Salgının birinci yılında İSŞP'den milletvekillerine çağrı: 'İşçilerin yanında olun!'
Hükümetin ‘Covid-19 pandemisiyle mücadele’ gerekçesiyle aldığı; işten çıkarma yasağı, ücretsiz izin, kısa çalışma ödeneği gibi yetersiz ve komik önlemlerin işverenler tarafından avantaja dönüştürüldüğü belirtilen İSŞP açıklamasında, işçiler üzerinden menfaat sağlandığı ifade edildi.
11-03-2021 19:38

İleri Haber
İŞSP tarafından Covid-19’un birinci yılına ilişkin yapılan açıklamada, “Pandemi bahanesiyle ortaya konulan işçi kıyımına, keyfi ve fırsatçı uygulamalara karşı işçilerin yanında olun!” sözleriyle milletvekillerine çağrıda bulunurken, emekçilerin taleplerinin TBMM’ye taşınması için imza kampanyası başlattı.
Dünyada etkisini gösteren yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını 11 Mart 2020 tarihinde resmi olarak “pandemi” ilan edildi. Türkiye’de de bu tarihte ilk vakanın görüldüğü resmi olarak kayıtlara geçti.
İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu (İSŞP) salgının birinci yılına ilişkin bir açıklama yaptı. Hükümetin ‘Covid-19 pandemisiyle mücadele’ gerekçesiyle aldığı; işten çıkarma yasağı, ücretsiz izin, kısa çalışma ödeneği gibi yetersiz ve komik önlemlerin işverenler tarafından avantaja dönüştürüldüğü belirtilen açıklamada, işçiler üzerinden menfaat sağlandığı ifade edildi.
‘PATRONLAR KOD29’U ARAÇ OLARAK KULLANIYOR’
Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
İşten çıkarma yasağına rağmen 2020 yılı Ocak-Aralık döneminde yaklaşık 1 buçuk milyon çalışanın işsizlik maaşına başvurduğu resmi verilere yansıdı. Bu rakamı da dikkate aldığımızda TÜİK ’in açıkladığı Türkiye’deki işsizlik oranı bile 5 milyona yaklaştı. İşsizliğin yeni adı olan ve işverenlerin tek taraflı karar verdiği “ücretsiz izin” uygulaması ile 2 milyon 471 bin işçi günde 39 liraya imkânsız hayatlara mahkûm edildi. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi işverenler işçileri tazminatsız işten çıkarmak için “Kod29’u” araç olarak kullanmaya başladılar, pek çok işçinin iş akdi “Kod29” uygulaması ile feshedildi.
Bilindiği gibi 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25. Maddesi “işverenlerin haklı nedenle derhal fesih hakkı”nı düzenlemektedir. 25. Maddenin 2. Bendi “ahlak ve iyi niyet kurallarına uyman hallerde yapılacak fesih hakkını tanımlamaktadır. Pandemide ilan edilen işten çıkarma yasağının istisnası olan 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25 Md. 2. Bendi işverenler tarafından gerçek anlamı dışında kullanılmaktır. 4857 Sayılı Kanunu’nun 25/2 bendi ile işverenler, işten atma yasağını arkadan dolanmakta, fırsatçılık yapmaktadır. 4857 Sayılı Kanunu’nun 25/2 bendi ile yapılan fesih işlemleri için işten çıkış bildirgelerine tanımlanan Kod-29; işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymağını iddia ediyor. Bu nedenle Kod29 ile işten çıkarılan işçiler yasal olarak işsizlik maaşından da yararlanamıyor.
MİLLETVEKİLLERİNE ÇAĞRI
Açıklamada ayrıca milletvekillerine de çağrı yapıldı. “Pandemi bahanesiyle ortaya konulan işçi kıyımına, keyfi ve fırsatçı uygulamalara karşı işçilerin yanında olun!” denilen çağrıda, emekçilerin en meşru taleplerine dikkat çekmek için bir imza kampanyası başlatıldığı ve bu imzaların Meclis’e taşınacağı belirtildi.
O talepler şöyle:
- Pandemide işten çıkarma yasağı, Kod-29’u da kapsayacak şekilde genişletilmelidir.
