Şiddet, çıplak arama, tecavüz tehdidi... Boğaziçi eyleminde gözaltına alınan LGBTİ+ aktivistlerine işkence!
Boğaziçi Üniversitesi'ndeki eylem sonrası hedef gösterilerek gözaltına alınan LGBTİ+ aktivistlerine işkence yapıldığı öğrenildi.
05-01-2021 17:06

İleri Haber
AKP’li Melih Bulu’nun rektör atanmasına karşı dün Boğaziçi Üniversitesi’nde yapılan eylem sonrası hedef gösterilen ve evlerine yapılan baskınla gözaltına LGBTİ+ aktivistleri Yıldız İdil ve Havin’in çıplak arama zorlaması, LGBTİ+'lere ayrımcı muamele, tecavüz tehdidi, fiziksel-psikolojik şiddete maruz bırakıldıkları öğrenildi.
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Resmi Gazete'de yayınlanan kararlarıyla, 2015 seçimlerinde AKP'den 1. bölge Milletvekili aday adayı olan Prof. Melih Bulu, Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanmış, buna karşı ''Kayyum rektör istemiyoruz'' diyen yüzlerce öğrenci dün Boğaziçi Üniversitesi önünde bir araya gelerek eylem yapmıştı. Polis, protestolarda öğrencilere biber gazı ve plastik mermiyle saldırmış ve bazı öğrencileri işkenceyle gözaltına almaya çalışmıştı.
Eylem sonrası hedef gösterilen öğrencilerden 17 kişi sabaha karşı evlere yapılan TEM baskınıyla gözaltına alınmıştı.
HER AŞAMADA FİZİKSEL ŞİDDET
Gözaltına alınanlar bugün avukatlarıyla görüştü. Edinilen bilgiye göre, gözaltında bulunan LGBTİ+ aktivistleri Yıldız İdil ve Havin’in gözaltına alındıkları sırada ve devamında polis aracı ile emniyette şiddete maruz bırakıldığı öğrenildi.
TECAVÜZ VE ÖLÜM TEHDİTLERİ, ÇIPLAK ARAMA ZORLAMASI
Fiziksel şiddetin yanında sürekli tecavüz ve ölüm tehdidine maruz bırakılan aktivistlere ayrıca çıplak arama zorlaması da yapıldı.
TEŞHİR ETTİLER, AYRIMCI SÖYLEMDE BULUNDULAR
LGBTİ+ aktivistlerinin hastanedeki sağlık kontrolü sırasında ise bir polisin “Bunlar polisi tehdit edenler, bunlar polise saldıran toplar” diyerek hem gözaltındakileri teşhir ettiği, hem de LGBTİ+’lara yönelik ayrımcı söylemde bulunduğu belirtildi.
ÖĞRENCİLER AÇLIK GREVİNE BAŞLADI
Öte yandan edinilen bilgilere göre, gözaltındakiler açlık grevine başladı. Dosyalara ilişkin delil toplama sürecinin devam ettiği ifade edilirken, gözaltı sürelerinin uzaması bekleniyor.
İLGİLİ HABERLER
Boğaziçililere destek verdiği için yandaşlar tarafından hedef gösterilen Oya Ersoy: Asıl terör öğrencilere yapılanlardır
Direnen Boğaziçili öğrencilere destek verdiği için yandaşlar tarafından hedef gösterilen HDP'li Ersoy, İleri'ye açıklamalarda bulundu. Ersoy, "Boğaziçi’nde ilk eylem olduğu andan itibaren hem AKP’nin, hem küçük ortağı MHP’nin hedefinde Gezi Direnişi vardı. Gezi korkusu aslında bir halk korkusudur" dedi.
08-01-2021 19:45

Tugay Candan - @TugayCandann
Mail: tugaycandan@ilerihaber.org
Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ‘kayyum rektör’ direnişini sürdürürken, direnişe ve öğrencilere destek verenlere yönelik iktidar cenahından saldırılar sürüyor. Öğrencilere destek verdiği için yandaş Yeni Şafak tarafından “terör” ile yaftalanan HDP’li vekil Oya Ersoy, “Bu memleket bizimdir ve bizim ortak mücadelemizle özgürleşecektir. Beni ve HDP’yi hedef göstermeleri bu birliktelikten nasıl korktuklarının göstergesidir” dedi.
