Sedat Peker'in 'Soylu yurt dışına gönderdi' dediği Sezgin Baran Korkmaz kimdir?

Sedat Peker'in 'Soylu yurt dışına gönderdi' dediği Sezgin Baran Korkmaz kimdir?

Suç örgütü lideri Sedat Peker, YouTube kanalından yayınladığı videoların 9'uncusunda Sezgin Baran Korkmaz'ı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yurt dışına gönderdiğini iddia etti. 

İleri Haber

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, YouTube üzerinden yayınladığı videolarla Türkiye gündemini belirlemeye devam ederken, video serisinin 9'uncusunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hakkında kara para aklama iddiasıyla soruşturma başlattığı Sezgin Baran Korkmaz'a ilişkin dikkat çeken iddialarda bulundu.

Peker, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Sezgin Baran Korkmaz'a "Senin hakkında tahkikat yapıldı, yurtdışına çık. Yukarının haberi var, bu parayı da sil, sorun çıkacak" dediğini söyledi. Sedat Peker ayrıca Korkmaz'ın Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanı Resul Holoğlu ile 5 Aralık'ta görüşmesinin ardından 6 Aralık günü yurt dışına kaçtığını öne sürdü.

SEZGİN BARAN KORKMAZ KİMDİR?

Suç örgütü lideri Sedat Peker'in iddiaları, "Sezgin Baran Korkmaz kimdir?" sorusunu da beraberinde getirdi. 

SBK Holding’in kurucu CEO’su olan Sezgin Baran Korkmaz, uluslararası kara para aklama suçlamasıyla aranıyor.

Korkmaz'ın Türkiye’deki şirketlerine ve tüm mal varlığına mahkeme tarafından el konuldu.

Korkmaz'ın ayrıca ABD'nin Utah Eyaleti’nde vergide sahtecilik yapmaktan ceza almış bir şirketle de ilişkisi var.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan ile fotoğrafları erişim engellemesine konu olan Korkmaz, hakkında başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınmak istendi. Ancak Korkmaz, operasyonda evinde bulunamadı ve şömine içinde yakılmış cep telefonu ele geçirildi.

Operasyondan kısa süre önce yurt dışına çıkış yasağı kaldırılan ve yurt dışına giden Korkmaz’ın, İstanbul Başsavcılığı’nın aldığı karar ve başvurularla bu imkanı elde ettiği ortaya çıktı.

6 Kasım’da, Yargıtay’a 27 Kasım’da üye seçilen İstanbul Başsavcısı İrfan Fidan henüz görevindeyken, Korkmaz’ın malvarlıklarına el koyma kararı, İstanbul Başsavcılığı tarafından resen kaldırıldı.

İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği de başsavcılığın başvurusu üzerine, 17 Kasım’da, Korkmaz hakkındaki yurt dışına çıkış yasağını kaldırdı.

'A'DAN Z'YE SEZGİN BARAN KORKMAZ'

Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, 11 Ocak 2021 tarhinde T24'te "A'dan Z'ye 'Sezgin Baran Korkmaz' olayı" başlığıyla kapsamlı bir yazı kaleme almıştı.

Şık, yazısında Korkmaz’ın medyada ‘iki farklı’ kişi olarak yansıtıldığına dikkat çekerken, “Madalyonun bir yüzünde ABD'de başlayan ve uluslararası nitelik kazanan bir dolandırıcılık ve bu suçtan elde edilen gelirin aklanması ile ilgili bir soruşturma ve dava zincirinin halkalarından biri olduğu kuşkusu uyandıran Sezgin Baran Korkmaz vardı. Madalyonun diğer yüzündeki Korkmaz ise memleketi Kars'ta ayakkabı boyacılığıyla başlayan iş kariyerini yüz milyonlarca dolarlık bir holdinge dönüştüren ‘yardımsever’ bir zengin olarak karşımıza çıkıyordu” ifadelerini kullanmıştı.

‘MASAK TEMİZ RAPORU VERDİ TEDBİR KALDIRILDI’

Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (MASAK) Korkmaz hakkında temiz raporu vermesinin ardından Korkmaz hakkındaki şirket ve kişisel banka hesaplarındaki blokaj ve tedbirlerin kaldırıldığını belirten Ahmet Şık şunları kaydetmişti:

“Korkmaz'ın alaycı bir dille yaptığı paylaşımlarının ne anlama geldiği de üç hafta sonra tedbir kararının kaldırılmasıyla anlaşıldı. İstanbul 3'üncü Sulh Ceza Hâkimi Yasin Karaca tarafından alınan kararda dikkat çekici olan ayrıntı ise MASAK'tan gelen bir yazıya atıf yapılmasıydı. 5 Kasım 2020 tarihli MASAK yazısının suçlama konusunu oluşturan aklama suçuna yönelik bir tespit bulunmadığı anlamına gelen bu yazının yanı sıra dosya kapsamında yapılan değerlendirmelerde de "aklama suçunu oluşturan öncül suçların işlendiğine dair somut bulguların tespit edilemediği" belirtiliyordu. Soruşturma sürecek olmasına rağmen tüm tedbir kararları kaldırılmıştı.

