Tez-Koop-İş üyesi sağlık emekçilerinden ayrımcı ek ödeme düzenlemesine karşı Çapa'da eylem

Tez-Koop-İş üyesi sağlık emekçilerinden ayrımcı ek ödeme düzenlemesine karşı Çapa'da eylem

Tez-Koop İş Sendikası üyesi sağlık emekçileri, Sağlık Bakanlığı'nın ayrımcı ek ödeme düzenlemesini protesto etmek için Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi önünde bir araya geldi.

İleri Haber

İstanbul'da Türk-İş'e bağlı Tez-Koop İş Sendikası 5 No'lu Şube üyesi sağlık emekçileri, sağlık çalışanları arasında ayrımcılığa neden olan ek ödeme düzenlemesini protesto etmek amacıyla İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi önünde acil servisi önünde bir araya geldi.

Kamu kurum ve kuruluşlarında taşeronlar tarafından çalıştırılırken 2018 yılında kadroya geçirilen on binlerce sağlık çalışanının işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmelerinden yararlandırılmaları gerekmesine rağmen yararlandırılmadığının ifade edildiği açıklamada, sağlık çalışanlarının Yüksek Hakem Kurulunca reva görülen her 6 ayda bir %4'lük zamlarla mağdur edildikleri ve şimdi de sağlık çalışanlarına ödenmekte olan ek ödemeden yararlandırılmayarak bir kez daha mağdur edildikleri vurgulandı.

Sendika adına Şube Başkanı Selahattin Karakurt tarafından yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:

''2020 yılının ilk aylarından itibaren Covid-19 salgını tüm dünyayı ve ülkemizi etkiliyor.

Milyonlarca insan, Covid-19 virüsünden korunmak için büyük bir mücadele yürütüyor. Bu nedenle sınırlı sosyal yaşam sürdürüyor, günlerce karantina koşullarında kalıyor.

Salgının yavaşlatılması ve kontrol altına alınması sürecinde tüm sağlık çalışanları yaşamlarını ortaya koyarak ön saflarda mücadele sürdürüyor. Bunun yanında sosyal hizmet, market, yerel yönetim, ulaşım, lojistik, güvenlik ile farklı sektörlerde bulunan büyük sanayi fabrikaları ile kamu hizmetlerinde görevli milyonlarca insan, toplumu ve ekonomiyi ayakta tutmak üzere her türlü tehlikeye karşı fedakarca çalışıyor.

Sağlık Bakanlığı’nın açıklamalarına göre Türkiye’nin 1 milyon 61 bin 635 kişiden oluşan büyük bir sağlık kadrosu var. Sağlık çalışanlarının 165 bini doktor, 204 bini hemşire, 690 bini ise 54 farklı meslek grubundan; hastabakıcı, laborant, teknisyen, tıbbi sekreter, temizlik ve güvenlik görevlisi, bilgi işlemci, idari personel ve diğer çalışanlardır.

Yaklaşık üç aydır yoğun biçimde sürdürülen Covid-19 ile mücadele sürecinde Covid-19’dan yaşamlarını yitiren insan sayısı yoğun bakım ve entübe hasta sayısı 1.077       dir. 121.507 hasta da tedavi gördü ve iyileşti.

Hekimleri, laborantları, hemşireleri, hastabakıcıları, büro çalışanları, güvenlikçileri; yemekhane, genel temizlik ve bakım elemanları, şoförleri, sosyal bakım çalışanları ile sayamadığımız yüzbinlerce insan, bu mücadelenin en ön saflarında günlerce birçoğu evlerine gidemeden; çocuklarını, eşlerini, ana-baba ve yakınlarını göremeden, gece-gündüz demeden çalışıyor.

Bu yoğun çalışmalar sonucu çok sayıda sağlık çalışanı yaşamını yitirirken 8 bine yakın sağlık çalışanı Covid-19’a yakalandı ve bunların hemen tamamı yeniden işlerinin başına dönerek korkmadan ve yılmadan insanların sağlığı için yaşamlarını ortaya koymaya devam ediyor.

'3 AYLIK EK ÖDEME DÜZENLEMESİNDE BÜYÜK AYRIMCILIKLAR YAŞANIYOR'

Tüm bu yoğun çalışmalara ve özverilere rağmen sağlık çalışanlarına yönelik olarak 24 Mart’ta yürürlüğe giren üç aylık ek ödeme düzenlemesinde büyük ayrımcılıklar yaşanıyor.

