Sur'da kazı sırasında bir cenaze bulundu
2015 yılında sokağa çıkma yasaklarının olduğu zamanlardan bu yana kayıp cenazelerin olduğu Sur ilçesinde, yapılan kazı çalışmaları sırasında bir cenaze bulundu.
07-02-2021 14:31

Diyarbakır iline bağlı, Sur ilçesinin Hasırlı Mahallesi’nde restorasyon çalışmalarının devam ettiği 5 Şubat’ta bir cenaze bulundu.
Welat Gazetesi’nde yer alan habere göre, gazeteye konuşan ve adını vermek istemeyen şirket çalışanı, Katolik Kilisesi ve Hasırlı Mescidi arasında bulunan alanda yapılan kazı çalışmaları sırasında beyaz bir beze sarılı cenaze bulduklarını söyledi. Cenazenin bulunması üzerine olay yerine gelen polislerin kendilerini bölgeden uzaklaştırdıklarını belirten şirket çalışanı, alanın çembere alınarak Adli Tıp Kurumu (ATK) ekiplerinin beklendiğini aktardı. Şirket çalışanı, 2 saatin ardından cenazenin polisler tarafından götürüldüğünü belirtti.
Kazı çalışması sırasında bulunan cenazenin, Sur ilçesinde 2 Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında 106 gün süren çatışmalarda ölenlerden birinin cenazesi olduğu tahmin ediliyor.
HAKAN ARSLAN'IN CENAZESİ 5 YILDIR KAYIP
Çatışmaların devam ettiği 22 Ocak 2016’da yaşamını yitiren ve Hasırlı Camisi’nin yanında defnedildiği belirtilen Hakan Arslan’ın ailesi, 5 yıldır çocuklarının cenazesini arıyor. Cenazesini bulmak için onlarca kez Diyarbakır’a gelen ailenin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ve İçişleri Bakanlığı’na yaptığı başvurular da reddedilmişti.
İLGİLİ HABERLER
Mehmet Büyük evli olduğu Süryan Büyük'ü öldürdü ve 3 kişiyi yaraladı!
Diyarbakır'da evli olduğu Süryan Büyük'ü öldüren ve ailesinden 3 kişiyi de yaralayan Mehmet Büyük'ün daha önce de kadına şiddet uyguladığı ortaya çıktı.
29-01-2021 14:11

Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesine bağlı Hantepe Mahallesi'nde ikamet eden Mehmet Büyük adlı erkek, evli olduğu Süryan Büyük’ü öldürdü. Fail erkek, büyük oğlunu, Süryan Büyük'ün ismi kız kardeşini ve kendi yeğenini de yaraladı.
Edinilen bilgilere göre, Süryan Büyük, Mehmet Büyük'ten gördüğü şiddet sonucu bir ay önce evinden ayrılarak sığınma evine yerleşti. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'nce 4 çocuğu yurda yerleştirilen Büyük, 2 çocuğuyla 1 ay sığınmaevinde kaldı. Büyük, daha sonra babasının Kayapınar ilçesi Gaziler semtindeki evinde kalmaya başladı. Ancak kadın, barışma vaadiyle ikna edilmesi üzerine yeniden evine döndü.
Taşınma işleri için Süryan Büyük'ün kız kardeşi Fatma Sever ve Mehmet Büyük'ün yeğeni yardıma geldi. Bu sırada gelen Mehmet Büyük ile evdekiler arasında bilinmeyen nedenle tartışma çıktı. Tartışma esnasında tabancasını çıkaran Mehmet Büyük, ateş etmeye başladı. Mermilerin hedefi olan Süryan Büyük, olay yerinde yaşamını yitirirken, kız kardeşi Fatma Sever, oğlu Azad ve Mehmet Büyük'ün yeğeni de yaralandı.
Yaralılar, ihbarla gelen sağlık görevlilerince ambulanslarla hastaneye kaldırıldı. Tedaviye alınan yaralılardan Fatma Sever'in sağlık durumunun kritik olduğu öğrenildi.
Güvenlik güçleri, saldırı sonrası kaçan Mehmet Büyük'ün yakalanmasına yönelik çalışmalarını sürdürüyor.
Yerine kayyum atanan başkanın davası avukatlarından habersiz görüldü
Kocaköy Belediye Eş Başkanı Rojda Nazlıer hakkında "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla açılan davanın ikinci duruşmasının, Nazlıer'in avukatlarına haber verilmeden 2 Nisan’da görüldüğü ortaya çıktı.