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Resmi Gazete'de yayınlanan kararlarıyla, 2015 seçimlerinde AKP'den 1. bölge Milletvekili aday adayı olan Prof. Dr. Melih Bulu, Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanmış, buna karşı ''Kayyum rektör istemiyoruz'' diyen yüzlerce öğrenci Boğaziçi Üniversitesi önünde bir araya gelerek eylem yapmıştı. Polis, protestolarda öğrencilere biber gazı ve plastik mermiyle saldırmış ve bazı öğrencileri işkenceyle gözaltına almaya çalışmıştı.
Eylemlerin ardından başlatılan gözaltı dalgasında ise çok sayıda öğrenci “kayyum rektör istemiyoruz” dediği gerekçesiyle gözaltına alınmıştı.
YANDAŞ YENİ ŞAFAK HEDEF GÖSTERDİ
Farklı şehirlerdeki deste eylemleriyle birlikte direniş sürerken, dün gözaltındaki öğrenciler Çağlayan Adliyesi’ne çıkarıldı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Oya Ersoy da öğrencilere destek olmak için Çağlayan’a geldi. AKP’nin yayın organı Yeni Şafak, Ersoy’un öğrencilere desteğini “CHP’den sonra HDP de Boğaziçi eylemlerine resmen destek verdi” başlığıyla haberleştirdi.
Haberde şu ifadeler yer aldı:
Terör örgütlerinin propagandasına dönüşen Boğaziçi Üniversitesi'deki eylemlere HDP resmen dahil oldu. HDP’li Oya Ersoy, İstanbul Adliyesi’ne giderek gözaltına alınan isimlere destek verdi. Ersoy, adliye önünde yapılan basın açıklamasını, “Gözaltına alınan öğrencilerin yanında, Çağlayan Adliyesi’ndeyiz” ifadesiyle sosyal medya hesabından canlı olarak aktardı.
‘HÜKÜM VERECEK OLAN YENİ ŞAFAK DEĞİL’
Yandaşların hedef gösterdiği Ersoy, sosyal medya hesabından paylaşım yaparak, “Bir hukukçu,bir insan hakları savunucusu,bir sosyalist olarak faşizmin karşısında,adalet mücadelesinin içindeyim. HDP'yi, beni terörist gibi göstermeye çalışmak bir acz ve saptırma icraatıdır! HDP yasal bir partidir ve onu yargılayacak ve hüküm verecek olan Yeni Şafak değildir!” dedi.
Ersoy, paylaşımında ayrıca HDP ve ben toplumun tüm sorunlarının muhatabı ve çözüm yolu tercihiyiz! Kendi suçlarını, hukuksuzluklarını örtmek için demogoji, şiddet ve yalana başvuruyorlar. Çıkıp açıkça savunun; Biz bilim karşıtıyız Biz seçim karşıtıyız Biz çıplak aramadan yanayız. Son sözüm; Üniversiteleri demogoji, kolluk ve maşa ile ele geçiremezsiniz Üniversite sizi kusar!” ifadelerini kullandı.
‘FAŞİZMLE İKTİDARDA KALMA DERDİNDELER’
Konuyla ilgili İleri’ye de açıklamalarda bulunan Ersoy, Boğaziçi direnişiyle birlikte AKP’nin yönetme kapasitesinin de açığa çıktığını, iktidarın 2013’ten beri Haziran Direnişi’ne yönelik korkuları olduğunu ve artık toplumda bir rıza üretme kapasitesi kalmadığını vurguladı. Ersoy, “O nedenle kendisine en ufak şekilde muhalefet eden kimseye tahammülleri yok. Biliyorlar ki rejimleri de iktidarları da halkın rıza gösterdiği rejim ve iktidar değil. O nedenle ancak baskıyla, zorla, kısaca faşizmle iktidarda kalma derdindeler” dedi.
‘İKTİDARIN GEZİ KORKUSU ASLINDA HALK KORKUSUDUR’
Boğaziçi’ne yapılan atamayı “iktidarın 18 yıldır ele geçiremediği ve normal akılla, bilimle kapısından giremediği üniversiteleri ancak emirle, talimatla ve kendi atadıklarıyla yönetme derdi” olarak niteleyen Ersoy, “Kendi istedikleri kuşağı yaratarak, memleketi şekillendirme amaçları var. Boğaziçi’nde ilk eylem olduğu andan itibaren hem AKP’nin, hem küçük ortağı MHP’nin hedefinde Gezi Direnişi vardı. Gezi korkusu aslında bir halk korkusudur. Halk korkusunun adıdır Gezi” şeklinde konuştu.
