Şili'de bina çöktü: 6 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi enkaz altında
Şili'de bir binanın çökmesi sonucu 6 kişi hayatını kaybederken, çok sayıda kişinin de enkaz altında kaldığı bildirildi.
14-08-2019 23:42

Åžili'nin Valparaiso ÅŸehrinde 2 sokağın kesiÅŸtiÄŸi noktada bir binanın çökmesi sonucu 6 kiÅŸi hayatını kaybetti. Arama kurtarma çalışmalarının sürdüÄŸü belirtilirken; Valparaiso Belediye BaÅŸkanı Jorge Martinez, çok sayıda kiÅŸinin de enkaz altında kaldığını söyledi.
Binanın çökmesi sonucu bölgedeki 2 evin de hasar gördüÄŸü belirtildi.
İLGİLİ HABERLER
Şili'de binler hep birlikte söyledi: Örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez!
Şili'de halk başkenti Santiago'daki Onur Meydanı’nda bir araya geldi. Binlerce kişi 'El pueblo unido jamas sera vencido' şarkısını söyledi.
14-12-2019 19:01

Åžili'de ulaşım zammına tepki olarak baÅŸlayan Pinera hükümeti karşıtı halk protestoları polis ve asker ÅŸiddetine raÄŸmen yaklaşık iki aydır devam ediyor.
Dün baÅŸkent Santiago'da halkın artık "Onur Meydanı" adını verdiÄŸi İtalya Meydanında bir araya gelen on binlerce kiÅŸi tüm dünyada faÅŸizme karşı mücadelenin marÅŸları haline gelmiÅŸ "El pueblo unido jamas sera vencido" ÅŸarkısını hep bir ağızdan söylediler.
Evrensel'in aktardığına göre, halk hareketinin bir parçası olarak cuma günü yerel saatle 13.00'da ve "Basta Ya! / Yeter Artık!" sloganıyla düzenlenen konsere, Salvador Allande döneminde kurulan devrimci müzik grubu Inti Illimani'nin yanı sıra çeÅŸitli müzik grupları ve sanatçılar da katıldı. Binlerce Åžilili devrim ve mücadele ÅŸarkıları söylerken protestolara yönelik polis saldırıları ve gözaltına iÅŸkenceler de protesto edildi.
Temelli: Cizre'yi unutmadık, hepiniz oradaydınız, yargılanacaksınız!
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli partisinin Adana İl Örgütü’nün 3. Olağan Kongresi’nde yaptığı konuşmasında, "Cizre bodrumlarında insanların diri diri yakılmalarını unutmadık. Sanki hiç geçmiş yok gibi konuşuyorlar. Biliyoruz, hepiniz oradaydınız, bu nedenle hepiniz yargılanacaksınız" dedi.
14-12-2019 16:55

HDP EÅŸ Genel BaÅŸkanı Sezai Temelli, partisinin Adana İl Örgütü’nün 3. OlaÄŸan Kongresi’ne katıldı. “Umut ve cesaretle örgütlenelim, faÅŸizmi yenelim” ÅŸiarıyla yapılan kongreye, milletvekilleri Tülay HatimoÄŸulları ve Kemal Peköz, önceki dönem EÅŸ Genel BaÅŸkanı Figen YüksekdaÄŸ'ın anne ve babası ile çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum kuruluÅŸu temsilcisi yer aldı.
Sözlerine Figen YüksedaÄŸ ve Selahattin DemirtaÅŸ ile cezaevinde olan milletvekilleri ve partilileri selamlayarak baÅŸlayan Temelli, kongreye katılımın yüksek olmasına dikkati çekerek, iktidarın baskılarına bu ÅŸekilde cevap verdiklerini ifade etti.
‘DİRİ DİRİ YAKILMALARINI UNUTMADIK’
İktidarın geçmiÅŸi ve bugünüyle Kürt düÅŸmanı politikaları ile hatırlandığını vurgulayan Temelli, Cizre ve Silopi’de 14 Aralık 2015’te ilan edilen sokaÄŸa çıkma yasaklarının 4üncü yıldönümü olması nedeniyle o dönem yalananlar üzerinde durdu. Temelli “10 kente uygulanan ablukalar sonucu yüzlerce insan katledildi. Nedeni demokrasiden kaçmak için saldıran bu ceberut iktidardır. Bugün de aynı saldırılar sürüyor. Cizre’yi, Cizre bodrumlarında insanların diri diri yakılmalarını unutmadık. Sanki bunlar yaÅŸanmamış gibi konuÅŸuyorlar. Sanki hiç geçmiÅŸ yok gibi konuÅŸuyorlar. Biliyoruz, hepiniz oradaydınız, bu nedenle hepiniz yargılanacaksınız” dedi.
