TİP Genel Başkanı Erkan Baş'tan 'aşı patenti' açıklaması: 'Bizi ölümden kurtaracak bir aşıya paramız olmadığı için ulaşamıyoruz'

TİP Genel Başkanı Erkan Baş'tan 'aşı patenti' açıklaması: 'Bizi ölümden kurtaracak bir aşıya paramız olmadığı için ulaşamıyoruz'

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Halk TV ekranlarında katıldığı bir programda yoksul ülkelerin koronavirüs salgınına karşı geliştirilen aşılara patent nedeniyle ulaşamadığını belirtirken, "Dünyada zengin ülkelerde her dört kişinden biri aşı olmuş. Yoksul ülkelerde ise bu sayı 500'de bire düşmüş" dedi.

İleri Haber

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, Ayşenur Arslan'ın Halk TV ekranlarında yayınlanan "Medya Mahallesi" programına konuk oldu.

Programda Türkiye gündemine ilişkin açıklamalarda bulunan Baş, aşılama çalışmalarına ilişkin de konuştu.

Tüm dünyanın yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınıyla mücadele ettiği bir dönemde yoksul ülkelerin patent nedeniyle aşıya ulaşamadığının altını çizen TİP Genel Başkanı, "Patent hakkı diye tarif ettikleri sınırlama nedeniyle bizi ölümden kurtaracak bir aşıya paramız olmadığı için ulaşamıyoruz. Dünyada zengin ülkelerde her dört kişinden biri aşı olmuş. Yoksul ülkelerde ise bu sayı 500'de bire düşmüş" diye konuştu.

Programda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın "Aşı tedariki önümüzdeki iki ay için güçleşiyor ancak sonrasında aşı bolluğu yaşanması bekleniyor" açıklamalarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Erkan Baş, "Dünyaya böyle bir pandemi geldi ama bizim şansızlığımız şu; biz buna bir de AKP iktidarında yakalandık" dedi.

'İKTİDAR BİZİ DÜŞÜNMÜYOR'

Baş şunları söyledi:

"Düne kadar ben bu karşılaştığımız örnekleri gördükçe hep beceriksizlik diyordum. Beceriksizlik bir hata ama peki bu iktidar beceriksiz bir iktidar mı? Değil... 20 yıldır koltukta oturmayı, bütün yandaşları zengin etmeyi beceriyorlar. Bunları başarabilen bir iktidar, halkın ihtiyaçları söz konusu olduğunda niye başaramıyor? Çünkü bizi düşünmüyorlar."

'SALGININ BEDELİNİ İŞÇİLER ÖDÜYOR'

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kabine Toplantısı sonrası açıkladığı tam kapanmaya karşı Türkiye'de nüfusun yüzde 83'ünün çalışmaya devam ettiğini belirten Baş, "İçişleri Bakanlığı'nın genelgesine baktım 43 tane muaf sektör sayıyor. Çalışmayan sadece 4 milyonluk dar bir alan" dedi.

Baş şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye dünyada pandemide destek konusunda son iki ülkeden bir tanesi. Milli gelirin sadece yüzde biri destek olarak ayrılmış durumda. Daha ilginç bir şey var; bakanlığın rakamlarına baktığımızda '60 milyar lira parayı yurttaşlarımızla paylaştık' diyorlar. Peki bu para nereden gelmiş? Bu 60 milyarın 51,5 milyarı işsizlik fonundan gelmiş. Zaten işçilerden kestiği parayı işçilere dağıtıyor ve bunu koruma kalkanı diye anlatıyor. Vatandaşlardan topladığı parayı vatandaşa dağıtıyor ve 'biz dağıttık 'diyor.

Tam kapanma tabii ki gerekiyor ama iki şey söyleyeceğim; madem tam kapanma mümkündü 1,5 yıl önce neden yapmadınız? Tam kapanmayı sağlık gibi, yiyecek gibi kritik sektörlerdeki insanları gerekli önlemleri alarak çalıştırırsınız onun dışında hayatı durdurarak yaparsınız. Virüsün bütün yükünü işçilere döktüler, virüsün bütün bedelini memleketin çalışanları ödüyor.

'150 BİN AŞIYI LİBYA'YA GÖNDERDİLER'

Bizim ülkemiz neden aşı üretemiyor? 20 yıldır bu ülkeyi yönetiyorsunuz bir tane bile aşı üretemiyorsunuz. Biz iki hafta önce 150 bin tane aşıyı Libya'ya göndermedik mi? Akıl alır bir şey değil. Dünyaya şov yapacak diye aşıyı başka ülkelere gönderiyor. Ben bütün dünyadaki insanların ücretsiz, yaygın bir biçimde aşılanmasını savunuyorum Ama şov yapmaya gerek yok."

'HESAP YARINA KALIR AMA YANINA KALMAZ'

Erkan Baş öte yandan 'patron bakanlar' ve yolsuzluk yaptığı ortaya çıkmasının ardından görevden alınan Ruhsar Pekcan hakkında suç duyurusunda bulunmalarına ilişkin de konuşurken şunları söyledi:

"Sağlık Bakanı'nın hastane zincirleri olan bir patron olduğunu biliyoruz değil mi? Para kazanmak için yaptığı işin başına geldi. Turizm Bakanı oteller zinciri var onun başında. Milli Eğitim Bakanı'nın özel okullar zinciri var onun başında. Şimdi anlıyoruz ki Ticaret Bakanlığı'nın başına da gümrük kaçakçısını getirmişler.

Akıl alır gibi değil. Kadınla ilgili bütün bürokratlarınıza yazı gönderiyorsunuz. Sonra getirip Ticaret Bakanı yapıyorsunuz.

Eğer bir yargılama süreci olacaksa biz salı günü Ruhsar hanım hakkında suç duyurusunda bulunduk. Görevi kötüye kullanma, kendine çıkar elde etme, kamu ihalesinde fesat...

Bu hukuk maalesef Saray'ın hukuk işleri dairesi gibi çalışıyor bunu biz de biliyoruz. Ama burada bizim bir işlem başlatmamızın anlamı şudur; hakime savcıya 'sen de sorumlusun' diyoruz. 

Şimdi bu durum bilinmesine rağmen bunu bu göreve getirenler hakkında suç duyurusunda bulunmak lazım. Bu durum bilinmesine rağmen talimatları hayata geçiren bütün kamu görevlileri suçlu. Bu kadın bakan ama bürokratları var, ihaleyi veren herhalde kendisi değil. Bütün mekanizmanın hesap vermesi lazım. Hesaplar gecikebilir, yarına kalır ama yanına kalmaz."