‘TERÖR ARANACAKSA TERÖR ÖĞRENCİLERE YAPILANLARDIR’
“Direnişin karşısında yapabilecekleri şey bu direnişi bölmek, gayrimeşrulaştırmaya çalışmaktı ama bunun için ellerinde hiçbir şey yok. Öğrencilerin evlerini bastıklarında kapıları kırdılar, duvarları kırarak içeri girdiler, çıplak arama dayatması yaptılar. Eğer bir terör aranacaksa terör budur. Bu yasa dışı davranışların hepsidir” şeklinde sözlerine devam eden Ersoy, iktidarın “başaramadık” dediği kültürel-sosyal hegemonya kuruluşunun ne maşalarla, ne de baskı ve zor ile gerçekleşemeyeceğini vurguladı.
‘ORTAK MÜCADELEDEN KORKUYORLAR’
Ersoy, “Üniversiteliler, ‘bu üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleşecek’ diyorlar ve haklılar. Benim de tüm demokrasi güçlerine çağrımdır; bu memleket bizimdir ve bizim ortak mücadelemizle özgürleşecek. Beni ve HDP’yi hedef göstermeleri bu birliktelikten nasıl korktuklarının göstergesidir” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.
Üniversite Öğrencileri: Çıplak arama işkencesine son! Gözaltındaki arkadaşlarımız serbest bırakılsın!
İHD İstanbul Şubesi’nde bir basın açıklaması yapan Üniversite Öğrencileri, arkadaşlarının gözaltında uğradığı işkence ve kötü muameleye tepki gösterdi.
06-01-2021 13:58

İleri Haber
Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan kayyum rektör Prof. Dr. Melih Bulu'yu protesto ettikleri için gözaltına alınan ve işkenceye maruz bırakılan öğrencilerle ilgili arkadaşları tarafından yapılan açıklamada, “Kayyum rektörlerinizi kabul etmiyoruz. Baskılarınıza, gözaltılarınıza ve her türlü şiddet siyasetinize karşı koymaya devam edecek ve üniversitelerimizi özgürleştireceğiz!” denildi.
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Resmi Gazete'de yayınlanan kararlarıyla, 2015 seçimlerinde AKP'den 1. bölge Milletvekili aday adayı olan Prof. Dr. Melih Bulu, Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanmış, buna karşı ''Kayyum rektör istemiyoruz'' diyen yüzlerce öğrenci dün Boğaziçi Üniversitesi önünde bir araya gelerek eylem yapmıştı. Polis, protestolarda öğrencilere biber gazı ve plastik mermiyle saldırmış ve bazı öğrencileri işkenceyle gözaltına almaya çalışmıştı.
İleri Hatırlatıyor
Eylemlerin ardından başlatılan gözaltı dalgasında ise çok sayıda öğrenci “kayyum rektör istemiyoruz” dediği gerekçesiyle gözaltına alınmıştı. Öğrencilerin, gözaltının tüm aşamalarında işkenceye uğradığı ortaya çıkmıştı.
Bugün İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde bir basın açıklaması yapan Üniversite Öğrencileri, arkadaşlarının gözaltında uğradığı işkence ve kötü muameleye tepki gösterdi.
‘ÇIPLAK ARAMA İŞKENCEDİR’
Açıklamayı okuyan Mısra Sapan, AKP iktidarının ve ona bağlı polislerin bir rutini haline gelen çıplak arama zorlaması, işkence olduğunu vurguladı. Çıplak arama işkencesinin AKP iktidarı tarafından muhaliflerine dönük olarak sistematik hale getirildiğini belirten Sapan “AKP iktidarının ve polis güçlerinin başta demokratik muhalefete ve öğrenci gençliğe yönelik saldırılarının amacının öğrenci gençliği bölmek, demokratik üniversite için mücadele edenleri ve üniversitelerine sahip çıkan öğrencileri kriminalize etmek olduğunun farkındayız” dedi.
‘ÜNİVERSİTELERİMİZİ SAVUNACAĞIZ'
Sapan, açıklamanın devamında, şu ifadeleri kullandı:
Üniversitelerimizde kukla ve kayyum rektörler aracılığıyla demokrasinin kırıntısını dahi bırakmak istemeyen AKP'ye, YÖK'e ve ona bağlı bütün güçlere karşı mücadele etmeye devam edecek, üniversitelerimizi savunacağız.