"HEPİNİZ BİRLİKTE YARGILANACAKSINIZ"
Barış masasının sadece Türkiye’de deÄŸil, OrtadoÄŸu’da da barış demek olduÄŸunu ifade eden Temelli, “Sevgili arkadaÅŸlarım, 17 yıldır bu iktidar istikrarlı bir ÅŸekilde Kürt düÅŸmanlığı yapmaya devam ediyor. 4 yıl önce bugün ablukalar baÅŸladı. 10 kente uygulanan ablukalar sonucu yüzlerce insan katledildi. Nedeni neydi? Nedeni bu ceberut iktidar barıştan, demokrasiden kaçmak için Kürtlere saldırdı, katliamlar yaptı. Cizre'yi unutmadık. Bebeklerin, kadınların, insanların katledildiÄŸi günleri unutmadık. Mehmet Tunç'u, Asiye Yüksel'i unutmadık. Sur' u unutmadık. Bugün dönüp baktığımızda o günün mimarları sanki hiç bunlar yaÅŸanmamış gibi konuÅŸuyor. İktidardan kopanlar hiç alakası yokmuÅŸ gibi, konuÅŸuyor. Hepiniz oradaydınız. Hepiniz birlikte yargılanacaksınız. Çöktürme planları yıllardır sürüyor. Yıktıkları masa OrtadoÄŸu'da, Türkiye'de barış demekti. Bir çözüm aklı vardı, o çözüm aklını yok sayanlara karşı bütün samimiyetimizle barışa demokrasiye sahip çıkmaya devam ediyoruz. O masa kurulacak. O masada Sayın Öcalan’la birlikte demokratik çözüme gidilecek. Masayı yıkanlar savaÅŸ getirdi. Biz barışa ve demokratik çözüm adına aynı kararlılıkla devam ettiriyoruz. Masalar kurulacak. O masanın muhatabı Sayın Öcalan ile emekçilerle, kadınlarla bu ceberut iktidara karşı mücadele var edilecektir” ifadelerini kullandı.
"ÜLKE AÇIK CEZAEVİNE ÇEVRİLMİŞ DURUMDA"
Temelli, AKP’nin iktidarda kalabilmek için düÅŸman yaratma politikası ürettiÄŸini de belirtti. Keyfi iddianamelerle partililerine yönelik tutuklamaların yapıldığına söyleyen Temelli, tecrit politikalarına dikkat çekti.
Temelli, “Adaletsizlik her yerde koskoca ülke açık cezaevine çevrilmiÅŸ durumda. İnsan hakları ihlali dediÄŸimiz bu karneye baktığımızda dönüp o tecrit hukukuna bakmak zorundasınız. Cezaevlerinde siyasi tutsaklar olsun, adli tutsaklar olsun, cezaevleri iÅŸkence yuvasına dönmüÅŸtür" dedi.
"Bu iktidar kendisini savaÅŸ baskı ve faÅŸizan tutumlarla var ediyor" diyen Temelli, ÅŸöyle devam etti: "Bugün bir tecrit vardır. Tecridin olduÄŸu yerde hukuktan anayasadan demokrasiden bahsedemeyiz. Tecrit hukukuyla ayakta durmalarının sebebi demokratik çözüm yollarını tıkamaktır. Tecrit artık sadece İmralı'da deÄŸildir. Tecride karşı çıkmak hukuk devletine sahip çıkmaktır. Türkiye açık cezaevidir ve cezaevlerinde bugün 280 bin kiÅŸi vardır. Buralar artık cezaevi deÄŸil iÅŸkencehaneye dönüÅŸmüÅŸtür. Osmaniye’de açlık grevindeki tutsaklar bunun en büyük göstergesidir. Her gün her yerde gözaltılar var. Sabah gözümüz bugün acaba hangi ilimizde gözaltı var diye bakıyoruz Sabah akÅŸam HDP ile uÄŸraÅŸmaktan baÅŸka bir ÅŸey yapmıyorlar."