20-04-2020 13:55

İçişleri Bakanlığı tarafından yerine kayyum atanarak tutuklanan Diyarbakır'ın Kocaköy Belediye Eş Başkanı Rojda Nazlıer hakkında "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla açılan davanın ikinci duruşması bugün görülecekti. Duruşma öncesi dosyaya bakmak için adliyeye giden Rojda Nazlıer’in avukatları, kendilerine haber verilmeden duruşmanın 2 Nisan’da Diyarbakır Adliyesi 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldüğünü öğrendi. Mahkeme tutanağında buna gerekçe ise yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını olarak gösterildi.
Koranavirüs salgını ile mücadele kapsamında Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Genel Sekreterliğinin 13 Mart 2020 tarihli yazısına, ''Daha önce tutuklu ve ivedi işler dışındaki duruşma, müzakere ve keşiflerin ertelenmesine karar verildiği, sadece tutuklu dosyaların devam ettiği'' kararının olduğunu hatırlatıldı. Tutuklu sanık ve müdafinin bu aşamada dinlenmesinin zorunluluk teşkil etmediği ve kamu sağlığının önceliği olduğu kanaatine varıldığının iddia edildiği tutanakta, açılan 2’nci celseye katılanın olmadığı ve yargılamanın devam ettiği belirtildi.
SAVCI TUTUKLULUĞUN DEVAMINI İSTEDİ
Nazlıer ve avukatlarının katılmadığı duruşmada, tanık Emre hakkında yazılan talimatın ikmal edilmediği, dijital incelemenin henüz dönmediği, gizli tanık beyanlarının henüz alınmadığını ifade edildi. Rojda Nazlıer’in avukatlarının tutukluluk haline ilişkin Diyarbakır 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne yaptığı itirazın reddedildiği hatırlatıldı. Bunun ardından iddia makamı, suçun vasfı ve mahiyeti, mevcut delil durumu, cezanın alt ve üst sınırı gerekçesi ile tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.
TUTUKLULUĞUN DEVAMINA KARAR VERİLDİ
Artı Gerçek'ten Remzi Budancir'ın haberine göre, mahkeme heyeti kararında da HSK Genel Sekreterliğinin ve Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Bakanlığı Personel ve Genel Müdürlüğü’nün koronavirüs salgını ile ilgili yazılarına atıf yaptı. Salgının yayılma hızı, yüksek risk oluşturması, kamu sağlığının önceliğinin dikkate alınarak gelen evraklar çerçevesinde sanığın tutukluluk halinin değerlendirilmesi yapılmak sureti ile duruşmanın 22 Haziran’a ertelenmesine karar verdi. Nazlıer’in suçun vasfı ve mahiyeti mevcut delil durumu, atılı suçun CMK 100 maddesinde yer alması cezanın alt ve üst sınırı, eylemin katalog suçlardan olması gerekçelerini sıralayan mahkeme, adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağını belirterek tutukluluk halinin devamına karar verdi.
'HSK’NIN KARARINA AYKIRI HAREKET EDİLDİ'
Nazlıer’in avukatı Diyar Çetedir ise kendilerine haber verilmeden duruşmanın görülmesine tepki gösterdi. HSK tavsiye kararında tutuklu dosyalarda duruşma yapılması acil işlerden sayıldığını hatırlatan Çetedir, “Bu durumda avukatlara ve müvekkillerine haber verilmeden görülen duruşmalarla HSK kararına aykırı davranıldığı görülüyor” dedi. Mahkemenin HSK kararını aykırı davrandığını ifade eden Çetedir, HSK kararında ya dosya üzerinden tutukluk değerlendirilmesi, ya da müvekkilinin SEGBİS’le katılarak görüşünün sorulması gerektiğini belirtti. Mahkemenin bu karara aykırı hareket ettiğini söyledi.
Öte yandan yerine kayyum atanarak tutuklanan Sur Belediye Eş Başkanı Filiz Buluttekin’in 15 Nisan’da Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesi gerekirken duruşması 2 Nisan’da avukatlarından habersiz görülmüştü.
UNESCO korumasındaki 7 bin yıllık sura balkon yapıp, dibine beton döktüler!
Diyarbakır’da UNESCO koruması altındaki tarihi surun bedenine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından balkon yapıldı.