Üniversitelerimizi karakola dönüştürmeye, iktidarları için bir meşruiyet ve ideolojik hegemonya üretim merkezleri yaratmaya, bu yolla üniversitelerimizi sermayenin ihtiyaçlarına tam uygun biçimde dönüştürmeye çalışan AKP iktidarına karşı buradan Üniversite Öğrencileri olarak bir kez daha sesleniyoruz.
Kayyum rektörlerinizi kabul etmiyoruz. Baskılarınıza, gözaltılarınıza ve her türlü şiddet siyasetinize karşı koymaya devam edecek ve üniversitelerimizi özgürleştireceğiz!
Kayyum rektör istemiyoruz!
Selçuk Özdağ: Saldırganların adresi bellidir
Saldırıya uğrayan Özdağ, Soylu’nun açıklamalarına tepki göstererek, sözleriyle saldırganları cesaretlendirdiğini belirtti. Özdağ, "Saldırganların adresi bellidir" dedi.
23-01-2021 15:35

Saldırıya uğrayan Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun saldırılara ilişkin ‘tepkisel’ açıklamasına sert tepki göstererek, “İşte saldırganları cesaretlendiren de budur. Saldırganların adresi bellidir. Yönlendirenler, kışkırtanlar bellidir. Gereği yapılmadığı takdirde bu saldırılar devam edecek, Türk siyaseti giderek daha çok itibarsızlaşacaktır” dedi.
Geçen hafta Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu, KRT TV programcısı Avukat Afşin Hatipoğlu Ankara’da saldırıya uğradımış, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu konuya ilişkin yaptığı açıklamada saldırıların ‘tepkisel’ olduğunu ifade etmişti.
Özdağ, Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarla Soylu’ya sert tepki gösterdi. Özdağ’ın açıklamaları şu şekilde:
"Siyaset şiddeti önlemek, ülke sorunlarını konuşarak çözmek için vardır. Siyasetçinin tek silahı sözleridir. Sözün sustuğu/susturulduğu yerde siyaset biter, şiddet tırmanır, konuşmanın, diyalogun yerini kavga alır.
Bir yerde siyasetçiler, gazeteciler susturulmaya çalışılıyorsa orada söz bitmiş, kavga başlamış demektir. Bu ülke suni kavgalardan çok çekti. Seçmeni tutma adına toplumu birbirine düşman edecek politikalar izlendi. Bir yerde şiddet varsa ülkeyi yönetenlerin de bunda büyük sorumluluğu vardır.
‘SOYLU’NUN AÇIKLAMASI SKANDAL’
Onun için şiddet niye var sorusu biraz da siyasetçilerle ilgilidir. Evimin önünde saldırıya uğradım, bunun savunulacak, herhangi bir gerekçe ile meşrulaştırılacak bir yanı yoktur. Siyaset yaptığım bütün dikkatimi söze verdiğim için saldırıya uğradım.
Bu tip olayların olmaması- olay sonrası- ilgili ve yetkili olanların tutumlarına bağlıdır. Birçok siyasetçi arayarak veya bizzat gelerek geçmiş olsun dileklerini ilettiler hepsine teşekkür ediyorum. Lakin daha zanlıların ifadesi alınmadan İçişleri bakanı sayın Soylu’nun olayı tepkisel diye nitelendirmesi tam bir skandaldı.
Selahattin Demirtaş için Anayasa Mahkemesi'ne bir başvuru daha yapıldı
Selahattin Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman, yeniden AYM’ye bireysel başvuru yaptıklarını açıkladı.
23-01-2021 14:10

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman, “AİHM’in, ‘Demirtaş derhal serbest bırakılmalı’ kararına gösterilen dirence karşı, yeniden Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) bireysel başvuru yaptıklarını” açıkladı.
HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman’ın açıklaması şöyle:
AYM, bir an evvel ‘AİHM kararı bizi bağlamaz’ saçmalığına son vermezse, AİHM, AYM için ‘etkili iç hukuk yolu değil’ kararı verir. Bizden söylemesi”
AİHM Büyük Dairesi, geçen 22 Aralık’ta Demirtaş ile ilgili 2018 yılında verilen "Serbest bırakılmalı" kararına ilişkin yapılan temyiz başvurusunu karara bağlamıştı. 17 yargıçtan oluşan büyük daire, 15'e karşı iki oyla Demirtaş'ın derhal serbest bırakılması gerektiğine karar vermişti.
