Temelli: Çoğulculuk, tüm halklar, siyasetler 'buradayız' demiştir

Temelli: Çoğulculuk, tüm halklar, siyasetler 'buradayız' demiştir

Seçim sonuçlarını değerlendiren Temelli, 'Tabloya baktığınızda Türkiye bizim sunduğumuz seçeneğe sahip çıkmıştır. Bu tekçi anlayışa karşı çoğulculuğun, laikliğin, demokratik cumhuriyetin sahiplenildiği görülmüştür' ifadelerini kullandı.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli yerel seçim değerlendirmelerinde bulundu. Resmi olmayan sonuçlara göre, HDP'nin elindeki 4 belediyenin AKP'ye seçmesiyle ilgili olarak balkon konuşmasında “Kürt kardeşlerimizin kendi iradelerini pazarlık masasına sürenlere verdiği önemli bir ders” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yanıt olarak "AKP’nin kendine teselliyi HDP üzerinden aramasını kabul etmemiz mümkün değil. 2014 yerel seçimlerine göre oylarımız azalmadı, arttı. Bu 4 ili kaybetmek ikili bir değerlendirme gerektirir" dedi.

Gazete Duvar'dan Nergis Demirkaya'nın Temelli ile yaptığı söyleşinin bir bölümü şöyle:

Türkiye genelinde 31 Mart sonuçlarını nasıl değerlendirdiniz?

Bu sonuçlar Türkiye’nin 25 yıllık siyasi aksını değiştirdi. Daha önce 7 Haziran’da da önemli bir hamle yapmıştık. Tek adam anlayışına karşı Türkiye’nin çoğulcu karakterini anlatan, bunun siyasetini yapan bir anlayıştı. Ama 7 Haziran’ı Türkiye doğru okuyamadığı, ortaya çıkan sonuca yeterli toplumsal desteği vermediği ve iktidarın Türkiye’yi 7 Haziran’dan koparmasına sessiz kaldığı için sonrasında kabus gibi geçen bir 4 yıl yaşandı. Geçmiş dönem belediye eş başkanlarımız, milletvekillerimiz içeride. Birçok belediyeye kayyım atandı. Kendi belediye başkanlarını aldılar. Tekçilik her yeri kuşattı. Hukuksuzluk, adaletsizlik arttı. Bu aslında 7 Haziran’dan da önce mutlak tecridin başladığı 5 Nisan 2015’de başladı. Bu hukuksuzluk ve adaletsizlik domino etkisi yarattı.

'TÜRKİYE HALKLARINA SEÇENEK YARATTIK'

Bu tecrit başlamasa, Dolmabahçe mutabakatı üzerinde görüşmeler devam etse, parlamento tüm bileşenleri ile sahip çıksa bugün yerellerde belki başka bir Türkiye’de yaşıyor olacaktık. Ama o gün çöktürme planına bağlı olarak masayı devirenler, mutlak tecridi başlatanlar ilk taşı devirerek bugüne kadar izlediğimiz bütün adaletsizlik ve hukuksuz süreci yarattılar. Ne varsa yıkarak geldiler. 4 yılın sonunda geldiğimiz yerde toplum çok önemli bir itirazı dile getirdi. Çok daha geniş tarihsel değerlendirme yapabiliriz ama seçim sonuçlarında bu 4 yıla yönelik çok güçlü bir itirazdır ortaya konulan. Bu itirazın ortaya konulması bir umudun açığa çıkması ile mümkündü. Stratejimizle, yaratmış olduğumuz seçenekle Türkiye halklarına bu olanağı sağlamış olmanın gururunu yaşıyoruz şu anda.

Seçim sonuçlarına bakıldığında 4 il belediyesini kaybettiniz. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu sonuçları “Kürt kardeşlerimizin kendi iradelerini pazarlık masasına sürenlere verdiği önemli bir ders” olarak nitelendirdi.

'AKP TESELLİYİ HDP'DE ARAMASIN'

AKP’nin kendine teselliyi HDP üzerinden aramasını kabul etmemiz mümkün değil. Bizim hiçbir oy üzerinde ipoteğimiz olamaz. O AKP yöntemidir, nasıl yapılır çok iyi biliyorlar. 2014 yerel seçimlerine göre oylarımız azalmadı, arttı. Bu 4 ili kaybetmek ikili bir değerlendirme gerektirir. Biri bize dair. Belediye başkanlıklarını kaybetmekte bizim de eksiklerimiz vardır. Bunları özeleştirel bir yaklaşımla değerlendirecek, eksikliklerimizi telafi etmeye çalışacağız.

