Hüseyin Naval -  @huseyinNaval

İstanbul Valiliği’nin almış olduğu kararla, ruam hastalığının görülmediği sağlıklı atların günlerdir ‘karantina’ altında tutulması hayvan severlerin tepkisini topladı. Hijyen koşullarının son derece yetersiz olduğu koşullarda, atların doğası gereği hareket etmesi gerekirken, hareket alanlarının olmadığı ahırlarda tutulması at sağlığını tehdit ediyor.

Atların sağlığını tehdit eden koşullarda bekletilmesine at sahipleri ve hayvanseverler tepkili. Change.org’da imza kampanyası başlatan hayvan severler sağlıklı atların ‘karantina’ altında tutulmasına bir an önce son verilmesini istiyor.

Konuyla ilgili İleri Haber’e konuşan Siren İdemen “Atları görmeye gittiğimizde çoğunun ayaklarında şişler oluşmaya başlamıştı, hepsi huzursuz, gergindi” dedi.

“Ben ne at sahibiyim ne de veterinerim, bu konuda size uzman görüşü veremem ama, at, eşek gibi tek tırnaklı hayvanlarda daha çok görülen bakteri kaynaklı bir hastalık ruam" diyen İdemen, şu şekilde konuştu:

“Teşhisi için Mallein adı verilen bir test yapılıyor. Sterilize ortamda, bu etken madde atların boyunlarına deri içine enjekte ediliyor ve 72 saat sonra doku kalınlığı ölçülüyor. Kalınlığa ve dokunun özelliğine göre teşhis konuyor. Hasta olduğu tespit edilen atlar uyutuluyor.

Hijyen koşullarının yetersizliği hastalığın yayılmasına neden oluyor. Geçtiğimiz yılda, ondan önce de Adalar da ruam teşhisi nedeniyle öldürülen atlar oldu. 19 Aralık’ta, gece yarısından sonra, 81 at bu nedenle öldürüldü. Duyduğumuza göre, dün de en az 20 at aynı nedenle öldürülmüş.”

'ÖLDÜRÜLEN ATLARIN SAĞLIK RAPORLARI AT SAHİPLERİNE VERİLMEDİ'

“Öldürülen atlara ait sağlık raporları at sahiplerine verilmiş değil. At sahiplerinin ve biz Adalıların tetkiklerin usulüne göre yapılıp yapılmadığı, teşhislerin kesin doğru olduğu, öldürme işleminin kuralına göre yapılıp yapılmadığı konularında şüphelerimiz var. Bunlar haklı endişeler, zira sürecin hiçbir aşaması şeffaf işlemedi; sağlıklı, sorumlu, resmi bilgi akışı sağlanmadı.

Son yıllarda giderek artan bir şekilde, Adalar’da başta atlar, faytonlar, yasadışı akülü araçlar olmak üzere her konuda kasıtlı bir denetimsizlik var. Özelleştirme öncesi kamu kuruluşlarının başına getirilenleri hatırlatıyor biraz bu süreç.”

 ‘BU KADAR ACIMASIZLIK OLUR MU?’

“Heybeliada’da 154 at, 30 fayton, Burgazada’da 56 at, 21 fayton olduğunu hatırlatan İdeman, “İlçe Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü bu atların hiçbirinde hastalık görülmediğini şifahen teyit ediyor. Büyükada’daki at sayısı ise 1500 civarında. Kaçında hastalık var, var mı, neye göre tespit edildi, bilmiyoruz...

Valiliğin emriyle ilan edilen 3 aylık ‘karantina’ gereği bütün atlar ahırlara kapatıldı. Ahırların olduğu bölge 24 saat boyunca polis gözetiminde. Adalar’a çok sayıda Çevik Kuvvet polisi sevk edildi. Bugün dördüncü gün.

Öğlen saatlerinde at sahipleriyle birlikte ahırlara gittik. Atlar boyunlarından iplerle bağlı vaziyette, tamamen hareketsiz, ahırlarda ayakta tecritte bekliyorlar. 300, 400, 500 kilo ağırlığında, açık havada koşmaya alışkın bu kaslı hayvanların bu koşullarda 3 ay yaşayacağı düşünülüyor. Ya da belki bu yolla itlaf edilmeleri planlanıyor. Bu kadar da acımasızlık, gaddarlık olur mu? Kimse ‘olmaz’ diyemiyor.

Biz atları görmeye gittiğimizde çoğunun ayaklarında şişler oluşmaya başlamıştı, hepsi huzursuz, gergindi. Konunun uzmanları, bu süre biraz daha uzarsa, bu atların felç olabileceğini, sinirsel tahribat yüzünden başlarını duvarlara vurarak kendilerine zarar vereceğini söylüyor.

İşin ilginç yanı, bu tecrit uygulamasına ‘karantina’ denmesi. Bulaşıcı hastalık tehlikesi nedeniyle ‘karantina’ ilan ediliyor. Atlarla ilgilenen bir veteriner yok. Ahırlarda dezenfeksiyon işlemi yapılmamış. Atların sahipleri, bizler gündelik kıyafetlerimizle, maskesiz ahırlara girip çıkabiliyoruz...

Bu arada, asıl önemlisi, 1500’ün üzerinde atın yaşadığı Adalar ilçesinde görevli tek bir at sağlığı uzmanı veteriner hekim yok” şeklinde konuştu.

NE OLMUŞTU?

Büyükada'da Ruam hastalığı tespit edilen 81 atın öldürüldüğü açıklanmıştı.

Ruam hastalığı görülmeyen atlar da, at sağlığını tehdit eden koşullarda ve polis gözetiminde ‘karantina’ altına alınmıştı.