Saraçhane Parkı’ndaki Roma kalıntıları ve Mimar Sinan’ın İstanbul’un merkezi olarak tespit ettiği mihenk taşı, İstanbul’un en çok ziyaret edilen yerlerinde bulunan tarihi kalıntıların içler acısı halini bir kez daha gözler önüne serdi.

Yüzlerce yıllık tarihi eserlerin kimi zaman oturak olarak kullanıldığı, kimi zaman da üzerlerinde mangal yakıldığı tespit edildi. İsten kararmış bu tarihi kalıntıların çevresinde herhangi bir koruma ya da uyarı yazısı bulunmuyor. Bir diğer tahrip görüntüsü ise Şehzadebaşı Camii’nin avlu duvarındaki tarihi mihenk taşına yapılan graffiti. Eserler, tarih ve kültür düşmanlarının açık hedefi halinde.

Karar'dan Işıl Çalışkan'ın aktardığına göre; sanat tarihçisi Prof. Dr. Selçuk Mülayim, tarihi mirasların durumunu değerlendirdi. Mülayim, şöyle konuştu: “Graffiti işlerine diyecek de yapacak da bir şey yok. Bu maalesef önlenemiyor. Eline spreyi alan sıkıyor. İnsanlar surların içine girip çay ocağı yapıyor, sonra ‘Ben Bizans’tan beri buradayım’ diyor. O da bilinçsizlik tabii. Yalnız bunu Bursa, Eskişehir halkı yapmıyor. Sadece İstanbul’da var. En genel anlamda temel sorun eğitim. Bilinçlenme, aydınlanma, farkındalık, bunun kendi yararına olacağını anlama ve kavrama sıkıntıları yaşıyoruz.”

[ih2]