TİP Genel Başkanı Erkan Baş, işçilerin sözünü Meclis'te AKP'lilerin yüzüne haykırdı: 'Geçinemiyoruz'

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, işçilerin sözünü Meclis'te AKP'lilerin yüzüne haykırdı: 'Geçinemiyoruz'

Genel Kurul'da konuşan TİP Genel Başkanı Baş, "Bırakalım işçiler, konuşsun, işçiler anlatsın” diyerek, metal işçilerinin sorunlarını anlattığı bildiriyi okudu.

İleri Haber

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Meclis’teki bütçe görüşmelerinde, metal işçilerinin sorunlarını dile getirdiği “Geçinemiyoruz” başlıklı bildiriyi okudu. Baş, bildirinin sonundaki “Gün birbirimize sahip çıkma günü. Ancak birlikte olursak başarırız” ifadeleriyle ilgili “Mutlaka başaracaklarına inanıyorum, sonuna kadar yanlarında olacağımızı söylüyorum” dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki (TBMM) bütçe görüşmeleri sona yaklaşırken, Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’yle ilgili bugün Genel Kurul’da söz alan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, Komisyon hariç Genel Kurul’da kendi hesabına göre 150 saat tartışıldığını söylerken, “Ancak sonunda ne oldu? Tayyip Erdoğan ne dediyse o oldu” ifadelerini kullandı.

Genel Kurul’daki tartışmalara değinen Baş, AKP’li vekilleri kastederek, “Biz diyoruz ki; bu memleketteki işçiler, emekçiler, yoksullar, sömürülüyor. Hatta sayenizde sürünüyor” dedi. Sözlerine devam eden Baş, “Siz de diyorsunuz ki; yok öyle bir şey. O zaman bırakalım işçiler, konuşsun, işçiler anlatsın” diyerek, DİSK Birleşik Metal-İş Sendikası (BMİS) üyesi işçiler tarafından ülkenin dört bir yanında dağıtılan “Geçinemiyoruz” başlıklı bildiriyi okudu.

TİP Genel Başkanı’nın okuduğu bildiri şöyle:

İnsanca Yaşayacak Bir Ücret İSTİYORUZ!

İşçiler, Emekçiler, Kardeşler,

Bizler de sizler gibi ücretiyle geçinen, başka da geliri olmayan metal işçileriyiz. Bu ülkenin tüm işçileri, memurları, emeklileri gibi bizler de, yaşamak için çalışmak zorundayız.

Biz işçiyiz, emekçiyiz. Bazılarımız da işsiz, sabah akşam iş arıyor. Milyonlarcayız ve kimimiz asgari ücretle, kimimiz onun da altında bir ücretle, kimimiz de asgari ücretin biraz üzerinde bir gelirle ay sonunu getirmeye çalışıyoruz.

Hiç birimizin ücreti, açıklanan yoksulluk sınırına bile yaklaşmıyor. Bizler yoksulluk sınırının altında bir ücretle çalışıyor ve ay sonunu borçla getirmek durumunda kalıyoruz.

İşçiler, Emekçiler, Kardeşler,

Biz metal işçisiyiz. Kimimiz döküm fabrikalarında binlerce derece sıcakta, kimimiz otomotiv fabrikalarında, beyaz eşya fabrikalarında önümüzden koşarcasına akan bantlarda çalışıyoruz. Yaptığımız iş zor ve ağır. Bu nedenle, çalışırken bazı arkadaşlarımız yaralanıyor, bazı arkadaşlarımızı iş cinayetlerinde yitiriyoruz. Bazılarımız başta bel fıtığı olmak üzere meslek hastalığı ile boğuşuyor.

Bu ağır çalışma koşullarına rağmen, geçinmek için, ekmek parası için düşük ücretlerle çalışıyoruz. Aldığımız çıplak ücretler asgari ücretin ancak biraz üzerinde.