- İşverenin tekeline verilen ücretsiz izin uygulamasına son verilmeli, kısa çalışma ödeneğinin süresi uzatılarak, bu uygulamadan yararlandırılan işçilerin ücretleri tam olarak ödenmelidir.
- İşten atmalar tümüyle yasaklanmalı; “ahlak”, “kötü niyet” vb. gerekçelerle keyfi işten çıkarmaların engellemesi için 4857 Sayılı İş Yasası’nda acilen gerekli değişiklikler yapılmalıdır.
- Patronlar, ‘haklı fesih’ için öne sürdükleri iddiaları ispatlamakla yükümlü olmalıdır.
- İşçilerin tazminat hakları her durumda garanti altında olmalıdır.
İLGİLİ HABERLER
İSŞP: 3 bin 544 işçi koronavirüse yakalandı, 2 bin 902 işçi hastalık şüphelisi
Ceviz, “Ulaştığımız ve teyit ettiğimiz bilgilere göre 3 bin 544 işçi koronavirüse yakalandı ve 2 bin 902 işçi de hastalık şüphesi ile karantinada, test sonuçları bekleniyor. Hayatını kaybeden işçi arkadaşlarımızın sayısı ise 34 olmuştur” dedi.
24-04-2020 13:56

İleri Haber
İSŞP, İstanbul’da 3 bin 544 işçi Covid-19’a yakalandığı, 2 bin 902 işçinin ise hastalık şüphesiyle karantinaya alındığı bilgisine ulaştıklarını açıkladı. İSŞP açıklamasında ayrıca 34 işçinin salgın nedeniyle hayatını kaybettiği belirtilirken, “1 Mayıs’a sayılı günler kala 'ölmek istemiyoruz' talebimiz en acil talep haline gelmiştir” denildi.
İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu (İSŞP), yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınının emekçiler açısından kentteki bilançosu, alınması gereken önlemler ve yaklaşan 1 Mayıs ile ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Pandemi nedeniyle video konferans usulüyle yapılan toplantıda Platform açıklamasını Dönem Sözcüsü Sinan Ceviz yaptı.
3 BİN 544 TEYİTLİ VAKA VAR
İstanbul'da neredeyse tüm fabrika ve işyerlerinde Covid-19 vakalarının haberini aldıklarını belirten Ceviz, “Ulaştığımız ve teyit ettiğimiz bilgilere göre 3 bin 544 işçi koronavirüse yakalandı ve 2902 işçi de hastalık şüphesi ile karantinada, test sonuçları bekleniyor. Hayatını kaybeden işçi arkadaşlarımızın sayısı ise 34 olmuştur” dedi.
‘SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINDA DAHİ ÜRETİM DEVAM ETTİRİLİYOR’
1 Mayıs’a sayılı günler kala “ölmek istemiyoruz” talebinin en acil talep haline geldiğini vurgulayan Ceviz, vaka görülen işyerlerindeki tüm işçilere test yapılması ve yaygın test uygulamasının hayata geçirilmesinin acil ve hayati önem kazandığının altını çizdi. Sokağa çıkma yasağı uygulanırken bile birçok işyerinin çalıştığını ifade eden Ceviz, "Çalışması zorunlu olan yerlerin dışındaki tüm işyerleri çalışmalarına ara vermeli" denilmesine rağmen genel bir sokağa çıkma yasağında dahi birçok fabrika ve işyerinin çalışmaya devam ettiğini söyledi.
‘İŞÇİLER GÜNLÜK 39 TL İLE İZNE VE İŞSİZLİĞE MAHKUM EDİLDİ’
“Tuzla tersaneleri, bazı inşaat şantiyeleri başta olmak üzere işçiler, şu dört günde de çalıştırılıyorlar” diyen Ceviz, açıklamasına şöyle devam etti:
“Oysaki genel bir karantina uygulaması yapılmasının gerektiği gerek bilim insanlarınca gerekse de sendikalarımız tarafından sık sık ifade edilmesine rağmen ne yazık ki dikkate alınmıyor. Ücretli izin, ücretlerden vergi yükünün kaldırılması ve temel tüketim mallarında uygulanan vergilerin düşürülmesi; doğalgaz, su, elektrik gibi temel ihtiyaçların ücretsiz olması, yani işçi ve emekçilerin pandemi döneminde desteklenmesi çağrıları da yöneticiler nezdinde karşılık bulmadı. ‘1000 liralık sosyal destek yardımı dağıtıyoruz’ denildi ancak milyonlarca yoksul işçi ve emekçinin yararlanamadığını görüyoruz. İhtiyacı olanlara bankalarca düşük faizli 10 bin lira kredi verilecek dendi, krediye başvuranlar ya alamıyor ya da 10 bin yerine 1000 ya da 3 bin lira gibi rakamların verildiğini görüyoruz. Yani sermaye gurupları mali bakımdan desteklenirken, işçiler günlük 39 TL ile ücretsiz izne ve işsizliğe mahkûm edilmiştir.
