TİP Genel Başkanı Erkan Baş: Bekle bizi İstanbul, haramilerin saltanatını yıkacağız!
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Meclis'te basın açıklaması düzenledi. Erkan Baş, basın toplantısında YSK'nın verdiği iptal kararına dair açıklamalarda bulundu.
İleri Haber
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) basın açıklaması düzenledi.
Baş'ın konuşmasında Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) verdiği İstanbul seçimlerinin iptal ve yenilenmesi kararına değindi.
Erkan Baş'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
Değerli arkadaşlar, öncelikle siz basın emekçilerini, alın teriyle yaşayanları ve özellikle AKP-YSK işbirliğiyle icra edilen bir sandık darbesiyle iradesi gasp edilmeye çalışılan İstanbul halkını saygıyla sevgiyle yürekten selamlıyoruz.
Dün iktidar ve onun güdümünde olan Yüksek Seçim Kurulu tarafından Türkiye Cumhuriyet tarihinin en adaletsiz, hukuk dışı, faşizan kararına imza atıldı.
Türkiyeli emekçiler adına şunu açıklıkla söylemek istiyoruz:Ülkemizin içine düşürüldüğü bu durum nedeniyle çok üzgünüz ancak bilinsin ki öfkemiz üzüntümüzden çok daha büyük.
Hukuka, adalete, vicdana ihanet edilmiştir.
Saray varsa hukuk biter, tek adam varsa adalet biter, faşizm varsa vicdan tükenir.Yargı organları diktatörün katibi haline dönüşür.
'YSK KARARI PAÇAVRADAN İBARETTİR'
YSK'nın dün AKP'li bir temsilci tarafından açıklanan iptal kararı, bir paçavradan ibarettir.
Yazdıranı, yazanı ve okuyanı tarihin çöplüğüne gidecek olan bir paçavra halkımızın kaderini tayin edemez, edemeyecektir.
Aynı zarfa atılan dört oydan yalnız birinin reddedilmesi, hukuk kitapları tarafından açıklanamaz.
Onay verilen seçim görevlilerinin seçim sonuçlarının ardından kabul edilmemesi hukuk çerçevesine sığmaz.
Adaylığına izin verilen seçilmiş kişinin, bir Saray kararnamesinde adı geçtiği için görevden alınması hukukla izah edilemez.
Demek ki YSK'nın verdiği kararlar siyasidir, siyasi olmanın da ötesinde faşizmin fermanları derekesindedir, seviyesizdir.
'YARGI KARARLARI İKBAL DÜŞKÜNÜ BİR DİKTATÖR ADINA VERİLMEKTEDİR'
Yargı kararlarının tepesindeki "Türk Milleti adına" ibaresi kalkmıştır. Kararlar kişisel ikbal düşkünü bir diktatör adına verilmektedir. Bu utanç, 82 milyona, bu ülkenin onuruyla, namusuyla, alın teriyle geçinen insanlarına mal edilemez.
Dün YSK tarafından alınan kararın anlamı açıktır; halkın çıkarlarını korumak zorunda olan kurumlar,kişilere, Saray’a, cemaatlere, tarikatlara, vakıflara, derneklere ve bunların hepsinin bağlı olduğu tek adama biat ettiklerini, yalnızca ona hizmet ettiklerini ilan etmiştir.
AKP ve Saray, seçim öncesinde sayısız kuralsızlığa, ihlale, hile ve yolsuzluğa başvurmuştur.
Devletin tüm olanakları AKP’nin seçimi kazanması için seferber edilmiş, AKP dışındaki tüm tercihlerin gayr-ı meşru ilan edilmiştir. İnsanların baskı ve gerektiğinde şiddetle teslim alınmaya çalışıldığı bir seçim süreci yaşanmıştır.
Milyon dolarlar yatırarak, tüm basını kontrol altına alarak, ülkenin vergileriyle kurulan Anadolu Ajansı’nı payanda yaparak galibiyet aradılar. Tehditle, cinayetle, yalanla, düşmanlıkla kazanamadıkları seçimi sandık darbesiyle gasp etmeye çalışmaktadırlar.
Tüm usulsüz, hukuksuz ve vicdansız uğraşlarına rağmen, belki de imkansız gibi görülen gerçek oldu.Halkımız el birliği, güç birliği, akıl ve yürek birliği ile AKP’ye ağır bir yenilgi yaşatmıştır.
AKP kaybetmiştir.
