Suç örgütü lideri Sedat Peker'den 9'uncu video: 'Sezgin Baran Korkmaz'ı Süleyman Soylu yurt dışına gönderdi'

Suç örgütü lideri Sedat Peker'den 9'uncu video: 'Sezgin Baran Korkmaz'ı Süleyman Soylu yurt dışına gönderdi'

Yayınladığı videolarla devlet-mafya ilişkisinin bir kez daha gündeme getiren suç örgütü lideri Sedat Peker, video serisinin 9'uncusunda belediyelerdeki rüşvet sistemine dair bildiklerini anlattı. Peker ayrıca Soylu'nun Bodrum'da Paramount Otel'in sahibi Sezgin Baran Korkmaz'ı bakanlığa çağırıp, yurt dışına çıkmasını söylediğini iddia etti.

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, YouTube üzerinden 'Yaşadıkça ve yaşlandıkça değil, direndikçe büyürüz' başlığıyla 9. videosunu yayınladı. Peker, belediyelerdeki ve devletteki taşeron sistemi üzerinden alınan rüşvetleri anlattı.

Belediyeler ve taşeron ihalelerde, rüşvetin 'derneğe hayır adı altında' alındığını anlatan Sedat Peker "Parayı alınca, belediye başkanı 100 bin liralık iş için 1 milyon lira fatura kesiyor" dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun sigorta şirketine değinen Peker, ''Şirketin yüzde 5 bin 700 büyümüş. 57 kat büyümüş. Yargılanacaksın. Yüce divana gideceksin. Ben yurtdışına gitmeden önce odanda misavir ettiğini anlatacağım'' ifadelerini kullandı.

Peker ayrıca Soylu'nun Bodrum'da Paramount Otel'in sahibi Sezgin Baran Korkmaz'ı bakanlığa çağırıp, yurt dışına çıkmasını söylediğini öne sürdü.

Sedat Peker'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

"Sizinle bir sözlü bir akdimiz var, artık bun ete kemiğe büründürmenin vakti geldi. Bu işten büyük kârlı olan sizsiniz, ben küçük kârlı olanım. Benim kârım, kişisel gelişimde aslan avlamak diye bir şey vardır. Hayatında büyük başarı yakalandığında geçmişte yaptığın ufak tefek hatalar bir anda unutulur, gündem dışı olur. Cezaevi falan komik şeyler, ben onlarla ilgilenmiyorum, insanların algısındakini söylüyorum. Hak etmediğim şeyleri yüklediler bana. Bu hikâyeyi başarıyla neticelendirirsek, ben aslan avımı tamamlamış oluyorum, kişisel gelişim böyle tarif ediliyor. Bu işte benim kârım bu, e diyeceksiniz bizim kârımız ne? Anlatacağım, hepsini anlatacağım. 

'BU ÜLKEDE PARA NASIL ÇALINIYOR ONU ANLATACAĞIM'

Ben size ülkede nasıl para çalınıyor, belediyelerdeki rüşvet sistemi, alt dernekler var anlatınca kafayı yiyeceksiniz böyle profesyonel hırsızlık mı olur diye... Devlet ihalelerinde de taşeron sistemi. Ben bu ve bunun gibi olayları anlatacağım, bir nesil sonra zaten iktidar size geçecek. Bütün hırsızlıklarını yasal, gayrimeşru her şeyi anlatacağım. Bu kadar adam neden engellemiyor diyeceksiniz, ya engellemek istemiyorlar ki kardeşim.

Belediyeler nasıl soyuluyor ben size anlatayım mı? Bak engellemesi de çok basit. Ama hepsini bugün anlatmayacağım. Bugün belediyeleri anlatacağım, taşeron hırsızlığını anlatacağım. Çünkü akdımiz var, akdimize sadık kalacağız. Hepsini parça parça anlatacağım.

'RÜŞVET, DERNEĞE HAYIR ADI ALTINDA VERİLİYOR'

Bir belediye başkanına rüşvet vermeye gittiğinde, adam huylanıyor, senden parayı almıyor. Ya kelek yaparsa, ya kayıt gizli kayıt yapıyorsa, kamera varsa diye. 'Bizim bir alt derneğimiz var, alt kuruluş, oraya şu kadar yardım yap' diyor. Sen gidiyorsun oraya parayı yatırıyorsun, işte sözde hayır işi için. Hiç kusura bakmayın belediyeciler söz verdik doğru konuşacağız.

