Sümeyye Erdoğan'ın hayatı kitap oldu
Tayyip Erdoğan'ın yanından ayırmadığı kızı Sümeyye Erdoğan'ın hayatı, yandaş bir yazar tarafından kitaplaştırıldı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan, Betül Soysal Bozdoğan imzalı "Yeni Türkiye'nin Kadınları" imzalı kitaba hayat hikayesini anlattı.
"Yeni Türkiye; totaliter devletin, vesayetçi yönetimin, tek boyutlu bir toplum tasarımının, halk karşıtı bir duruşun olmadığı bir tasavvur.. Yani demokrasisi normalleşen, kimliklerin hepsine eşit mesafede duran, ekonomisi büyüyen, uluslar arası itibarı olan bir Türkiye" ifadeleriyle tanıtımı yapılan kitapta yer alan Sümeyye Erdoğan'ın sözlerinden bazı bölümler haber7.com isimli AKP'ye yakın haber sitesinde yayınlandı.
Sümeyye Erdoğan, hayatının 17 Aralık operasyonu sabahı babası Tayyip Erdoğan tarafından evdeki paraları sıfırlamak için kardeşi Bilal'in yanına gönderilmesiyle ilgili kısmını anlatmadı.
Kitaptan haber7.com'un seçtiği bazı bölümler şöyle:
ÇOCUKLUĞU
Hayat hikayeniz nerede ve ne zaman başladı? Nasıl bir ailenin içinde doğdunuz?
İstanbul, Kasımpaşa'da 1985 yılında başladı hayat hikayem. Dini ve toplumsal hassasiyetleri yüksek, siyasette aktif, orta sınıf diyebileceğimiz bir ailenin çocuğu olarak doğdum.
Bunların yanı sıra, kendimi bildim bileli annem ve babamın yanında, kardeşlerimle beraber siyasi çalışmalara, sosyal faaliyetlere katılırdık. Annem ikişer yıl arayla sahip olduğu dört çocuğuna tek başına bakan bir anne olmasına rağmen sosyal hayattan geri durmamış, bizi de bebekliğimizden itibaren o hayata dahil etmişti.
Babamın ise her zaman olağanüstü yoğun bir çalışma temposu oldu. Doğduğum yıl babam Refah Partisi'nin İstanbul İl Başkanlığına getirilmişti; onunla ancak geceleri saat 1'e, 2'ye kadar bekleyebilirsek görüşebiliyorduk veya hafta sonları beraber gittiğimiz programlarda.
"DÜNYANIN NERESİNDE BİR HAKSIZLIK OLSA"
Çocukluğunuzda gelecek tasavvurunuzda neler vardı? Hayalleriniz hangi meslek yönündeydi?
Benim hayallerim belli bir meslekten ziyade bir şehirde insanlara yardım etmekle ilgili oldu hep. Yoksul mağdur, haksızlığa uğramış insanlar için çalışmak istedim. Ne mutlu ki, şu an gerek devlet eliyle, gerek sivil toplum kuruluşları aracılığıyla dünyanın hemen neresinde bir zulüm, bir haksızlık bir toplumsal sorun varsa oraya ulaşıp karınca kararınca dahi olsa yardım edebiliyorsunuz. Dolayısıyla, büyüdükçe hayallerimi gerçekleştirme imkanı bulurken, bir yandan da hayallerimin sınırının genişliyor olması heyecanımı daha da artırıyor.
"DEVLET ELİYLE ÖTEKİLEŞTİRİLMİŞ"
Aile olarak siyaset, bir yaşam biçimi şeklinde hayatınızın merkezindeydi. Yaşadığınız bu tecrübe, tanıklıklar, gözlemler sizi hayata nasıl hazırladı?
Gerek aile, gerekse sosyal ortamlarımızın gündemini ağırlıkla toplumsal ve siyasal hassasiyetler şekillendirdiği için hayata çok küçük yaştan hazırlandık. Çocuktuk ama dinlediğimiz, okuduğumuz, şahit olduğumuz olaylar büyüklerin dünyasına ait şeylerdi, onlarla hep iç içeydik, bu yüzden bizim de gündemimiz çoğunlukla gerçek dünyaya dair oldu. Yaşımız küçük, meselemiz büyüktü. Afganistan'a, Bağdat'a, Bosna'ya, Filistin'e yazılan marşları kalbimizden hissederek söylerdik. Devlet eliyle ötekileştirilmiş, hayat tercihlerine müdahale edilmiş hatta kimi zaman mecralarda tehlikeli görülmüş insanlardık. Bu duygular hem duruşumda hem de benzer kaderi yaşayıp bununla mücadele eden coğrafyalara bakışımda etkili oldu.
"KAYITLARA GEÇSİN İSTİYORUM"
Halihazırda hangi görevi yapmaktasınız?
Aslında, yakın zamana kadar, yani babamın cumhurbaşkanı seçilmesine kadar olan 4 yıllık süreçte babamın özel siyasi danışmanlığını yaptım. Son 1 yıldır da resmen partimizin Genel Başkan danışmanıydım. Hükümetin politikalarıyla ilgili kamuoyunun nabzını da dikkate alan raporlar sunuyordum. İç ve dış basın takibi yaparak Genel Başkanımıza gözden kaçmış olabilecek önemli gelişmeleri aktarıyordum. Yurt gezilerinde insanları dinleyip talepleriyle ilgili partinin ilgili birimlerini bilgilendiriyordum.
Burada söylemekten bile hicap ediyorum ama çok ahlaksızca iftiralar atıldığı için kayıtlara geçsin istiyorum. Gerek fahri danışmanlık gerekse Genel Başkan danışmanlığı yaparken hiçbir zaman maaş ya da başka bir ücret almadım.
Babamın cumhurbaşkanlığı görevine gelmesiyle ben de Genel Başkan danışmanlığı görevimden istifa ettim.
Üniversite yıllarında da hayalimde olan ve kendimi en iyi hissettiğim alan olan sivil toplum çalışmalarına ağırlık verip toplum için artık başka bir kulvarda çalışmaya devam edeceğim.
KADEM
1.5 yıl önce kurduğumuz Kadın ve Demokrasi Derneği - KADEM'in başkan yardımcısı olarak çalışıyorum. Kadın hakları tartışmalarını insan hakları zemininde tartışmanın daha doğru olduğunu düşünüyor ve meseleleri bu bakış açısıyla ele alıyoruz. Referanslarımızı, elbette inancımız, özgürlükler, demokrasi, insan hakları, kültürel değerlerimiz, çağın ve toplumun gereklilikleri belirliyor.
Kadınların yaşadıkları mağduriyetlerin giderilmesi, kadınların karar mekanizmalarında daha çok yer alması, kadınlarla ilgili tartışmaların daha doğru bir zemine oturtulması için hem yerel hem ulusal, hem de uluslararası ölçeklerde fikir ve eyleme yönelik çok çeşit çalışmalarda bulunuyoruz.