Şebinkarahisar'da çevre katliamı: 'Bakanlık eliyle her gün yeni bir felaketle karşı karşıya bırakılıyoruz'

Şebinkarahisar'da çevre katliamı: 'Bakanlık eliyle her gün yeni bir felaketle karşı karşıya bırakılıyoruz'

TMMOB JMO tarafından Şebinkarahisar'daki çevre felaketine ilişkin bir açıklama yapıldı.

İleri Haber

Giresun’un Şebinkarahisar ilçesinde çöken atık barajından taşan ağır metal atıkları çevre felaketine yol açarken, TMMOB JMO tarafından oÇevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığını ile MAPEG Genel Müdürlüğü uyarıldı. Yapılan açıklamada, “Tehlikeli atıkların korunması amacıyla inşa edilen atık barajlarının yıkılmasının temel nedeni, inşa edilen atık barajlarının vurdum duymaz bir tavır ile günümüz bilimsel ve teknik gereklerine uygun inşa edilmemesinden kaynaklandığı bilinmektedir” denildi.

Giresun Şebinkarahisar İlçesi’nde NESCO Madencilik A.Ş. tarafından işletilmekte olan çinko-kurşun ocağının cevher zenginleştirme tesisinde bulunan atık depolama havuzunun gövdesi 18 Kasım’da yıkıldı.Havuzdaki atıklar hemen yakındaki dereye ve bahçelere yayılırken, Kılıçkaya Barajı’na da ulaştı.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) tarafından çevre felaketine ilişkin bir açıklama yapıldı.

Açıklamada, Giresun Valiliği tarafından yapılan bilgilendirmeler ile JMO Trabzon Şube Yönetim Kurulu’nun bölgede yaptığı incelemeler sonucu maden işletmesinde üretim süreçlerinin durdurulduğu, çevre felaketine neden olan atıkların temizlenmesi amacıyla öncelikle Derebul Deresi sularının Kılıçkaya Barajı`na taşınımının engellenmesi amacıyla dere sularının hendek açılmak suretiyle başka bir noktaya drenajının sağlandığı, yine inceleme tarihi itibariyle  yaklaşık 4500 tonu aşkın atık malzemenin ise iş makinaları ile  temizlendiği bilgisi aktarıldı.

‘BU İLK DEĞİL’

Giresun Şebinkarahisar maden zenginleştirme tesislerindeki atık barajı yıkılmasının ilk olmadığı, söz konusu firmanın işlettiği Kütahya Tavşanlı’da yer alan Eti Gümüş İşletmesi`nin atık barajının da 2011 yılında Kütahya Simav’da meydana gelen depremden kaynaklı olarak  hasar gördüğü ve Eti Gümüş İşletmesi`nin atık barajında yaşanan yırtılma sonucunda etrafa taşan kimyasallarla kirletildiği, ağır metallerce zengin maden atıklarının Tavşanlı’da yeraltı ve yüzey suyu ile  çevresel felakete neden olduğu hatırlatılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

Günümüzde çevrenin korunması konusunda ülkemizdeki iş ve işlemleri yürütmekle görevli Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı Çevresel Etki ve Değerlendirme Genel Müdürlüğü ile Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü`nün madencilik gibi çok tehlikeli atıkların gerek işletme, gerekse işletme sonrası  terk edildiğinde dahi on yıllar boyunca sıkı sıkıya korunmasını sağlayacak şekilde tedbirleri alması gerekirken, günümüzde bırakınız işletme sonrası on yıllarca korunmasını işletme esnasında veya Simav depreminde olduğu gibi tesise kuş uçuşu 40-50 km. uzaklıkta meydana gelen orta büyüklükteki depremlerde bile atık barajlarının ağır hasar alarak yıkıldığı görülmektedir.

