TİP Genel Başkanı Erkan Baş'tan çarpıcı konuşma: Saray Kabinesi, emekçilere karşı kurulmuş bir Savaş Kabinesidir!

TİP Genel Başkanı Erkan Baş'tan çarpıcı konuşma: Saray Kabinesi, emekçilere karşı kurulmuş bir Savaş Kabinesidir!

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Meclis'te düzenlediği haftalık basın toplantısında Türkiye gündemine ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.

İleri Haber

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, TBMM'de düzenlediği haftalık basın toplantısında konuştu. Meclis'in tatil edilmesinin ardından ilk kez basın toplantısı düzenleyen Baş, konuşmasına basın emekçilerini ve yurttaşları selamlayarak başlarken "Bir kez daha haftalık değerlendirme toplantısında birlikteyiz, halkın gerçek dertlerini, ülkemizin sorunlarını ve bu sorunlara ilişkin çözüm önerilerimizi yurttaşlarımızla paylaşmak istiyoruz" dedi.

Basın toplantısının devamında Soma ve Ermenek’teki maden işçilerinin hakları için Ankara’ya yapmak istedikleri yürüyüşe polis ve jandarmanın saldırmasına ilişkin konuşan TİP Genel Başkanı, “Sayısız iş yerinde haksızlıklara baskılara karşı direnen tüm işçi arkadaşlarımızın yaşadıkları sıkıntıların kaynağı tüm varlığıyla sermayeye hizmete adanmış olan Saray Rejimidir” ifadelerini kullandı.

‘İŞÇİLERİN SIKINTILARININ KAYNAĞI SARAY REJİMİDİR’

Erkan Baş şunları söyledi:

“Haklı bir mücadelenin sesini Ankara’ya duyurmak için yola çıkan madenci kardeşlerimizin hukuksuzca engellenmesi, ablukaya alınması, Ermenek’te gaz bombası ve plastik mermilerle saldırılmasını protesto ediyoruz.

İktidar, işçilerin üzerine kolluk güçlerini yönlendirip patronların tarafında olduğunu teyit ederken biz de kayıtsız şartsız işçi kardeşlerimizin yanında olduğumuzu söylemeyi görev biliyoruz.

İşçi kardeşlerimize karşı uygulanan bu zulüm politikalarının emrini veren ve uygulayanlar hesap vereceklerini bilsinler.

İşçi kardeşlerimizin her birisi hakkı olanı alana kadar sürdürecekleri bu mücadelenin yanında olacağız. Ankara’ya geldiklerinde başımızın üstünde yerleri var, eğer iktidar bu inadını devam ettirirse ve onların yürüyüşünü engellerse de biz mümkün olduğunca fazla sayıda milletvekili arkadaşımızla birlikte işçi kardeşlerimizin yanına gitmek üzere hazırlıklara başlamış durumdayız.

Sayısız iş yerinde haksızlıklara baskılara karşı direnen tüm işçi arkadaşlarımızın yaşadıkları sıkıntıların kaynağı tüm varlığıyla sermayeye hizmete adanmış olan Saray Rejimidir.”

‘SESİMİZE KULAK VERMEYENLERE HAKKIMIZI HELAL ETMİYORUZ’

Erkan Baş basın toplantısında Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde faaliyet gösteren Grup Tekstil Fabrikası’nın kapatılmasının ardından kıdem tazminatları ödenmeden işten çıkarılan 150 işçinin 16 gündür direnişte olduklarını hatırlatırken, işiler tarafından gönderilen mektubu okudu.

İşçilerin mektubunda dikkat çeken kısımlar şu şekilde:

“BİZLER 10 AYDIR ÜCRETİMİZİ, SOSYAL HAKLARIMIZI VE TAZMİNATIMIZI ALAMADAN, EVİMİZİN ZORUNLU GİDERLERİNİ VE ÇOCUKLARIMIZIN OKUL MAASRAFLARINI KARŞILAYAMADAN YAŞAMAYA MAHKUM EDİLDİK.