Metal işçileri şimdi toplu sözleşme yapma sürecinde. Yaklaşık 130 bin metal işçisinin ücretleri ve çalışma koşuları bu sözleşme ile belirlenecek. Bizler, insanca yaşayacak bir ücret ve çalışma ortamı için mücadele ediyoruz. Bu mücadeledeki kazanımımız, tüm işçilerin emekçilerin kazanımı olacaktır.

Sürekli Yoksullaşıyoruz

Bir ay aldığımız bir ürünü ertesi ay aynı fiyata alamıyoruz. Her gün bir ürün ve hizmete zam geliyor. Ücretlerimiz giderek eriyor. Paramız pul olmuş durumda. Bir değeri yok. Market market gezip ucuzu aramaktan, semt pazarlarının sonunu beklemekten, köyden kente yiyecek gelir diye yol gözlemekten bıktık. Her gün daha fazla yoksullaşıyor ve geçinemiyoruz. Temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığımız çocuklarımızın yüzüne bakmakta zorlanıyor, utanıyoruz. Ancak, gerçekte utanması gerekenlerin bizi bu duruma düşürenler olduğunu da biliyoruz.

Resmi Enflasyona İnanan Kimse Kalmadı

İşverenler 6 aylık dönem için yüzde 6 zam öneriyor. Bu zam metal işçisi ile alay etmek demektir. Metal İşçileri açlık ve sefalet ücretlerini asla kabul etmeyeceklerdir. Bu teklif metal işçileriyle alay etmek demektir.

Patronlar ve devlet bize gelince yıllık enflasyon yüzde 10 civarında diyor. Ancak sıra devletin kendi alacaklarını gelince “Yeniden değerleme oranı”nı yüzde 22,58 oranında artırıyor. Motorlu taşıtlar vergisi başta olmak üzere bazı vergiler ile harç ve cezalar yüzde 22,54 oranında artırıldı.

Madem yıllık enflasyon yüzde 10 civarında, devlet neden kendi alacaklarını yüzde 23 artırıyor. Aslında, TUİK tarafından açıklanan resmi enflasyona devlet de inanmıyor, onun için vergi ve harçlar resmi enflasyonun iki katı arttırılıyor. Açıklanan enflasyon rakamlarına inanan bir kişi kaldı mı acaba?

Patronlar Kârlarına Kâr Katmaya Devam Ediyor

İşçiler, emekçiler yoksullaşırken, patronlar kâr etmeye devam ediyor. Borsada olan şirketlerin bilançolarına bakıyoruz ve kriz yılı dedikleri 2018 yılında zarar eden metal şirketi göremiyoruz.

Diyorlar ki, “kârımız azalıyor, siz de düşük ücret zammına razı olun”. Biz de diyoruz ki, karlarınıza kar kattığınızda hanginiz ek zam yaptın. Biz işçiler boş mu oturuyoruz, sabah akşam çalışıyoruz. Fazlasını değil işçinin emeğinin, alınterinin karşılığını istiyoruz.

Metal İşçileri, Emekçi Kardeşlerimiz

Belki farklı fabrikalarda çalışıyoruz ama yaşadığımız sorunlar ve taleplerimiz aynı. İstediğimiz çok şey de değil. Sadece geçinebilecek bir ücret istiyoruz. Bunun için tüm metal işçilerinin, tüm emekçilerin birlikte olmasına, birlikte mücadele etmeye ihtiyacımız var. Bize geçinebilecek ücreti vermek istemeyenlere karşı sesimizi birlikte yükseltmeliyiz.

Geleceğimiz bizim elimizde.

Gün mücadele günü, gün dayanışma günü.

Gün birbirimize sahip çıkma günü.

Ancak birlikte olursak başarırız.

Baş, konuşmasını, “İşçi kardeşlerimiz, bizim partimizin kurucusu Kemal Türkler’in sendikasının üyeleri. Mutlaka başaracaklarına inanıyorum, sonuna kadar yanlarında olacağımızı söylüyorum” sözleriyle noktaladı.