Seyhan Belediyesi işçileri habersiz TİS imzalanmasına tepkili

Seyhan Belediyesi işçileri habersiz TİS imzalanmasına tepkili

Seyhan Belediyesi işçileri tarafından konuya ilişkin bir bildirge yayımlandı.

İleri Haber

Seyhan Belediyesi işçileri, haberleri olmadan belediye ve sendika yönetimi arasında imzalandığı iddia edilen TİS’e tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, “İşçilerden ve işçi temsilcilerinden habersiz, Belediye Başkanı ve Sendika Başkanının aralarında attıkları imzalar meşru değildir! Bize dayatılan sefalet ücretlerinde mutabık değiliz!” denildi.

Adana'da CHP yönetimindeki Seyhan Belediyesi ile belediye işçilerini temsilen DİSK Genel İş Sendikası arasında yütürülen toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecinde olumlu bir sonuç alınamadı ve belediyenin sosyal haklar dahil 5 bin 500 liralık "sefalet ücreti" önerisini kabul etmeyen işçiler 21 Şubat tarihinde yapılan oylama ile grev kararı aldı. 

Bir önceki TİS sürecinde yaşanan kayıpların da telafi edilmesini isteyen işçiler net 6 bin lira maaş ve yol, yemek, ikramiye gibi sosyal haklarını da talep ederken, aradan geçen 3 haftalık süreçte ise grev kararını uygulayamadı. İşçilerin talebine olumsuz yanıt veren belediye yönetimi ise bu süreçte grev kırıcılığı yaparak direnen işçileri sürgün etti.

‘BİZ NE İSTİYORUZ DA HAİN İLAN EDİLİYORUZ?'

Belediye ve sendika arasında işçilerden habersiz TİS imzalandığı öne sürüldü. Seyhan Belediyesi işçileri tarafından konuya ilişkin bir bildirge yayımlandı.

Bildirgede şu ifadeler kullanıldı:

Şubat 2022’de açlık sınırının 4552 TL, yoksulluk sınırının ise 15139 TL’ye yükseldiği ülkemizde 6000 TL net maaş ve işe gelip gidebilmek için yol parası, işimizde 8 saat çalışabilmek için bir öğün yemek parası istiyoruz.

Bize sunulan en düşük teklif yol ve yemek dahil 5256 TL, en yüksek teklif ise temizlik işçilerine verilen yine yol ve yemek dahil 5555 TL. Büro işçilerine verilen en düşük teklif üzerinden bir hesap yapalım:

Yemek tutarı 780 TL + yol tutarı 312 TL, yakacak parası 55 TL toplamda 1147 TL. 5256 TL den bu rakamı düşünce elimize kalan 4109 TL. Haklarımızı korusun ve iyileştirsin diye üyesi olduğumuz sendikaya her ay ödediğimiz 175 TL aidatı da düşünce elimize kalan yani evimize götürebildiğimiz para 3934 TL. Temizlik işçilerine verilen teklifi de bu rakama 300 TL (koku ve direksiyon primi gibi ek sosyal haklar) ekleyerek 4234 TL olarak not edelim.

Özetle Seyhan Belediye yönetiminin büro işçilerine reva gördüğü rakam, bugünlerde mevcut iktidar tarafından bile, yüksek enflasyon karşısında güncellenmesi gerekliliği inkar edilemeyen asgari ücretin de açlık sınırının da altında. Yüksek verdik, en yüksek verdik diye parlatılmaya çalışılan temizlik işçilerinin eline geçecek olan rakam ise 4234 TL ile yine asgari ücretin de açlık sınırının da altında.

Belediye başkanımız Sayın Akif Kemal Akay katıldığı canlı yayında hak arayışımızın altında başka siyasi amaçlar olduğunu düşündüğünü belirtti. Geçinemiyoruz feryadımızı inandırıcı bulmadığını, ayda 800 TL ile bile geçinen aileler olduğundan halimize şükretmemiz gerektiğini, aklı olmayanın konuşmaması gerektiğini dile getirdi.’Greve gideceklermiş buyursunlar gitsinler’ diye aba altından sopasını göstermeyi de ihmal etmedi.

Başkan sendikayla ve işçilerle arasında hiçbir sorun olmadığını, işçilerin %90’ının teklifi kabul ettiği yönündeki hissiyatlarını da paylaştı. Yayında işçiler teklifi kabul ettiyse bu grev kararı nerden çıktı diye sorulmadı. Başkan, Seyhan Belediyesi işçilerinin iradesini yoksaydı. Üstelik bunu 3-5 temsilci diye küçümsediği ve onurlu mücadelelerinde hep yanında duracağımız arkadaşlarımızı hedef göstererek yaptı.

Sayın başkan henüz toplu sözleşme sürecinin başında işçilerle yaptığı bir başka toplantıda, dile getirilen geçim sıkıntısına cevaben az yemek yersek ve işe yürüyerek gidip gelirsek hem daha sağlıklı hem de daha tasarruflu olacağımız ve bu şekilde geçinebileceğimiz yönünde tavsiyelerde de bulunmuştu.

Biz bu ülkede bize sürekli ne yapmamız gerektiğini söyleyen, yaşam alanımıza fütursuzca müdahale eden, ne yiyeceğimize ne giyeceğimize kadar karışan üst akıllardan çok sıkıldık. Aklı olduğunu iddia eden ve kendi elit zümresi dışında kalan herkesi akılsız ilan eden, halktan kopmuş burjuva zihniyetten çok sıkıldık.

