Selvi: Kaşıkçı cinayetinde bazı açıklar var

Selvi: Kaşıkçı cinayetinde bazı açıklar var

Abdülkadir Selvi, Cemal Kaşıkçı cinayetinde bazı açıklar olduğunu ifade ederek, “Yakında cesedine ulaşılırsa şaşırmayın” diye yazdı.

İleri Haber

Hürriyet gazetesinin Saray’a yakınlığıyla bilinen yazarı Abdülkadir Selvi Suudi Arabistan vatandaşı Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesine ilişkin yazılarına devam ediyor. Dün, Kaşıkçı’nın 7-8 dakika süren bir sürenin ardından boğularak öldürüldüğünü yazan Selvi, bugünkü köşe yazısında da cinayette bazı açıklar olduğunu kaydetti.

Selvi, “Yakında cesedine ulaşılırsa şaşırmayın” dediği yazısının ilgili kısımları şöyle:

“Cinayetle ilgili her türlü detayı planlayanlar, yine de bazı yerlerde açık bırakmışlar. Cemal Kaşıkçı’nın başkonsoloslukta randevusunun olduğu gün Suudi Arabistan’dan 15 kişilik özel bir ekip gönderenler, bununla yetinmemiş, Kaşıkçı’nın dublörünü de hazırlamışlar.

Cemal Kaşıkçı saat 13.14’te başkonsolosluğun kapısından içeri girerken, Suudi Arabistan’dan gelen ekip saat 12.25’te yerini almış. Anlaşılan sadece infaz ekibi girmemiş içeriye. Kaşıkçı gelmeden önce dublörü de hazır edilmiş. Önce Kaşıkçı’nın başkonsolosluk binasında olmadığını iddia edip Reuters’e boş dolap kapaklarını gösteren Suudi yetkililer ikna edici olmayınca bu kez de Kaşıkçı’nın arbede sırasında hayatını kaybettiğine inanmamızı istiyorlar. Oysa her gün yeni bir delil ortaya çıkıyor ve her çıkan delil bu cinayetin önceden planlanarak işlendiğini gösteriyor.

Kaşıkçı, başkonsoloslukta vahşi bir şekilde katledildikten sonra parçalara ayrılıp halıya sarılarak dışarıya çıkarılıyor. Ama sadece Kaşıkçı’nın cesedi çıkarılmıyor, dublörü de dışarı çıkarılıyor. Amaç, Cemal Kaşıkçı başkonsolosluğun arka kapısından çıktıktan sonra Türkiye’de ortadan kaldırıldı yalanına başvurmak. Yavuz hırsız misali.”

AYAKKABIDAN TESPİT EDİLİYOR

Kaşıkçı’nın dublörünün görüntüleri, başkonsolosluğun arka kapısının sokağa açılan bölümündeki işyerlerinin kameraları incelendiği sırada tespit ediliyor.

İsminin Mustafa el Medeni olduğu tespit edilen kişi başkonsolosluk binasından çıktıktan sonra Sultanahmet’e gidiyor. Ama hemen çıkışta Kaşıkçı’nın Apple Watch saatini atıyor. Sultanahmet Camisi’nin tuvaletinde kıyafetini değiştiriyor. Taksim’de kaldığı otele yakın bir noktada Kaşıkçı’ya ait kıyafetleri çöp kutusuna atıyor.

Dublörün Kaşıkçı’ya benzemesi için her şey düşünülmüş. Hatta Kaşıkçı’nın gözlüğünü takıp bir de yüzüne takma sakal kondurmuş. Biraz kilosu olması nedeniyle gömleği biraz dar geliyor, boyunun uzun olması nedeniyle pantolonu biraz kısa duruyor. Ama her şeyi hazırlayanlar bir şeyi unutuyor. Kaşıkçı’nın dublörü ayağındaki spor ayakkabıdan tespit ediliyor. Çünkü Kaşıkçı iskarpin türü bir ayakkabı ile başkonsolosluk binasından içeri girerken, dublörünün ayağındaki spor ayakkabı dikkat çekiyor. Görüntüleri izleyen ekipler dublörü ilk olarak spor ayakkabılarından yakalıyorlar. Boşuna dememişler ‘mükemmel cinayet yoktur’ diye.”

VELİAHT PRENS’İ KURTARMA OYUNU

“Suudi Arabistan’ın engellemelerine rağmen operasyon doğru bir iz üzerinde yürüyor. İstanbul polisi bu cinayeti aydınlatacak. Yakında Kaşıkçı’nın cesedine ulaşılırsa şaşırmayın. Suudi yönetimi cinayeti kabul etmek zorunda kalınca, ABD-Suudi ortaklığı bu kez “Veliaht prens Muhammed bin Selman nasıl kurtarılır” oyununu sahnelemeye başladılar. Trump, veliaht prens için “Ülkesini sadakatle seven, çok iyi kontrole sahip, güçlü bir kişi” dedi. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el Cubeyr, “Veliaht prens söz konusu iddiaları yalanladı ve bundan haberi yoktu” dedi. Kaşıkçı cinayetinin arkasında veliaht prensin parmağının olduğu ortaya çıktıkça koruma kalkanı da devreye girdi. ABD-Suudi ortaklığı yakında veliaht prense Kaşıkçı cinayetinin aydınlatılması konusundaki çabalarından dolayı madalya takarsa şaşırmayın.

Kaşıkçı cinayetini örtbas edemeyen Suudi yönetimi, bu kez işi sulandırmanın ve veliaht prensi bu işten kurtarmanın telaşı içinde. Kaşıkçı cinayetinin talimatını vererek yakın korumalarını gönderip infazı gerçekleştiren veliaht prensi kurtarmaya çalışıyorlar. Siyasi bir bedel ödemek istemiyorlar. Peki, veliaht prens orada durduğu sürece rejim muhaliflerinin hayatı garantide olacak mı? Kimse kendini güvende hissedebilecek mi? Tabii veliaht prens giderse Suudi yönetiminde piramit değişecek. Tüm çabalar, planladıkları 50 yıllık statünün devam etmesi için.”