Şili'de seçim yapılıyor: Sol ve Sağ arasında büyük mücadele

Şili'de seçim yapılıyor: Sol ve Sağ arasında büyük mücadele

Yarın (19 Kasım) Şili'de önemli bir seçim yapılacak. Şili’de seçim öncesi dönem kapanırken, adaylar arasında ciddi bir mücadele de söz konusu. İkinci turda sonuçlanması beklenen seçimlerde sağ partilerin solun önünü kesmek için her şeylerini ortaya koyacakları anlaşılıyor.

Çeviri: Özgür Yılmaz

Şili’de seçim öncesi dönem kapanırken, bir deja vu yaşanıyor: 11 Mart 2010’da o dönemki başkan Michelle Bachelet, görevini Sebastián Piñera’a devretmişti; o da  yerini 11 Mart 2014’te Michele Bachellet’e geri verecekti. Ve şimdi 11 Mart 2018’de bu tablonun yeni rollerle şekillenme ihtimaline ve iki partili eğilimi sorgulayan faktörlere göz atacağız. 

1. OYLAMANIN YAPILMA NEDENLERİ
1989’da Şili’de demokrasiye geçildiğinden beri yapılan yedinci başkanlık seçimini yaşadığımız şu günlerde, nüfusun oy kullanan çoğunluğunun belki de ilk kez seçimlerdeki iki partili durumu yıkma ihtimali var. Geleneksel partilerin oluşturduğu iki koalisyon genelde oyların yüzde 74’ünü alır ve geri kalan yüzde 26 da kendilerini temsil ettiklerine inandıkları bağımsız adaylara oy verir. Bu da toplam 14.308.151 Şilili seçmenden, 1.785.657'sine karşılık gelen bir nüfusa tekabül eder. Bunların yüzde 6'sı bağımsız sağcı aday José Antonio Kast’a; yüzde 14’ü Frente Amplio (Geniş Cephe) adayı Beatriz Sanchéz’e; yüzde 5’i Partido Progresista (İlerici Parti) adayı Marco Enríquez-Ominami’ye; yüzde 0.5’i Unión Patriótica (Vatansever Birlik) adayı Eduardo Artés’e ve yüzde 0.5’i ise PAIS (Ülke) adayı Alejandro Navarro’ya gitmektedir. En çok oy alan iki isim ise Sebastián Piñera ve Alejandro Guilier'dir.

Şili’de seçim öncesi dönem kapanırken, bir deja vu yaşanıyor: 11 Mart 2010’da o dönemki başkan Michelle Bachelet, görevini Sebastián Piñera’a devretmişti; o da yerini 11 Mart 2014’te Michelle Bachelet’e geri bırakacaktı. Ve şimdi 11 Mart 2018’de bu tablonun yeni rollerle şekillenme ihtimalini ve iki partili eğilimi sorgulayan faktörlere göz atacağız.

2. PARTİLER VE TEMEL ÖNERİLERİ
Güncel haliyle, bugün Şili’de büyük çoğunluğunu ittifakların oluşturduğu 30 siyasi parti var. 19 Kasım’da gerçekleşecek seçimler için aday gösterecek partiler; Fuerza de la Mayoría (Çoğunluğun Gücü - Şili Sosyalist Partisi, Radikal Sosyaldemokrat Parti, Demokrasi İçin Parti, Şili Komünist Partisi, Halkın Solu’nun oluşturduğu bir koalisyon); Hristiyan Demokrat Parti (PDC) ve Haydi Şili (Chile Vamos - Bağımsız Demokrat Birlik, Ulusal Yenilenme, Evópoli ve Bağımsız Bölgeselci Parti’nin oluşturduğu sağ koalisyon).
Önceden de bahsettiğimiz gibi, demokrasiye geçildiğinden beri ilk kez eskiden Yeni Çoğunluk üyesi olan Hristiyan Demokrat Parti (1989’dan beri yapılan 6 seçimden 5’ini kazanan koalisyon) bağımsız aday gösteriyor.
Aşağıda geleneksel partilerin adaylarının bir listesi ve temel önerileri yer almakta:

* Alejandro Guillier (Fuerza de la Mayoría - Çoğunluğun Gücü) Sosyolog ve gazeteci. Siyasete ilk kez 2013 yılında Senato seçimlerindeki adaylığıyla katıldı. Kampanyasının en önemli noktaları insan hakları, kültür hakkı, cinsiyet eşitliği ve farklı cinsiyet yönelimlerinin toplumla entegrasyonu, yerli halkların tarihlerinin tanınması, sivil toplumun güçlenmesi ve halkın aktif katılımı. Yeni bir Anayasa öneriyor. Seçim tartışmalarının yanında herkesin erişebileceği ücretsiz bir eğitim öneriyor, yüksek eğitimin buna erişemeyen yüzde 70 için ücretsiz olması gerektiğini savunuyor. Sağlık konusunda ise, tamamen bir yenilenme öneriyor.

* Carolina Goic (Democracia Cristiana - Hristiyan Demokratlar) Sosyal hizmet görevlisi, ekonomi uzmanı. 2016’dan beri Hristiyan Demokrat Parti’nin genel başkanı. Lagos hükümeti sırasında Planlama ve Bölgesel Yönetim Sekreteri olarak görev yaptı. 2006-2014 yılları arasında milletvekilliği yaptı ve 2013’ten beri Senato üyesi. Kampanyasının en önemli ögeleri sosyal hayatta uyum, yaşam kalitesi ve “iyi bir hükümet”. Eğitim alanında, öğrencilerin teknolojiye erişimi ve öğrencilerin daha az kaynağa sahip olan yüzde 70’inin bu kaynaklara erişim imkanı vaadediyor. Sağlık sisteminde bir reform öneriyor ve hastanelere ulaşımın güçlendirilmesini savunuyor.

* Sebastián Piñera (Chile Vamos - Haydi Şili) Eski Başkan. Kampanyasını yurttaşların güvenliği, büyüme ve gelişme, orta sınıfın korunması ve yaşam kalitesini artırmak olarak sınırladı. Eğitim alanında, bir “Okul Eğitiminde Ulusal Kalite Planı” öneriyor ve bu plana göre ebeveynler devletin eksik kaldığı noktaları tamamlayabilecek, okullaşma sağlanacak ve üniversiteye erişimi olmayan yüzde 50’lik bir kısma imkan sağlayacak. Sağlık alanında, “Sağlıklı yaşamı seçme” programını (obeziteye karşı savaşma üzerine bir plan) ve sağlık programını yenilemeyi öneriyor.
Şimdi de 2017 Kasım Seçimleri’ne giren, adayı Beatriz Sánchez olan dördüncü aktörü inceliyoruz:

* Frente Amplio (Geniş Cephe) Frente Amplio, yasal olarak 2017 Ocak ayında kuruldu. Sol bir koalisyonu temsil ediyor. Revolución Democrática (Demokratik Devrim); Partido Humanista (Hümanist Parti); Poder, Izquierda Autónoma (Otonom Sol); Igualdad (Eşitlik); Ecologista Verde (Ekolojist Yeşiller) ve Partido Pirata de Chile’den (Şili Korsan Partisi) oluşuyor ve aynı zamanda Liberter Sol, Özerklikçi Hareket, Yeni Demokrasi, Sosyalizm, Özgürlükçülük ve İlerlemeci Demokratik Hareket gibi hareketleri de içeriyor. Başkanlık seçimleri için yasallığı ön plana çıkarıyorlar ve görünür olmak istiyorlar, bunu da Giorgio Jackson ve Gabriel Boric gibi milletvekilleri, eski öğrenci lideri ve Valparaíso Belediye Başkanı Jorge Sharp gibi tanınan üyeleriyle yapmak istiyorlar.