"BU HUKUKSUZLUK KABUL EDİLEMEZ"
İnsan hakları ihlallerinin başını alıp gittiÄŸini, resmi rakamlara göre 139 gazetecinin tutuklu olduÄŸunu hatırlatan Temelli, Saray’ın kabul etmediÄŸi gazetecilerle sayının daha fazla olduÄŸunu ifade etti.
Temeli, “Basın özgürlüÄŸü yok. Talimatlı bir yargı var. 17 bin faili meçhul var. Her hafta Cumartesi Anneleri sesini haykırıyor. Bu sesi duymayan yargı beraat kararı veriyor. Bu hukuksuzluk kabul edilemez” diye konuÅŸtu.
Türkiye’de siyaset zemini olmadığını da söyleyen Temelli, bugün siyaset yapmanın hak ihlallerine karşı mücadele anlamına geldiÄŸinin altını çizdi. Yine kadın mücadelesinin iktidarın hedefine olduÄŸuna iÅŸaret eden Temelli, “Çünkü faÅŸizmi yıkacak olan ÅŸeyin kadın mücadelesi olduÄŸunu biliyorlar. Ne mutlu bize ki HDP bir kadın partisi” dedi.
"BÜTÇENİN BİR KISMI BETON, BİR KISMI DA SAVAÅž TÜCCARLARINA"
Günde 5 iÅŸ cinayeti yaÅŸandığına dikkat çekerek, iktidarın iÅŸçiler için cehenneme dönüÅŸtüÄŸünü kaydeden Temelli, talan, yolsuzluk ekonomisi ile kaynaklar dağıtılırken bütçenin bir kısmının beton bir kısmının savaÅŸ tüccarlarına ayrılığını söyledi. Bütçe hakkına sahip çıkılması gerektiÄŸini ifade eden Temelli, “Bütçede yapılacak olan kamu harcamaları halk için olmalıdır. SaÄŸlık, eÄŸitim, barınma hakkı için olmalı, emekçinin hakkını korumalı, toplumsal cinsiyete dayalı bir bütçe olmalı" diye belirtti.
Temelli, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü:
"Bugün bu iktidar vesayet sistemini çok daha katı bir hale getirmiÅŸtir. Bunun adı kayyım rejimidir. Gasp edilen ÅŸey Kürt halkının iradesidir. Türkiye’de demokrasi zeminini var edeceksek, Kürt halkının iradesine saygı duymaktır. Bugün herkese sesleniyorum. Bu rejim sizi de teslim alır. Kayyım rejimine sessiz kalıyorsunuz sizin de yakında kapınızı çalar bu iktidar. Bu topraklarda yaÅŸayan tüm kimlikler demokrasi mücadelesine sahip çıkmalıyız. Bakın bir ÅŸiddet girdabında yaşıyoruz. Taybet Ana hala o sokakta yatıyor. Biz Taybet Ana'nın cenazesini onurlu bir ÅŸekilde kaldıramadık. Taybet Ana orada yatmaya devam edecektir. Cemile'inin cenazesi hala o buzdolabındadır.
'KİMSEYE TAHAMMÜLÜ YOK'
Kadına tahammülü yok. Erkek egemen siyaset, kendisinin kadının düÅŸüncesini emeÄŸini sömürerek her gün yeniden var etmeye çalışıyor. EÅŸbaÅŸkanlık sistemine saldırıyorlar. Çünkü kadınlarla baÅŸkanlığı paylaÅŸmak istemiyorlar. Biliyorlar ki bu faÅŸizmi yıkacak olan ÅŸey kadın mücadelesidir. Her gün 5 iÅŸçi yaÅŸamını yitiriyor. Varın emeÄŸin durumunu siz düÅŸünün. EmeÄŸin hakkını savunmak kadın cinayetlerine kayıma karşı çıkmaktır. Bu iktidar bu saldırgan tutumunu sürdürdükçe ülke dışına çıkıp sınır dışına savaÅŸ açıyor. Bugün Suriye’de tek olumlu ÅŸey aslında Rojava. Bütün halkların bir arada yaÅŸadığı bir mahal oluÅŸturmuÅŸ oldu. Bu iktidar nerede bir yaÅŸamın filizlendiÄŸini görse oraya saldırıyor. Bakınız Afrin. Biz buna savaÅŸ dediÄŸimizde buna ‘savaÅŸ demeyin’ dediniz.
