Sağlık örgütleri, İstanbul'da eylem yaptı

Sağlık örgütleri, İstanbul'da eylem yaptı

Hekimler ve meslek örgütleri, "Patron Sağlık Bakanı istemiyoruz" dedi.

İstanbul'da bir araya gelen hekimler ve sağlık meslek örgütleri, yapılan son düzenlemeler ile meslek bağımsızlıklarının hedef alındığını ifade ederek eylem yaptı. "Patron Sağlık Bakanı istemiyoruz" sloganı atılan eylemde, sağlıktaki sermaye politikaları eleştirildi.

Türk Tabipler Birliği (TTB) başta olmak üzere yaklaşık 100 sağlık meslek örgütü, "Meslek bağımsızlığı ve serbest meslek hakkı için büyük hekim buluşması" sloganıyla bugün İstanbul'da bir araya geldi. Kadıköy İskele önüne 81 ilden gelen hekimler, "Mesleki bağımsızlığımızdan ve serbest meslek hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz" yazılı bir pankart açtı. Hekimler, Sağlık Bakanlığı’nın 6 Ekim 2022 tarihinde yaptığı yönetmelik değişiklikleriyle hekimlerin mesleki bağımsızlığına ve serbest meslek hakkına bir saldırı gerçekleştirdiğini belirterek tepki gösterdi.

'PATRON SAĞLIK BAKANI İSTEMİYORUZ'

Gazete Duvar'dan Ferhat Yaşar'ın haberine göre beyaz önlüklerini giyen hekimler, "Hekim emeği değersizleştirilemez, serbest meslek hakkı pazarlık konusu olamaz, muayeneme dokunma" yazılı dövizlerle sık sık "Patron Sağlık Bakanı istemiyoruz" sloganları attı.

'20 YILDA HALKIMIZIN SAĞLIĞA ERİŞİMİ GİDEREK ZORLAŞTI'

İstanbul Tabip Odası Başkanı Nergis Erdoğan, yaptığı konuşmada, "Bugün büyük bir dayanışma örneği verdik. Burada bulunan herkese İstanbul Tabip Odası adına ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Geçtiğimiz 20 yıl boyunca sağlıkta dönüşüm adı altında hekimlerin çalışma koşulları ve halkımızın sağlığa erişimi giderek zorlaştı. Hekimler kamu hastanelerinde performans baskısı, özel hastanelerde farklı güçlükler altında çalışmaya zorlandılar. Halkımız kamu hastanelerinde uzun süre sonrasına verilen 5 dakikalık randevular nedeniyle hekime adeta ulaşamadı" dedi.

'SALDIRILARIN AMACI BAĞIMSIZ ÇALIŞMA HAKKINI KISITLAMAK'

Erdoğan, konuşmasının devamında, "Özel hastaneler de ekonomik nedenlerle zorlandı. Sonuçta sağlıkta şiddet ve hekim göçü görülmedik boyutlara ulaştı. 2022 yılında 2 bin 600 e aşkın yani her 6 yeni mezun hekimden birisi yurt dışına gitmek için gereken belge talebinde bulundu. Hal böyleyken kalanlar diyeceğim hekim yani şiddetten kurtulan ve göç etmeyenler için hangi akla hizmet demiyorum, bildiğimiz bir sözde akıl 'başka hangi güçlükleri yaratabilirim' diye çırpınıyor adeta. 2010 ve 2019 dönemlerinde fiziki koşullar öne sürerek yaptığı baskıyı farklı bir yoldan yeniden gündeme getiriyor. Geçmişte ve bugün yapılan bu saldırıların amacı bir meslek grubunun bağımsız çalışma hakkını kısıtlamak, elinden almak. Olağan demokratik koşullarda insanlar yeni haklar almak için çalışırlar, bizler ise ne yazık ki elimizden alınan bir hakkı vermemek için mücadele ediyoruz. Bundan da gurur duyuyorum duymalıyız. Çünkü örgütlü, kararlı, gücünü apaydınlık nitelikli gücünden alan bir meslek mensubuyuz. Böylesine birlikte, örgütlü ve dik durduğumuz sürece hiçbir güç bağımsız çalışma hakkımızı kısıtlamaya cesaret edemeyecektir. Bu inanç ve güvenle hepinize saygılarımı sunuyorum" ifadelerini kullandı.

