Tarihi eserler yıkılıp yeniden yapılabilir mi?

Tarihi eserler yıkılıp yeniden yapılabilir mi?

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Tarihi eserler vesaire Katar-Türkiye-KİPTAŞ işbirliği ile yıkılıp aslına uygun şekilde inşa edilecek" sözlerini, Tarihsel Çevre ve Yapı Korumacıları Derneği Yönetim Kurulu üyesi Deniz Alkan'a sorduk.

Özgür Yılmaz - @ozguryilmaz344

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Tarihi eserler vesaire Katar-Türkiye-KİPTAŞ işbirliği ile yıkılıp aslına uygun şekilde inşa edilecek" sözlerini, Tarihsel Çevre ve Yapı Korumacıları Derneği Yönetim Kurulu üyesi Restorasyon Uzmanı Y. Mimar Deniz Alkan İleri Haber'e değerlendirdi.

'TARİHİ YAPILARIN YIKILMALARI HALİNDE YERLERİNİN DOLDURULMASI İMKANSIZDIR'

İleri Haber: Öncelikle, tarihi eserler yıkılıp yeniden yapılabilir mi?

Deniz Alkan: Yıkılıp yeniden yapılan taşınmaz kültür varlıkları özgünlük değerini kaybederler. Tarihi yapılar tarih içinde bir kez var olmuşlardır. Yıkılmaları, yok olmaları halinde yerlerinin doldurulması imkansızdır.
Ancak; rekonstrüksiyon (yeniden yapım) dediğimiz çok özel durumlarda yeniden yapılma şekli; tümüyle harap olmuş, yıkılmış, yok olmuş yapı veya yapıların fotoğraf, yazılı ve/veya grafik belge, varsa rölövesi gibi teknik dökümanlarının olması, dönem yapıları incelenerek aslına en yakın malzeme ve yapım tekniği ile tarihi açıdan bir değer taşımasa da, geleneği yaşatma, bir yapım tekniğini sürdürme bakımından korumaya yönelik bir uygulamadır. Özgün malzeme ve işçiliğe sahip olmayan, tarihi yapının kütle ve mekanlarını ancak biçimsel olarak canlandırabilen bir kopya olur.

İleri Haber: Erdoğan eserlerin Katar ve KİPTAŞ ortaklığıyla yıkılıp yeniden yapılacağını açıkladı. Ne amaçlanıyor olabilir?

Deniz Alkan: Süleymaniye Kentsel Yenileme Projesi alanı içinde kalan taşınmaz kültür varlığı olan yapılarda yaşayan yerli halk zaman içinde, maddi imkansızlıklarve bürokratik engeller nedeniyle, yapıların bakım onarımlarını yapamayarak yaşadıkları yerleri terk etmişlerdir. Bölgenin terk edilmesi ile korunması gerekli kültür varlıkları olan yapıların restorasyonu ve korunması için ilgili kurumlar tarafından gerekli ve yeterli çaba gösterilmemiştir.  Yapılar topluca alınan kamulaştırma kararları ile Kiptaş tarafından ve özel şahıslarca satın alınarak mülkiyet el değiştirmiştir. Tüm ilgili kurumların gözü önünde bu yapıların zaman içinde yok olmasına seyirci kalınmıştır. Nihayetinde Kiptaş, geride kalan metruk hale gelmiş yapıları, altlarında bulunan sarnıçlarıyla birlikte yıktırmıştır.

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı  1 Numaralı Yenileme  Kurulu'nunaldığı kararla yıkılan yapıların bir kısmında, bilgi ve belgelerine ulaşılarak rekonstrüksiyon (yeniden yapım) tercih edilmeyerek, yerine betonarme karkas sistemde çağdaş mimari özellikleriyle yeni yapılar yapımına başlanmıştır.  