Seçim sonuçlarının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın balkon konuşmasını nasıl değerlendirdiniz. Seçmenin mesajı alınmış görünüyor mu?

'TEKÇİ ANLAYIŞA KARŞI ÇOĞULCULUK SAHİPLENİLDİ'

Bu tabloyu doğru okumak gerek. Tabloya baktığınızda Türkiye bizim sunduğumuz seçeneğe sahip çıkmıştır. Çoğulculuk “buradayım” demiştir. Tüm halklar, siyasetler “buradayız” demiştir. Bu tekçi anlayışa karşı çoğulculuğun, laikliğin, demokratik cumhuriyetin sahiplenildiği görülmüştür. İktidara karşı güçlü bir itiraz var. Bunu hep birlikte değerlendirmeliyiz. Mevcut açıklamalarla yorumlamak mümkün değil. Erken açıklamalar. Bu çoğulculuğa uygun siyaseti hep birlikte üretmemiz lazım.

'CUMHURBAŞKANI KENDİ ALANINA ÇEKİLMELİ'

Parlamentoya çok fazla görev ve sorumluluk düşüyor. Yerel parlamentolara, belediye meclislerine sorumluluk düşüyor. Bu Meclis hukuku oluşmalı, yoksa her yerde bir Erdoğan ile karşılaşabiliriz. Her yerde Meclislerin karar aldığı bunu uygulayıcıların hayata geçirdiği bir yönetim istiyoruz. O nedenle Cumhurbaşkanına da çağrı yapıyoruz. Cumhurbaşkanı sorumluluğu ile kendi alanına çekilmelidir. Bu Kabine ile yürünemeyeceği bellidir. Kabine Türkiye’nin yeni siyasetini okuyacak şekilde yapılandırılmalıdır. Yasama yetkisi, yürütmenin boyunduruğundan kurtarılmalı ve Meclis inisiyatif almalıdır.

'4 YILLIK SÜRECİN ÖZELEŞTİRİSİNİ BEKLİYORUZ'

Türkiye değişecektir. Değişim başlamıştır ama bunu olabildiğince düşük bir toplumsal maliyetle sonlandırma sorumluluğumuz vardır. Önce toplumsal barışı, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını koruyan, gözeten adımlar atmalıyız. Çok kıymetli bir ders ortaya çıkmıştır. Bunun değerini vermek gerek. Belediye başkanlıklarını kaybetmenin telaşı ile yıkıp dökme zamanı değil. Bunun sonuçlarını iyi değerlendirmek önemli. İktidarda henüz böyle bir şey görmüyoruz ama bir an önce bu 4 yıllık sürecin özeleştirisini vermesini bekliyoruz. Bu da mutlak tecridin sonlandırılması adımıyla olabilir.

Özellikle Şırnak çok konuşuldu. Neden kaybedildi?

'ŞIRNAK'A ASKER VE POLİS KAYDIRILDI'

Şırnak’ın kaybedilme nedeni garnizon etkisidir. 24 Haziran’da olduğu gibi bu kez daha fazla sayıda asker ve polisin kaydırılması sonucunda bu ortaya çıkmıştır. Şırnak Belediye başkanının hiçbir meşruiyeti yoktur. Çünkü kendi hemşehrilerinden, yerleşik olanlardan değil oraya kaydırılmış asker ve polislerin oyları ile seçilmiştir. Bu fotoğraflar, belgelerle açık ortadadır. Diğer iller içinse raporlar geldikçe kamuoyu ile paylaşacağız.

Tunceli’de AK Parti’ye kaybetmediniz ama oradaki değişimin nedeni ne oldu?

'HEP BİRLİKTE DERSİM'E SAHİP ÇIKILACAK'

Dersim’in sosyolojisini bilmeden yorumlamak gerçeklikle bağdaşmayabilir. 2014 seçimlerine de baktığınızda yerel dinamiklerde, siyasetlerin nasıl ortaklaşıp ayrıştığını görmek mümkün. Evet orada kayyımları süpürdük, belediye başkanlığını da kazanmayı çok isterdik. Bizim için çok özel ve anlamı bir yer ama olmadı. Olmadı diye ne biz Dersim’den vazgeçeceğiz ne de bugünkü belediye başkanı Dersim’den vazgeçecek. Hep birlikte Dersim’e sahip çıkılacak. Birlikte yönetim şekillenecek. AKP’nin alması ya da Dersim’deki sosyolojiyle barışık olmayan birinin kazanmasını istemezdik. Ben inanıyorum ki Dersim gerçek anlamda iyi bir yönetim sergileyecektir. Belediye Meclisi’nde çoğunluk bizdedir. Bu dayanışmayla seçim sürecini geride bırakıp önümüze bakacağız.