İlk olarak 2 Temmuz 2017’de adaylarını kendi içlerinde yaptıkları seçimde yüzde 67.56 oy alan Beatriz Sánchez ve Alberto Mayol olarak belirlediler.
Beatriz Sánchez bir gazeteci ve Radio ADN’nin kurucusu. Kampanyalarının temel direkleri, insan hakları ve toplumsal bellek, zenginliğin yeniden dağıtılması, ademi merkeziyetçilik, yerel halkların ve göçmenlerin tanınması olarak sıralanabilir. Yeni bir anayasayı savunuyor. Eğitim alanında yüzde 100 oranında erişim öneriyor ve eğitim borçlarının tamamen kaldırılacağını vaat ediyor. Sağlık alanında, “Sağlık Güvencesi” kurulmasını ve sağlıktaki özelleştirmeyi tamamen kaldıracağını söylüyor.

Frente Amplio, Şili siyaseti için gerçek bir seçeneği temsil ediyor ve kendini geleneksel partilerde tanımlayamayan gençlerin oylarının büyük bir çoğunluğunu alacağı düşünülüyor. Kuşkusuz, bu oyları almak onlara büyük bir avantaj sağlayabilir. Ancak Beatriz Sánchez’e oy vermeyi tasarlayan 18 ve 34 yaş arası gençlerin oy veren tüm gençlere oranı yüzde 20 ve geri kalanların geleneksel partilere oy vermesi ya da hiçbir partiye oy vermeyeceği düşünülüyor. 2017 Seçimlerinde, genç olmak ve yeni bir seçenekle karşılaşmak, görünen o ki biyolojik yaşla bir zıtlık içerecek.

Bu arada şunu unutmamak gerekir, 2011’in öğrenci hareketliliklerine liderlik eden gençlik önderlerinin henüz siyasete katılım yaşı gelmedi: bu sınır Şili’de 35 yaş olarak belirlenmiş durumda.

3. BAŞKANLIK SEÇİMİ SONRASI MUHTEMEL TARTIŞMALAR
Şili yasalarına göre, seçimlerden 15 gün önce bütün araştırmaların sona ermesi ve yayınlanmaması gerekiyor ama buna rağmen Ulusal Televizyon Birliği’nde (Anatel); 6 Kasım tarihinde bir araştırma yayınladı. İki saat süren program süresince, 3.012.988 insanın programı izlediği söyleniyor. Araştırmanın sorusu şuydu; “seçimi kim kazanacak?”.
Katılımcılara 6 seçenek sunuldu ve cevaplar şu şekildeydi:
* En iyi hazırlanan, problemleri en iyi bilen: Piñera - %27
* En samimi ve güvenilir: % 19 Sánchez
* En sempatik ve çekici: %19 Goic
* Diğer adaylara en çok saldıran: %57 Enríquez-Ominami
* Düşüncelerini en iyi anlatan: %18 ile Sánchez’in takip ettiği %21 oyla Piñera
* En kötü aday: %22 Navarro
Bu araştırmaya katılanların yüzde 43’ü, araştırmanın verecekleri oyda çok fazla etkili olduğunu söylüyorlar ve verilere göre bu oranın potansiyel seçmenlerin yüzde 44’üne tekabül ettiğini söyleyebiliriz.

4. MUHTEMEL İKİNCİ TUR
Anketlere göre, Şili muhtemelen Piñera ve Guillier veya Sánchez arasında bir ikinci tur yaşayacak. Bu tabloya göre, belirleyen faktör oyların geçişi olacak. Frente Amplio’nun sözcülerinden biri olan Gabriel Boric, “sağın karşısında olanların hepsinin mantıklı düşünmesi” gerektiği görüşünü reddettiklerini belirtiyor. Ancak aşırı muhafazakar aday Felipe Kast, 2. turda Piñera’ya olan desteğini açıklamaktan hiçbir şekilde kuşku duymuyor. Kast’a göre “Şili'nin başına gelecek en kötü şey, sol tarafından yönetilmeye devam etmesi olur”.
Yaşananlara bakmaksızın, en büyük soru, yarınki seçimde kimin kararsız seçmenleri kazanacağıdır. Çünkü her seçim anketinde açıklanana bakarak söyleyebiliriz ki son seçimlerde yüzde 65’e kadar yükselen kararsızlar, seçimlerin tartışmasız kazananı olmuş durumda.

Orijinal makale için: https://www.telesurtv.net/opinion/Informe-Chile-cerrando-el-ciclo-pre-electoral-20171116-0030.html