Ayrıca işçilerine servis dahi sağlamayan, çalışırken yemeklerinizi evinizden getirin diyen taşeron sistemi de işçi ve toplum sağlığını tehdit eden unsurlardan biri olmuştur.”
SALGINA KARŞI TALEPLER
Ceviz, emekçilerin taleplerini ise şöyle dile getirdi:
“Çalışması zorunlu olan işyerlerinin dışında ücretli izin uygulanması, ve çalışması zorunlu yerlerde çalışma sürelerinin kısıtlanarak koruyucu önlemlerin sağlanması, işten atmaların yasaklanması, işsiz olan her işçinin koşul aramaksızın işsizlik fonundan yararlanması, vergide adalet sağlanması, yaygın test uygulamasının hayat bulması, temel tüketim malları üzerindeki vergilerin düşürülmesi ve doğalgaz, elektrik, su gibi ihtiyaçların ücretsiz yapılması, taşeron sisteminin yasaklanması bugün işçi sınıfı olarak en acil taleplerimizdir. Sendikalar virüsün yarattığı risk ve ekonomik belirsizlik ortamında işçilerin kendilerini korumak ve yasal hakları için başvuracakları alanlar iken sendikal çalışmaların yasaklanması kabul edilemez, sendikal çalışmaları askıya alan düzenleme derhal geri çekilmelidir.”
‘1 MAYIS’ VE ‘YASAK’ KELİMELERİNİN BİR ARADA ANILMASINI KABUL ETMİYORUZ’
Konuşmasının devamında, tüm bu yakıcı talepler üzerinden 2020 1 Mayısına gidildiğini ve 2020 1 Mayısı için şimdiden sokağa çıkma yasağının uygulanabileceği tartışıldığını hatırlatan Ceviz, Platform olarak "1 Mayıs" ve "yasak" kelimelerinin bir arada anılmasını istemediklerini vurguladı. “Elbet de kitlesel mitingler yapılmasından bahsedilmiyor ancak Konfederasyonlarımızın da açıklamalarında belirttiği gibi kent merkezlerinde ve Taksim Kazancı Yokuşu'nda, sosyal mesafe kurallarına uygun, her sendikanın temsili katılımı ile 1 Mayıs kutlamaları yapılması çağrıları yetkililerce ‘yasak’ kararı ile karşılanmamalıdır” diyen Ceviz, İstanbul'da Platform olarak taleplerinin bu yönde olduğunu söyledi.
KİTLESEL KUTLAMA ÇAĞRISI
Ceviz, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Ayrıca İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu sosyal medya kampanyaları ve Şube Başkanlarımızın sosyal medya hesaplarımız üzerinden çağrıları ile 1 Mayıs’a ilişkin taleplerimizi ifade etmiş olacak. Son haftaya girdiğimiz günlerde ise örgütlü olduğumuz işyerlerinde 1 Mayıs kutlamaları gerçekleştireceğiz. İşyeri koşullarımıza göre bildiri okuma, döviz taşıma, alkış yapma, iş durdurarak talepleri ifade etme gibi yöntemlerle 1 Mayıs kutlamalarımızı gerçekleştirmiş olacağız. Ayrıca 1 Mayıs günü konfederasyonlarla birlikte ortak belirlenen bir zaman diliminde balkonlardan 1 Mayıs marşları okuyarak, alkışlarla 1 Mayıs’ı yaygın ve kitlesel kutlama çağrısında bulunuyoruz.