‘CANLI YAŞAM ZEHİRLENMEYE DEVAM EDİLECEK’

Tehlikeli atıkların korunması amacıyla inşa edilen atık barajlarının yıkılmasının temel nedeni, inşa edilen atık barajlarının vurdum duymaz bir tavır ile günümüz bilimsel ve teknik gereklerine uygun inşa edilmemesinden kaynaklandığı bilinmektedir. Günümüzde, atık barajlarının etüt ve projelendirme, inşa, izleme, kontrol ve denetim süreçlerinde yaşanan zafiyet Giresun Şebinkarahisar’da olduğu gibi büyük çevresel felaketlerin yaşanmasına neden olmaya devam ediyor. Atıklar toplanıp başka yere taşınsa bile ağır metal ve zenginleştirme esnasında kullanılan kimyasallarla kirletilmiş binlerce ton toprak ve malzeme atmosferik etkiler altında Balıkesir-Balya, Çanakkale-Çan Kömür İşletmeleri veya Kıbrıs-Lefkede olduğu gibi on yıllarca, hatta yüz yıllarca “Asit Kaya Drenajına “neden olacaktır. Asit kaya drenajı ile yüzey, yeraltı suyu ile toprağımızın kirletilmesi on yıllar boyunca devam edecektir. Yine bu bölgede yaşayan insanlarımız başta olmak üzere, asit kaya drenajı ile kirletilmiş sular veya toprakla doğrudan teması veya besin zinciri vasıtasıyla canlı yaşam zehirlenmeye devam edilecektir.

500’ün üzerinde aktif faylarla her an 7 ve üstü büyüklükte depremlerle karşı karşıya olan ülkemizde, çok sayıda atık barajının, sanayi bölgesi veya tesisinin aktif fay zonları üstüne yeterli jeolojik-jeoteknik araştırmalar yapılmadan oturtulduğu düşünüldüğünde büyük çevre felaketlerinin kapımızda olduğu unutulmamalıdır.

BAKANLIK VE MÜDÜRLÜĞE UYARILAR

Açıklamada ayrıca Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne uyarılarda bulunuldu:  

- Bugün meslek örgüleri, yöre halkı ve ilgili sivil toplum örgütlerinde kaçırılarak hazırlanan, gerçekle örtüşmeyen ÇED raporlarının hazırlanması süreçleri ile bunların izleme, kontrol ve denetim hizmetleri gözden geçirilmeli, meslek örgütleri, ilgili sivil toplum kuruluşları ile yerel idareler izleme, kontrol ve denetim süreçlerindeki etkinliği artırılarak yasal altyapıya kavuşturulmalıdır.

- Çok tehlikeli atıkları barındıran atık baraj yerlerinin yer seçimi, yer şeçimi esnasında yapılması gereken jeolojik-jeoteknik çalışmaların uzman kişi ve kuruluşlar tarafından yapılması konusunda acilen çalışma başlatılmalı, Çevresel Etki Değerlendirilmesi Yönetmeliği ile Çevre Yeterlilik Tebliği, Maden Kanunu Uygulama Yönetmeliği, Atıkların Düzenli Depolanmasına Dair Yönetmeliği gibi mevzuat düzenlemeleri katılımcı bir anlayışla gözden geçirilmeli, eksiklikler acilen giderilmelidir.

- Giresun Şebinkarahisar maden zenginleştirme tesisinde olduğu gibi sadece bugünümüzü değil, gelecekte de etkileri on yıllar boyunca devam edecek atık barajların yapılması süreçleri kamusal izleme, kontrol ve denetimi altında inşa edilmeli, periyodik kontrollerin yapılması zorunlu hale getirilmelidir.

- Bugün Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığını Çevresel Etki Değerlendirilmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen izleme, kontrol ve denetimlerin uzman kişiler tarafından yapılmadığı, madencilik faaliyetlerine ilişkin ÇED Raporlarının usulüne uygun şekilde düzenlenmediği bilinmektedir. Madencilik gibi çok tehlikeli atıkları bünyesinde barındıran sektörel çalışmalara ilişkin raporların, konu hakkında yetkin meslek disiplinleri tarafından hazırlanması sağlanmalı, bu raporların izleme, kontrol ve denetimini yapan kurum personelinin de bu nitelikte olmasına özen gösterilmedir.

- Maden işletmelerinin denetimi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığını ile Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanlığınca ortaklaşa yapılmasını sağlayacak düzenlemeler hayata geçirilmelidir.

- Günümüzde çevre felaketlerine neden olan ve bunu da alışkanlık haline getiren firmaların işletme ruhsatları derhal iptal edecek düzenlemeler Maden Kanunu ve Çevre Kanunu içinde işlevlendirilmelidir.

- TMMOB ve bağlı meslek örgütlerinin Çevre kanunu içinde tanımlanan görevlerini yerine getirilmesinin önündeki engeller acilen kaldırılmalıdır.

DAHA FAZLA