SAYIN MİLLETVEKİLLERİ, BİZ VE BİZİM DURUMUMUZDAKİ TÜM İŞÇİLER ASİLLERİZ. SİZLER VEKİLSİNİZ. SİYASİ GÖRÜŞÜ NE OLURSA OLSUN TÜM MİLLETVEKİLLERİNİN HAKSIZLIĞIN KARŞISINDA DURMASI VE ALIN TERİMİZİN KARŞILIĞINI VERMESİ İÇİN ADEM GENÇ'TEN HESAP SORMASINI İSTİYORUZ. BULUNDUĞUNUZ KONUM VE YETKİLERİNİZİN BUNU SAĞLAMAYA YETECEĞİ İNANCI İLE SESİMİZE VE MAĞDURİYETİMİZE KULAK VERMEYENLERE HAKKIMIZI HELAL ETMEDİĞİMİZİ BİLMENİZİ İSTERİZ.”

 ‘BAKAN OLMANIN ŞARTI SARAYA BAKMAK’

Türkiye’de kabinenin ‘ilgili sektörlerden patronlar’dan oluştuğunun altını çizen Baş, “Türkiye’de bakan olmanın şartı sadece Saraya bakmak” derken, “Saray kabinesinin sadece şu son birkaç ayda yaptıkları bile ‘patronlar kabinesinin emekçilere karşı oluşturulan bir savaş kabinesi’ olduğunu söyleyen TİP’i bir kez daha haklı çıkarmıştır. Artık kendileri itiraf etti; Türkiye’de bakanların sloganı da şu: ‘Bakmıyoruz!’ Halkın sorunlarına bakmıyorlar. Sorumlu oldukları alanların gerçek sorunlarına bakmıyorlar” dedi.

‘TÜRKİYE EĞİTİM HİZMETİNİ DAHİ VEREMEYEN BİR ÜLKE KONUMUNDA’

Konuşmasının devamında Türkiye’yi etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgını koşulları altına başlatılan eğitimde öğretmen ve öğrencilerin yaşadıkları sorunlara da değinen Erkan Baş, “Türkiye artık eşit olmayan, bilimsel olmayan eğitim hizmetini dahi çocuklarına veremeyen bir ülke konumunda” dedi.

Baş, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un öğretmenlerin maaşlarını yük olarak nitelemesine ilişkin ise “Tabii, kendisi bir patron olan, çocuklarımızın eğitim ihtiyacını kâra devşirmeyi hayatının merkezine koymuş bir patron, tabii ki emekçilerin maaşlarından rahatsız. Patron patronluğunu yapacak elbette...” şeklinde konuştu.

TİP Genel Başkanı şunları söyledi:

“Eğitim sendikalarının verilerine göre, Türkiye'de 1 buçuk milyon öğrenci, internet erişimleri veya gerekli cihazları olmadığı için eğitim hakkına erişemiyor.

 Uzaktan eğitim için kurulan EBA sistemi çöküyor.

Türkiye artık eşit olmayan, bilimsel olmayan eğitim hizmetini dahi çocuklarına veremeyen bir ülke konumunda. 

Anadolu'daki öğretmen arkadaşlarımızla konuşuyoruz. Çocukların sorunlarına nasıl çare olabiliriz diye dertleşiyoruz. Sınıfındaki öğrencilerin yüzde 30'u derse gelemeyen eğitim emekçisi arkadaşımız, ‘Hangi birine çare olabiliriz ki’ diyor...  Köy okullarında, taşrada çocukların yüzde 70'inin derse giremediğini, eğitim alamadığını anlatıyor.

 Ama Eğitim Bakanı o işlere bakmıyor. 

 EBA çökünce, ‘katılım yoğun olduğu için memnunum’ diyor... 

‘PATRON PATRONLUĞUNU YAPIYOR…’

Eğitim Bakanı'nın derdi ise eğitim emekçilerinin maaşları.

Tabii, kendisi bir patron olan, çocuklarımızın eğitim ihtiyacını kâra devşirmeyi hayatının merkezine koymuş bir patron, tabii ki emekçilerin maaşlarından rahatsız. 

Patron patronluğunu yapacak elbette... Biz emekçilerin hakkına bakıyoruz.

