Temelli: AKP kadın ve işçi mezarlığı yarattı

Temelli: AKP kadın ve işçi mezarlığı yarattı

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli partisinin Adana İl Örgütü tarafından düzenlenen Çukurova Örgütlenme Konferansı'nda konuştu.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli partisinin Adana İl Örgütü tarafından düzenlenen Çukurova Örgütlenme Konferansı'na katıldı.

Konferansın açılış konuşmasını yapan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, yoğun bir siyasal süreç içinde olsalar da, değişmeyen gündemlerinin örgütlenme olduğunu vurguladı. Örgütlenmenin önemi üzetinde duran Temelli, “Eğer siyasete doğru yerden, sağlıklı, güçlü bir şekilde müdahale etmek istiyorsanız sağlıklı, güçlü, doğru ilişkiler üzerine yapılandırılmış bir örgütlenmeye ihtiyaç duyarsınız” dedi.

MA'nın haberine göre Temelli'nin konuşmasından satır başları şu şekilde:

'EMEK CEHENNEMİ'

Son bir haftaya bile baksanız nasıl bir kabusun içinde olduğumuzu görebilirsiniz. En basitinden emek alanına bakalım. Daha birkaç gün önce Kocaeli'de 5 mülteci kadın, kaçak işçi olarak yanarak can verdi. Emek alanında çarpık yaklaşımın bir sonucuydu. 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü. Türkiye’de AKP döneminde çocuk işçiliği ikiye katlanmış. Geldiklerinde oran yüzde 10 iken şimdi yüzde 21’e çıkmış. Emek alanının hangi kısmına bakarsanız aynı sömürü, baskı düzenini görürsünüz. Sendikal haklar yoktur, grev hakkı yoktur. Ve bugün, baktığınızda birçok işyerinde, inşaatlarda, turizm tesislerinde insanlar asgari ücret bile alamaz durumdadırlar. Kaldı ki asgari ücret bugün açlık sınırının altındadır. Yani başlı başına bir emek cehennemidir Türkiye. Sömürü had safhadadır. Dünyada en kötü çalışma koşullarına sahip 10 ülke arasına Türkiye giriyor. 

'İŞÇİ VE KADIN MEZARLIĞI'

AKP 17 yıllık iktidarı boyunca çok büyük bir mezarlık yarattı; "işçi cinayetleri mezarlığı". Neredeyse 22 bin emekçi, o da resmi kayıtlara göre, çalışırken yaşamını yitirdi. Çok daha ötesi var. Yine AKP 17 yıllık iktidarlığı boyunca "kadın cinayetlerinde hayatını kaybetmişler mezarlığı" yarattı. Günde ortalama en az 1 olmak üzere 2 kadın, kadın cinayetlerinde yaşamını yitiriyor. Kadını yok sayan, erkek egemen bir siyaset anlayışıyla aslında bir tahakküm yaratmaya çalışıyor. Çünkü kadın barış demektir, kadın barış mücadelesi demektir. Kadını sosyal yaşamdan, çalışma yaşamından dışlayan bu anlayış, kadın cinayetleriyle kalmadı kadına yönelik şiddeti olağanlaştırdı, yaygınlaştırdı. 

Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu şey demokrasidir, barıştır. Nasıl bir demokrasi ve nasıl bir barış istediğimiz konusunda sözümüzü güçlü bir şekilde ortaya koymalıyız. Öyle de yapıyoruz. 31 Mart yerel seçimlerine giderken bir strateji ortaya koyduk. İddiamız Türkiye'nin demokratikleşmesi iddiasıydı. 3-5 belediye kazanma meselesi değildi. Belediye meclis üyeliklerinde sandalye hesabı değildi. Mesele çok netti. Türkiye'de demokrasi meselesi, Kürt meselesi vardır, Türkiye'de barış meselesi vardır. Bunlara dair çözüm üretmeliyiz. Bunu da kim yapacak? Kuşkusuz HDP yapacak. Öyle de oldu. Ortaya koyduğumuz strateji ile Türkiye demokrasisi açısından önemli bir adım attık. Yeni bir siyasi kulvarın yolunu açtık. 

'ŞİMDİ TÜM SORUNLARIMIZA HEP BİRLİKTE ÇÖZÜM ÜRETME ZAMANI'

Şimdi İstanbul seçimlerine giderken çağrımız aynı minvaldedir. Gelin yan yana, omuz omuza verelim. Demokrasi, barış mücadelesini yükseltelim. Bu meseleyi ancak hep birlikte çözebiliriz. "Bunu yapmanın yolu Demokrasi İttifakıdır" dedik. Bu ittifak çerçevesinde tüm demokrasi güçlerine, toplumsal muhalefete, muhalefet partilerine, sivil toplum örgütlerine, Türkiye'de demokrasiden yana siyaset yapacak kim varsa herkese çağrı yapıyoruz. Şimdi bunun zamanıdır. Tüm bu meselelere yanıt üretme zamanıdır.