24-01-2020 18:38

Diyarbakır’ın UNESCO koruması altındaki surların hemen dibinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan çalışmalar ve TOKİ’nin ihalesiyle 6 ayda tamamlanan "Millet Bahçesi" projesi kapsamında, tarihi sur bedenine balkon yapıldı. Surların dibine beton dökülürken, önüne de istinat duvarı örüldü.
Çin Seddi’nden sonra dünyanın en uzun suru olma özelliğine sahip olan 7 bin yıllık Diyarbakır surları dibinde yapılan ‘Millet Bahçesi’ projesinin izinsiz ve kültürel mirasın korunması hassasiyeti gözetilmeksizin yapıldığı olduğu ortaya çıktı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan çalışmalar ve TOKİ’nin ihalesiyle geçtiğimiz yıl UNESCO koruması altındaki tarihi surlar ile Hevsel Bahçeler arasında bulunan Fiskaya’da yapımına başlanan proje için iş bitirildikten sonra Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’na başvuruldu. Yapılan başvuruya Koruma Kurulu’nun verdiği yanıt ile projenin izinsiz yapıldığı açığa ortaya çıktı.
MİMARLAR ODASI 'KORUMA KURULU'NUN ONAYI VAR MI' DİYE SORDU, MÜDÜRLÜK 'VAR' DEDİ
UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde bulunan tarihi surlar ile koruma bandı içerisinde kalan 150 dönümlük alanda yapılan "Millet Bahçesi" proje hayata geçirilmeden önce Diyarbakır Mimarlar Odası tarafından tepkiyle karşılandı.
Diyarbakır Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne başvuran Mimarlar Odası, “Söz konusu proje için kültürel etki değerlendirme raporu hazırlanmış mıdır? Proje yapımı öncesinde arkeolojik herhangi bir kazı ya da benzeri bir çalışma yapılmış mıdır? Projenin uygulaması aşamasında Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu ya da benzeri kurumlardan uzmanların görüşü alınmakta mıdır? Müşavir firmada bu projede görevlendirilmiş uzman arkeolog istihdam edilmekte midir?” diye sordu. Müdürlük verdiği yanıtta “Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 19.09.2017 tarih ve 5054 sayılı kararı ile onaylanmıştır” dedi.
Uzmanların tepkisine rağmen kepçelerle tarihi alanda yapılan kazılarla yapımına başlanan Millet Bahçesi kapsamında tarihi surların dibi kazılarak teraslama için istinat duvarları örüldü. Fiskaya tarafında bulunan sur beden duvarındaki açıklığa demirler çakılarak balkon yapıldı. Araç trafiğine de açılan bölgede ağaçlandırma ve sulama için tesisat döşendi. Tarihi dokuda yaratılan onca tahribata rağmen “Onayı var” diyen Koruma Kurulu’nun hiçbir denetimde bulunmadığı öğrenildi.
KORUMA KURULU'NA, PROJEYİ BİTİRDİKTEN SONRA BAŞVURDULAR
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 24 milyon harcadığı projeyi bitirdikten sonra Koruma Kurulu’na başvurdu. Bu başvuru ile her iki kurumun arasında ciddi bir çelişkinin olduğu gerçeği açığa çıktı. Çevre ve Şehircilik İl Müdürü’nün “onayı var” dediği Koruma Kurulu’nun yapılan başvuru ile ilgili yanıtı kafaları karıştırdı. Proje ile ilgili yapılan başvuruyu değerlendiren Koruma Kurulu “Millet Bahçesi işi kapsamında sunulan uygulama projesi ve izinsiz uygulamalara ilişkin” şeklinde ifade ettiği proje ile ilgili aldığı kararları 8 madde şeklinde sıraladı.