Çocuklarımızın eğitim hakkına erişmeleri için, tüm emekçiler için artık bir insan hakkı olarak değerlendirilmesi gereken internetin herkes için ücretsiz hale getirilmesi gerekiyor.

TİP üyeleri, bütün örgütlerimiz, eğitim alamayan çocuklarımızı tespit edecek, onların hakkı için mücadele edecek.”

‘SAĞLIK BAKANI VAKALARA BAKMIYOR’

Konuşmasında Türkiye’de salgına karşı yürütülen mücadelenin yetersizliğine de değinen Erkan Baş “Sağlıkta da halkın dertlerine, sağlık emekçilerinin sorunlarına bakmayan bir bakanla karşı karşıyayız” dedi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın özel hastaneler sahibi olduğunu hatırlatan TİP Genel Başkanı “Yine halkın sağlık hizmetine duyduğu ihtiyacı istismar ederek, bu alanda özel kuruluş açıp para kazanarak hayatını kazanan Sağlık Bakanı da vakalara bakmıyor. Ne vakaları sayıyor ne hayatını kaybeden yurttaşlarımızla ilgili gerçekleri konuşuyor.

Bakmıyor, dinlemiyor!” ifadelerini kullandı.

‘EMEKÇİLERİN DERDİNİ EMEKÇİLERİN İKTİDARI ÇÖZER’

Sağlık emekçilerinin COVID-19’un meslek hastalığı sayılması talebinin de yerine getirilmediğini belirten Baş şunları kaydetti:

“COVID-19'un meslek hastalığı sayılmasını talep eden, uzun saatler çalışmalarının karşılığını isteyen sağlık emekçilerine bakmıyor, onları dinlemiyor. 

Tüm sağlık emekçilerine, hastalara, eğitim emekçilerine ve velilere sesleniyorum; patronlar sizin sorunlarınıza bakmıyor, bakmayacak. Sizleri dinlemiyorlar, dinlemeyecekler.

Siz biz hepimiz, emekçiyiz. Emekçinin derdini emekçiler anlar. Emekçinin derdini emekçilerin iktidarı çözer.

Eğitim, sağlık, turizm bakanları ilgili sektörlerin patronları halka ve bu alanlarda çalışan emekçilere bakmıyorlar.

Hazine ve Maliye Bakanı damat babasının Saray’ında oyun bahçesinde eğleniyor.

İçişleri Bakanı… Belli ki parti içi gerilimler nedeniyle sadece kendi derdine bakabiliyor. Paralel bir yapılanmayla kendi denetimini daha doğrusu kendi geleceğini garanti altına almaya çalışıyor. Tarikatların savunuculuğuna, muhalif insanların susturulmasına odaklanmış, memleketin sokaklarının güvenliğinden sorumlu olmasına rağmen sokakların güvenli olmamasını insanları tehdit etmek için kullanan bir kişi…”

‘HDP İLE DAYANIŞMA İÇİNDE OLACAĞIZ’

Konuşmasının devamında HDP’ye karşı gerçekleştirilen operasyonlara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erkan Baş, “Sessiz kalmak ortak olmaktır. HDP ile dayanışma içinde olacağız” dedi.

AKP’nin Türkiye halklarını birbirine düşman etmeye çalıştığını ifade eden Baş şunları söyledi:

“AKP, Batı’yı Doğu’ya, kadını erkeğe, yaşlıyı gence düşman etmek için elinden gelen yapıyor.

HDP’ye dönük operasyon bu düşmanlaştırma politikasının bir devamıdır.

Sessiz kalmak ortak olmaktır. HDP ile dayanışma içinde olacağız….

Biz birleştireceğiz

Van'da helikopterden atılan köylüler. Bunu haberleştiren gazeteciler tutuklandı. Bunları görüp hala vakayı adliyeden sayan insanlar var. Beyaz renoların yerini skorsky helikopterler almış. Bu köylülerin ailelerine geçmiş olsun dilekleri sunulmalı bence.

Dış İşleri dünyanın neresinde bir yangın çıksa elde benzin o yangını büyütmeye koşuyor.”