'BELEDİYE BAŞKANI 100 BİN LİRALIK İŞ İÇİN 1 MİLYON LİRA FATURA KESİYOR'

Sen gidiyorsun paraya yatırıyorsun, ondan sonra ne yapmak istiyorsan onu yapıyorsun. Hani Sülü’nün Ankara’da akrabası var ya, onun yaptığı işlerin bu belediye aksanı. O dev olmuş, bakanlar, genel müdürler hepsini yönlendiriyor. Benim anlattığım belediyelerdeki sistem. Şimdi sen oraya parayı yatırdın ya, belediye başkanına gitmedi diyeceksin para. O ne yapıyor? 100 bin liralık bir iş var, en güvendiği arkadaşına diyor ki '1 milyonluk fatura kes' diyor. İşi, istediği insana verme gibi bir saçma bir şey var, onu da siz (gençler) kaldıracaksınız. En iyi teklif verenin ihaleyi alması lazım. Sonra o 1 milyon liralık işi alıyor ama 100 bin liraya yapıyor. Ona 100 bin lirayı veriyor, 100 bin de vergi vesaire çıkarsa, geriye kalan 800 bin lirayı kılçıksız alıyor cebe indiriyor. Bakın şaka yapmıyorum. Ve hiçbir polis takip altında neden falan neden ceza almıyorlar, sonunda beraat ediyorlar? Çünkü sistem bunun üzerine.

TAŞERON SİSTEMİ

Taşeron sistemi nasıl işliyor, onu da anlatacağım. Bunlar bir ufak hamleyle değiştirilebilir. İnsanın karısına, çocuğuna zaafı olur, onu etkileyip seni yönlendirebilirler. Sistem kuracaksınız siz. Aslan avını bana yaptıracaksınız, ben de size anlatacağım.

Siz hep diyorsunuz ya, beşli çete, onlu çete, onlara ihaleyi veriyorlar diye. 1 milyar dolara ihaleyi alıyor, siz zannediyor musunuz ki bunların işçileri var, hayır yok. Alt taşeron sistemi var. Bunlar işi taşeronlara veriyorlar. 400 bin milyon dolara taşerona veriyor, 600 milyon dolar kılçıksız bu tarafta.

'BU PARA SİZDE KALINCA ASGARİ ÜCRET 10 BİN LİRA OLACAK'

Alt taşeronun da alt taşeronu var. Samimi söylüyorum, rezalet, komedi. Tüm sistem bu şekilde çalışıyor. O alt taşeron ne yapıyor? En son o taşeronun da bir altı var, onlar kamyonların filan sahipleri var ya, onlar da yolunu buluyor da, emeğinin karşılığını buluyorlar. Ama ortadaki para ne kamyon, ne o ne bu. Taşeron sistemini kaldırdım diyeceksin. İhaleyi açacaksın, telefondan bile ihaleye girecek, tüm evrakları hazırlayacak. Madem taşeron bunu yapabiliyor, maliyeti bunu 200 milyon niye devletten 1 milyar çekiyor. Bu para nereye gidiyor? Bu para sizde kalınca, asgari ücret 10 bin olacak.

'BÜTÜN HER ŞEY AÇIĞA ÇIKACAK'

Siz benim için ne yapacaksınız? Namuslu gazeteciler var ya, ben boşa konuşmam, bir şey konuşuyorsam bana inanın. Beni size, sizi de başkasına mahcup etmem. ‘Sedat Peker’in her dediği doğru çıkmaya başladı’ diyorlar. Bir tanesi yanlış çıksın elimi keseceğim diyorum ya anlamıyor musunuz?

Siz gazeteciler, korku iklimi var ya, kırıldı gerçi de. O korku iklimini aşmaları için gazetecilere cesaret vermeniz ama namuslu olanlara. Siz onlara cesaret verince muhalefet partilerinin içinde atarlı yürekli tipler var, onlara da coşkuyu verince, baskıyı kurunca, oy vermeyiz, bir gidecekler, iktidar. İktidar keşke açsaydı, bütün her şey ortaya çıkacak.