"BİR ÇETE KUÅžAÄžI OLUÅžTURULMAYA ÇALIÅžILIYOR"
Zamanında Arap kuÅŸağı oluÅŸturulmaya çalışılmıştı. Bugün bir çete kuÅŸağı oluÅŸturulmaya çalışıyor. İster ÖSO deyin, ister Milli Suriye Ordusu deyin, bunlar çete. Bu çete terörist, katliamcı terörist. Ama iktidara göre bu çeteler hariç herkes terörist. Patatesin, soÄŸanın terörist olduÄŸu yerde bir bu IŞİD artıkları terörist deÄŸildi. BaÄŸdadi 5 kilometre ötede konaklıyor, çoluÄŸa çocuÄŸa karışacak neredeyse, bakan çıkıp haberinin olmadığını söylüyor. Åžimdi de bir Libya bir anlaÅŸma yaptık diyor. Bak bakalım Libya’ya, senin anlaÅŸma yaptığın Libya mı yoksa İhvan artığı Trablusgarp yönetimi mi? Bütün dünyanın çöküÅŸünü tescillediÄŸi yerde sen gidip anlaÅŸma yapıyorsun. Bütçe görüÅŸmeleri sürüyor. HDP'li vekiller gerçekleri yüzüne vurdukça ÅŸaÅŸkına dönüyorlar. Emekçiden alıp, damada savaÅŸa, kendisine aşık patronlara veriyor parayı."
YENİ EÅžBAÅžKANLAR SEÇİLDİ
Temelli’nin konuÅŸması ardından faaliyet ve mali raporu okundu. Raporların okunması ardından gidilen seçimde HDP Adana İl EÅŸbaÅŸkanlığı’na Gülseren Tural ve Mehmet Karakış seçildi.
Bozcaada’da feribot seferleri iptal edildi
Bozcaada'da olumsuz hava şartları nedeniyle bugün yapılması planlanan bazı feribot seferleri iptal edildi.
14-12-2019 14:19

Çanakkale’nin Kuzey Ege Denizi’ndeki Bozcaada ilçesinde olumsuz hava ÅŸartları nedeniyle bugün yapılması planlanan bazı feribot seferleri iptal edildi.
Kuzey Ege Denizi’nde olumsuz hava ÅŸartları nedeniyle Çanakkale BoÄŸazı ile Adalar hattında yolcu ve araç taşımacılığının yapıldığı GestaÅŸ Deniz Ulaşım A.Åž. tarafından Bozcaada ilçesinde bugün yapılması planlanan bazı feribot seferlerinin iptal edildiÄŸi duyuruldu. Fırtına nedeniyle Bozcaada’dan saat 14.00, Geyikli’den ise saat 15.00 seferleri iptal edildi.
'JİTEM davasında savcı, katilleri aklamak için sanık avukatlarından çok çalıştı'
Dün Ankara’da görülen JİTEM davasında mahkemenin, birçok ifadeye, delile ve tanığa rağmen tüm sanıkların beraatine hükmetmesinin ardından Cumartesi Anneleri, "JİTEM davasında savcı, katilleri aklamak için sanık avukatlarından çok çalıştı" dedi.
14-12-2019 13:39

Emre Orman - @eemreorman
Cumartesi Anneleri'nin 768’inci hafta oturumunda kayıp yakınları, 1991 yılında Şırnak/İdil’de askerler tarafından gözaltına alınan, bir gün sonra iÅŸkence görmüÅŸ ve gözleri baÄŸlı haldeki cansız bedenlerine bir maÄŸarada ulaşılan Agit Akipa ve İbrahim Demir için adalet talebiyle buluÅŸtu.
Galatasaray Meydanı’ndaki eylem yasağı nedeniyle İnsan Hakları DerneÄŸi (İHD) İstanbul Åžubesi önünde bir araya gelen Cumartesi insanları, gözaltında kaybedilen yakınlarının fotoÄŸrafları ile birlikte birer kırmızı karanfil de taşıdı.
