Tempo Çağrı Merkezi emekçileri: Atılan işçiler geri alınsın

Tempo Çağrı Merkezi emekçileri: Atılan işçiler geri alınsın

Tempo Çağrı Merkezi İşçileri Dayanışması Batman'da Tempo Çağrı Merkezi'nde işten çıkarılan 20 emekçinin işe iade edilmesi ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle basın açıklaması yaptı.

İleri Haber

Tempo Çağrı Merkezi İşçileri Dayanışması Batman'da Tempo Çağrı Merkezi'nde işten çıkarılan 20 emekçinin işe iade edilmesi ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle şirket merkezi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, "Bu ülkenin ne kanunları ne de patronları bize bu ülkenin birer vatandaşıymışız gibi davranıyor. Köle gibi çalışıyoruz" ifadeleri kullanıldı.

500 emekçinin çalıştığı çağrı merkezinde yaşadıkları baskıyı ve kötü muameleyi sosyal medya ve basın yoluyla kamuoyuna duyurduktan sonra işten çıkarmaların durdurulduğunun anlatıldığı açıklamada, "Ama derdimiz sadece bunları durdurmak değil, derdimiz sadece atılan 20 arkadaşımızın işe geri alınması değil, derdimiz insan gibi yaşamayı sağlamak , asgari iş hukukundan kaynaklı haklarımızı elde edebilmek ve insanca muamele görmek" denildi.

'DERDİMİZ İNSANCA YAŞAMAK'

Tempo Çağrı Merkezi İşçileri Dayanışması'nın basın açıklamasının tamamı ise şöyle:

Merhaba emek dostları, basın emekçileri, hoş geldiniz.
Bizler Batman’daki Tempo Çağrı Merkezi'nin baskılarına hakaretlerine ve iftiralarına uğrayıp işten atılmış çalışanlarıyız .

500 kişiyiz. Çoğunluk olarak  genç, yarımız ise kadınlarız.
Dertlerimiz sıkıntılarımız var ki buraya şirket merkezinin önüne geldik.

Aslında açıklamayı kendi mekanımızın önünde yapmak isterdik ama konu Batman olunca ne basın açıklaması yapabiliyorsunuz ne imza toplamak için bir etkinlik yapabiliyorsunuz .

Peki biz buraya neden geldik?
Tempo Çağrı Merkezi, ana ortağı Japon Mitsui grubu olan En büyük müşterileri ise İngiliz Vodafone, diğeri Katarlı BeinSports yani Digitürk şirketi .

Onca ülkeler arasında kaldık ama kendi memleketimizde şirket yerli, bizler ise yabancıyız.
O kadar yabancıyız ki, herkese haftalık çalışma saati 45 saat, bize 6 gün günde 11 saatten 66 saat.
Herkes iyi kötü fazla mesaisini alır bizler alamayız. Asgari ücretle çalışırız.

Bu ülkenin ne kanunları ne de patronları bize bu ülkenin birer vatandaşıymışız gibi davranıyor. Köle gibi çalışıyoruz. 
Hadi köle gibi çalışmaya alıştık diyelim ama o da yetmiyor, hakaret etmeyi seven, bağırarak bir kadın çalışanımız üzerinden bayılttığını övünerek anlatan yöneticilerle uğraşıyoruz.

Şu binadakiler, hesap kitap pazarlamayı iyi yapıyor, Batman’a ise 500 kişiye kim en kötüsünden muamele yapacaksa onu gönderiyorlar. Kölelik filmlerinde olan çavuşlar gibi .

Bizler de dayanamadık, en sonunda sesimizi duyurmak istedik, yöneticilerin o rahat rahat böbürlenerek anlattıkları birçok vakayı, kamuoyu ile yürekli basın yayın ve sosyal medya aracılığı ile paylaştık.

20 kişi ile kalmayacaktı belki de, Aslında listelerin dolaştığı, 60 kişi olduğu söyleniyordu ama yarattığımız bu tepki ve kamuoyu ve destekleri şimdilik bunu durdurdu.
Ama derdimiz sadece bunları durdurmak değil, derdimiz sadece atılan 20 arkadaşımızın işe geri alınması değil, derdimiz insan gibi yaşamayı sağlamak, asgari iş hukukundan kaynaklı haklarımızı elde edebilmek ve insanca muamele görmek.

Kullandıkları kendi sistemleri üzerinden, üyelere giden müşteri memnuniyet anketleri bulunuyor. Bu anketlerin puanlanması en üst ceo dan en alt yönetici bilgisi dahilinde yapılıp yaptırılıyor. Bu da şirketin primini ve imajını arttırıyor. Yıllardan beri bu şekilde devam ettiriliyor .

Derdimiz sadece Tempo Çağrı Merkezi çalışanları da değil.
Değerli dostlar, sevgili basın emekçileri
Ülkede işsizlik var değil mi? Ama bakıyorsunuz her yer çağrı merkezi eleman ilanı ile dolmuş .

Neden böyle? Çünkü çağrı merkezi çalışanları kesintisiz saatlerce çalışabiliyor. Çağrı merkezi çalışanları içerisinde en fazla meslek hastalığına yakalanan kesim belki de. Çağrı merkezi çalışanlarının birçoğu 2. yılından itibaren işitme kaybı yaşamaya başlıyor, 2-3 yıldan sonra birçoğunda omurilik sorunları çıkmaya başlıyor.

Sanki bu fiziki çalışmak koşulları çok iyiymiş gibi, sanki iyi ücretler alıp fazla mesailerimizi tıkır tıkır alıyormuşuz gibi bir de üstüne işi gücü sadece çalışanlara hakaret etmek olan yöneticilerle idare edilmekteyiz.
Haliyle çağrı merkezlerinde sürekli bir sirkülasyon var, insanlar malesefki dayanamıyorlar .

Ama bizler Batman gibi işsizlik oranının Türkiye ortalamasının 2,5 katı olan bir şehirdeyiz. Sabır dedik, bu da geçer dedik ama geçmedi geçmiyor. 

Anladık ki sesimizi duyurmaktan, örgütlenmekten başka hiç bir çaremiz yok. Sizleri ve değerli kamuoyunu bizlerin yanında olmaya çağırıyoruz. Batman’da sesimizi çok fazla duyuramadığımız için buraya kadar geldik. 

Türkçe anlattık ama derdimizi bunlar anlamak istemiyorlar, umarım yabancı ortaklar ve müşteriler anlasın diye bir de Japonca, İngilizce ve Arapça anlatmak zorunda kalmayız.
 
Geldiğiniz için teşekkür ederiz.