'ŞİRKETİN 57 KAT BÜYÜMÜŞ'

Engin Sigorta. Süleyman diyordu ya, ‘Ben o poliçe o sesi çok seviyorum’ Lan şirketin yüzde 5 bin, 7 bin, 57 kat büyümüş. Dünyanın neresinde böyle bir şey var. O poliçenin sesinde ben de uyurum, herkes uyur. Yargılanacaksın. Yüce divana gideceksin. Ben yurtdışına gitmeden önce odanda misavir ettiğini anlatacağım

Sülü, fındık kadar beyninle Cumhurbaşkanı olmaya kalkıyorsun bu ülkede, beni satmasaydın olurdu

Erdal Baba’ya araba, 20 sene evvel sana getirip sigortalattığında Erdal Baba diyordun. Şimdi Erdal Baba lazım değil ki. Bütün holdingler sende, poliçe sesi. E uyursun tabii. Sülü Allah’a yemin olsun, iğnenin deliğinden geçireceğim seni kibrit kutusundan alıp. Bugün senin son günün. Sen Yüce Divan’a gideceksin, yargılanacaksın, hiçbir şansın yok. Anlattıklarımın altlarını da hazırladım, delilleri de bende, sen bitireceğim.

AKİT TV

Akit medya grubuna makara yapmayacağım. Beraber sofra kurduk yemek yedik. Ama söyleyecek kelamlarım var onlara. Bu Akit TV’nin Yazı İşleri Müdürü var; Murat Alan. İyi bir adam, genç bir arkadaş. Kardeşim sen saldırıya uğradığında hastaneye ilk gelenlerden biri ben değil miydim? En sevdiğim silahım 45’lik sana verip, “Seni çocuğunun yanında dövdüler. Bir baba çocuğunun yanında daya yememeli, bir daha gelirlerse hepsini vur, sana cezaevinde ben bakacağım” demedim mi kardeş. Biz göz göze baktık, o kadar muhabbet ettik seninle. Bu olayı buraya ben mi getirdim. “Suç örgütü”. Göreceksiniz, sen hariç Murat. Ama diyebilirdin ‘Bu adam her şeyi yapardı, ajanlık ne’ diyebilirdin. Bu nasıl bir ayıp. Bu haberi yapıyorsunuz. Elinizde bir tane delil var mı benim ajanlık yaptığıma dair. Şevki hocam çocukluğumdan beri senin kasetlerini dinliyorum. Çoluğumun çocuğumun parasını yolladım. Diyemedin mi bu adam ajan değil diye. Bir özür beklemiştim. Olayı buraya siz getirdiniz.

'HANGİ YÜZLE DAVA AÇIYORSUN?'

Bizim bir Doğu Perinçek var. Konuşunca filan çok nezaketli ama psikolojisi bozuk. Biz bunun yanına ne zaman gitsek oturur bir şey ikram eder. Siz de saygısından dolayı ona saygı gösterirsiniz. İşte CIA şöyle yaptı, böyle yaptı.

Yaşı büyük, diyor ki işte 'MOSSAD'ın kucağına oturmuş...' O yaşında utanmayacak mısın? Akademisyen çocuğun var, 80 yaşındasin git torun torba sev. Ne bu hırs, hırt; 'CIA yaptı' bırak CIA'yı. Ya bir dur. Dava açmış 'ülkücü katili' demişim diye. E sen gazetende ülkücüleri manşet yapmıyor muydun Doğu ağabey. 3 gün sonra hepsini şehit ediyorlardı. Diğer sol fraksiyonlardakini gazetende manşet yaptığında kaç gün yaşıyorlardı. Ev adreslerine kadar veriyordun, hepsini öldürüyorlardı. Hangi yüzle dava açıyorsun sen?

'HER AY 10 BİN DOLAR YOLLADIĞIM BİR MİLLETVEKİLİ YOK, YOLLADIKLARIM VAR'

Benim her ay 10 bin dolar yolladığım bir milletvekili yok ama daha çok yolladıklarım var. Bir de çok acı, bana 10 bin doları nasıl yakıştırdınız siz. Ya ben aç kalırım açıkta kalırım yine herkesten çok para veririm. Beni herkes bilir. Kaşar Süleyman var ya, hani tak tak tak Veysi geliyorum... 10 bin dolar da yalan, vallahi yalan. Hani diyorlar ki bunu açıkla. Ben kimseye böyle bir para yollamadım ama daha çok yolladım.

Şimdi Metin Külünk'ten konuşacağız, Metin ağabeyden. Metin abi beni telefondan aradı, Biden beni Erdoğan'a karşı... Ya dedim abi ne diyorsun sen, Biden işi gücü bırakmış Sedat Peker'i mi bekliyor, hepten delirdik, vallahi delirdiler. Adamlar dünyayı yönetiyor, onun devlet başkanı Sedat Peker'i mi bilecek. Benim kendi meselem var. Beni sakinleştirdi, konuştu konuştu. Sonra benim yanımdan ayrıldı, beni itibarsızlaştırmak için kurulan mafyalar var, tecavüz hikayelerini kurgulayan puştlar var ya, onlar var, vekiller var, devletten adamlar var. Özel adamları ama fındık kadar beyinleri var. O yüzden Metin ağabeyi konuşacağız.

