Sendikalardan Türk-İş'e tepki sürüyor

Sendikalardan Türk-İş'e tepki sürüyor

Hükümet ve Türk-İş arasında imzalanan Toplu İş Sözleşmesi’ne sendikalardan tepki gelmeye devam ediyor.

Hükümet ile Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş); kamu işçisinin 2019-2020’deki mali ve sosyal haklarını belirleyen 2019 Dönemi Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmesi üzerinde anlaştı. Buna göre; yaklaşık 200 bin kamu işçisinin 2019-2020 yıllarındaki mali ve sosyal haklarını içeren 2019 Dönemi Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmesi Çerçeve Protokolü kapsamında yüzde 8+4 oranında anlaşma gerçekleşti. Sendikalardan, Türk-İş'in bu kararına tepkiler gelmeye devam ediyor.

Enflasyonla birlikte yoksulluğun da giderek arttığına dikkat çeken Devrimci Yapı ve Yol İşçileri Sendikası (Dev Yapı-İş) Genel Başkanı Özgür Karabulut, hükümetin bu sözleşmeyle krizin yükünü emekçilere devrettiğini söyledi. Karabulut, işçilerin hakkını savunmakla mükellef Türk-İş’in de bunu kabul ettiğini hatırlatarak, “Bu sendikanın görevi belli. Her zaman devletin tekelinde olan bir sendikaydı. Bu süreçte de hükümetle karşı karşıya gelmek istemedi” dedi.

İşçinin anayasal haklarının gasp edildiğini vurgulayan Karabulut, “Sendikalar kendi özgür pazarlık süreçlerini yürütebiliyordu. Bu seneki yasa ile bu durumu fiilen ortadan kaldırdılar. Sendikalar kağıt üzerinde kalan, sadece tabelaları olan bir kurum haline getirildi. Grevi ortadan kaldıran bir düzenleme yaptılar. Grevsiz bir toplu iş sözleşmesinin de bir karşılığı yoktur. Tiyatrodan farksız bir süreç işliyor. Buna da Türk İş, Hak-İş gibi konfederasyonlar ön ayak oluyor” ifadelerini kullandı.

Sözleşmeye tepki gösteren Türkiye Liman Deniz Tersane ve Depo İşçileri Sendikası (Liman-İş) İstanbul Şubesi Avrupa Yakası Temsilcisi Sinan Ceviz ise, “Devletin açıkladığı rakamlarına göre enflasyon yüzde 15 ama çarşı pazarda enflasyonun yüzde 20-25 olduğunu herkes biliyor. İşçiler bunun altında ezilmiş oldu. Temel tüketim ihtiyaçlarına yapılan zamlar zaten ücretleri eritmişti. Ahlaken de hukuken de bir sendikanın yapması gereken, kendi üyelerinden, kendi tabanından onay ve rıza alarak yapması gerekir. Ne yazık ki böyle kapalı kapılar ardında imzalanmış bir sözleşme oldu” dedi. 

Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (Dev-Tekstil) İstanbul Temsilcisi Okan Karaçam da, "Hükümet ile Türk-İş arasında imzalanan sözleşme Türk-İş'in işçilere nasıl ihanet ettiğini ve gizli kapılar ardından nasıl sattığını gösteriyor. Atalay’ın açık mikrofona yansıyan sözleri de aslında belli başlı pazarlıkların nasıl ilerlediğinin göstergesidir. Koç, yüzde 10 verirken Yüksek Hakem Kurulu tarafından belirlenen yüzde 6’nın altına imza atıldı. Bu bize şunu gösteriyor. Türkiye işçi sınıfına dönük saldırıların daha da pervasızlaşacağını gösteriyor. Bu da işçilerin sınıf bilinci ve örgütsüz olmasından kaynaklanıyor. Sendikaların genel durumu aidat üzerine kurulmuş, işçiye sınıf bilinci aşılamak gibi bir kaygı söz konusu değil. Bu sözleşme de bunu bir kez daha göstermiş oldu” diye konuştu. (MA)