Kaybettiler. İtiraz ettiler. Tekrar saydılar. Tekrar itiraz ettiler, mazbataları vermediler olmadı. Şimdi YSK tarafından atanan, denetlenen sandık görevlilerini suçlayarak İstanbul seçimini iptal edip kayyum atadılar.
Sandık kurullarının oluşumunda şaibe varmış…
Oysa aynı sandık görevlileri, aynı seçim sistemi ile 24 Haziran seçimlerinde Cumhurbaşkanı seçildi. Saray’ın çıkarlarına hizmet edince seçim meşru sayıldı. Fakat gel gör ki, Saray kaybedince seçim şaibeli, sandık görevlileri 'FETO’cu oldu.
Açık söyleyelim, eğer şaibe aranıyorsa asıl olarak, mühürsüz oyların geçerli sayıldığı… atı alanın Üsküdar’ı geçtiği16 Nisan referandumunda, 24 Haziran seçimlerine bakılmalıdır.
'ŞAİBE ARANIYORSA ERDOĞAN'A BAKILMALIDIR'
Şaibe aranıyorsa, Tayyip Erdoğan’ın resmi Cumhurbaşkanı sıfatı kazandığı sürece bakılmalıdır.
Sevgili arkadaşlar,iktidar sahipleri ve ona biat eden kurumlar ihanet içinde olabilir, kendi yalanlarıyla gece gündüz yatıp kalkabilir.Ancak halkımızın bu yalanlara kanmadığının, adaletsizliğe onay vermediğinin en büyük kanıtı 31 Mart seçimlerinde AKP’ye attığı tokattır.
Şimdi hiç kimse çıkıp bize bu iptalin hukuki bir karar olduğunu anlatmaya kalkmasın.Bu düpedüz siyasi bir komplodur ve sorumlusu AKP’dir, Saray’dır.
'BUNUN HESABINI VERECEKLER'
AKP suç klasörlerine, halkın iradesini gasp etmeyi, yeni ve bu kez çok ağır bir hırsızlık dosyasını eklemiştir.
Bunun hesabını mutlaka verecektir.
'GÜN DİRENME GÜNÜDÜR'
Halk iradesine tuzak kurdular. Halk iradesine darbe yaptılar. Darbeler halk düşmanıdır, emekçi düşmanıdır. Ve darbelere en net cevabı iradesine sahip çıkan halk ve emekçiler verir.
Gün direnme günüdür...
Türkiye'nin 150 yıllık demokrasi tarihi, kanla, gözyaşıyla, emekle kurulmuş tüm değerleri ayaklar altına alınmak istenmektedir.
Emeğe saldırı, kadına saldırı, özgürlüklere saldırı, gençlere saldırı, gazetecilere saldırı, yerlerde sürüklenen annelerezulüm ve nihayet sandığa, halkın iradesine saldırı... Bunlar bir bütünün parçalarıdır. Bunlar AKP’nin Türkiye’yi karanlığa sürüklediği sürecin adımlarıdır.
YSK'nin İstanbul seçimlerini iptal ve büyükşehir belediyesine kayyum atama kararının, seçilmiş KHK'li belediye başkanlarına mazbata vermeme kararından hiçbir farkı yoktur.
'FAŞİZME DİRENECEĞİZ'
Saldırı aynıdır, faşizm tektir.Faşizme direnilir. Direneceğiz.
Batı'daki direniş Doğu'ya, Doğu'daki direniş Batı'ya güç verecek.
Türk emekçilerinin direnişi ile Kürt yoksullarının birlikte direnişi direnişimizi zafere taşıyacaktır.
Bu bütünlüğü bozucu her tür girişim niyeti ne olursa olsun iktidarın ekmeğine yağ sürmektedir.
Türkiye’de bütün halkların bugün bir düşmanı vardır, o da AKP-Saray iktidarıdır.
'TİP DEVRİMCİ BİR PARTİDİR'
Değerli arkadaşlar, TİP devrimci bir partidir.
Bu ülkenin devrimcileri olarak Tayyip Erdoğan’ın bu pervazsız girişimlere cüret etmesinin bir nedeninin de “düzen içi muhalefet” olarak adlandırdığımız muhalefet partilerinin sürecin ihtiyaç duyduğu cesareti gösterememesi olduğunu da düşünüyoruz.
Sadece bu gün değil bugüne kadar pek çok kritik kavşakta halkın direnme eğilimini güçlendirmek yerine “yeni düzene meşruiyet katan hatalı tutumlar almalarının payı olduğunu söyleyebiliriz.
Ancak siyaset somut durumun somut tahlilini gerektirir ve biz bugün ülkemizi büyük bir karanlığa sürükleyen iktidar karşısında olabilecek en ileri noktada durmayı bu tartışmadan çok daha önemli buluyoruz.