‘Sur beden duvarında yapılan balkon uygulamasının ivedilikle kaldırılmasına…’
Koruma Kurulu’nun proje ile ilgili aldığı kararlar şöyle:
Diyarbakır ili Sur ilçesi “Diyarbakır kalesi ve Hevsel bahçeleri Dünya miras alanı ve tampon bölgesinde yapılacak her türlü uygulama öncesi Bakanlığın 08.02.2017 tarihli Bakanlık makam oluru ile kurulan Diyarbakır surları Hevsel bahçeleri kültürel peyzaj alanı yönetimi bilim komisyonunun görüşünün alınması gerektiğine
Projede “C” yolu olarak tanımlı yolun güneyinde yer alan Teraslama için yapılan istinat duvarlarının silueti olumsuz etkilediğinden bahse konu alanda bitkilendirme veya doğal eğimi koruyacak dolgu malzemesi ile doldurma alternatifleri ile düzenlenerek revize edilmesine
Sur beden duvarında yapılan balkon uygulamasının ivedilikle kaldırılmasına
Yerinde yapılan incelemede zeminin yaklaşık 1,5 metre üzerinde bulunan su deposunun avam projedeki şekliyle zemin altına kalacak şekilde gizlenmesinin sağlanmasına
Hevsel bahçelerinde yakın olan “E” olarak tanımlı yolun kesinlikle araç trafiğine açılmaması ve buna ilişkin gerekli önlemlerin alınması gerektiğine
62 nolu burç ile Keçi burcu arasında ağaçlandırma yapılmamasına Kale beden duvarına zarar vereceğinden bu alanda sulama yapılmasını sağlayan sulama altyapı hattının kaldırılmasına surlardan itibaren bir metrelik alanın çakıl veya mucurla kaplanmasını
Keçi burcu bitişiğindeki Sur duvarlarının önünde kısmen görülen kale dış sur kalıntılarının korunması için bu alandaki çalışmaların ve Keçi burcu çevresinden geçen beton yolun sur duvarları ve burçlarla birleştiği noktalarda titreşim yaratmayan aletlerle kesilerek bu noktalara çakıl veya mucur dökülmesi, çalışmalarının Müze müdürlüğü uzmanları denetiminde yapılmasına
Projede Keçi Burcu’nun etrafını dolaşan yolda güvenlik maksadıyla uygulanan metal korkulukların farklı alternatiflerle çözülmesine…
Diyarbakır Kültür Varlıklarını Korumu Kurulu yanıtında “Yukarıda maddeler halinde belirtilen hususların dikkate alınarak hazırlanacak uygulama projesinin Kurulumuza iletilmesinden sonra konunun yeniden görüşülmesine karar verildi” dedi.
'DİCLE NEHİR ISLAH PROJESİNDE DE AYNI ŞEY YAPILMIŞTI'
Konuya ilişkin Sputnik’e konuşan Diyarbakır Mimarlar Odası Şube Başkanı Şerefhan Aydın, projenin uygulamaya başladığı anda kurumlara uyarıda bulunduklarını belirterek “Çünkü orası hem kültürel miras olarak tescillenen Diyarbakır surları hem de Hevsel bahçelerinin tampon bölgesidir. Dolayısıyla orada yapılacak bir çalışmanın kesinlikle çok titizce yapılması gerekiyor. Bunun prosedür olarak bazı uygulamaları vardır, özellikle burada bu çalışma yapılırken ‘kültürel mirasa nasıl bir etki yapar’ bunun açığa çıkması gerekiyordu. Bu nasıl yapılır, Kültürel Miras Etki Değerlendirme Raporu dediğimiz UNESCO’ya sunulması gereken bir raporun hazırlanması gerekirdi. Daha önce Dicle Nehri Islah Projesinde de biz aynı süreci yaşadık. Çalışmaya başladılar, Dicle Nehrini sözde ‘ıslah etme’ adı altında bazı müdahalelerde bulundular. Biz de orada hem dava açtık hem çağrı yaptık. Dedik ki ‘böyle bir çalışma yapıldığı zaman bunun usulleri, tekniki, bilimsel yöntemleri vardır. UNESCO’ya, kültürel mirasa nasıl bir etki yaptığına dair rapor sunulması ve UNESCO’nun görüşü sonrasında projenin uygulanması lazım. Ancak bu süreci atladılar ve en son mahkeme kararı sonrası proje durduruldu. Şimdi aynısı da burada geçerli” şeklinde konuştu.