Beni tolda bırakanı rezil edeceğim, ha Metin ağabeyi rezil etmeyeceğim, ne yaşadık onu anlatacağım.

'SEÇİM ZAMANI DAĞITILAN KAHVELER BENİMDİ'

Bana pislik mafya diyorlar ya, Ak Parti'nin seçim zamanı dağıttığı kahveler var ya, seçim zamanı. Hepiniz içtiniz, Tarihi Beyoğlu Kurukahvecisi, benimdi o, hani ben pislik mafyaydım. Ulan onlarca milyon liralık kahveyi benden siz alıp dağıtmadınız mı her yerde. Lan bir lira mı verdiniz, verdiyseniz hani fatura. Lan size yazıklar olsun.

'ARABALARINA PARA BIRAKIRDIM'

Metin ağabeyle, Ömer Külünk diye bir yakını var mesela, nasıl ilişkimiz onu anlatayım. Tefeciler benim yeğenimin yerini almış, o zamanın parası bugünün 1,5 milyon lirası, tefecilerle bir konuşsan şey yapsa. Ya dedim Metin ağabey, ben ismimi unutturmaya çalışıyorum, o onu arayacak, o onu arayacak sanki ben tahsilat yapıyormuşum gibi. Dedim ağabey kaç para ben vereyim. O konuda ismi geçen bir iki işadamı arkadaş var, biz ödeyelim dedik. İş para ödemeye gelince bir tek ben ödedim, tapuyu aldık verdik. Biz para verdik mi böyle veririz. Almanya'daki o dernekler var ya, onlara rica ederdi para yollar mısın diye, el altından onlara para yollardım.

Ama öyle her ay giden 10 bin yok, seçim zamanı geldiğinde arabasına para bırakırdım.

Ya şimdi ben böyle deyince bizim diğer milletvekili tanıdıklar, lan bizi de, lan oğlum biz kimseyi söylemeyiz. Ama Biden miden gel film yap, sonra beni karalama kampanyasına abilik yap. İstesem gömmek için evet verdim derdim ama 10 bin değil çok daha fazlasını verdim.

'DEMİRÖREN 750 MİLYON DOLAR KREDİYİ ÖDEMEDİ'

Şimdi bizim bu Pambukören var ya, şimdi biz gazeteyi bastık, Aydın Doğan kargaşadan korktu verdi yerleri 750 milyon dolara, aslında bir tanesi o kadar ederdi, hepsini o paraya aldı. Bu 750 milyon doları Ziraat Bankası verdi, banka devletin. Bu 750 milyon doların hiçbirini ödemedi biliyor musunuz bu sahtekar. Faizlerini bile ödemedi, bırak ana parayı. Faizleriyle bir milyar doları geçti borç. Bunu ödemek için Kemerburgaz'da bir arsayı belirlediler bunun üzerine yapacaklar. Bu televizyon onun değil, emanetçi, Serhat ile Berat yönetiyor. Sabah grubu da öyle. Böyle kişiliksiz zenginlerin üzerine yapıyorlar sadece, yat kalk. O Kemercountry'deki yer var ya, tarla olarak verecekler, Süleyman'ın Ankara'da bu işleri yapan akrabası, 10 milyonluk yer bir milyarlık oluyor.

'VEYSİ BENİM SAĞ KOLUMUN YARDIMCISI'

Erdal Araz arıyor, Veysi'nin kendi telefonundan Erdal Araz'ın numarası, ara verdiler ya o arada arıyor. O da tanıyor reisi, sen de tanıyorsun, niye söylemiyorsun diyor. Onun işi İsmail Saymaz'ı durdurmak orada. Gazeteci ya, konuşuyor, aradaki yakınlıklarına bak. Açmazsın telefonunu, önemli bir olay var, düşün o kadar yakınlar. Bu bizim Veyse, bizim Erdal'ın yardımcısı, benim sağ kolumun. Erdal gençlikten sorumlu il ikinci başkanı bu da onun yardımcısı. Biz bu Veysi ile 6-7 saat oturduk, yemek yedik. Bana siz anlatıldığı gibi değilmişsiniz, çok entellektüel bir insansınız dedi. Buna sarmayacaktım, orada bloke etti ya. O Sağlık Bakanlığı'ndaki hikayeni anlatmayacğaım, para konusunda ters düştün ya, onun ailesi benim sevdiğim bir aile.