'GALATASARAY BİZİM DERTLEŞME MEKANIMIZ'
İbrahim Demir’in kızı Deniz Demir, 28 yıldır katillerin peÅŸinde olduklarını ve onlar cezalandırılmadıkça bu mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi. 700’üncü hafta oturumunda yasaklanan Galatasaray Meydanı’nın kendileri için bir ‘dertleÅŸme mekanı’ olduÄŸunu ifade eden Demir, ÅŸöyle devam etti:
“Galatasaray’ı bize yasakladılar. Avukatımız Tahir Elçi’yi yok ettiler. Her türlü yasaklamalarına karşın bizi durduramayacaklar. Bu yasaklamalarla onları kalbimizden söküp atamayacaklar.”
'CUMARTESİ ANNELERİ, TÜRKİYE'DEKİ ADALET ARAYIÅžININ RESMİDİR'
Agit Akipa’nın oÄŸlu Fehmi Akipa, 28 yıldır tüm hukuk yollarını kullanmalarına raÄŸmen aldıkları tek cevabın ret olduÄŸunun altını çizdi. Cumartesi Anneleri’nin, Türkiye’deki adalet arayışının bir resmi olduÄŸuna iÅŸaret eden Akipa, ÅŸunları söyledi:
“Bizi bu dar sokaÄŸa sıkıştırdıkları yetmemiÅŸ gibi bir de etrafımıza etten duvar örüyorlar. Bu, Türkiye’nin resmidir. Var olduÄŸumuz müddetçe barışa, demokrasiye, insan haklarına olan inancımızla yılmadan ve usanmadan mücadelemizi sürdüreceÄŸiz.”
'JİTEM DAVASINDA MAHKEME, KATİLLERİ AKLAMAK İÇİN SANIK AVUKATLARINDAN DAHA FAZLA ÇALIÅžTI'
13 Aralık’ta görülen Ankara JİTEM davasında tüm sanıklar “delil bulunamadığı” gerekçesiyle beraat etti. Davada bulunan ailelerden Adnan Yıldırım’ın kızı Leyla Yıldırım, 1993-96 yılları arasında iÅŸlenen bu cinayetlerin Kürtleri sindirme politikasını bir parçası olduÄŸunu vurguladı. Herkesin biliyor olmasına raÄŸmen cinayetlerin mahkemece siyasi olarak deÄŸerlendirilmediÄŸine de deÄŸinen Yıldırım, tüm ifadelere ve delillere raÄŸmen bu cinayetlerin “insanlığa karşı suçlar” kapsamında deÄŸerlendirilmediÄŸini söyledi. Mehmet Eymür’ün ölüm listeleri ve devlet yetkililerinin bundan haberdar olduÄŸu ÅŸeklindeki ifadelerinin de yok sayıldığını aktaran Yıldırım, ÅŸunları kaydetti:
“DoÄŸan Özkan’ın, cinayetlerin kimler tarafından iÅŸlendiÄŸine dair ifadelerine raÄŸmen mahkeme bunu görmezden geldi. Cinayetlerden en az 4 tanesi, yalnızca Özel Harekat Daire BaÅŸkanlığı’na baÄŸlı birimlerde bulunan Uzi marka özel çekirdekli silahlarla gerçekleÅŸtirildi. Mahkeme bunu da delil olarak görmedi. Mahkeme, elinde fırsat varken karanlık bir dönemi aydınlatmak yerine katilleri aklamak için sanık avukatlarından daha fazla çaba sarf etti. Kürt olan babalarımızın ölümlerinden dönemin CumhurbaÅŸkanı, BaÅŸbakan Tansu Çiller ve çete başı Mehmet AÄŸar sorumludur.”
'BASKIN'DAN BERAAT ETTİRİLEN JİTEM SANIKLARINA: 'ÜSTÜNÜZDE AHIMIZ VAR!'