'KÜLTÜREL MİRAS ETKİ DEĞERLENDİRME RAPORU'NUN HAZIRLANMASI LAZIMDI'
Fiskaya’da Millet Bahçesi projesinin uygulamaya başladığında itiraz ettiklerini belirten Aydın şunları söyledi: “Birincisi dedik ki Kültürel Miras Etki Değerlendirme Raporu’nun hazırlanması lazım. Çünkü yapılan uygulamalarda bazı noktalar kesinlikle aykırıdır. Hem bütünlük açısından baktığımızda Hevsel ile surlar arasında yapılan bu uygulamaların bütünlük itibariyle uygunsuzluğu hem de orada surlardan düşen bazı yapı kalıntılarının, işlemeli sur taşlarının orada gömülü olma ihtimaline karşı arkeolojik kazı yapılması gerekir diye madde madde çağrı yaptık. Aynı şekilde Çevre Şehirciliğe ve Koruma Kurulu’na yazı da yazdık, ‘bu projeden haberiniz var mı? Onayınız var mı?’ diye. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü bize verdiği cevapta ‘evet bu yapılan proje Millet Bahçesi projesidir Koruma Kurulu tarafından onaylandı’ dedi. Biz bunu teşhir ettik. Çünkü surun hem sıfırında ciddi ağır iş makinalarıyla kazı yapılması, bu titreşimden kaynaklı sura zarar vermekte. Biz bunu söyledik, dikkate almadılar.”
'YAKINDA UNESCO HEYETİ GELECEĞİ İÇİN KENDİLERİNİ AKLAMAYA ÇALIŞIYORLAR'
“O kazıda tesisat döşemesi için yapıldı, aynı şekilde surun hemen sıfır noktasına beton döküldüğü ortaya çıktı” diyen Aydın şöyle devam etti:
“Surda bazı açıklıklara çelikten teras yapılması, sura monte edilmesi gibi yanlış uygulamalar vardı. Buna dair o dönem yaptığımız itiraz ve çağrı kabul görmedi ama şimdi gelin görün ki 2020 yılında UNESCO heyeti geleceği için Koruma Kurulu kendini aklamak adına bu yapılan yanlış uygulamaları ‘benim haberim yoktu’ ya da ‘şerhim var, itirazım’ var algısı yaratmak adına şu an bir itirazda bulunmuş. Bizim o dönem yaptığımız itirazları madde madde yazmış, bunların dönüşmesi gerekir şeklinde bir uyarı yazısı göndermiş. Oysa bu işi yaparken bu suçu iki kurum birlikte işledi. Biz de üçüncü taraf olarak biz itirazlarımızı yaptık ama dikkate alınmadı. Şu an kültürel mirasa ciddi bir tahribat yapıldı.”
Tarihi Hasan Paşa Hanı'na cam balkon taktılar!
İşletme karşılığı kiraya verilen Diyarbakır’ın birinci derecen tescilli yapıları arasındaki tarihi Hasan Paşa Hanı’na işletme sahipleri cam balkonlar yaptı.
20-12-2019 16:01

Tescilli Kültür Varlıkları Listesi’nde yer alan tarihi Diyarbakır evlerinin Sur'da 2015'teki yasaklar sonrası kepçelerle yıkılmasıyla başlayan ve Diyarbakır surlarının taşlarının sökülüp satılmasıyla devam eden kültür varlıklarının tahribi, Hasan Paşa Hanı’yla devam ediyor.
İşletme karşılığı kiraya verilen Diyarbakır'ın birinci derecen tescilli yapıları arasındaki tarihi Hasan Paşa Hanı'na işletme sahipleri cam balkonlar yaptı.
TESCİLLİ 700 YAPI ARASINDA
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun Tescili Kültür Varlıkları Listesi’nde yer alan Diyarbakır'daki yaklaşık 700 yapı arasında bulunan Hasa Paşa Hanı'nın alt ve üst katlarındaki tüm balkonları cam balkona çevrildi.
Olumsuz hava koşulları ve iç mekânların sınırlılığı nedeniyle müşteri kaybeden işletme sahipleri, müşteri kapasitelerini artırmak için Hasan Paşa Hanı'nın saçak, eyvan ve balkonlarına cam balkon yaptı. Tarihi yapıyla uyumsuz bir görüntü sergileyen cam balkonların demir profilleri tarihi yapının duvarlarına çivilenerek, yapıda tahribat oluşturuldu.
Hanın tarihi dokusunu bozan cam balkonların takılmasına, hanın 300 metre uzağında bulunan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Bölge Müdürlüğü ile Vakıflar Bölge Müdürlüğü ise seyirci kaldı.
