Talancı maden şirketi salgın tedbirlerini fırsata çevirdi: Ağaç katliamını önlemek isteyen köylülere jandarma engeli!

Talancı maden şirketi salgın tedbirlerini fırsata çevirdi: Ağaç katliamını önlemek isteyen köylülere jandarma engeli!

AKP hükümetinin aldığı ''salgın tedbirlerini'' fırsata çeviren Meyra Madencilik'in Kirazlıyayla Köyü’ndeki ağaç katliamını engellemek isteyen köylüler jandarma engeliyle karşılaştı.

Fotoğraf: Sözcü

Setenay Çeçem 

Çin'in Vuhan kentinde başlayıp dünyayı hızla saran yeni tip koronavirüs (Covid-19) Türkiye'yi de etkisi altına alırken, AKP hükümetinin aldığı ''salgın tedbirlerini'' fırsata çeviren Meyra Madencilik, Bursa'nın Yenişehir ilçesindeki Kirazlıyayla Köyü’nde saha geliştirme çalışması için ağaç kesmeye başladı. Ağaç katliamını engellemek isteyen köylüler jandarma engeliyle karşılaştı.

Bölgede kurşun, bakır ve çinko ocağı işleten Meyra Madencilik’in ağaç kesimlerini durdurmak üzere çalışma alanına giden köylüler jandarma engeliyle karşılaştı. Bölgede protestoların artması üzerine köylülere destek için alana gitmek isteyen eylemcilerin yolunu kesen jandarma, hükümetin açıkladığı ''koronavirüs tedbirleri kapsamında'' köye girişlerin kontrol altına alındığını iddia etti.

'YASAĞIN SEBEBİ KORONAVİRÜS DEĞİL, İKTİDARIN MADENCİLERE SAĞLADIĞI OLANAKLAR'

Bölgeye hareket eden CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal'ın yolu emniyet güçleri tarafından kesildi. Sarıbal, sosyal medya hesabından yayınladığı videoda "Burada bir yasak var, köylere gitme yasağı. Bu yasak koronavirüs hastalığı yüzünden olan bir yasak değil. Bu yasak iktidarın yağma ve talan politikasının devamı olarak madencilere sağladığı olanaklar yüzünden kaynaklanan bir yasak'' dedi. 

Gördüğünüz emniyet görevlileri madenciler işlerini rahat yapsınlar diye, ağaçları talan etsinler diye, tarım alanlarını yok etsinler diye, köylülerin yaşam alanlarını yok etsinler diye burada bekliyor'' şeklinde konuşan CHP'li vekil, ''Bugün burada Meyra denilen bir şirketin orada çinko, bakır çıkaracağım, zengin olacağım diye yağma ve talan ettiği ağaçlarımızın, topraklarımızın ve köylülerimizin koruması için gittiğimiz yerde bizim yolumuz kesiliyor. Halkın yolu kesiliyor. Halka ‘madenciler istediğini yapar’ deniliyor" ifadelerini kullandı.

'HİÇBİR CANLIYA ZARAR VERMEMEK İÇİN KOCA BİR SERVETTEN VAZGEÇTİM'

Maden sahasına yakın bir çiftlikte yaşayan 78 yaşındaki Zeki Çelikbilek isimli yurttaş ise, "Bu doğa talanını durdurmak için ne yapmamız gerekiyor bilmiyorum. 27 yaşında 700 tane çam ağacım var. Tapulu arazime orman yaptım, tabiata hediye olsun diye. Araziyi aldığımda 600 tane kiraz ağacım vardı. Şimdi ise 50 tane kaldı. Onu da eşe dosta dağıtıyorum zaten. Hiçbir canlıya zarar vermemek için ağaçları ilaçlamadım. Koca bir servetten vazgeçtim. Belki muazzam bir hayattan mahrum kaldım. Hiçbir canlıya zarar gelmesin istedim, bu doğa talanına belki benim kadar kimse üzülemez" şeklinde konuştu.

'BU UĞURDA CANIMI BİLE VERİRİM'

Zeki Çelikbilek sözlerine şöyle devam etti: 

"Oraya maden yapılması felaket. Suyu, toprağı her şeyi etkiler. Buradan kamyonlar geçecek, berbat bir şey olacak. Benim bahçem bayağı büyük, bütün kazanımımı buraya yatırdım, burayı cennet gibi yaptım. Şimdi benim yolumun üzerinden kamyonlar geçirecekler. Yukarıdan dağdan gelen kaynak suyum var. O su kirlenecek. Ellerimle suladığım, diplerini çapaladığım ağaçlar zarar görecek. Doğaya zarar gelmesin diye bu uğurda canımı bile veririm ama bu adam kimseyi dinlemiyor. Aklına ne koyduysa yapıyor. Doğa veya başka bir şey umrunda değil…"

DAHA FAZLA