Davadaki ailelerden Mecit Baskın’ın oÄŸlu Av. Eren Baskın ise bu durumu annesine bile anlatamadığını, burada sevdikleriyle göz göze gelemediÄŸini belirtti. Savcının, Kenan Evren’in dediÄŸi gibi “elleri bile titremeden” mütalaayı okuduktan sonra sanık avukatıymış gibi davrandığını aktaran Baskın, ÅŸunları söyledi:
“Savcı, var olan çok sayıda delili görmezden gelerek yalnızca itirafçı Ayhan Çarkın’ın ifadelerindeki çarpıklıktan dem vurarak sanıkların beraatini istedi. Hakim de talebi onaylayarak adeta kaçıp gitti. Çok zor bir durumdu. Amcam bana sarılamadı, çünkü aÄŸlayacaktı. Eve gittiÄŸimde annem hemen odaya kaçtı. Bunu unutmaması gereken insanlar ÅŸunu bilsinler ki, üzerlerinde ah var. Bu ah benim, Maside’nin, Besna’nın, Diyar’ın, Leyla’nın ahı. Bu ah mutlaka onlardan çıkacak. Ayaklarına taÅŸ deÄŸse bizim ahımızı bilsinler. EÄŸer içlerine en ufak bir karamsarlık girerse, bilsinler ki o bizim ahımızdır. Bizden çıkan ahtır.”
Basın açıklamasını Cumartesi insanlarından Maside Ocak okudu. Dün Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ankara JİTEM davasının tanıklara, delillere, belgelere, kamu görevlilerinin beyanlarına raÄŸmen tüm sanıkların beraat etmesi ile sonuçlandığını aktaran Ocak, “Bu kararı verenler, verdirenler bilsinler ki kayıplarımıza iliÅŸkin adli bir yargılama süreci saÄŸlanmadığı sürece devletin unutturduÄŸu soruları sormaya devam etme sorumluluÄŸumuzu yerine getireceÄŸiz. Bize yapılan bu kolektif zulmü ifÅŸa etmekten vazgeçmeyeceÄŸiz. Son derece açık ve ağır sonuçları olan ve kimsenin savunamayacağı bu zulme itirazımızı sürdüreceÄŸiz.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
NE OLMUÅžTU?
36 yaşındaki İbrahim Demir ve 39 yaşındaki Agit Akipa, Şırnak'ın İdil ilçesine baÄŸlı Çukurlu Köyü'nde yaşıyordu. Agit Akipa aynı zamanda köyün muhtarıydı.
Köylüler üzerinde ağır bir koruculaÅŸtırma baskısı vardı. Köye giriÅŸ ve çıkışlar asker kontrolü altındaydı. Köy okulu karakol haline getirilmiÅŸ, bazı köylülerin evlerine el konmuÅŸ ve askerler yerleÅŸtirilmiÅŸti.
Agit Akipa ve İbrahim Demir, askerlerin okulu ve evleri boÅŸaltmaları için Kaymakamlığa ve İçiÅŸleri Bakanlığı'na baÅŸvurdu. BaÅŸvurudan sonra üzerlerindeki baskı daha da arttı ve Karakol Komutanı tarafından "sizi yaÅŸatmayacağız” diye tehdit edildiler.
12 Aralık 1991 tarihinde İbrahim Demir ve Agit Akipa İdil'deki bir taziyeden evlerine dönmek için diÄŸer köylülerle birlikte traktöre bindiler. Traktör yolda askerler tarafından durduruldu. İbrahim Demir ve Agit Akipa Dargeçit Anıtlı Tabur Komutanlığı'na baÄŸlı AÄŸaçlı mezrasında bulunan Piyade Bölük Komutanı ve askerleri tarafından gözaltına alındılar.
Jandarma karakoluna giden ailelere, Karakol Komutanı "Onları hiç görmedik” dedi. Bir asker gizlice aileleri "maÄŸaralara gidin” diye yönlendirdi. Bölgeyi köylülerle birlikte karış karış arayan aileler, 13 Aralık 1991 günü giriÅŸi taÅŸla örülerek kapatılmış bir maÄŸarada, kayıpların iÅŸkence görmüÅŸ, gözleri ve elleri baÄŸlanmış haldeki cansız bedenlerine ulaÅŸtı.
Olay hakkında baÅŸlatılan soruÅŸturmada İdil Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı AÄŸaçlı mezrasında bulunan Piyade Bölük Komutanı ÜsteÄŸmen ve ilgili er ve erbaÅŸların "adam öldürme” suçundan ÅŸüpheli olduÄŸuna kanaat getirdi ve 18 Aralık 1991 tarihinde soruÅŸturma açma izni almak için dosyayı Dargeçit Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu'na gönderdi. Dargeçit Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu 20 Mayıs 1992 tarihinde "men'i muhakeme” kararı verdi.