1 Mayıs ‘birliktir, dayanışmadır, mücadeledir’ dedik ve bu ruha uygun işçilerin ortak talepleri için ortak ses çıkarmaları yönünde çalışmalar sürdüreceğiz. İşçi sınıfı birleştiğinde güçlüdür ve bugün yaşadığımız bu koşullar ve taleplerimizin kabul görmesi ancak birleşik bir mücadele ile olabilir ve bu 1 Mayıs, bunun örgütlendiği bir süreç olarak ele alınacaktır.”
‘DAYANIŞMAYA İHTİYAÇ VAR’
Açıklamasının son kısmında İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu olarak işçi konfederasyonlarına da "birleşin" çağrısı yaptıklarını belirten Ceviz, “Bu zor günlerde bizi dayanışma ve birlik korur diyoruz ve konfederasyonlarımızın ayrı ayrı programlar açıklaması yerine etkinliklerin birleştirilmesi çağrısı yapıyoruz. Örneğin; 3 konfederasyonumuz da Kazancı Yokuşu’na çıkacağını duyurdu. Birlikte yapmanın önünde engel nedir ya da sosyal medya etkinliklerinin birlikte yapılmasının, ya da işyerlerinde yapılacak kutlamaların ortak bildiri ile gerçekleşmesinin önünde ne gibi bir engel olabilir? Dayanışmaya ihtiyaç vardır ve beklentimiz konfederasyonlarımızın hızla bu ortaklaşmayı sağlamasıdır. İşçi sınıfımızın ve bizlerin beklentisi bu yöndedir” dedi.
16 yaşındaki çocuk işçi tırın altında kalarak yaşamını yitirdi
Karşıya geçmeye çalışan çocuk işçiye aynı güzergahtan ilerleyen tır çarptı, kurye hayatını kaybetti.
10-04-2021 18:05

Bursa’da ana yoldan karşıya geçmek isteyen motosikletli kurye tırın altında kalarak iş cinayetinde hayatını kaybetti.
Çocuk işçinin hayatını kaybettiği kaza, çarşamba günü saat 13.00 sıralarında merkez Demirtaş Mahallesi İsmetiye yolu üzerinde meydana geldi. Bursa Muhalif’te yer alan habere göre bir pidecide motosikletli kurye olarak çalışan 16 yaşındaki Samet Bilir, motosikletiyle ana yolun karşına geçmek için yola çıktığı sırada, aynı güzergâhta ilerleyen 47 yaşındaki A.Ç. yönetimindeki tırın altında kaldı.
Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralı Samet Bilir müdahalenin ardından 112 ambulansla Bursa Şehir Hastanesine kaldırıldı. Genç sürücü burada yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Polis ekipleri ise tır sürücüsünü gözaltına alırken, kazayla alâkalı soruşturmanın devam ettiği öğrenildi.
Sendikada örgütlenen işçilere ücretsiz izin tehdidi
Deriteks Sendikası, büyük markalara üretim yapan Çiftçiler Ayakkabı'nın örgütlenen işçilere "Sendikadan çıkın yoksa ücretsiz izine çıkarırım” baskısı kurduğunu duyurdu.
10-04-2021 13:33

Deriteks Sendikası, LCW, Kinetix, Loft, Koton, Defacto, U.S. Polo ASSN gibi markalara üretim yapan Çiftçiler Ayakkabı'da örgütlenmiş ve işyerinde çoğunluğu sağladı. Deriteks Sendikası, işverenin işçilere baskı uyguladığını, "sendikadan çıkın yoksa seni ücretsiz izine çıkarırım” diyerek tehdit ettiğini duyurdu.
"SENDİKALAŞAN İŞÇİLER ÜCRETSİZ İZİN SALDIRISIYLA KARŞILAŞTI"
Deriteks Sendikasından konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada "Çiftçiler Ayakkabı yönetimi şu sıralar asıl işi olan ayakkabı üretmeyi bir kenara koydu işçileri sendikadan nasıl istifa ettiririz diye aylardır bir çaba içinde. Şu sıralar Çiftçiler Ayakkabı'da kaç işçi verimli çalışmış ne kadar kaliteli üretim yapılmış bunun bir önemi yok, tek önem verdikleri şey bugün kaç işçi sendikadan istifa etti, kim sendikaya üye oldu bunun çetelesi tutuluyor.