Cumartesi Anneleri’nden 826. hafta açıklaması: ‘Ayşenur Şimşek için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz’
Cumartesi Anneleri, koronavirüs salgını nedeniyle sosyal medyadan yayınladıkları 826. hafta açıklamasında, 26 yıldır fail ve sorumluları cezasızlıkla korunan Ayşenur Şimşek için adalet istedi.
23-01-2021 12:37

İleri Haber
Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yurttaşların akıbetini sormak amacıyla her cumartesi günü yaptıkları açıklamayı, 826. haftada yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını tedbirleri kapsamında internetten yayınladı. Cumartesi Anneleri, yaptığı 826. hafta açıklamasında tehdit edildikten sonra kendisinden en son 24 Ocak 1995’te haber alınan ve 12 Nisan 1995’te cansız bedeni kimsesizler mezarında bulunan Sağlık-Sen Ankara Şubesi Kurucu Başkanı Ayşenur Şimşek için adalet istedi.
‘’26 yıldır Ayşenur Şimşek dosyasında etkin bir soruşturma yürütülmedi. Ayşenur’u kaybedenler, işkence ile katledenler cezasızlık zırhıyla korundu. Yargı makamları ‘delilleri değerlendirme ve suçu niteleme yetkisi’ni kullanmadı’’ ifadelerinin yer aldığı açıklamanın tamamı şu şekilde:
‘AYŞENUR ŞİMŞEK İÇİN ADALET İSTEMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ’
Gözaltında kaybedilen insanlarımız için hakikat ve adalet arayışımızın 826. haftasındayız.
826 haftadır söylüyoruz: devlet, gözaltında kaybetmeler ile ilgili etkin soruşturma yapma yükümlülüğünü yerine getirmiyor. Kayıp yakınlarının tüm iddialarını araştırma, sorumluları belirleme ve cezalandırılma görevini yerine getirmiyor. Yaşam hakkı ve işkence yasağına ilişkin ulusal yasaların ve uluslararası sözleşmelerin etkili bir şekilde uygulanmasını sağlamıyor.
Bu yüzden 826 haftadır yargı makamlarına sesleniyoruz: Gözaltında kaybetme süresiz biçimde soruşturmaya açık bir suçtur. Bizim her hafta yaptığımız basın açıklamalarımız aynı zamanda birer suç duyurusudur. Gözaltında kaybedilen insanlarımızla ilgili devlet adına etkin araştırma, soruşturma ve kovuşturma yapma görevinizi yerine getirin. Aksi halde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, tarafsız ve bağımsız soruşturma ilkelerini hayata geçiren bir hukuk devleti olduğunu savunamazsınız.
826. haftamızda 26 yıldır fail ve sorumluları cezasızlıkla korunan Ayşenur Şimşek için adalet istiyoruz.
DEFALARCA TEHDİT EDİLDİ
27 yaşındaki Eczacı Ayşenur Şimşek Ankara’ da yaşıyordu. 90’lı yıllarda sağlık emekçilerinin örgütlenme çalışmalarının içinde yer aldı. Sağlık -Sen Ankara Şubesi Kurucu Başkanı oldu. Bu çalışmaları yürüttüğü sırada iki kez gözaltına alındı ve ağır işkence gördü.
Ailesini defalarca telefonla arayan kişiler “Bu işleri bırakmazsa sonu kötü olur” diyerek tehditlerde bulundu. Hakkında yakalama kararı çıkartılan Ayşenur’un babası iki defa karakola çağırılarak “kızın gelip teslim olsun yoksa onun için hiç iyi olmayacak” diye tehdit edildi. Ailesi son olarak 24 Ocak 1995 tarihinde Ayşenur’la görüştü ve o tarihten sonra kendisinden bir daha haber alınamadı.
AİLE, KIZLARININ CANSIZ BEDENİNİ KİMSESİZLER MEZARLIĞINDA BULDU
Bunun üzerine emniyete, savcılığa ve İçişleri Bakanlığı'na başvuran aileye “Kızınız gözaltına alınmamıştır” denildi. Tüm yasal girişimleri sonuçsuz kalan aile, 21 Mart 1995 tarihinde yaptıkları basın açıklaması ile bir arama kampanyası başlattıklarını duyurdu. Kampanya devam ederken 11 Nisan 1995 tarihli Milliyet Gazetesi’nde, Kırıkkale’de bulunan bir kadın cesedi haberi yayımlandı. Bu haber üzerine Kırıkkale Savcılığı’na başvuran aile, 12 Nisan 1995 tarihinde kızlarının bedenine Kırıkkale Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaştı.
