TBB’den TİP milletvekili Can Atalay’ın tahliye edilmemesine tepki
TİP Milletvekili Can Atalay’ın tahliye edilmemesine tepki gösteren TBB, sürecin takipçisi olacaklarını duyurdu.
Türkiye Barolar Birliği (TBB), Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) 28. Dönem Hatay Milletvekili seçilen, Gezi Davası tutuklusu Avukat Can Atalay'ın mazbatasının verilmesine rağmen Yargıtay’a yapılan başvurunun yanıtsız kalması ve Atalay’ın tahliye edilmemesine karşı yazılı açıklama yaptı. Atalay’ın hukuksuz bir şekilde hapiste tutulduğunun belirtildiği açıklamada, Atalay’ın serbest bırakılmaması ¨seçmenin iradesinin yok sayılması¨ olarak değerlendirildi.
Şerafettin Can Atalay, Gezi Davası'nın 25 Mayıs'ta İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan karar duruşmasında, 'Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçuna yardım' suçlamasıyla 18 yıl hapis cezasına çarptırılmış ve aynı gün tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderilmişti.
14 Mayıs’ta yapılan Milletvekili seçimlerinde TİP’ten Hatay milletvekili seçilen Atalay’ın mazbatasını 25 Mayıs tarihinde avukatı Bülent Akbay ve TİP Hatay İl Başkanı Şahin Kışlakçı almıştı. Hemen ardından Atalay’ın avukatları, tahliye için Yargıtay’a başvuru yapmıştı.
Yargıtay’ın başvuruya hala yanıt vermemesi üzerine TBB’den yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
‘SEÇİLMİŞ BİR MİLLETVEKİLİNİN YASAMA FAALİYETİNE KATILMASINI ENGELLEMEK, SEÇMENİN İRADESİNİ YOK SAYMAK DEMEKTİR’
14 Mayıs 2023 tarihli 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinin sonuçlarını içeren Yüksek Secim Kurulu kararı 30 Mayıs 2023 tarihli mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Söz konusu kararın Hatay ili seçim çevresi sonuçlarının açıklandığı bölümünde ismi yer almakla, halihazırda yargılanmakta olduğu bir dava nedeniyle tutuklu bulunan Şerafettin Can Atalay’ın milletvekilliği kesinleşmiş; Ş. Can Atalay, avukatları aracılığıyla milletvekilliği mazbatasını almıştır.
Seçimin üzerinden iki haftadan uzun bir zaman geçmiş olmasına rağmen, milletvekilliği kesinleşen ve mazbatasını alan Ş. Can Atalay' in tutukluluk hâlinin devamı, hukuka aykırı bir şekilde, kişi hürriyeti ve güvenliği, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma ve seçmenlerin temsil edilme haklarının ihlali anlamına gelmektedir.
Seçimler ve siyasi haklar Anayasa’nın 2. maddesinde ifadesini bulan demokratik devletin vazgeçilmez unsurlarıdır. Siyasi haklar, seçimlerde oy kullanma, aday olma ve seçilme haklarının yanında siyasi faaliyette bulunma hakkını da kapsar.
Anayasa Mahkemesinin 2013 tarihli Mustafa A. Balbay başvurusuna ilişkin kararında da (Başvuru Numarası: 2012/1272) ifade edildiği üzere "Seçilme hakki sadece seçimlerde aday olma hakkını değil, aynı zamanda seçildikten sonra milletvekili olarak parlamentoda bulunma hakkını da ihtiva etmektedir. Bu da hiç kuskusuz, kişinin seçildikten sonra milletvekili sıfatıyla temsil yetkisini fiilen kullanabilmesini gerektirir. Bu bağlamda seçilmiş milletvekilinin yasama faaliyetine katılmasına yönelik müdahale, sadece onun seçilme hakkına değil, ayni zamanda seçmenlerinin serbest iradelerini açıklama hakkına da yönelik bir müdahale teşkil edebilir."
Anayasa'nın 83. maddesine göre "Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclis'in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya ekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz." Bu dokunulmazlığın amacı yasama organı üyelerinin, görevlerini tam olarak yerine getirmelerini engelleyecek gereksiz suçlamalardan korumaktır. (AYM, E. 1997/73, K. 1997/73, K.T: 30.12.1997) Her ne kadar, Anayasa’nın 14. maddesinde belirtilen durumlar dokunulmazlık kapsamı dışında tutulmuşsa da, Balbay kararında da vurgulandığı üzere bu istisna, seçilme hakkı da dikkate alındığında dar ve özgürlük lehine yorumlanmalıdır.
Halihazırda milletvekili olan Sayın Ş. Can Atalay’ın, seçmenlerinin iradelerini temsilen parlamentoda fiilen çalışma yürütmesini sağlamak, hukukun ve demokratik hukuk devletinin en temel gereğidir. Bu gereğin yerine getirilmesi için sürecin takipçisi olduğumuzu kamuoyunun bilgisine sunarız.