Sherwood: 1984-1985 Madenci Grevini arka plan olarak alan polisiye

Dizinin Madenci Grevine yaklaşımı da hem grevcilere hem de grev kırıcılara "söz hakkı" vererek tarafsız kalma pozisyonunda ve "olan oldu; artık küskünlükleri geride bırakmanın zamanı çoktan geldi" biçiminde özetlenebilir.

Britanya’yı zamanında sarsmış olan 1984-1985 Madenci Grevini arka planına alan ve eski bir madenci kasabasında 2004 yılında işlenmiş iki cinayet vakasından serbest biçimde esinlenen BBC yapımı altı bölümlük televizyon dizisi Sherwood’un BBC First üzerinden Türkiye’deki yayını dün gece (Cuma) sona erdi (son bölümün tekrarı bu gece -cumartesi gecesi- yayınlanacak).

BBC özellikle polisiye janrındaki dizi yapımlarında kalburüstü çalışmalar ortaya koyan bir kurum. Senarist James Graham’ın öyküsünden çıkarılmasını murat ettiği hissedilen mesajların aşağıda açımlayarak tartışmaya girişeceğim niteliği bir yana, Sherwood da karakterizasyonlardan oyunculuk performanslarına, tarihsel arka planın günümüze yansımalarının işlenmesine dek pek çok açıdan özenli bir çalışma. Bir polisiye olarak da son bölüme dek merak duygusunu artıran, son derece sürükleyici bir dizi.

Sherwood, adını efsanevi Robin Hood’un mekânı olarak tanınan ormanlık yöreden alıyor ve konusu, bu ormana mücavir eski bir madenci kasabasında geçiyor. Burası, 1984-1985 grevi esnasında grev kırıcı olarak çalışmaya devam etmiş olanlarla grevciler arasındaki husumetin yıllar sonra da en azından küskünlükler şeklinde baki olduğu bir kasaba. Derken bir sabah, artık eşi ve torunlarıyla yaşamakta olan dönemin grevci işçilerinden önde gelen biri evinin önünde bir okla öldürülmüş olarak bulunuyor. Zanlı ise dönemin grev kırıcılarından birinin oğlu ve bu genç adam Sherwood ormanında saklanmaya başlıyor. Derken kasabada bir cinayet daha işleniyor.

Muammayı yoğunlaştıran ise grev esnasında kasaba halkı arasına polis teşkilatı tarafından sahte bir kimlikle yerleştirilmiş ve kimliği açığa çıkmamış bir gizli polisim halen sahte kimliği altında kasabada yaşıyor olabileceği kuşkusu oluyor! Cinayetleri araştıran polisler bu konuda merkezden bilgi talep ettiklerinde "gizli bilgi" engeliyle karşılaşıyorlar…

Dizinin ilerleyen bölümlerinde uzunca bir geri-dönüş faslında, söz konusu gizli polisin grev esnasında yalnızca muhbirlik yapmadığını, ölümle sonuçlanan bir yangının çıktığı bir soygunu dolaylı olarak teşvik ederek provokatörlük yapmış olduğunu da öğreniyoruz izleyiciler olarak.

Sherwood’un en defolu yönü, bu olayın hemen ardından pişmanlık duymaya ve "görevini" sorgulamaya başlamış olduğu izleyicilere aktarılan gizli polisin artık yıllar sonra sorumluluktan tamamen azade sayılması gerektiği düşüncesini izleyicilere aktarma yönelimi. Senarist Graham, esas sorumlunun halk arasına muhbir-provokatör yerleştiren siyasi iktidar olduğuna kuşkusuz haklı olarak işaret ederken, bireysel sorumluluğu ise "o yıllarda herkes gençti ve büyük bir oyunda piyon olarak kullanıldılar" minvalinde tamamen es geçerek adalet duygusunu zedeliyor.

Dizinin Madenci Grevine yaklaşımı da hem grevcilere hem de grev kırıcılara "söz hakkı" vererek tarafsız kalma pozisyonunda ve "olan oldu; artık küskünlükleri geride bırakmanın zamanı çoktan geldi" biçiminde özetlenebilir. O yılları yaşamış olanlar için bu, o yıllarda yeni doğmuş olanların sandığı kadar kolay ve adil olmasa gerek.