'HEKİMLER, HASTA TEDAVİLERİNİ YARIDA KESMEK ZORUNDA KALACAK'

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Güray Kılıç, 6 Ocak’ta yayımlanan yönetmenliğe göre 7 Ocak 2023 tarihinden itibaren serbest meslek hakkını kullanan hekimler özel sağlık kuruluşlarıyla sözleşmeleri yoksa hastalarının tedavilerini yarıda kesmek zorunda kalacağını söyledi.

'SÖZLEŞME YAPABİLEN AZINLIK HEKİM GRUBUNA ADETA KÖLELİK DÜZENİ GETİRİLMEKTE'

Bu kuruluşlarla ancak çok az sayıda hekim sözleşme yapabileceğine dikkat çeken Kılıç, şunları söyledi:

Bu nedenle açtığımız davalar ve yapılan etkinlikler üzerine 7 Ocak 2023 tarihinde yönetmelikler yeniden değiştirilmiştir. Buna göre tüm hekimler için sadece bir hastane ile yıllık sözleşme yapılması koşulu aynen korunmuş olup sadece belli koşullarda il sağlık müdürlüklerinin izni ile ameliyatların sözleşme dışı hastanede yapılabilmesine izin verilmiştir. Halen muayenehaneleri olan hekimler ve 60 yaş üstü hekimler için özel hastane ve tıp merkezlerinin toplam kadro sayıları üzerinden getirilen kısıtlama olan yüzde 15'lik kota kalkmış gibi gösterilmek istense de halihazırda muayenehaneleri olanlara branş bazında kadrolu hekim sayısı üzerinden getirilen kısıtlamanın devam etmesi nedeniyle, yine az sayıda hekim sözleşme yapabilecektir. 60 yaş üstü hekimleri için branş bazı kadro kısıtlaması koşulu söz konusu değildir. Yeni muayenehane açacak olan 60 yaş altı hekimler için ise 6 Ekim Yönetmeliği’ndeki tüm kısıtlamalar aynen devam etmektedir. Sözleşme yapabilen azınlık hekim grubuna ise özel hastanelerce ağır koşullar dayatılmakta, adeta kölelik düzeni getirilmektedir.

'DÜZENLEMELER, HALKIN HAKLARINA YÖNELİK DE BİR SALDIRIDIR'

Bu saldırı, yalnız serbest meslek hakkını kullanan hekimlere yönelik değil, tüm hekimlere ve tıp mesleğini tercih eden/edecek olan tıp öğrencilerine de yöneliktir. Asırlardır hekimlik mesleğinin ve hekimlerin en doğal hakkı olan serbest meslek hakkı, sağlık sermayesinin isteği doğrultusunda Sağlık Bakanlığı eliyle gasbedilmektedir. 7 Ocak 2023 tarihli Yönetmelikler yeni açılacak muayenehaneler yönünden daha da ağırlaşan düzenlemeler öngörmekle, bu durumu apaçık ortaya koymaktadır. Bilinmesini isteriz ki dün yapılan düzenleme ile halihazırda muayenehaneleri olan hekimler ve 60 yaş üstü hekimlerin sadece bir yerde kadro sınırlamasından muaf tutulması ve belli koşullarda bazı ameliyatların istenilen yerde yapılabilmesine sağlık müdürlüğünün vaka bazında izin verilebilecek olması, hak ihlallerini gidermemiştir. Yine bilinmesini isteriz ki bu düzenlemeler sadece hekimlerin haklarını değil, aynı zamanda halkımızın ve hastalarımızın özgürce hekimini ve sağlık kuruluşunu seçme hakkına yönelik de bir saldırıdır."

'SAĞLIK SERMAYESİNİN ÇIKARLARINI GÖZETEN BİR PROGRAM'

"20 yıldır uygulanan Sağlıkta Dönüşüm Programı esas olarak halkın sağlık hakkına saldırırken hekimlerin mesleki bağımsızlığını da hedef almıştır" ifadelerini kullanan Dr. Kılıç, şöyle devam etti:

"Öncelikle sağlık sermayesinin çıkarlarını gözeten bu programla ortaya çıkan tablo hem vatandaşlarımız hem de hekimler için olumsuz sonuçlara yol açmıştır. Bağımsız olarak çalışan hekimlere yönelik iktidarın bu son saldırısı olan bu yönetmeliklerle uluslararası sermaye ile bütünleşmiş özel zincir hastaneleri ve şimdiden kara delik haline gelmiş şehir hastanelerinin sahibi olan müteahhitlerin çıkarları kollanmaktadır. Oysa kamunun yararını gözetmesi gereken Sağlık Bakanlığı, hekimlerin mesleki bağımsızlığına ve serbest meslek hakkına karşı sağlık sermayesi güdümünde saldırı yapmak yerine hastaların ve hekimlerin haklarını korumalıdır.