'PARAMOUNT OTEL VE SEZGİN BARAN KORKMAZ'

Bodrum'da Paramount Otel var. Sahibi kim, Sezgin Baran Korkmaz. Bu arkadaş Türkiye'de de ABD'de de aranıyor. Bu adamın otelinde kimler var. Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Esat, Ankara. Bu abi, o kadar rahat bir adam ki, sıfır X5'le görevine gidiyor geliyor. Kim ne der demiyor, kaç milyonluk araçla işe gidiyor.

'ARANAN ADAMIN OTELİNDE HAKİM VE EMNİYET MÜDÜRLERİ KALIYOR'

Başka, bunun eski koruması, kendi korumasıydı, onu koruma dair başkanı yaptı. Kim, Ekrem Güler, kim Silivri'deki genç emniyet müdürünün intihar etmesine neden olan canavar hain, bunalıma soktu, kafasına sıktı. Veysi Ateş, tatil ekibinde. Bunlar tatili de birlikte yapıyorlar, kesmeyi de birlikte yapıyorlar. Resul olaya sonradan dahil olacak, bunlar tatil ekibi. Bir de Muğla Emniyet Müdürü, Marina vardı ya, el konulan, şimdi de otele el koyuyorlar. Sezgin Baran Korkmaz, en son Mübariz de demişti, sendeki belgeler benim şirketim ama bende yok demişti, bende var kardeşim. Sakın onlarla anlaşayım deme, patlatırım rezil olursun. Müşteri portföyünün tamamı bende, hangi hakimler savcılar. Siz aranan adamın otelinde ne işiniz var? Hani lan faturalarınız? Suit odada kalıyorsunuz, 100 bin lira yapıyor, lan sizin maaşınız kaç para, hani fatura.

'SEZGİN BARAN KORKMAZ'I SÜLEYMAN SOYLU YURTDIŞINA GÖNDERDİ'

5 Aralık Resul Holoğlu, Organize Suçlardan Sorumlu Emniyet Müdür yardımcısı telefon açıyor Korkmaz'a. Bu adamı arıyor, İçişleri Bakanlığı'na çağırıyor. Saat 10.30, 12.30 çıkış. Sezgin Baran Korkmaz 45 milyon dolar bir iş adamından alacağı var. Süleyman buna 'Senin hakkında tahkikat yapıldı, yurtdışına çık. Yukarının haberi var, bu parayı da sil, sorun çıkacak' diyor. Yukarısı da Tayyip abi. Amerika'dan da büyük para gelmiş diye herkes biliyor ya.. Bütün kayıtlar çıkacak. Sezgin Baran Korkmaz, 6 Aralık'ta yurtdışına gidiyor. İçişleri Bakanı, Organize Suçlar Daire Başkanı'nı telefonla arayıp, hakkında 6 aydır dosya hazırlanan adamı İçişleri Bakanlığı'na çağırıyor ve görüşüyor ve yurtdışına çıkmasını söylüyor. Bu 45 milyonu kabul etti ya Sezgin Baran, ne yapsın devlet var karşısında. Oteli de istediler. Böyle bir namussuzluk olur mu? Siz muhaliflere baskıyı kuracaksınız, 5 Aralık'ta Sezgin Baran Korkmaz İçişleri Bakanlığı'na geldi mi kamera kayıtlarını çıkarın. 6 Aralık'ta yurtdışına çıkmış mı? Sezgin Baran Korkmaz bakıyor her şey elden gidecek, dönmüyor. 28 Aralık'ta operasyon yapıyorlar. 29 Aralık da 45 milyon doların ödenme günü, haciz olacak o gün. Karısını gözaltına alıyorlar. Bu Veysi.. Ben olayı toparlayayım diye arayan da bu Veysi. Aranan adamın oteline gidip kalıyorsun, onbinlerce, yüzbinlerce euro hesap hiçbiriniz ödemiyorsunuz sonra adamı gasp ediyorsunuz. Mehmet Ağar'dan öğrenmiş bu taktiği. Siz bu adamın arkadaşı değil misiniz? İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı izin vermiyor, Cumhurbaşkanına gidiyor, haberiniz varmış. Haberim yok diyor. Hangi savcı hangi hakim kaldı hepsinin listesi bende."