‘ÜLKEMİZİN KAPASİTESİ AKP’NİN POLİTİKALARI YÜZÜNDEN HEBA EDİLİYOR’

AKP’nin sadece Türkiye’de değil, dış politikadaki siyasetinin de savaş, silah satışı ve çatışma üzerinden bina ettiğini kaydeden TİP Genel Başkanı, “Türkiye komşularının iç işlerine karıştıkça, Suriye'de, Libya'da, Kafkaslarda ve en son Kıbrıs'ta çözümsüzlükleri, gerilimleri tırmandırıyor” dedi.

Gerilim siyasetinin bölgeyi çatışma hattına sürüklediğini ifade eden Erkan Baş şunları söyledi:

“Hükümet ülkemizi sadece içeride kutuplaştırmıyor. Dış politikada da hükümet, siyasetini gerilim, savaş, silah satışı ve çatışma üzerine bina ediyor. 

Türkiye, bölgenin nüfus, ekonomi, askeri güç ve siyasal etki bakımından en önemli, en büyük ülkesidir. Türkiye'nin ne yaptığı ne söylediği tüm bölge açısından önem taşır. Ancak bu ağırlığı hükümetin taşıyabildiğini söylemek zor. Ülkemizin kapasitesi bu hükümetin sorumsuz politikaları yüzünden heba ediliyor.

Türkiye komşularının iç işlerine karıştıkça, Suriye'de, Libya'da, Kafkaslarda ve en son Kıbrıs'ta çözümsüzlükleri, gerilimleri tırmandırıyor. 

Türkiye İşçi Partisi, iç siyasette olduğu gibi dış politikada da Türkiye ve bölge halklarının eşitlik ve iş birliği temelinde barış içinde bir arada yaşamasının kavgasını veriyor. Gerilim ve savaş Türkiye halklarına olduğu kadar başta komşularımız olmak üzere bölge halklarına da sadece yıkım ve yoksulluk getiriyor.

Biz Türkiyeliler, Suriyeliler, Libyalılar, Yunanlılar, Azeriler, Ermeniler, Kıbrıslılar olarak kendi aramızda kavga ettikçe, gerildikçe silah tüccarları ve emperyalist merkezler keyif çatıyor. 

Buna bir son verilmelidir.

‘KIBRIS, KIBRISLILARINDIR’

Tek bir adamın iktidar koltuğunu bağladığı gerilim siyaseti sadece ülkemizi değil bölgeyi de çatışma hattına doğru sürüklüyor. Biz, Türkiye İşçi Partisi olarak komşularımızla ilişkilerimizin iktidar hesaplarına, silah sanayi ve emperyalist yayılmacı şirket bilançolarına bağlanmasına müsaade etmeyeceğiz. Bize göre dış siyaset Ermeni, Azeri, Libya, Kıbrıs ya da başka ülkelerin egemenleri arasındaki iktidar ve güç politikaları olarak yürütülemez. Halklar arasında, doğrudan sendikalar, gazeteciler, parlamentolar, gençler ve kadınların dahil edileceği çok boyutlu bir diyalogla çözülmeyecek tek bir sorun olmadığına inanıyoruz. 

Yeter ki halkın iradesine konulan engeller kaldırılsın. Halklar barış, iş birliği ve refah istiyor.

Türkiye İşçi Partisi bu çizginin ısrarlı takipçisi olacaktır.

AKP/Saray Rejimi Kıbrıslı Türklerin sandıktaki iradesine saygı duymak ve her türlü müdahaleye son vermek zorundadır. 

Kıbrıs Türklerinin iradesi yok sayılarak, AKP/Saray rejiminin doğrudan bir adaya işaret etmesi söz konusu olamaz. Kıbrıs Türkiye’nin bir iç politika başlığı değildir. 

Kıbrıs Kıbrıslılarındır ve ada üzerinde hiçbir devlet hiçbir partinin ya da oluşumun müdahalesi kabul edilemez. 

 Kıbrıs Türk Halkı seçimini yapmış ve Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalmıştır. Bir hafta sonra seçim sonuçlanacaktır bu saatten sonra Kıbrıs Türk Halkının iradesini sandığa yansıtabileceği bir süreç işlemelidir ve herkes bu sürecin gereğini yapmalıdır.