Tazminatları için direnen maden işçileri anlatıyor

Tazminatları için direnen maden işçileri anlatıyor

Milletvekilleri Erkan Baş ve Ahmet Şık'ın direnen maden emekçilerine yaptığı ziyarette, maden işçileri, yaşadıkları sorunları anlattı. Bir işçi, "10 paralık bir iş adamının hakkından gelemiyorlar, buraya gelip garibanların emeğinin gasp edilmesine göz yumuyorlar" diyerek isyan etti.

İleri Haber

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş ile Bağımsız Milletvekili Ahmet Şık, ödenmeyen tazminatları ve ücretleri için Bağımsız Maden-İş öncülüğünde Soma ve Ermenek’ten Ankara’ya yürüyüş başlatan maden işçilerini Manisa'nın Salihli ilçesinde ziyaret etti.

Jandarma tarafından yürüyüşleri engellenerek ilk durakları olan Manisa'nın Salihli ilçesinde gözaltına alınan madenciler, daha önce de polis ve jandarma tarafından saldırıya uğramıştı. Kararlı mücadeleleri sonucu ulaştıkları Salihli’de madencileri ziyaret eden Erkan Baş ve Ahmet Şık, burada madencilerin taleplerini dinledi. İşçilerle sohbet ettiği esnada ‘’Biz buraya konuşmaya gelmedik, burada dinlediklerimizi Ankara’da konuşmaya geldik’’ diyen Baş, ziyaret öncesinde Meclis Genel Kurulu’na madencinin bitmeyen çilesi üzerine konuşma talep eden bir dilekçe verdiğini söyledi. 

Ahmet Şık ise, kendilerini engelleyen komutana ‘’Öyle mi alay komutanı?’’ diyerek tepki gösteren Kamil isimli madenciyi örnek göstererek asıl sorulması gereken soru ‘’Öyle mi Recep Tayyip Erdoğan?’’dır dedi.

’10 PARALIK İŞ ADAMININ HAKKINDAN GELEMİYORLAR’

Burada söz alan, kıdem tazminatı konusunda mağdur edilen bir maden emeklisi olan Metin Altan, ‘’Türkiye’de özgürlük, demokrasi, adalet var diyorlar ama adalet bu mu? Ben eylem yapıyorsam hakkımı aramaya kalktığım zaman bana engel koymamalılar. Benim askerle, polisle işim yok; bunları neden bizim önümüze koyuyorsunuz? Hakkımızı aramayalım diye önümüze her engeli koyuyorsanız bizim hakkımızı vereceksiniz ki bu ülkenin vatandaşlarına kendini mahçup etmeyeceksin. 10 paralık bir iş adamının hakkından gelemiyorlar, buraya gelip garibanların emeğinin gasp edilmesine göz yumuyorlar’’ diyerek isyan etti.

‘SOMALI MADENCİLERİN DEĞİŞMEZ YAZGISI…’

2002 yılında Soma Kömürleri’nin taşeronlarından biri olan Yeşil Madencilik’te, yer altında elektrik çarpması sonucu babasını kaybeden Ali Faik İnter ise ‘’Babamı Soma Kömürleri’nin sayısız taşeronlarından biri olan Yeşil Madencilik’te, yer altında elektrik çarpması sonucu kaybettim. 2002 yılından beri verdiğimiz hukuk mücadelesinde yargı kararı 2016 yılında kesinleşti. Bu kadar uzun bir sürede bu kadar güçlü bir yapıya karşı babamın madende iş kazası sonucu yaşamını yitirdiğini ancak ispatlayabildik’’ dedi. Somalı madencilerin madendeki ölümünün üstünün örtüldüğünü söyleyen İnter, ‘’Kaza geçiren veya hayatını kaybeden madenci, işçilere duyurulmadan ve tepkilerini çekmeden madenden atar topar çıkarılır. Birkaç kilometre sonra Cenk Yeri yerleşkesi vardır. Cenk Yeri ile Soma arasında öldü diye rapor tutulur ya da hastanede öldü şeklinde rapor tutulur. Hiçbir zaman madencinin madende öldüğüne dair bir rapor tutulmaz, olay yerine dair bir rapor tutulmaz. Bu yıllardır Somalı madencilerin değişmez yazgısıdır’’ şeklinde konuştu.

‘EN AZ 250 MADENCİ DAHA BURAYA GELMEK İSTİYOR’

İnter’in ardından söz alan Nevzat isimli maden işçisi, ‘’Bizi kendi örgütsüzlüğümüz bitirdi, bizi parçaladılar. Soma’da 8 bin madenci var, bu ocaklarda 24 saat şalterler indirilse bizim sorunumuz bir günde çözülür’’ ifadelerini kullandı.

Bir başka işçi ise, direnişe destek vermek için gelmek isteyen en az 250 madencinin daha olduğunu söyleyerek, ‘’Soma’da tutamıyoruz arkadaşlarımızı. Pandemiden dolayı arkadaşlarımızı buraya getirmiyoruz. Şimdi biz burada 300 kişi olmuş olsak çok sıkıntılar çekeriz, o yüzden şu an bir avuç olmak zorundayız. Sadece arkadaşlarımızı tutabilmek için saatlerce görüşmeler yapıyoruz, rapor alıp geleceğini söyleyen yüzlerce arkadaşımız var. Bizim istediğimiz sadece tazminatlarımızı almak ve o arkadaşlarımızın da orada gönlünü ferah tutmak. Başka hiçbir derdimiz yok’’ dedi.

10 yıllık tazminat alacağını söyleyen bir başka işçi ise, ‘’Başlatmış olduğumuz bu haklı davamızda, kazanarak tazminatımızı alacağız. Ne olursa olsun Ankara’ya varacağız’’ şeklinde konuştu.