Foto: Arşiv

Holding’in 3 yıllık sözleşme, mazeret izinlerinin azaltılması, vardiya değişikliği dayatmaları nedeniyle toplu sözleşmesi (TİS) görüşmelerinin tıkandığı TÜPRAŞ’ta dört fabrikada işçiler fabrikayı terk etmeme, sevkiyatı durdurma, basın açıklamaları gibi eylemler yaparak direnişlerini sürdürüyor. TÜPRAŞ işçilerine İzmir’deki konfederasyon ve sendika temsilcilerinden de destek geldi. Sendikalar, ortak mücadele çağrısı yaptı.

DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı sendika ayrımı yapmaksızın TÜPRAŞ işçilerinin mücadelesinin desteklenmesinin önemine vurgu yaptı. Sarı, “Aslında TÜPRAŞ işçilerinin toplu iş sözleşmesi, tüm patronların işçilerin karşısında birleşmiş olduğu ve bu direnişi baltalamaya, yok etmeye çalıştığı bir süreçte, hükümet ile Türk-İş arasında başlayan kamu toplusözleşmesi için de emsal olacak. Doğal olarak tüm işçilerin, özellikle de Türk-İş’in bu konuda duyarlılığı önemli” dedi. Türk-İş’ten tüm demokrasi güçlerine işçileri desteklemeleri için çağrı gelmesi durumunda yan yana mücadele edebileceklerine dikkat çeken Sarı, “Türk-İş’in çağrısı ile İzmir Emek ve Demokrasi Güçlerinin TÜPRAŞ işçilerinin bu direnişinde yan yana gelebileceğine inanıyorum. Eğer Türk-İş'ten bu konuyla ilgili bir çağrı gelirse, bu çağrıya sadece TÜPRAŞ işçileri üzerinden değil, 31 Mart yerel seçimlerinden sonra belediyelerde işten çıkarılan işçiler için de yan yana, omuz omuza, birlikte bir mücadele verebileceğimizi düşünüyorum” diye konuştu.

DİSK/Gıda-İş Sendikası Ege Bölge Temsilcisi Mazhar Uzbek de TÜPRAŞ işçisinin mücadele geçmişi olan işçilerden oluşması bu sorunun da üstünden geleceğinin göstergesi olduğunu belirtti. Uzbek, “Mücadeleleri ne kadar Koç Holding tarafından saptırılmaya çalışılsa da işçiler esnek güvencesiz çalışmaya karşı insanca yaşam için mücadele veriyor. Dayatılan şartlar yeni Somaların zeminini kurmaya çalışan kâr hırsının gözlerini karartmasından başka bir şey değildir. TÜPRAŞ işçisi kendisi için olduğu kadar mücadelesiyle işçi sınıfına karşı saldırılara ve İzmir halkı doğası ve çevresi için de mücadele vermektedir. Böyle stratejik bir fabrikaya dayatılan esnek güvencesiz çalışma olası iş cinayetlerinin önünü açarken İzmir’in doğasını ve çevresini de tehdit edecektir. Bu yüzden TÜPRAŞ işçisinin mücadelesi hepimizin mücadelesidir” dedi. Koç Holding sadece TÜPRAŞ işçisine değil başında olduğu TÜSİAD ile kıdem tazminatı, zorunlu BES ve vergilerin arttırılması gibi taleplerle tüm emekçilere saldırdığını vurgulayan Uzbek, “Şimdi bu saldırılara karşı TÜPRAŞ işçilerinin etrafında birleşerek mücadeleyi yükseltip kazanmak Türkiye işçi ve emekçilerinin kazanımı olacaktır” dedi.

Evrensel'den Dilek Omaklılar'ın haberine göre, SES İzmir Şube Eş Başkanı Hülya Baran Ulaşoğlu da TÜPRAŞ işçilerinin hem işçi sınıfının hem Türkiye’nin kalbi olduğunu söyledi. Ulaşoğlu, “Herkesin gözü kulağı orada olmalı. Kamu emekçileri sendikası da olsak onların çalışma şartları düzeldiğinde bizlerin de düzeleceğini biliyoruz. Onlar para için değil çalışma şartları için eylemdeler. Bizim iş yeri çalışmalarımızla da örtüşen bir şey. KESK olarak ziyaret yapacağız, mücadeleyi büyütmeliyiz” dedi.

Türk-İş İzmir 3. Bölge Temsilcisi Süleyman Yıldırım “TÜPRAŞ işçileri zaten kazanılmış haklarını korumak için günlerdir gerekli mücadeleyi veriyorlar. İşverenin de kazanılmış haklar ile ilgili talepleri çok kısıtlı. Ne yapmaya çalıştıklarını bilmiyoruz ama çok yanlış bir ilerleme” dedi. Yıldırım, “Onların bahsettiği gibi insanlar orada 8 bin, 10 bin lira maaş almıyorlar. Pazartesi işveren ile bir araya gelip, ortak bir noktada buluşmanın mümkün olduğunu düşünüyorum. Çünkü bununla ilgili herkes çalışıyor, mücadele ediyor. Biz Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu olarak uzlaşmadan yanayız. Biz emek gasbına karşıyız ve bunun mücadelesini veriyoruz. Bunun birçok ayağı var. Bu işveren farklı iş kollarında da var olan bir işveren. Herkes bir çaba içerisinde ve umarım pazartesi gününe kadar bu sorun çözüme kavuşur” diye konuştu.