapıldı. ‘Bütün iş adamlarını selamlıyorum, selam olsun, helal olsun’ diye iş adamlarına bağırdınız. Onlar da size bağırıyor. Bütün patronlar diyor ki 'Helal olsun size, selam olsun size' diyorlar.

Hani burada gelip böyle poz veriyorsunuz ya yasa çıktıktan sonra, bence bu akşam çağırın TÜSİAD da gelsin, MÜSİAD da gelsin, TOBB da gelsin, hepsiyle birlikte burada fotoğraf verin, bu kanuna bu yakışır.''

‘HALKIN AÇ OLDUĞUNU BİLİYOR MUSUNUZ?’

''Halkın aç olduğunu biliyor musunuz, İŞKUR kuyruklarını hiç görüyor musunuz? Bugün yayınlanan bir araştırma diyor ki her 4 kişiden 1'inin ailesinde işten çıkarılan var. Birisi ücretsiz izne çıkartılmış, birisinin maaşı düşürülmüş. Peki biz bu jet hızıyla olan maddede ne yapıyoruz?

Hükûmet patronlara diyor ki ‘Eğer sen işçiyi ücretsiz izne çıkarmak istiyorsan işçi sana sorun mu çıkarıyor -çünkü işçinin hakkı var, ücretsiz izne çıkmayabilir- al sana yasa, tepe tepe kullan’. ‘İlla çıkartacağım’ mı diyorsun? Verirsin cezasını, çıkartırsın işçiyi. Şimdi, işte böyle bir yasayı tartışıyoruz.

Bir de ne demişsiniz? ‘25'inci maddenin (1)'inci fıkrasının (2)'nci bendi bunun dışında.’ Ne anlama geliyor, hiç düşündünüz mü? Türkiye'de işten çıkarılan her 100 işçinin 90'ı bu maddeden işten çıkarılıyor.''

‘NE YAPARSANIZ YAPIN HER ŞEY PATRONLAR İÇİN’

''Sonra bir de tatava yapıyorsunuz, ‘İşten çıkarmak yasaklanıyor’. Aynı Takvim gazetesi gibisiniz, her gün ‘emekliye müjde’, ‘emekliye zam’, ‘emekliye müjde’, ‘emekliye zam’... Ama ne yaparsanız yapın, her şey patronlar için.

Şimdi, bakın, değerli arkadaşlar, biraz önce Veli Ağbaba geldi, burada size bir şey anlatmaya çalıştı. Simit, çay hesabı... Ama, tabii, siz kendinizin liderinden başka kimseyi dinlemediğiniz için ben size Recep Tayyip Erdoğan muhalefetteyken nasıl hesap yapıyorsa öyle hesap yapacağım, rakamları biraz güncelleyeceğim.

'Kaç para veriyor bu iktidar size? 1.170 lira.

Bu kardeşinizin bir hesabı var.

Şu anda 1 bardak çay kaç para? 2 lira.

Simit kaç para? 2 lira.

3 çocuklu, 5 kişilik bir aile...

Bakın, çay ve simit dışında başka hiçbir şey yemeyeceksin, sadece çay, sadece simit. 5 kere 4 ne yapar?

20 günde 3 öğün ne yapar? 60.

Ayda otuz gün ne yapar? 1.800.

Ne veriyor bu iktidar? 1.170 lira.

Değerli kardeşlerim, bu zalim yönetim, bu aziz halkımıza 1 bardak çay ile 1 simidi bile layık görmüyor. Bunların peşinden nasıl gideceksin? Evinin kirasını kim ödeyecek? Elektrik parasını kim ödeyecek? Su parasını kim ödeyecek? Soruyor size Recep Tayyip Erdoğan.'

İşte ekonomik durum bu ve bunu siz yarattınız arkadaşlar. Mesele böyle olunca Tüzük, kural, hukuk ne varsa hepsini çiğniyorsunuz, gecenin bu saatinde de Meclis’i kapatıp kaçıyorsunuz. Halk bizi görmesin, halk bizi duymasın istiyorsunuz.''

‘MECLİS’İ KAPATIP GELDİĞİMİZDE İŞÇİLER ÖLMÜŞ OLACAK’

''Benim bu konuşmamdan sonra, hızlıca oylamaları yapacağız ve bu Meclis kapanacak, belki 23 Nisan'da görüşeceğiz belki görüşemeyeceğiz. 40-45 gün burada yokuz.

Biz gidiyoruz, 40-45 gün sonra geliyoruz. 40-45 gün sonra geldiğinizde yüzlerce maden işçisi ölmüş olacak. 40-45 gün sonra geldiğinizde yeraltında tekstil atölyelerinde üretim yapmak zorunda kalan tekstil işçileri ölmüş olacak. Kargo işçileri, PTT işçileri, inşaat işçileri her gün ölecekler. ‘’Biz, bu insanların hayatını kurtaracak yasalar yapmadan nereye gidiyoruz?" diye soruyorum.''

‘BİZİ VİRÜS DEĞİL, SİZİN DÜZENİNİZ ÖLDÜRECEK’

''O yüzden sözlerimi şöyle tamamlayacağım, bir tır şoförü çıktı ya, Malik... Malik yoldaşımız, ne dedi? ‘Bizi virüs değil, sizin düzeniniz öldürecek.’

Biz de yaşamak ve yaşatmak için direneceğiz, direneceğiz ve bu bozuk düzeni yıkacağız.''