Kentsel dönüşüm adı altında Sulukule, Tarlabaşı, Ayvansaray, Fikirtepe başta olmak üzere pek çok mahallede tarihi yapılar yerle bir edilirken, burada yaşayan insanlar yerlerinden sürülüp mahalleler sermayeye teslim edildi. Katar Toki’si ve Müteahhit Kiptaş’ın uyguladığı proje ile Süleymaniye’ de tarih silinip süpürülerek, Sulukule örneğinde olduğu gibi, restorasyon adı altında kimliksiz mahalleler oluşacak, buraya yerleşen yeni sakinler mahalleye yabancılaşacaktır. 

Bir tarihi bölge korunuyorsa insansız olmaz ve yenileme denilerek yapılanlar da tiyatro dekorundan öteye geçmez. 

Bölgede yıllarca yaşamış  sivil halkın konutunu ve konutun ihtiyacı  olan  fonksiyonların, bakkalı, kasabı, berberi, okulu, parkı ve buna  bağlı olarak   mahalle  kültürüyle birlikte yaşatılması gerekirdi. Oysaki yapılan bu uygulama ile bölgenin tarihsel  kimliği ve belleği de  yok ediliyor. Bu bölgelerde yaşayan halk yenilenen yapılara verilen yeni fonksiyonlarından(otel,konaklama cafe vs gibi) dolayı  yaşadığı  bölgeden  dışlanıyor,bölgeyi terk  etmek zorunda  kalıyor .

Ancak, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı  1 Numaralı Yenileme  Kurulu'nun almış olduğu kararlar ve yapılan uygulamalar şeffaf olmadığından; yapıların hangi gerekçe ile yıkıldığı, yıkılan niteliksiz yapıların bir kısmında bilgi ve belgelerine ulaşılarak önceden var olan ahşap yapıların rekonstrüksiyon (yeniden yapım) yöntemi ile aynı malzeme ve mimaride neden yapılmayarak, yerine betonarme karkas sistemde çağdaş mimari özellikleriyle  yeni yapı yapılmakta olduğu ve ne amaçla kullanılacağı hakkında tam bilgimiz olmaması sebebiyle bilimsel yorum getiremiyoruz.


İleri Haber: Bu hamleyle birlikte hali hazırda betonlaşmanın oldukça arttığı İstanbul' un dokusu ne hale gelebilir?

Deniz Alkan: Süleymaniye, Zeyrek, Sultanahmet, Ayvansaray, Sulukule, Boğaziçi, Validebağ Korusu gibi Dünya Miras Alanı veya Sit Alanlarındaki uygulamalarda; yeşil alanların, doğal ve tarihi sit alanlarının  yok edilerek betonlaştırıldığını gördük. Böyle devam ederse yakın geçmişte yapılan uygulamalardan şikayet edenler, Süleymaniye’de yapılan uygulama sonuçlarından da şikayet edeceklerdir.
Tüm ilgili kurum, kuruluş, üniversiteler, STK' lar, bölgede yaşayan yerel halkın katılımıyla yapılacak projelerle, kültürel mimari mirasımızı koruyarak gelecek nesillere aktarmak bilinç ve göreviyle " Dün vardı, bugün de var, ya yarın? sloganıyla farkındalık yaratarak, yapılan yanlış uygulamalara seyirci kalmadan, gelecek nesillerin hakkını şimdi arayarak İstanbul'un elde kalan tarihi dokusunu korumalıyız.

'İHYA EDİYORUZ DENİLEREK TARİHİN İZİ SİLİNİYOR'

Süleymaniye’nin betonlaşmasından başlayarak diğer mahalle ve kentlerde tamamen yıkıp rekonstrüksiyonla ve  ihya ediyoruz diye yeniden tasarlanan yapılarla tarihin izi siliniyor, Süleymaniye Kentsel Yenileme Projesi’nde uygulaması başlayan iki adada uygulamanın durdurularak, projenin devam etmemesi, yine  ruhsuz kentlere şehirlere dönüşmesinin önüne geçilmesi gerekmektedir.