Sendikalaşma ile birlikte faaliyetlere katılan işçiler ücretsiz izin saldırısı ile karşılaştı. Çiftçiler yönetimi işçilere 'sendikadan çıkın, iş bulamazsın ortalık işsiz kaynıyor' diyor. İşçilere 'sendikadan çıkın yoksa seni ücretsiz izine çıkarırım' deniyor. Bu da yeterli gelmediğinde daha da ileri giderek 'sadece senin değil, eşin dostun da burada çalışıyor, onları da göndeririz'deniyor. Yani Çiftçiler Ayakkabı işvereni işçilere 'burada TC Devleti Anayasası ve yasalar sökmez. Burada kanun benim. Siz de benim emirlerime karşı gelemezseniz. Gelirseniz sizleri süründürürüm' demeye çalışıyor. İşçiler açlık ve yoksullukla terbiye edilmeye açlışılıyor. Sokakta savunmasız bir hayvanla yediği ekmeği içtiği suyu merhametle paylaşan bu işçilere bunu yapmak insanlık dışıdır, ayıptır, günahtır. Bu yapılan hiçbir vicdana, ahlaka ve dine sığmaz" dedi.
"SENDİKALAŞMA HAKKINA SAYGI DUYUN, MASAYA OTURUN"
İşverene işçilerin anayasal haklarını kullandığını hatırlatan sendika "Sendikalaşma hakkına saygı duyun. Ve bir an önce işyerinde bu baskıları durdurun. Bu işçileri kendi ellerinizle işyerine düşman etmeyin. Böyle devam ederse siz kendinize kötülük yaparsınız. Bu işçinin bu işyerine hiçbir surette yapmadığı şeyleri kendi ellerinizle yaparsınız" diye seslendi ve dialog çağrısı yaptı: "Bir kez daha Çiftçiler işverenine sesleniyoruz. Bu işyerinde sendikamız çoğunluğu sağlamış ve yetki beklenmektedir. Gelin aklı selimle davranın ve işçilerin tercih ettiği sendikamız DERİTEKS ile masaya oturun. Bu işi uzatmanın ne bir anlamı ne de bir mantığı var. Sorunları masada konuşmaya hazırız."
Anadolu Grubu'ndan Cumhuriyet'e 'Migros'ta asılsız iddialar' ilanı
Cumhuriyet gazetesine ilan veren Anadolu Grubu, Kod-29 ile işlerine son verilen Migros depo işçilerini suçladı.
10-04-2021 10:27

İleri Haber
Migros'un büyük hissedarı olan Anadolu Grubu, sendikalaştıkları için önce ücretsiz izne çıkarılan, ardından ise Kod-29 ile işlerine son verilen Migros depo işçilerine karşı Cumhuriyet gazetesinde reklam alanı satın alarak ilan verdi. İlanda, işçiler ve işçilerin üye olduğu Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası (DGD-SEN) suçlanırken, Migros’un dağıtım merkezlerinin bağlı olduğu Us-Grup Lojistik Taşımacılık Paketleme ve Temizlik Hizmetleri ile Migros tarafından sürecin yargıya taşındığı belirtildi.
İş Kanunu'ndaki Kod-29 (Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller) düzenlemesiyle patronların işçi kıyımı sürerken DGD-Sen'e örgütlendikten sonra işten çıkarılan Migros işçileri boykot çağrısında bulunmuştu. Aylardır mücadele eden işçiler, son olarak 8 Nisan Perşembe günü, Anadolu Grubu patronu Tuncay Özilhan’ın Beykoz’daki villası önünde eylem yapmak istemiş, işçilere izin vermeyen polisin saldırısı sonucu 36 işçi gözaltına alınmıştı.