Kendisi de bir özel hastane zincirinin eski sahibi olan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı 18 Ekim’de Sağlık Müdürlükleri ve Sağlık Bakanlığı önünde yaptığımız basın açıklamalarında uyardık ancak sesimizi duymadı; 27 Aralık’ta eski sahibi olduğu Medipol Hastanesi'nin önünden uyarmak istedik ancak bu kez biz hekimler güvenlik güçlerinin yoğun baskısına maruz kaldık ve Anayasal hakkımız olan basın açıklaması yapmamız engellendi. Bugün burada yer alan Türk Tabipleri Birliği, İstanbul Tabip Odası, Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu, uzmanlık dernekleri ve diğer dernekler olarak meslektaşlarımızla, çalışanlarımızla, hastalarımızla ve halkımızla birlikte hekimlik mesleğinin ve tüm hekimlerin en temel hakkı olan mesleğin bağımsız icra hakkını ve hastalarımızın hekim seçme özgürlüğünü sonuna kadar savunacağımızı bir kez daha yineliyoruz."

TALEPLER

Sağlık Bakanlığı’na Kadıköy’den seslenen sağlık meslek örgütleri, taleplerini şöyle sıraladı:

- Hastaların hekimini ve sağlık kuruluşunu seçme ve burada tedavi olabilme haklarını kısıtlayan

- Serbest hekimlerin özel hastanelerde ameliyat ve girişim yapmalarını engelleyen

- Anayasal güvence altındaki haklarımıza ve Rekabet Kanunu’na aykırı olan

- Hekimlerin mesleki bağımsızlığını ve serbest meslek hakkını ellerinden alan

- Sağlık alanında nitelikli iş gücü göçüne sebep olacak olan

- Hiçbir kamu yararı içermediği gibi Anayasa’ya, kanunlara ve hukukun temel ilkelerine de aykırı olan 6 Ekim ve 7 Ocak Yönetmelik değişiklikleri acilen geri çekilmelidir.

'FAHRETTİN KOCA DÜNYADAKİ TEK ÖRNEKTİR'

TTB Merkez Konseyi İkinci Başkan Ali İhsan Ökten de yaptığı konuşmada Fahrettin Koca'yı eleştirirerek, şu ifadeleri kullandı:

"Bizim gibi bir Sağlık Bakanı dünyada yoktur. Çünkü bakan özel hastane zinciri sahibi olup aynı zamanda sağlık bakanı ve aynı zamanda Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği Yönetim Kurulu'nda olan dünyadaki tek örnektir. Bir taraftan özel hastane patronu olup özel hastanelerin kar etmesi için çalışırken, bir taraftan kamu hizmeti veren hastaneleri kamu-özel ortaklığı altında özele dönüştürmeye çalışmaktadır. Bir taraftan kendi özel hastanesinde bir hasta aynı gün ve en az yarım saat muayene olurken, diğer taraftan bakanlığa bağlı hastanelerde hasta vatandaş aylar sonraya 5 dakika muayene olmak için zor randevu almaktadır.

Bir taraftan kamudan ayrılan 13 bin hekime 6-7 bin kadro açmakla övünürken, diğer taraftan özel hastaneler ve tıp merkezleri arasında hekim kadrolarını milyonlarca liraya satışa koyan bir borsa oluşturmuştur. Bir taraftan 'Kamuda bile hastalar istediği hekimi seçme hakkına sahiptir' derken, diğer taraftan hastaların özel muayenesi olan hekime muayene olmasının önünü kesmek için her şeyi yapmıştır. Bir taraftan kamuyu çökertmek için kamu-özel ortaklığı ve özel hastanelere tüm kapıları açarken, diğer taraftan yüzyıllardan beri devam eden hekimlerin serbest meslek hakkını gasp ederek, hekimlerin mesleki bağımsızlık haklarını ellerinden alarak onları özel hastane patronlarına ucuz emek gücü veya kamuya dönmelerini zorlamaktadır.

'YÖNETMELİK, HİÇBİR AKIL SÜZGECİNDEN GEÇİRİLMEMİŞ'

Hukuk kuralları, bir ihtiyacı karşılamak için düzenlenir. İdarenin bir düzenlemeyi yapma amacının anlaşılır, makul ve ölçülü olması beklenir. Hiçbir akıl süzgecinden geçirilmeden yayınlanan bu yönetmeliğin, hekimlerin serbest meslek hakkını ortadan kaldırmak amacıyla yapıldığı çok açıktır."