Süleymaniye gibi diğer kentsel yenileme projelerine dayanak olan 2005 tarihinde  5366  sayılı ‘Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların YenilenerekKorunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun’  adeta korumama ilkesi olarak karşımıza çıkmıştır. Bu yasa, mevcut 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve  1964 Venedik Tüzüğü gibiUNESCO’nun doğal ve kültürel miras ile ilgili imzalamış olduğumuz sözleşmelere, ICOMOS’un tavsiye kararlarınave tüzüklerine, Tarihi Kentlerin, Yerleşmelerin ve Kentsel Alanların Korunması ve Yönetilmesi İçin 2011 Valetta İlkeleri’ne uymamaktadır. Süleymaniye Kentsel Yenileme Projesi’nde, imzacısı olduğumuz uluslararası kültürel varlıkları koruma, kentsel koruma ilkeleri ile hareket edilmesi beklenmektedir.  

SÜLEYMANİYE KENTSEL YENİLEME PROJESİ İLE İLGİLİYAKIN GEÇMİŞTE ALINAN KARARLAR VE YASALARIN KISA BİR ÖZETİ

1985 tarihinde UNESCO Dünya Miras Listesi’ne İstanbul Tarihi Alanlar adıyla 4 bölge olarak dahil edilmiştir. Bunlar; Hipodrom, Ayasofya, Aya İrini, Küçük Ayasofya Camisi ve Topkapı Sarayı’nı içine alan Sultanahmet Kentsel Arkeolojik Sit Alanı; Süleymaniye Camisi ve çevresini içine alan Süleymaniye Koruma Alanı; Zeyrek Camisi ve çevresini içine alan Zeyrek Koruma Alanı ve İstanbul Kara Surları Koruma Alanı’nı içermektedir. 

2005 yılında Mega Projeler kapsamında açıklanan 939 000 m2 alanda, 3 milyar dolar bütçe ile yapılacağı belirtilen Süleymaniye Kentsel Yenileme Projesi ilan edildi.

16.6.2005 tarihinde  5366  sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların YenilenerekKorunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun çıkarılmıştır.

 ‘Bu Kanunun amacı, büyükşehir belediyeleri, büyükşehir belediyeleri sınırları içindeki ilçe ve ilk kademe belediyeleri, il, ilçe belediyeleri ve nüfusu 50.000'in üzerindeki belediyelerce ve bu belediyelerin yetki alanı dışında il özel idarelerince, yıpranan ve özelliğini kaybetmeye yüz tutmuş; kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurullarınca sit alanı olarak tescil ve ilan edilen bölgeler ile bu bölgelere ait koruma alanlarının, bölgenin gelişimine uygun olarak yeniden inşa ve restore edilerek, bu bölgelerde konut, ticaret, kültür, turizm ve sosyal donatı alanları oluşturulması, tabiî afet risklerine karşı tedbirler alınması, tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılmasıdır.’

Mayıs 2006, Bakanlar Kurulu kararıyla Süleymaniye Bölgesi yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması amacı ile yenileme alanı ilan edildi. 

Eylül 2006, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Fatih Belediyesi protokol imzaladı. Buna göre Süleymaniye yenileme alanı 5 adet uygulama bölgesine ayrıldı

Kasım 2007, Koruma kararı bulunan 9 bina KİPTAŞ tarafından yıkıldı.

8-13 Mayıs 2008 tarihleri arasında Dünya Miras Merkezi ve ICOMOS ortak izleme heyeti alanda,1985 yılında Dünya Miras Listesine alınan İstanbul Tarihi Alanlarında yerinde incelemede bulunmuşlardır. Burada bölge ile ilgili olarak;

