Sınıfı disipline etme aracı olarak kadın düşmanlığı
19-05-2020 01:11

Güncel olanın kaosuna bakıldığında kimi zaman olguların ardındaki ortak hatları gözden kaçırmak mümkündür.
Neler var? Salgın koşullarını fırsata çevirenler Af paketiyle başlattıkları saldırıları çeşitli mecralarda sürdürüyorlar. İstanbul Sözleşmesine gün aşırı saldırı devam ediyor...
***
Yazının devamı için tıklayın.
İLGİLİ HABERLER
Heteroseksüellikten 'kurtulabilir miyiz'?
26-01-2021 00:42

Ebru Pektaş
İleri Haber’de ilginç, tartışmaya açık ve kıymetli çeviri makaleler yayınlanıyor. Bunlardan birisi de geçtiğimiz günlerde yayınlanan “Heteroseksüellik Tehlikelidir” başlıklı yazı.(1)
Yazının temel tezi oldukça kışkırtıcı ve tartışmaya değer görünüyor. Buna göre;
“Kadın cinayetleri üzerine yapılan çalışmalar, kadınların, hetero-ataerkil erkeğe karşı kültürel olarak ikincil bir politik konuma yerleştirildikleri için şiddetin nesnesi olduğunu ortaya koyuyor. Kadınların ve erkeklerin özgürleşmesini mümkün kılmak için heteroseksüellikten kurtulmalıyız.” (abç)
Yazının devamı için tıklayınız
İki çizgi ve Türkiye
26-01-2021 00:41

Metin Çulhaoğlu
Günümüz dünyasında kapitalizmin sürdürülebilirliğini sağlamaya yönelik, yani düzen içi iki başat eğilimden ya da çizgiden söz edebiliriz: Küreselleşme milliyetçiliği ve liberalizm.
Bunlardan tam olarak neyi kastettiğimiz sorulacaktır; açıklamaya çalışalım.
Yazının devamı için tıklayınız
Terliklerimi getir, Minnoş...
24-01-2021 00:51

Öznur Özkaya
Kediler... Birlikte yaşayana kadar özel bir sevgi beslememenizin normal olduğu, köpeklere karşı bakış açınızı değiştiren, bir anda evinizin odak noktası haline gelebilen, sizin onu sevmek istediğiniz zaman değil de onun size kendini sevdirmek istediği zaman yanınıza gelecek kadar havalı, tabağına koyduğunuz yemekten sadece acıktıkça ve gerektiği kadar yiyen, hijyen hususunda kendini aşmış (öğretilmeden kuma tuvaletini yapma, üstüne bal dökseniz bile kısa sürede temizlenebilme, vb), pek çok karakteristik özelliği örnek alınabilecek kıymetli dostlarımız...
Yazının devamı için tıklayınız
Güncel siyaset, 'gizli odaklar' ve olanaklar
23-01-2021 01:46

Metin Çulhaoğlu
Geçtiğimiz günlerin siyaseten anlamlandırılması gereken çıkışlarından biri Ahmet Davutoğlu’ndan geldi. Davutoğlu’na göre Cumhurbaşkanı Erdoğan “28 Şubatçıların” vesayeti altındaydı. Davutoğlu bu tespitin ardından Erdoğan’ın, vesayeti altında olduğu kesim tarafından yakında tasfiye edileceği uyarısında bulunmayı da ihmal etmedi…
Davutoğlu kuşkusuz kendisi ve partisi adına konuştu. Ancak, uyarısının içerdiği siyasal telmih (ima) başka partilere de mesaj olarak okunmalıdır: “Gelin Erdoğan’ı şu vesayetten kurtaralım…” İçi boş bir mesaj sayılamaz. CHP’den İyi Parti’ye ve Saadet’e kadar bugün muhalefette görünen partilerin, başında gene Erdoğan olmak üzere, MHP’yi ekarte eden bir tür “geçiş sürecini” en azından denemeye değer bir yol olarak görmeleri pekala mümkündür.
Yazının devamı için tıklayınız
Kıbrıs’ın havası…
21-01-2021 08:49

Nurettin Abacıoğlu
Federasyon anayasal temelde bir anlaşma ile birbirine hukuken tam bağımlı bir devlet biçimi. Dışişleri, hukuk, güvenlik (sivil ve askeri kolluk güçleri dâhil), sınırlar, bayrak, ortak mecliste temsiliyet gibi konular, bu hukukun başlıca başlıkları. Toplumlar, kültürel ve bazı iç düzenlemelerde görece özerk.
Konfederasyona gelince, bu esnek bir beraberlik içeriyor. Zorunlu anlaşmalar ve anayasal temellendirme söz konusu değil. İki ayrı devlet, kendi coğrafyalarında ve hukuki mevcudiyetiyle anlaşabildikleri konularda işbirliği sağlıyorlar.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız.
Bosna’da göçmen krizi ve uluslararası örgütlerin riyakârlığı
21-01-2021 00:56

Özgür Dirim Özkan
Yaklaşık bir aydır zorlu Balkan kışı koşullarında açık havada yaşam mücadelesi veren yüzlerce transit göçmenin başına gelenler sadece Bosna’nın sicilinde yeni bir yolsuzluk ve beceriksizlik hikâyesi değil, Batı’nın “insani yardım” konusundaki ikiyüzlülüğünü, haysiyetsizliğini anlatan bir utanç belgesidir.
Avrupa’ya mülteci akınının güzergâhı Balkanlar’a kaydığında, bir süre boyunca Bosna bu güzergahın dışında kalmıştı ve bu durum sarkazmın gündelik hayatın bir parçası olduğu Saraybosna’da Bosna’ya mültecilerin bile gelmeyi düşünmediği şeklinde yorumlanmıştı.
Yazının devamı için tıklayınız