2011 yılında aileler avukatları Tahir Elçi aracılığıyla İdil Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı'na tekrar baÅŸvuruda bulundu. Savcılık dosyaya ulaÅŸmak için ilgili kurumlara baÅŸvurdu. Ancak bütün kurumlar arÅŸivlerinde herhangi bir dosya, bilgi veya belgeye rastlamadıklarını bildirdi.
Bunun üzerine İdil Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı tarafından Agit Akipa ve İbrahim Demir' in zorla kaybedilmesi ve dosyayı kaybeden Dargeçit Kaymakamlığı görevlileri hakkında "görevi kötüye kullanmak”tan yeni bir soruÅŸturma baÅŸlatıldı. (2011/646) Ancak yürütülen soruÅŸturmalardan bugüne kadar bir sonuç alınmadı…
Kayyum atanan belediyede AKP'li başkanın 2 çocuğuna işe gitmeden maaş
Kayapınar Belediyesi’nde işe gitmedikleri için işten çıkarılan AKP'li İlçe Başkanı Servet Can’ın iki çocuğunun, kayyum tarafından yeniden işe alınıp maaşa bağlandığı ortaya çıktı.
14-12-2019 12:48

Diyarbakır'da İçiÅŸleri Bakanlığı’nın görevden aldığı Kayapınar Belediyesi EÅŸ BaÅŸkanı Keziban Yılmaz döneminde, iÅŸe gitmedikleri için iÅŸlerine son verilen AKP Kayapınar İlçe BaÅŸkanı Servet Can’ın oÄŸulları Cihat ve Osman Can, atanan kayyum Ünal Koç tarafından yeniden iÅŸe alındı.
Kayapınar Belediyesi’ne Aralık 2016’da kayyum atandıktan sonra AKP Kayapınar İlçe BaÅŸkanı Servet Can’ın çocukları Ömer, Cihat ve Osman Can, 2018 yılında iÅŸe alındı. 31 Mart yerel seçimlerinin ardından seçilen yeni yönetim, iÅŸe gitmedikleri halde maaÅŸ alan Cihat ve Osman Can hakkında tutanak tutup iÅŸlerine son vermiÅŸti.
KAYYUM TEKRAR İŞE ALDI, İŞE GİTMEDİKLERİ HALDE YENİDEN MAAŞ BAĞLADI
Mezopotamya Ajansı'nda yer alan habere göre, 21 Ekim’de kayyım olarak atanan ilçe Kaymakamı Ünal Koç, Cihat ve Osman Can kardeÅŸleri yeniden iÅŸe aldı. İşe gitmedikleri öÄŸrenilen Cihat ve Osman Can kardeÅŸlerin maaÅŸlarının ödendiÄŸi kaydedildi.
BAĞLAR BELEDİYESİ İDDİASI
Kayapınar Belediyesi'nde yakınlarını bankamatik memuru olarak iÅŸe yerleÅŸtirdiÄŸi belirtilen AKP İlçe BaÅŸkanı Servet Can’ın, 2018’de damadı ve yeÄŸenlerini Kayapınar Belediyesi’ne, aile üyelerinden 6 kiÅŸiyi ise bu yıl aÄŸustos ayında BaÄŸlar Belediyesi’ne personel olarak iÅŸe yerleÅŸtirdiÄŸi ileri sürülmüÅŸtü.
İngiltere uyruklu 4 IŞİD'ci sınır dışı edildi
İçişleri Bakanlığı, İngiltere uyruklu 4 IŞİD'cinin ülkelerine sınır dışı edildiğini açıkladı.
14-12-2019 12:23

İçiÅŸleri Bakanlığı, cihatçı terör örgütü IŞİD'in İngiltere uyruklu 4 mensubunun ülkelerine sınır dışı edildiÄŸini duyurdu.
Bakanlığın açıklamasında ÅŸöyle denildi:
"Yabancı Terörist SavaÅŸçıların (YTS) ülkelerine iadelerine devam edilmektedir. Bu kapsamda bugün *4* BirleÅŸik Krallık (İngiltere) uyruklu YTS ülkelerine sınır dışı edilmiÅŸtir."