Biz Seyhan Belediyesi İşçileri olarak iyi niyetle sesimizi duyurmaya çalışmaktan ve duyuramamaktan çok sıkıldık.

‘GREV KIRICILIĞI SUÇTUR! BASKI VE TEHDİTLERE BOYUN EĞMEYECEĞİZ!’

Peki Sayın Akif Kemal Akay, tüm bu akıl tutulması tespitleri neye güvenerek neye dayanarak yaptı?

Tabi ki baskı ve tahakküm kültürüyle yetişmiş askerlerine güvenerek! Mobbing, yıldırma, tehdit ve pasifize etme alanında uzmanlaşmış ekibinin, grev kırma çalışmalarında başarıya ulaşacağına olan inancıyla etti bu talihsiz ve akıllara ziyan sözleri. Bazı arkadaşlarımızın görev yeri değişti. Bazı arkadaşlarımız kapalı kapılar ardında tehdit edildi. İş kanunu ve mevzuata hakim olmayan birçok arkadaşımız işten çıkarılacağına inandırılmaya çalışıldı. Sendika yönetimi ise tüm bu süreçlerde sessiz kalarak ve temsilci arkadaşlarımızı süreç dışında tutarak, eyleme geçmek için yasanın kendisine tanıdığı 60 günlük süreyi, işveren ve askerlerinin grev kırıcılığı faaliyetlerini rahatça yürütebilmesi için işverenin hizmetine sundu.

Sendika başkanı H.Yaşar Gündoğdu teklifin reddedildiğini 14 Şubat’ta kendi sosyal medya hesabından duyurmuş olmasına rağmen sonrasında hiçbir eylem ve bilgilendirmede bulunmamış, 30 günü aşkın derin sessizliğin ardından yanına aldığı müdürler, birim amirleri, şeflerle birlikte işçileri ayrı ayrı ziyaret etmiştir. Bu ziyaretlerde işveren teklifinin iyi olduğunu anlatan sendika başkanı, gittiği her birimde işçilere ‘diğer birimlerdeki işçilerin teklifi kabul ettiğini’ belirterek böl-parçala-yönet stratejisi ile grev kırıcılığında öncü rol üstlenmiştir. Karşılarında işçi temsilcilerini değil amirlerini, yöneticilerini gören işçilere korku, sindirme ve yalnızlaştırma yöntemleriyle baskı uygulanmıştır. Bu ziyaretler neticesinde sosyal medya hesaplarından bolca fotoğraf paylaşan sendika başkanı H.Yaşar Gündoğdu işverenle yaptığı işbirliği gereği, grev konusunda kararlı olan işçilerin azınlık olduğu algısını yaratmaya çalışmıştır. TİS teklifinin reddedildiğini 14 Şubat’ta kendi sosyal medya hesabından duyuran H.Yaşar Gündoğdu, aynı teklifin 16 Mart’ta kabul edildiğini yine kendi sosyal medya hesabında paylaşmıştır. Teklifte hiçbir bir değişiklik olmamasına rağmen, işçilerin grev kararında nasıl değişiklik olduğunun ya da gerçekten değişiklik olup olmadığının yorumunu kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.

'TEKRAR VE SON KEZ SÖYLÜYORUZ'

Yüzde 45-49 oranında zam yaptığını söyleyen yönetim algı oyunu yapmaktadır. Yaşanan anormal enflasyon ortamı, dar gelirli çalışanların belini büken hayat pahalılığı yok sayılarak geçen yıl ödenen sefalet ücretleri üzerinden yapılan hesap oyunları gerçeği yansıtmamaktadır. Enflasyonun %100 ü aştığı bu ortamda sabırla ve inatla tekrar söylüyoruz ki, 3934 TL ile kiramızı ya da ev taksitimizi ödeyemiyoruz, ısınamıyoruz, çocuklarımızın eğitim masraflarını karşılayamıyor ve soframızda doyamıyoruz.

Arabaya binip yakıt tüketmekten, sinemaya, tiyatroya, konsere, tatile gitmekten ya da ailemizle dışarıda bir yemek yemekten bahsetmiyoruz bile… Bunu geçen yıl verilen ücretlerle zaten yapamıyorduk, bu yıl taleplerimiz karşılansa dahi yapamayacağımızın farkındayız! İşçiler olarak ülkenin yıllardır kötü yönetimle içine sürüklendiği yoksulluğun hepinizden çok farkında ve maalesef içselleştirmiş durumdayız. Yoksulluk sınırının 15139 TL olduğu yerde talebimizin sadece 6000 TL olmasının sebebi de bu farkındalıktır. O yüzden bize “ama” ile başlayan, gelir-gider dengeleriyle süslenen ve elini taşın altına koymakla biten hikayeler anlatmayın. Elimizle değil tüm bedenimizle biz o taşın altında çoktan ezildik. Üzülerek ve utanarak belirtiyoruz ki, taleplerimizden anlaşılacağı üzere insanca yaşamak değil sadece yaşamak artık talebimiz!

Seyhan Belediyesi İşçileri olarak tekrar ve son kez söylüyoruz ki bizim seçtiklerimizin bu ayıpla anılmasını istemiyoruz. El verdik, emek verdik, güç verdik birbirimize. Daha güzel bir yaşamın mümkün olduğuna inandık. Bu çağrımız yanlıştan dönmeye davettir,  umudu yeşertmeye davettir. Umudumuzun tükendiği yerde inadımız başlar.

Haklıyız. Haklarımızı alana kadar mücadelemizde kararlıyız.