  • Koruma alanlarındaki (özellikle Zeyrek ve Süleymaniye bölgelerindeki Osmanlı Dönemi ahşap yapılar) geleneksel mimarinin bozulmasının devam etmesi,
  • KUDEB tarafından Zeyrek ve Süleymaniye Bölgelerindeki ahşap yapıların korunması için bir program başlatılmıştır ve özel mülk sahiplerinin koruma girişimlerini artırması ve  tamamlaması için sponsorluk sağlanmıştır. Zeyrek’te 5 yapı onarılma sürecinde olup, biri KUDEB’in idari binası olmak üzere, Süleymaniye’de 9 yapı onarılmış ya da onarılmaktadır. Ayrıca; her iki bölgede doğramacılık konusunda eğitim workshopları düzenlenmektedir. Bu gibi olumlu gelişmeler diğer kurumlarla koordinasyon ve bilinç eksikliğinin devam etmesiyle çelişmektedir. Örneğin; Fatih Belediyesince Zeyrekte 4 adet ahşap yapı, Büyükşehir Belediyesinin bir şirketi olan KİPTAŞ tarafından Süleymaniye’de 9 adet yapı yasal olmayan bir şekilde yıkılmıştır.
  • Dünya Miras Komitesinin 31 COM7B.89 kararına uygun olarak, Dünya Miras Merkezi/ICOMOS ortak İzleme Heyetinin 2006 yılındaki tavsiyesi gereğince; Dünya Miras Merkezine iletilmek üzere; Süleymaniye Yenileme Projesi, Zeyrek Bölgesi Çalışması, Ayvansaray Kentsel Yenileme Alan Çalışması ve Cankurtaran ve Sultanahmet Koruma Amaçlı Uygulama Planı, 4 çekirdek bölgeye ait Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planlarını uygulamak ve yeni yapılaşmadan ziyade mevcut tarihi yapıların korunmasına öncelik verecek şekilde henüz revize edilmemiştir. Ayrıca; Fatih Belediyesi tarafından Theodosian Kara Surları çekirdek bölgesinde uzun süredir yaşamakta olan Roman halkının yerinden edilmesine neden olan Sulukule Kentsel Yenileme Projesi geliştirilmiştir. Bu proje önemli ölçüde müzakere edilmiş olup, koruma, sosyal ihtiyaçlar ve yerel toplulukların kimliği arasında bir dengenin oluşturulması gerekmektedir. Beyoğlu Belediyesi, yeni tampon bölge içerisinde dikkate alınmakta olan Tarlabaşı tarihi bölgesinde bir yenileme projesi geliştirmiştir.

Tespitlerini yaparak, rapor etmiştir.

Mayıs 2011 Süleymaniye Yenileme Alanı Projesi içinde kalan bazı parseller için "acele kamulaştırma" kararı verildi. Karar resmi gazetede yayınlandı.

Nisan 2012 Proje kapsamındaki bazı binaların yıkımı başladı. İçinde kiracıların oturduğu iki binanın haber verilmeden yıkılmak istenmesi tartışma yarattı.

Eylül 2013 Kadir Topbaş “birçok mülk sahibinin, ederinin birkaç katı bedel talep etmesi sebebiyle çalışmanın durduğunu” söyledi.

Şubat 2015 Fatih Belediye Encümeni yenileme alanı içerisinde kalan bir çok parsel için kamulaştırma kararı aldı.

Şubat 2018 Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir​ Süleymaniye'de yenileme çalışmalarına başlanacağını belirtti. ​ ​Demir,​ "Yıktığımız 8-9 katlı binaların yerine Anıtlar kurulu kararı gereği 3'er katlı binalar yapabileceğiz. Hak sahiplerinin mağdur olmaması için bu denklemi çözmek için çalıştık. Bu nedenle proje bugüne kadar gecikti" demiştir.

SÖZ KONUSU BÖLGEDE BAZI 'KENTSEL YENİLEME' ÖRNEKLERİ

Süleymaniye 504 ada 11 parsel 26.04.2007 

7 AY SONRA 

Süleymaniye 504 ada 12 parsel 26.04.2007

504 ada 12 parsel 26.11.2007

Süleymaniye Kentsel Yenileme Projesi’nin devam eden son durumu (Fotoğraflar: Deniz Alkan)

DAHA FAZLA