Suriyeli Ali El Hemdan’ı katleden polise 25 yıl hapis cezası

Suriyeli Ali El Hemdan’ı katleden polise 25 yıl hapis cezası

Adana'da Ali El Hemdan’ı vuran polis Fatih Karaca'ya 'kasten öldürme' suçundan müebbet hapis cezası verildi, mahkeme heyeti cezayı 25 yıla indirdi.

Poyraz Ahmet İnanç

Adana'da 18 yaşındaki Suriyeli Ali El Hemdan’ı katleden polis Fatih Karaca’nın yargılandığı davada karar çıktı. Buna göre sanık polis Fatih Karaca'ya 'kasten öldürme' suçundan müebbet hapis cezası verildi. Mahkeme heyeti ise Karaca'nın cezasını 25 yıla indirdi.

Ali El Hemdan, 28 Nisan 2020 tarihinde polis Fatih Karaca’nın silahından çıkan kurşunla katledilmişti. Cinayete ilişkin polis Fatih Karaca tutuklanırken, Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde de dava açılmıştı.

Davanın dün görülen 7’nci duruşmasında karar çıktı. Karara göre Fatih Karaca, 'kasten öldürme' suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldı. 

Mahkeme heyeti geçmişteki hali ve olaydan sonraki davranışları ve verilen cezanın geleceği üstündeki olumsuz etkileri gerekçesiyle müebbet hapis cezasını 25 yıla indirdi.

'YARGILAMA TARAFSIZDI'

Sanık polis Fatih Karaca'ya verilen 25 yıl hapis cezasını ve yargılama sürecine ilişkin İleri Haber'e değerlendirmelerde bulunan Ali El Hemdan'ın avukatı Rıdvan Şahin, "Yargılama tarafsızdı. Hakime hanım, sanık Karaca'nın polis olmasını umursamadı" dedi.

Av. Şahin şöyle devam etti:

"Öldürme suçu ile ilgili TCK’da üç nitelik var. Biri ağırlaştırılmış müebbet, biri müebbet, diğeri ise 25 yıl hapistir. Dava zaten müebbet hapis cezası için açılmış bir davaydı, karar da ona yönelik çıktı. Lakin TCK 62’de 10-15 unsurlu bir indirim hali var. Yani sadece takdirli indirimden faydalandı. Bunu da şu sebeple verdi mahkeme; sanık polisin olay sonrasında kaçmadığı ve maktul ile ilgilenmesinden kaynaklı onu orada bırakıp kaçmaması, onunla ilgilenmesi bu kavramlar yani. Bir takdirli indirim uygulandı ama bu indirim karşı oy ile uygulandı. Yani 2 hakim indirim alması için oy kullandı. Mahkeme başkanı ise kişinin indirim almaması, müebbet hapis cezasına çarptırılmasına oy verdi.

'KOLLUK HALKA KARŞI HASSAS OLMALIDIR'

Polis memuruna omzunuz bile çarpsa, 'polise karşı mukavemet' öyle bir oturtuluyor ki... Bu suçu işleyen kişinin beraat alması çok çok zor bir ihtimal. Muhatap polis olduğu için polis lehine kararlar alınıyor. İstisnalar muhakkak vardır. Bu yargının bilinçli hareketi. Toplumun, polise karşı 'dikkatli' olmasını sağlıyorlar. Bizim savunmalarımızdan biri de; madem ki polise karşı hassasiyet var, o hâlde kolluk da görevini yerine getirirken halka karşı hassas olmalıdır. Yani burada bir müebbet ya da ağırlaştırılmış müebbet çıksaydı kolluk da şunu derdi 'Benim yaptığım yanıma kalmaz.' Kaldı ki polisin pandemi nedeniyle maske ve sokağa çıkma yasağı gibi sebeplerden dolayı kendisinden hızlı hızlı yürüyerek uzaklaşmaya çalışan birisinin, mesleki tecrübeyle ceza almamak için kaçtığını anlar. Kaldı ki polis mevduatına göre 3 kez 'dur' ihtarında bulunması gerekiyor. Sonra havaya uyarı ateşi açar, en son yaralamak suretiyle, yani etkisiz hâle getirmek için silahına başvurur. Fakat burada öldürmeye yönelik vuruyor. Israrla şahsın epilepsi hastası olması ve o gün oruç tutmasından kaynaklı silahın ateşlendiğini savunuyorlar. Fakat bir polis memuru epilepsi hastası ise o gün oruç tutmamalıydı. Oruç onu etkiliyor ise o gün o görevde olmamalıydı."

Av. Şahin ayrıca Ali El Hemdan'ın ailesinin İçişleri Bakanlığı'na tazminat davası açtığını belirtirken, 25 yıl hapis cezasının istinaftan geçmemesi durumunda konuyu Yargıtay'a taşıyacaklarını söyledi.