‘CEZASIZLIK ÖNÜNÜNÜ AÇTI’
Hasan Paşa Hanı'na esnafın yaptığı ve yetkililerin göz yumduğu tahribatı değerlendiren TMMOB Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Başkanı Şerefhan Aydın, “Doğru bir uygulama değildir, çünkü orası tescilli kamu yapısı niteliği vardır. Dolayısıyla yapılacak herhangi bir müdahalenin kesinlikle Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu Bölge Müdürlüğü tarafından denetlenip, uygulama yapılması gerekir, ama maalesef son dönemdeki o cezasızlık durumu, 3 yıldır Sur'daki olaylar, tarihe yaklaşım, bu tür uygulamaların önünü açtı" diye konuştu.
‘BİR ÇİVİ DAHİ ÇAKILAMAZ’
"Sur, bir denetimsizlik durumu, kontrolsüzlük durumunun uygulandığı bir bölge oldu" diyen Aydın, şöyle devam etti:
"Oysaki Sur'da bir çivi dahi çakıldığında Korumu Kurulu’nun müsaadesiyle, kontrolünde yapılması gerekir, ama bu yapılmadı. Dolayısıyla bu Koruma Kurulu, bir yerde de Sur Belediyesinin de görevidir. Bir yerde kurumlar bu işlerini yapmamaktadırlar. Bir yerde artık sorumluluklarını yerine getirmiyor. Biz kurumlara sorumluluklarını hatırlatma kurumuna dönüşmüşüz. Dolayısıyla böyle bir uygulamanın kabul edilebilir bir yanı kesinlikle yoktur, çünkü tescilli yapı denildi mi artık kişinin kendi mülkü olsa dahi tüm insanlığın ortak mirası, değeri olduğu için böyle müdahaleler yapılamaz. Yapı onun mülkü dahi olsa bunu yapamaz. Ortak mirasa böyle yaklaşılamaz. Bu noktada Koruma Kurulu’nun, Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün ve Sur Belediyesi’nin görevini yapması lazım.”
HDP'li Sur Belediye Eş Başkanı Filiz Buluttekin gözaltına alındı
HDP'li Sur Belediye Eş Başkanı Filiz Buluttekin, evine yapılan baskının ardından gözaltına alındı.
20-12-2019 07:47

Diyarbakır’ın Sur ilçesinin HDP’li Belediye Eş Başkanı Filiz Buluttekin, evine yapılan baskınla gözaltına alındı. Buluttekin’in evine şafak baskını yapan polisler, Sur Belediyesi eş başkanının evinde arama yaptıktan sonra Buluttekin'i gözaltına aldı.
Ev baskınını ve gözaltı haberini Filiz Buluttekin'in avukatı Sertaç Buluttekin sosyal medya hesabından duyurdu.
Av. Buluttekin, eve baskın sırasında polislerin Filiz Buluttekin’i, eşini ve 10 yaşındaki oğlunu yere yatırıp kafalarına silah dayadıklarını aktardı.
Müvekkilim Sur Belediye Başkanı Filiz Buluttekin evine baskın düzenlenerek göz altına alındı. Eve giriş sırasında polisler Filiz Buluttekin'i, Eşini ve 10 yaşindaki oğlunu yere yatırıp kafalarına silah dayamışlar!
— Sertaç Buluttekin (@srtcblttkn) December 20, 2019
Polis şiddeti ve hukuksuzluk artık rutin!!
Diyarbakır ve Cizre'de Suriye harekâtını protesto etmek isteyen HDP'lilere polis engeli: Gözaltılar var
Türkiye'nin Suriye harekâtını Diyarbakır ve Cizre'de protesto etmek isteyen yurttaşlar, polis tarafından engellendi. Cizre'de birçok HDP'li darp edilerek gözaltına alındı.
14-10-2019 12:56

HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde AKP hükümetinin Suriye harekâtını protesto etmek isteyen yurttaşlar polis tarafından engellendi. Polis, HDP binasına barikat kurarak binaya giriş ve çıkışları kapattı, dışarı çıkmak isteyenlere biber gazı sıktı. Cizre’de ise açıklama yapmak isteyen HDP’lilere müdahale eden polis çok sayıda kişiyi darp ederek gözaltına aldı.
HDP Diyarbakır il ve ilçe örgütleri, sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile il binasında saat 12.00’da Kuzey Suriye’ye askeri harekat ile ilgili basın açıklaması yapmak için parti binalarından çıkmak isterken, kapıda bekleyen polis barikatıyla karşılaştılar.
Valiliğin yasak kararını gerekçe gösteren polis, dışarı çıkıp açıklama yapmak isteyen gruba biber gazı ve coplarla saldırdı.