SON HABER ALINDIĞI GÜNDEN 4 GÜN SONRA ÖLDÜRÜLMÜŞ
Otopsi raporuna göre 28 Ocak 1995 tarihinde öldürülen Ayşenur Şimşek’in bedeninde işkence izleri vardı. Kafasından ve göğsünden ateşli silahla yakın mesafeden vurularak öldürülmüş ve cansız bedeni 29 Ocak 1995 tarihinde Kırıkkale yolu kenarında bulunmuştu.
Daha önce gözaltına alındığı için emniyette parmak izi bulunmasına rağmen Ayşenur’un cansız bedeni üç hafta boyunca morgda bekletildikten sonra ailesine haber verilmeden “kimliği meçhul kişi” olarak Kırıkkale Kimsesizler Mezarlığı’na defnedilmişti.
‘SORUŞTURMA BAŞLATILMASI ÇAĞRISINDA BULUNUYORUZ’
26 yıldır Ayşenur Şimşek dosyasında etkin bir soruşturma yürütülmedi. Ayşenur’u kaybedenler, işkence ile katledenler cezasızlık zırhıyla korundu. Yargı makamları “delilleri değerlendirme ve suçu niteleme yetkisi”ni kullanmadı.
826. haftamızda bir kez daha yargı makamlarına Ayşenur Şimşek’in kaybedilmesi ve işkence sonucunda katledilmesi ile ilgili sorumluları belirleyecek ve cezalandırılmalarını sağlayacak nitelikte bir soruşturma başlatmaları çağrısında bulunuyoruz.
Kaç yıl geçerse geçsin biz Ayşenur Şimşek ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, 127 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.
MHP'li vekilden organize suç örgütü lideri Çakıcı'ya karşılama
Kayseri'ye giden Alaattin Çakıcı'yı, Beşiktaş locasını bastığı haberiyle gündeme gelen MHP Kayseri Milletvekili Mustafa Baki Ersoy karşıladı.
23-01-2021 12:28

MHP'nin talebiyle tahliye edilen "organize suç örgütü" lideri Alaattin Çakıcı, illere yaptığı ziyaretlerde MHP'liler tarafından karşılanıyor.
Anka'nın haberine göre, Kayseri'ye yaptığı ziyaret sırasında Çakıcı'yı, Beşiktaş-Kayserispor maçında siyah beyazlı kulübün locasını basma haberiyle gündeme gelen MHP Kayseri Milletvekili Mustafa Baki Ersoy karşıladı.
Erdoğan'dan birçok bakanlık ve kuruma yeni atamalar
Resmi Gazete'de yayınlanan Erdoğan'ın kararlarıyla, birçok bakanlıkta bazı isimler görevden alındı ve yeni atamalar yapıldı.
23-01-2021 08:55

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla bugün Resmi Gazete'de yayınlanan kararlarla birçok bakanlığa ve kurumlara yeni atamalar yapıldı.
Buna göre, Adalet Bakanlığında açık bulunan Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne Ali Öztürkmen atandı. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Yılmaz Çiftçi görevinden alındı ve yerine Yunus Alkaç getirildi.
AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında açık bulunan iş başmüfettişliklerine, Abbas Deniz, Barış Yılmaz, Başat İlter, Cem Baloğlu, Deniz Gürler, Ekim Deniz Ayhan Odabaşıoğlu, Erdem Tosun, Gamze Eyi, Gülay Demirel, Hüseyin Feti Tekkanat, İbrahim Gökhan Korkutan, İlhami Kabaktepe, İsmail Barış Aktaş, Mehmet Saygıner, Mehmet Yıldırım, Muharrem Arıkel, Mustafa Fatih Kepez, Hakan Arslan, Selçuk Karaoğlu, Sinan Yavuz, Süleyman Karaduman, Umud Uyaroğlu, Yasemin Korkutan, Yasin Sezer, Yurder Şenol, Hüseyin Ataman ile Mehmet Nuri Görücü atandı. Düzce İl Müdürlüğüne ise Ercan Öztürk getirildi.
Dışişleri Bakanlığında açık bulunan Andlaşmalar Genel Müdür Yardımcılığına, Sabri Tunç Angılı atandı.