İşçilerin Kod-29'la hukuksuz şekilde işten çıkarılmalarına karşı mücadelesi devam ederken, Cumhuriyet'e ''Migros’tan asılsız iddialara cevap'' başlığıyla ilan veren Anadolu Grubu'nun ilanında ''patronun güveninin zedelendiğine'' dikkat çekilerek şu ifadeler kullanıldı:
''741 çalışanın bulunduğu Gebze Dağıtım Merkezinde, pandemi sürecinde canla başla çalışılırken, aralarından 22 kişi işi yavaşlatma, işini yapan kişileri taciz etme ve engelleme, amirlerinin vermiş olduğu görevleri yapmama, iş ve çalışma düzenini bozma, etik iş anlayışına uymayan hareketler, mala zarar verme, işverene ve çalışanlara yönelik hakaretler ve haksız ithamlar ile çalışma ortamını bozan pek çok eylemde bulunarak işverenin güvenini de yok etmişlerdir.''
Anadolu Grubu'nun Cumhuriyet'e verdiği bu ilanla, Migros işçilerinin uğradığı haksızlıklara karşı Cumhuriyet emekçilerinin daha önceden yaptığı haberler boşa düşürülmüş oldu.
Çiftay Altın'da direnen işçiler kazandı
Erzincan İliç'te Anagold'a bağlı Çiftay Altın işçileri, hak gasplarına karşı direniş başlattı. İşçiler, Anagold çalışanları ile aynı sosyal hak ve çalışma koşulları talep eden işçiler direnişi zaferle sonuçlandı.
10-04-2021 01:00

İleri Haber
Erzincan'ın İliç ilçesinde altın madeni faaliyeti yürüten Kanada merkezli Anagold şirketine bağlı taşeron Çiftay Altın maden işçileri, patronlar tarafından gasp edilen haklarını alabilmek için başlattıkları direniş zaferle sonuçlandı.
İleri Hatırlatıyor
Sendikal faaliyet haklarının sağlanması, üçlü vardiya sistemine geçiş, mesai saatleri düzenlemesi, maaş düzenlemesi ve çevre il ve ilçelerden gelen işçiler için kalacak yer tahsis edilmesi için eyleme geçen işçilere, 2 ay içerisinde taleplerinin yerine getirileceği sözü verildi.
Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yayınlayan İliç Maden İşçileri Derneği Başkanı, "Çalışanların birlik ve beraberliğinin ortaya çıkardığı gür sesi tüm ülkemiz duymuş ve desteklemiştir. Akabinde işveren ve çalışan temsilcileri ile siyasi parti temsilcileri bir araya gelmiş ve işveren tarafından, en geç iki ay gibi kısa bir sürede tüm sorunların giderileceği sözü verilmiş ve anlaşmaya varılmıştır.
Bu zorlu süreçte kamu kurumları, sivil toplum örgütleri, siyasi partilerin il ve ilçe temsilcileri ile iliç'imizin değerli vatandaşları konuya dahil olarak, işverenle çalışan arasındaki huzursuzluğu gidermek için tüm gayret ve fedakârlıklarını ortaya koymuşlardır. Bütün bu süreçte emeği geçen başta kamu kurumları ve sivil toplum örgütleri olmak üzere bizlerden desteklerini esirgemeyen; siyasi partilere, sendikalara, basın ve yayın organlarına teşekkürlerimizi sunuyoruz" ifadelerini kullandı.
Kod-29 ile işten çıkarılan Migros işçilerinden boykot çağrısı
Sendikalı oldukları gerekçesiyle Kod-29 ile işten çıkarılan Migros işçileri, Migros marketlerinin boykot edilmesi için çağrıda bulundu.
09-04-2021 11:14

Sendikalı olmalıları bahane edilerek Kod-29 ile işten çıkarılan Migros işçilerinin direnişi günlerdir devam ediyor.
İşçiler dün Patron Tuncay Özilhan’ın Beykoz’daki villası önünde eylem yapmak istemiş, işçilere izin vermeye polisin saldırısı sonucu birçok işçi gözaltına alınmıştı.
İş Kanunu'ndaki Kod-29 (Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller) düzenlemesiyle patronların işçi kıyımı sürerken Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası'nda (DGD-Sen) örgütlendikten sonra işten çıkarılan Migros işçileri boykot çağrısında bulundu.
DGD-Sen tarafından yapılan açıklamada, "Kod-29 ahlaksızlığını kabul etmediğimiz için Migros patronu Tuncay Özilhan ’ın talimatıyla 36 işçi darp edilerek gözaltına alındık. Kamuoyunu işçilere sahip çıkmaya, Migros’u boykot etmeye çağırıyoruz!" denildi.