Biz şimdi şunu biliyor ve umut olarak büyütüyoruz; yenildiler, yok olana, yıkılana, hak ettikleri cezayı bulana kadar tekrar tekrar yenilecekler. Ve en büyük yenilgilerini Türkiye halklarının direnişiyle yaşayacaklar.
Türkiye İşçi Partisi olarak AKP’ye karşı yıllardır kesintisiz mücadele eden bu ülkenin tüm ilerici, yurtsever insanlarına sesleniyoruz.
Bu seçim, iki aday arasında bir tercih yapma meselesi değildir. Bu seçim, halk iradesini gasp etmek isteyenlerle halk arasındaki mücadelenin yeni bir evresidir.
'BU MÜCADELENİN TARAFIYIZ'
Bu mücadelenin tarafıyız.
İlericiler, devrimciler, sosyalistler, emekçiler olarak ve onlar adına, adalet için, Saray'dan kurtulduğumuz güzel günler için tarihi bir yan yana gelme çağrısında bulunuyoruz.
Gün bilinç günüdür...
Emeğiyle, onuruyla, alın teriyle geçinen tüm yurttaşlarımıza sesleniyoruz.
Faşistler ve gizli açık işbirlikçileri güçlerini halkı bölmekten alır.
YSK'nın AKP'li temsilcisinin açıkladığı fermanın hemen ardından, Saray Rejimi'nin uyguladığı zulmün en büyük mağdurlarından olan HDP'li kardeşlerimize ve Kürt halkına dönük bir kara propaganda başladı.
Bunu yapan kim varsa bilelim ki, faşizmin dostudur.
Halkı bölmeye dönük çabalar belli ki, binbir safsatayla devam edecek. Ülkeyi Ortadoğu'da kirli savaşlara sokanlar Saray'ın savaşını memleketin savaşı gibi sunmaya kalkışacak. Memleketin, halkın, özgürlüğümüzün, ekmeğimizin bir sorunu varsa o da Saray'ın kendisidir.
Siyaseti saraylarda ve yalnız meclis koltuklarında yapılan bir iş sayanların memleketin geleceğinde yeri yoktur.
Hırsızlığa karşı susan bir halk, ülkesinin kaderini eline alamaz.
'FAŞİZME KARŞI ÖRGÜTLENECEĞİZ'
Faşizm varsa bölünmeyeceğiz.
Faşizme karşı sesimiz gür çıkacak.
Faşizme karşı örgütleneceğiz.
Faşizmi yeneceğiz.
Biz CHP’li değiliz, CHP’ye egemen olan zihniyete pek çok başlıkta ciddi eleştirilerimiz var ancak bugün süren tartışma bir AKP-CHP tartışması değildir.
İnanıyoruz ki, CHP üyesi, CHP’ye oy vermiş yurttaşlarımız bir kez daha her türlü yalanı, düşmanlaştırma çabasını, halkların birlikte, kardeşçe yaşamasına yönelik saldırıları elinizin tersiyle itin ve AKP’ye hak ettiği dersi verecektir.
Türkiye İşçi Partisi olarak, tüm ilerici güçlerle birlikte halkın iradesinin gasp edilmemesi için yükseltilecek mücadelede üzerimize düşeni yapmaya hazırız.
Çağrımız ülkemizin tüm ilerici güçlerine, devrimcilerine, sosyalistlerine ve yurtsever emekçi halkımızadır.
Toplumumuzun tüm bireyleri; kadın, erkek, genç, yaşlı, Türk, Kürt, Alevi, Sünni, yazar, akademisyen, gazeteci, sanatçı hep birlikte demokrasiye, halk iradesine, adalete, eşitlik anlayışına sahip çıkarak bu dersi vereceğiz.
Gelin hep birlikte bu karanlığa artık kesin olarak son verelim.
'HARAMİLERİN SALTANATINI YIKACAĞIZ'
Bekle bizi İstanbul diyoruz.
Haramilerin saltanatını yıkacağız!
Halk biziz, memleket bizimdir.
Son sözü halk söyleyecek, son sözü direnenler, mücadele edenler söyleyecek.
Eğer halkın iradesini gasp eden faşistler varsa, bu ülkenin devrimcileri var.
Sen faşistsen, biz devrimciyiz.
Sen hırsızsan, biz onurluyuz.
Karanlığı dağıtır, ışığa doğru yürürüz.
Işığın önünde Saray varsa, onu da yıkmayı biliriz.