TEİAŞ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) Genel Müdürlüğü, 6. Bölge Müdürü Süleyman Ustamehmetoğlu görevinden alındı, 4. Bölge Müdürlüğüne 1. Bölge Müdürü Nüsret Koman, 1. Bölge Müdürlüğüne Alaittin Aydın, 5. Bölge Müdürlüğüne Yüksel Yavuz, 6. Bölge Müdürlüğüne 7. Bölge Müdürü Mehmet Aydın, 7. Bölge Müdürlüğüne Ramazan Ayyıldız ve 22. Bölge Müdürlüğüne Oğuzhan Ayrancı getirildi.
Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğünde açık bulunan yönetim kurulu üyeliklerine Ayhan Kandemir ile Serhat Köksal atandı.
GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI
Gençlik ve Spor Bakanlığında açık bulunan, Bitlis Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne Bilal Elkatmış, Çanakkale Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne Ömer Kalkan, Kayseri Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne Ali İhsan Kabakcı, Kastamonu Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne Reşat Asrak, Zonguldak Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne Hakan Yüksel, Adıyaman Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne Fikret Keleş, Sivas Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne Erdoğan Tunç getirildi. Spor Toto Teşkilat Başkanlığına Bünyamin Bozgeyik atandı.
Kültür ve Turizm Bakanlığında açık bulunan Yatırım ve İşletmeler Genel Müdür Yardımcılığına Bülent Çınar Çavuş getirildi.
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI
Milli Eğitim Bakanlığı, Muş İl Milli Eğitim Müdürü Emin Engin görevinden alındı. Şırnak İl Milli Eğitim Müdürü Nurettin Yıldız görevinden alındı ve yerine Nazan Şener atandı.
Milli Savunma Bakanlığında açık bulunan Lojistik Genel Müdürlüğüne Veysel Uyar atandı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürü Ramazan Yıldırım görevinden alındı.
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI
Tarım ve Orman Bakanlığında açık bulunan Gıda ve Kontrol Genel Müdür Yardımcılığına Yunus Bayram getirildi. Tekirdağ İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne Oktay Öcal atandı. Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğünde açık bulunan yönetim kurulu üyeliğine Cemal Çalık getirildi.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü 11. Bölge Müdürü Abdullah Ceylan'ın görevine son verildi ve yerine Zerrin Demirörs atandı. 14. Bölge Müdürü Mehmet Elkatmış görevinden alındı, bu suretle boşalan yere Atakan Çelebi atandı.
TİCARET BAKANLIĞI
Ticaret Bakanlığında açık bulunan ticaret müfettişliklerine, ticaret müfettiş yardımcıları Hasan Ceyhan, Emre Çelik, Buğrahan Manav ve Taha Yasin Yılmaz getirildi.
Erdoğan, Anayasa Mahkemesi üyeliğine İrfan Fidan'ı seçti
Erdoğan, Anayasa Mahkemesi üyeliğine Yargıtay Büyük Genel Kurulunca gösterilen üç aday arasından Yargıtay Üyesi İrfan Fidan’ı seçti.
23-01-2021 08:29

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yargıtay’da Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliği için yapılan seçimde en çok oyu alan isimler arasından seçimini yaptı. Yargıtay’a atanmasının hemen ardından, henüz hiçbir dosyaya bakmadan Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliğine aday olan eski İstanbul Başsavcısı İrfan Fidan, AYM üyeliğine atandı.
Erdoğan’ın imzasıyla AYM'ye üye seçilmesine ilişkin karar Resmi Gazete’de yayınlandı. Buna göre Fidan, Yargıtay Büyük Genel Kurulunca gösterilen üç aday arasından seçildi.
Daha önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı görevinde bulunan Fidan, Hakimler ve Savcılar (HSK) Genel Kurulunca 27 Kasım 2020’de Yargıtay üyeliğine seçilmişti. Fidan Yargıtay’a atanmasının hemen ardından, daha hiçbir dosyaya bakmadan Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday olmuş ve en yüksek oyu almıştı.
İrfan Fidan’ın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı görevinde olduğu dönemde soruşturmasını yürüttüğü, ‘MİT TIR'ları’, ‘Osman Kavala’, ‘Gezi’, ‘Cübbeli Ahmet Hoca’, ‘Selam Tevhid’ gibi kritik çok sayıda dava bulunuyor.