İleri Haber

Devlet Tiyatroları Opera ve Bale Çalışanları Yardımlaşma Vakfı (TOBAV); Devlet Tiyatroları Sanatçıları Derneği (DETİS); Opera Solistleri Derneği (OPSOD); Opera ve Bale Vakfı (OBAV); Tiyatro Oyuncuları Meslek Birliği (TOMEB) ve Kültür Emek Sen sözleşmeli olarak çalışan sanat emekçilerinin işlerine son verilmesi hakkında ortak bir açıklama yaptı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ile Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nde sözleşmeli olarak çalışan sanatçıların herhangi bir ihbar olmamasına rağmen ‘güvenlik soruşturması’ iddiasıyla işten atılmasının doğru olmadığı vurgusu yapılan açıklamada, “Sözünü ettiğimiz olumsuz tabloyu sanatın ve sanat çalışanlarının lehine sonuçlandırmasını arzu ediyoruz” denildi.

Yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:

26 Aralık 2019 tarihinde, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ile Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü süreli sözleşme ile çalışan sanatçı ve diğer çalışanlarını yeni tip 4 - B kapsamında olduğu iddia edilen sözleşmeye geçireceklerini duyurmuş; bu kapsamda çalışanların bireysel başvuruda bulunmalarını istemiştir..

Ancak 2 Ocak 2020 tarihinde imzaya sunulan işbu istihdam tipi çok sayıda sanatçı ve diğer çalışan için sayıca eksik kaldığı gibi, çoğu yevmiyeli sözleşmeli personel, haklarında kesinleşmiş bir yargı kararı, suç şüphesi ve hatta adli makamlara ulaşmış herhangi bir ihbar olmamasına rağmen güvenlik soruşturması gerekçesiyle işten çıkarılmıştır.

27/12/2018 tarihli Cumhurbaşkanlığı’nın 25 numaralı kararnamesi gereğince; kurumlar Mayıs 2019 tarihinde yönetmeliklerini çıkarmışlar ve bu yönetmelik gereği mevcut çalışanların yeni sözleşme ile çalışmalarına devam edebilecekleri ifade edilmişti.

Konuya dair ilgili amirlerden çelişkili açıklamalar yapılmış olup yıllardır bu sanat kurumlarında görevlerini son derece özverili bir şekilde eşit işe düşük ücretler alarak yerine getirmiş olan sanatçı ve diğer çalışanlar, tazminatsız olarak işten çıkarılmışlardır...

Kaldı ki bu istihdam biçimi sanat kurumlarımızın da geleceğini tehdit eder nitelikte güvencesizdir.

Yekililerin vicdanları rahatlatacak çözümler üreterek sahnelerimizin verimliliğini artırarak sürdürmesinin yolunun açacağına dair inancımız henüz tazedir.

Bu durum, çalışanların mağduriyetinin yanı sıra sanat kurumlarımızı da olumsuz etkileyecektir.

Aşağıda imzası bulunan meslek alanımızdaki STK’lar olarak ilgili makamların, idari çözümleri araştırarak, sözünü ettiğimiz olumsuz tabloyu sanatın ve sanat çalışanlarının lehine sonuçlandırmasını arzu ediyoruz.