HDP milletvekillerinin Diyarbakır Valiliği nezdinde yaptığı görüşmeler sonuç vermezken, HDP milletvekilleri Saliha Aydeniz, Dersim Dağ, Remziye Tosun, Semra Güzel ve Musa Farisoğulları, bina önündeki merdivenlerde bir süre oturdu.
CİZRE'DE ÇOK SAYIDA KİŞİ DARP EDİLEREK GÖZALTINA ALINDI
Şırnak’ın Cizre ilçesinde de HDP’liler Suriye harekâtına ilişkin il binası önünde bir basın açıklaması yapmak istedi. Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre sabahın erken saatlerinde çok sayıda zırhlı araçla parti binası önünü ablukaya alan sivil ve özel hareket polisi, parti binası girişini kapattı.
HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir ve belediye eşbaşkanlarının da aralarında olduğu çok sayıda kişinin yapmak istediği açıklama, polis tarafından engellendi. Eylem engeline, Valilik tarafından eylem ve etkinliklere getirilen “yasak” kararını gerekçe gösteren polis, parti binasına gitmeye çalışan kitleye de izin vermedi.
Polis, bu sırada çok sayıda kişiyi darp ederek gözaltına aldı.
Nuran İmir’in bina önünde başlattığı oturma eylemi ise polis ablukası eşliğinde sürüyor.
İyi Partili Ağıralioğlu'ndan HDP açıklaması: 'Fezlekeler geldiğinde 'evet' diyeceğiz'
İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Ağıralioğlu, TBMM'ye gönderilen HDP'li 9 milletvekili hakkında, "Biz HDP'yi problemli görüyoruz, terörün gölgesinde görüyoruz. Dolayısıyla 'Evet' diyeceğiz" dedi.
25-02-2021 09:59

İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Ağıralioğlu, CNN Türk'te yayınlanan Tarafsız Bölge programına konuk oldu.
Program'da Türkiye gündemine ilişkin açıklamalarda bulunan Ağıralioğlu, Ahmet Hakan'ın haklarında fezleke hazırlanan 9 HDP'li hakkında nasıl bir tutum sergileyeceklerine ilişkin sorusuna yanıt verdi.
Ağıralioğlu, "Biz HDP'yi problemli görüyoruz, terörün gölgesinde görüyoruz. Dolayısıyla TBMM'de bu üslupla siyaset yapmalarını uygun bulmuyoruz. Evet diyeceğiz" dedi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu 6-7-8 Ekim 2014'teki Kobani olayları ilgili kamu davasında HDP'li 27. Dönem Milletvekilleri Fatma Kurtulan, Garo Paylan, Hüda Kaya, Meral Danış Beştaş, Hakkı Saruhan Oluç, Serpil Kemalbay Pekgözegü, Sezai Temelli, Pero Dündar ve Pervin Buldan hakkında fezleke düzenlemişti.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi'nde rektör, dekan ve öğretim görevlileri dahil 27 kişi akraba çıktı
Üniversitelerdeki akraba kayırmacılığı sık sık Türkiye gündeminde yerini alırken bir haber de İzmir Katip Çelebi Üniversitesi'nden geldi. Üniversitede görevli rektör, rektör yardımcısı, dekan ve öğretim görevlileri arasında 27 kişi birbiriyle akraba çıktı.
25-02-2021 09:36

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi'nde rektör, rektör yardımcısı, dekan ve öğretim görevlileri arasındaki 27 kişi birbiriyle akraba çıktı. CHP Milletvekili Mahir Polat “Binlerce vatandaşımız sınavlarda alın teri dökerken bu kadrolara birileri sınavsız geliyor. Kul hakkından bahsedenler, eş dost atamaları için kul hakkı yiyor” dedi.
Başak Kaya'nın Sözcü'de yer alan haberine göre, Polat'ın TBMM'ye verdiği soru önergesine Rektör Prof. Saffet Köse şu cevabı gönderdi:
"Şube müdürlüğünden daha üst görev niteliğinde bulunan kadrolardan 16'sının şube müdürlüğü kadrolarına sınavsız olarak atamasının yapıldığı; rektör, rektör yardımcısı, dekan ve öğretim görevlileri arasından tespit edilebilen 27 kişinin birbiri arasında akrabalık bağı bulunduğu görülmüştür."
Bilim Kurulu bugün toplanıyor: Normalleşme nasıl başlayacak?