Kod-29 ahlaksızlığını kabul etmediğimiz için Migros patronu Tuncay Özilhan ’ın talimatıyla 36 işçi darp edilerek gözaltına alındık.
— DGD-SEN (@DGDSEN) April 8, 2021
Kamuoyunu işçilere sahip çıkmaya, Migros’u BOYKOT etmeye çağırıyoruz!#MigrosBoykot pic.twitter.com/nVHCsMzBoA
Tuncay Özilhan'ın villası önünde hak arayan Migros depo işçilerine yine polis saldırdı: Gözaltının her aşamasında işkence!
Patron Tuncay Özilhan’ın Beykoz’daki villası önünde haklarını isteyen Kod29 ile işten çıkarılan Migros işçilerine polis saldırdı.
08-04-2021 17:45

İleri Haber
Direnişlerinin 94. gününde, patron Tuncay Özilhan’ın evinin önünde mahalleye özel çıkarılan eylem yasağı kararı gerekçe gösterilerek 32 Migros direnişçisi işkenceyle gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında bulunan DGD-Sen Örgütlenme Uzmanı Kemal Yılmaz’ın ise hastanedeki sağlık kontrolü sırasında polisin işkencesine maruz kaldığı ve bu işkence sonucu kolunun kırıldığı belirtildi.
Kocaeli’nin Çayırova ilçesindeki Şekerpınar Migros deposunda çalışan işçiler yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgına karşı alınmayan önlemler, uzun çalışma saatleri, kötü işyeri koşulları, mobbing ve tacize karşı Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası’nda (DGD-Sen) örgütlendi.
SENDİKALI İŞÇİLERE ÜCRETSİZ İZİN VE SÜRGÜN
Üye olan işçilerden 70’i ücretsiz izine çıkarılırken, 3 işçi ise İstanbul Esenyurt’ta bulunan depoya sürgün edildi. Sürgün edilen işçilerin Esenyurt’a gitmemesi üzerine önce işçilere ihtar çekildi, ardından 3 işçi de işten çıkarıldı.
İŞÇİLER 94 GÜNDÜR DİRENİŞTE
Yaşananların ardından direnişe başlayan işçilerin mücadelesi 94 gündür sürüyor. Direnişi patron Tuncay Özilhan’ın Beykoz’da bulunan villası önünde taşıyan işçiler, burada polis engellemesi ve gözaltılarla karşı karşıya kalıyor.
PATRONUN EVİNE ÖZEL ‘GÖSTERİ YASAĞI’
Beykoz Kaymakamlığı, aldığı kararla Migros’un sahibi Tuncay Özilhan’ın evinin bulunduğu Çubuklu Mahallesi’nde 15 gün gösteri, yürüyüş, basın açıklamasını yasaklamıştı.
Bugün yapılan eylemde de Migros depo işçileri Tuncay Özilhan'ın evinin önünde eylemdeydi. Eyleme saldıran polis, işçiler ve dayanışmada bulunan sendika temsilcileri dahil 32 kişiyi gözaltına aldı.
YİNE GELECEĞİZ
— DGD-SEN (@DGDSEN) April 8, 2021
Migros işçisiyle dayanışmaya gelen İnşaat-İş, TOMİS, 4. Vardiya, Limter İş, Dev Turizm İş Marmara Şubesi, Kaldıraç, PTT-Sen üye ve yöneticilerinin de bulunduğu 32 kişi gözaltına alındık.#ÇaldıklarınıAlacağızÖzilhan pic.twitter.com/JXfbuMJ2qx
Kod-29 ile işten atılan Migros işçilerine polis saldırdı: 'Bizden çaldığınız her şeyi geri alacağız'
— İleri Haber (@ilerihaber) April 8, 2021
SAĞLIK KONTROLÜNDE İŞKENCE!
Gözaltına alınanlar Beykoz Devlet Hastanesi’ne sağlık kontrolüne götürüldü. Burada DGD-Sen Örgütlenme Uzmanı Kemal Yılmaz’ın polisin işkencesine maruz kaldığı ve bu işkence sonucu kolunun kırıldığı belirtildi.
Gözaltına alınanların İstanbul Vatan Emniyet Müdürlüğünde tutulduğu öğrenildi.