Temelli: Gezi iddianamesi ile ülkeye yeni bir şiddet dayatıyorlar

Temelli: Gezi iddianamesi ile ülkeye yeni bir şiddet dayatıyorlar

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli Ağrı'da halk buluşmasında konuştu.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli Ağrı'da halk buluşmasında konuştu.

Temelli'nin konuşmasından satır başları:

'TECRİT SONLANMALIDIR'

-Bu ülkede tecrit sonlanmadan bir hukuk devletinin, adaletin tesis edilmesi mümkün değildir. O yüzden de diyoruz ki bu tecrit son bulmalıdır. O yüzden de Leyla Güven diyor ki bu tecrit son bulmalıdır. Buradan Leyla Güven’e sevgilerimizi, saygılarımızı yollayalım. Tam 118 gündür Leyla Güven açlık grevinde. Bu tecrit son bulsun diye bedeniyle, sesiyle direniyor. Bu sese ses verilmesi gerekiyor. Herkes biliyor ki bu tecridin bitmeden, bu zulmün bitmesi mümkün değil. Çünkü tecrit sürdüğü sürece Kürt meselesi ve bu konuya bağlı olarak diğer meselelerin çözümü konusunda adım atmak mümkün değil. 

GEZİ İDDİANAMESİ 

Adaletsizlik ve hukuksuzluk her yeri kaplıyor. Dün Gezi iddianamesi düştü. İddianameye baktım, saçma sapan iddianame, uyduruk. Gezi’yi, 1960 darbesine bağlayacak kadar akıllarını kaybetmişler. 1960 darbesinin nasıl gerçekleştiğini hepimiz biliyoruz. Ama Gezi’de yan yana gelenler, ülkesi için demokrasi ve barış isteyenler, orada hep birlikte omuz omuza faşizme karşı direnenler, onların yüzde 90’ı 1960’ta doğmamıştı bile. 

'GEZİ İDDİANAMESİ ÜZERİNDEN ÜLKEYE YENİ BİR ŞİDDET DALGASI DAYATIYORLAR'

İddianameyi hazırlayan savcı, tarih ve zaman bilgisinden de yoksun. Hiçbir tutarlılığı olmayan iddianame ile Gezi üzerinden bu ülkeye yeni bir şiddet kanalı açılıyor. Tıpkı bizim yoldaşlarımızın FETÖ’den yargılanan savcıların hazırladığı iddianameler ile yargılandığı gibi şimdi aynı şeyi Gezi’de görüyoruz. Bakın Figen Yüksekdağ, bakın Selahattin Demirtaş iddianamelerine, bu iddianamelerin hepsi uydurmadır, uydurma! FETÖ ile mücadele ettiklerini söylüyorlar, FETÖ’cülerin hazırladığı iddianamelerle bizim arkadaşlarımızı yargılıyorlar. 

'İKTİDAR KÜRT DÜŞMANLIĞINDAN BESLENİYOR'

Bunların aslında tek bir amacı var; Kürt düşmanlığından, savaş politikalarından beslenerek iktidarlarını devam ettirmek. Bu iktidarda kalabilmek adına, bu ülkeyi bu toplumu bölüyorlar. İnsanları karşı karşıya getiriyorlar. Kürt ile Türkü, Alevi ile Sunni’yi karşı karşıya getirerek toplumu ayrıştırarak, bu kötülükten beslenerek iktidarda kalmaya çalışıyorlar. Buna izin verecek miyiz? Asla izin vermeyeceğiz. İşte o yüzden de 31 Mart seçimleri hepimiz için, Türkiye için çok önemli. Biz HDP olarak Türkiye’nin önüne çok güçlü bir seçenek koyduk. Bir demokrasi seçeneği koyduk. İnsanları siyasetten uzaklaştıran, insanları çaresiz bırakan, insanların demokrasi mücadelesini yok etmeye çalışan bu iktidara karşı HDP çok güçlü bir seçeneği ortaya koymuştur. Demokrasi ve barış seçeneği koymuştur. Bu seçeneğin gereği olarak hep birlikte 7/24 çalışacağız dedik. Tam 96 belediyemize kayyım atadı bu zihniyet, kayyımcı bir zihniyettir, çünkü otoriterlikten beslenir. 

'KAYYUMLAR ARKALARINA BAKMADAN GİDECEKLER'

O yüzden de 31 Mart’ta bütün bu kayyımları süpürüp atacağız. Bir tanesi bile kalmayacak sokaklarımızda, kırıntısı bile kalmayacak. Arkalarına bakmadan gidecekler. Ama bu yaptıkları da  yanlarına kar kalmayacak. Hepsinden hesap soracağız. Bu zulmün bu hırsızlığın bu yoksulluğun hesabını mutlaka soracağız. Kayyımlardan kurtulacağız ama çok daha fazla belediye ile yerellerde iktidara geleceğiz ki bu ülkeye demokrasi barış ve huzur gelsin. 

'SEN KİMİ KİMİN ÜLKESİNDEN KOVUYORSUN'

Şimdi HDP zamanıdır, demokrasi zamanıdır, barış zamanıdır. O yüzden de 31 Mart’ta HDP’yi iktidara taşıyacağız. Sadece bu coğrafyada değil Türkiye’nin her yerinde, belediye meclislerinde olacağız. Tek başımıza iktidara gelemediğimiz yerlerde, demokrasi güçlerinin iktidara gelmesi için tüm gücümüzle bu seçimlerde üzerimize düşen sorumluluğun gereğini yerine getireceğiz. Cesaretle getireceğiz, bunu bildikleri için sabah akşam HDP’ye saldırıyorlar. Bunu bildikleri için bizi düşmanlaştırıyorlar. Diyor ki “bu ülkeden gidin” - afedersiniz- “defolun gidin yallah gidin” diyor. Sen kimi nerden kovuyorsun? Sen kimi kimin memleketinden kovuyorsun? Ortaokul coğrafya ve tarih bilgisiyle kalkmış konuşuyor. Sen bilmiyor musun ki burası bizim ortak vatanımız. Yüzlerce yıldır buradayız. Bu ortak vatanımızda,demokratik cumhuriyeti var edene kadar da mücadelemize devam edeceğiz.