Koronavirüs Bilim Kurulu bugün toplanacak. Toplantıda 'normalleşme' sürecinin ele alınması bekleniyor.
25-02-2021 09:21

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın başkanlığında toplanacak.
Sağlık Bakanlığı Bilkent Yerleşkesi'nde 17.00'de başlayacak toplantının ardından Bakan Koca'nın saat 19.00'da açıklama yapması bekleniyor.
Toplantıda, 1 Mart'ta başlanacağı duyurulan normalleşmenin ele alınacağı tahmin ediliyor.
TÜRKİYE'DE SON DURUM NE?
Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı son verilere göre Türkiye'de 75 kişi daha hayatını kaybederken, 9 bin 561 yeni vaka tespit edildi.
Virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin toplam sayısı 28 bin 285'e, toplam vaka sayısı ise 2 milyon 665 bin 194'e yükseldi.
Hazine ve Maliye Bakanı Elvan: 'Ekonomik reform' çalışmalarımızda sona gelindi
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, 'ekonomik reform' çalışmalarının tamamlandığını duyurdu. Elvan, "Sayın Cumhurbaşkanımız Mart ayının ikinci haftasında kamuoyuyla paylaşacak" dedi.
25-02-2021 09:10

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, sosyal medya hesanından 'ekonomik reform' çalışmalarının tamamlandığını açıkladı.
Twitter hesabından açıklama yapan Elvan, "Reform politikalarımızın detaylarını Sayın Cumhurbaşkanımız Mart ayının ikinci haftasında kamuoyuyla paylaşacak. 2021 yılı reformlar yılı olacak" dedi.
Elvan şunları kaydetti:
"Makroekonomik İstikrar Politikalarını ve Yapısal Politikaları içeren 'Ekonomik Reform' çalışmalarımızda sona geldik. Reform politikalarımızın detaylarını Sayın Cumhurbaşkanımız Mart ayının ikinci haftasında kamuoyuyla paylaşacak. 2021 yılı reformlar yılı olacak."
Makroekonomik İstikrar Politikalarını ve Yapısal Politikaları içeren "Ekonomik Reform" çalışmalarımızda sona geldik.
— Lütfi Elvan (@lutfielvan) February 25, 2021
Reform politikalarımızın detaylarını Sayın Cumhurbaşkanımız Mart ayının ikinci haftasında kamuoyuyla paylaşacak.
2021 yılı reformlar yılı olacak 🇹🇷🇹🇷
Erdoğan: Bugün yanımızda maalesef kimler var
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin İstanbul il kongresinde "Yola çıktık, yanımızda kimler vardı, ama bugün maalesef kimler var" dedi.
24-02-2021 21:00

AKP'nin İstanbul 7. Olağan Kongresi'ne katılan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın buradaki konuşması sırasında dili sürçtü ve “Bu yola çıkarken unutmayalım yanımızda kimler vardı ama bugün maalesef kimler var” ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın dilinin sürçtüğü anlar, AKP'nin yeni İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe ve yönetimini tebrik etmesinden sonra gerçekleşti.
Yunanistan: Ayasofya yeniden müze olsun
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, İstanbul’daki Ayasofya Camisi’ne yeniden müze statüsünün verilmesi gerektiğini söyledi.
24-02-2021 20:23

Cami yapılması hem Türkiye'de hem de farklı ülkelerde gündem olan Ayasofya için Yunanistan'dan bir çağrı geldi. Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi’nin video konferans yoluyla düzenlenen oturumunda, “Yunanistan için özel önem taşıyan bir konuya da değinmek istiyorum, kültürel haklara tam uyulması. Tüm ülkeler, siyasi, ekonomik, kültürel sistemleri ne olursa olsun, kültürel anıtların statüsünü değiştirmekten kaçınmalı” diye konuştu.
Sputnik'te yer alan habere göre, anıtın statüsünün değiştirilmesi için önce ilgili toplulukların onayını almanın, BM ve UNESCO gibi kurumlar dahil ilgili taraflara önceden bilgi vermenin zorunlu olduğunu savunan Dendias, “Diğer şeylerin yanı sıra, Ayasofya anıtının camiye dönüşmesini kastediyorum. Bu, kültürel mirasa saygı kavramına aykırı. Biz, diğer uluslararası örgütler ve kurumlarla birlikte, bu anıta eski statünün geri verilmesini talep ediyoruz” ifadesini kullandı.