Karar aynı gün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından Türkiye Bankalar Birliği Başkanlığı'na da gönderilerek, Korkmaz ve diğer 13 şüpheli hakkındaki şirket ve kişisel banka hesaplarındaki blokaj ve tedbirlerin "ivedi kaldırılması" talimatı verildi. Belgede imzası bulunan kişi ise 16 Ekim'de Adalet Bakan Yardımcısı olduğu duyurulan İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hasan Yılmaz'dı. Yılmaz'ın terfi ettirilmesiyle ilgili bağ kurulmaya çalışılsa da yapılan aslında rutin bir işlemin gerçekleştirilmesinden ibaret bir uygulamaydı.

‘ÇETE KURMAKLA SUÇLANIYORDU İFADESİ BİLE ALINMADI’

Bu karardan 10 gün sonra, 17 Kasım 2020'de, Sezgin Baran Korkmaz hakkındaki yurtdışına çıkış yasağı da 7'inci Sulh Ceza Hâkimi Ramazan Çiçek tarafından kaldırıldı. Bu kararda Korkmaz hakkında "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlamasından da soruşturma yürütüldüğü belirtiliyordu. Türk Ceza Kanunu'nun 220'nci maddesinde düzenlenen bu suçun cezası 4 yıldan az olmamak kaydıyla 8 yıla kadar hapis cezasıydı. Örgütün silahlı olması halinde cezaların yarı oranına kadar artırılabileceğini düzenleyen kanunun 5'inci maddesinde örgüt yöneticilerinin işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılacağı da belirtiliyor. Hakkında hayli yüklü bir ceza öngören bir soruşturmada tutuklanmak bir yana, şüpheli Sezgin Baran Korkmaz'ın ifadesini bile alınmadığı da kararın içinde yazıyordu.

‘MEVCUT TÜRKİYE’NİN ÖZETİ’

Buraya kadar anlatılanlar bize iki farklı Sezgin Baran Korkmaz portresi sunuyor. Madalyonun bir yüzünde ABD'de başlayan ve uluslararası nitelik kazanan bir dolandırıcılık ve bu suçtan elde edilen gelirin aklanması ile ilgili bir soruşturma ve dava zincirinin halkalarından biri olduğu kuşkusu uyandıran Sezgin Baran Korkmaz vardı. Madalyonun diğer yüzündeki Korkmaz ise memleketi Kars'ta ayakkabı boyacılığıyla başlayan iş kariyerini yüz milyonlarca dolarlık bir holdinge dönüştüren "yardımsever" bir zengin olarak karşımıza çıkıyordu.

Sermayeden mafyaya, yargıdan medya ve siyasete uzanan hayli karışık ilişkiler ve iddialar barındıran bu hikâyenin somut ve kuşku duyulmayacak tek sonucu ise resmi ve sivil denetim organları olan yargı ile medyayı kontrol ve tekeline alan bir siyasal iktidarın yarattığı mevcut Türkiye gerçeğini anlatması. Hal bu iken ve ortaya çıkan bilgilerden yola çıkarak son operasyonu da merkeze alan birkaç soru daha sorarak bu uzun yazıyı noktalayalım:

SBK Holding ile ilgili 5 Kasım 2020'de mal varlıkları üzerindeki tedbir kararının kaldırılmasını sağlayan MASAK raporu mu yalan ya da yanlış yoksa son operasyonun yapılmasının dayanağı haline gelen sonuncu MASAK raporu mu?

İlk operasyonda tedbir kararının kaldırılmasıyla soruşturmanın kadük bırakılmasında mı yoksa son operasyonla tekrar devreye sokulan soruşturmada görev ve rol alan yargı mensupları mı hukuka uygun davrandı?

Her iki soruşturmada da siyaset ne kadar etkiliydi?

Geçmişi gölgeli" bir sermaye sahibinin parası ve yöntemleri mi yoksa gölgede olmadığı düşünülenin parası ve yöntemleri temiz?

Ve bu mafya yöntemlerinin anlatıldığı bu hikâyenin mafyası kim?”