Sağlık Bakanlığı’nın belgelerine ve verilerine yansıdığı gibi ülkemizde sağlık sisteminin farklı konumlarında görev yapan herkes; niteliği, statüsü, çalıştıkları ortam farklı da olsa sağlık sisteminin bir parçasıdır. Çünkü sağlık sistemi, farklılıklardan oluşan bir bütündür.

Bu gerçek yalnızca ülkemizde değil tüm dünyada ve Dünya Sağlık Örgütü’nün belgelerinde de böyledir.

Bu önemli gerçeğe rağmen üç aylık ek ödemenin yalnızca bir bölüm çalışana yapılması, buna karşılık sistemin ağırlığını oluşturan çalışanlara yapılmaması tam anlamıyla ayrımcılıktır; çalışan yüzbinlerin fedakarlığını küçümsemektir ve değersizleştirmektir.  Oysa sağlık çalışanları aynı ortamın, aynı çalışma sisteminin, aynı risklerin ve aynı tehlikelerin birer parçasıdır.

2017 yılı sonunda 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile taşeronda çalışırken kadroya geçirilen onbinlerce sağlık çalışanı, Anayasal ve yasal hakları olan yürürlükteki toplu iş sözleşmesinden yararandırılmazken, şimdi de sağlık personelinin bir bölümüne yapılan ama kendilerine yapılmayan ek ödeme düzenlemesiyle tam olarak dışlanmaktadır.

'SİZİN BİZİE UZATTIĞINIZ EL HAKLARIMIZI YOK SAYMAYA DEVAM EDERSENİZ KİRLENECEK'

Biz buradan 'Biz bize yeteriz' diyenlere sesleniyoruz:

Evet biz bize gerçekten yetiyoruz.

Ama siz bize yetemiyorsunuz, yetmiyorsunuz.

Çünkü;

Sizin bize uzattığınız el kısa.

Sizin bize uzattığınız el kapalı.

Sizin bize uzattığınız el ayrımcı.

Ve sizin bize uzattığınız el, eğer yüz binlerce sağlık çalışanının haklarını yok saymaya devam ederseniz, çok açık söylüyoruz kirlenecektir.

Çünkü siz, sağlık sistemini yürüten yüz binlerce insanı dışlıyorsunuz.

Çünkü siz, sağlık çalışanları arasında ayrımcılık yapıyorsunuz.

Çünkü siz, sağlık çalışanlarının en doğal haklarını ödemiyorsunuz.

Çünkü siz, sağlık çalışanlarını küçümsüyorsunuz, yaralıyorsunuz.

Burada dile getirdiğimiz tüm isteklerimiz çalışma ve yaşama koşullarımızın dayattığı çok somut ve öncelikli isteklerdir.

TALEPLER

1- Sağlık çalışanları arasında ayrımcılığa neden olan ek ödeme düzenlemesine, sağlık sisteminde yer alan tüm çalışanlar şartsız ve koşulsuz olarak dahil edilmelidir.

2- 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kadroya geçirilen ancak sendikal ve toplu sözleşme hakları uluslararası sözleşmelere, Anayasaya ve yasalara rağmen kısıtlanan ve verilmeyen haklar hemen verilmelidir. Bu statüde bulunan tüm çalışanların hak kayıpları gecikmeden mutlaka karşılanmalıdır.

3- Tüm sağlık çalışanlarına hiçbir ayrım ve farklılık gözetmeden Covid-19 salgını süresince ek ödeme yapılmalıdır.

4- Tüm sağlık çalışanlarına, Covid-19 salgını sürecinde yürüttükleri özverili ve ağır çalışma koşulları dikkate alınarak emekliliklerinde geçerli olmak üzere yıpranma payı verilmelidir.

5- Covid-19 hastalığı tüm çalışanlar için meslek hastalığı olarak tanınmalıdır; bu hastalık nedeniyle geçici ya da sürekli iş göremezliği olanlar iş kazası geçirmiş sayılmalıdır.

Tüm istemlerimiz için mücadelemizi her boyutta inançla ve tutarlılıkla sürdürmeye kararlıyız. Sizlerin bize güç vereceğine inanıyor ve güveniyoruz.''