Sağlık emekçileri yetkilileri uyardı: 'Şiddet varsa hizmet yok'

Sağlık emekçileri yetkilileri uyardı: 'Şiddet varsa hizmet yok'

SES, Tez Koop-İş, Türk Sağlık Sen ve Sağlık-İş, İstanbul Tıp Fakültesi önünde bir araya gelerek “Emeğe saygı, şiddete sıfır tolerans” çağrısında bulundu.

İleri Haber

Sağlık emekçileri İstanbul Tıp Fakültesi önünde bir araya gelerek “Ölmek istemiyoruz, sağlıkta şiddeti durdurun!” dedi. Çapa Dahiliye Polikliniği önünde yapılan basın açıklamasına Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES); Tez Koop-İş, Türk Sağlık Sen ve Sağlık-İş katıldı.

“Emeğe saygı, şiddete sıfır tolerans” pankartının açıldığı eylemde sağlık emekçileri, “Artık yeter şiddet varsa hizmet yok”, “Çok şey mi istiyoruz? Güvenceli ortam istiyoruz” dövizleri taşıdı.

Sendikalar adına ortak açıklamayı Tez Koop İş Çapa İş Yeri Baştemsilcisi Tuğba Kutluca okudu. Geçen günlerde İstanbul Tıp Fakültesi'nde sağlık çalışanlarına dönük gerçekleştirilen saldırıda Rıfat Babayiğit'in bir gözünü kaybetme eşiğine geldiğini hatırlatan Kutluca, sağlık emekçilerinin korunamadığını vurguladı.

'HAYATTA KALANLARIMIZ HER GÜN SÖZLÜ VE FİZİKSEL ŞİDDETE UĞRUYOR'

Gerek ülkemiz gerekse dünya zor bir süreçten geçiyor. Koronavirüse karşı yaşamak ve yaşatmak için çok zorlu bir mücadele veriyoruz. Basın açıklamamıza başlarken bu süreçte yaşamını yitiren sağlık emekçisi arkadaşlarımızı şükran ve minnetle anıyor, şu an tedavi gören vatandaşlarımıza şifa diliyoruz. Yine bu süreçte yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, ailelerine de sabır  diliyoruz. Toplum olarak bu süreçte hepimizin birbirine karşı sorumlu olduğunu bir kere daha hatırlatıyor ve bu süreci daha sağlıklı bir şekilde atlatabilmemiz için tedbirlere uymalarının çok önemli olduğunu vurgulamak istiyoruz.

Salgınla mücadele ederken hayatını kaybeden arkadaşlarımızın sayısı 100’ü geçmiş durumda.  Sizler rahat yataklarımızda uyurken sağlık emekçileri, sabahlara kadar gözlerini kırpmadan hastane köşelerinde sevdiklerini geride bırakarak toplumun sağlığına kavuşması için çabalarken, ölüyor. Hayatta kalanlarımız da her gün sözlü ve fiziksel şiddete maruz kalıyor.

'MESLEK ODALARININ GEREKTİĞİ NARALARIYLA HEDEF GÖSTERİLİYORUZ'

Sağlık emekçilerine yönelik şiddet bugüne kadar bu ülkenin gündeminden hiç düşmedi, düşmemekle beraber bunun önüne geçebilecek hiçbir çalışma, hiçbir düzenleme tam anlamıyla yapılmadı, yapılmak istenmedi. Meslek odalarının kapanması gerektiği naralarıyla  beraber biz sağlık emekçileri de hedef gösterilmekteyiz.

Her geçen gün hastanelerimizde yaşanan şiddet olaylarına daha sık rastlamaya başladık. Yaşanan pandemi sürecinde sağlık emekçileri en ön cephede hayatlarını ortaya koyup toplumun sağlığı için savaşırken daha dün Ankara Keçiören’deki dehşet veren görüntülerin etkisinden kurtulamamışken, bu gün Çapa’da yaşanan şiddet olayları göstermiştir ki sağlık emekçilerine karşı şiddet olayları sistematik bir hale dönüşmüştür. Yeterli yasal düzenleme –cezalandırma ve caydırıcı önlemler alınmadığından şiddet olayları günlük yaşamımızın bir parçası oldu. Buna artık yeter diyoruz.

Burada bir kez daha haykırıyoruz;

O yumruk hepimizin hem gözüne hem kalbine geldi.

Çalışırken ölmek istemiyoruz!

Çalışırken şiddete uğramak istemiyoruz!

Zaman kaybedilmeden gerekli yasal düzenleme ve önlemlerin alınmasını ve sağlık emekçilerine hak ettiği değerin verilmesini istiyoruz.

'HASTALAR HER SORUNU SAĞLIK EMEKÇİLERİNE YÖNELTMEYE BAŞLADI'

Yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, sağlık emekçilerinin yaşadığı psikolojik travmayı gören duyan yoktur. 'Neyse ki olayda kimse zarar görmemiştir’ sözleri şiddeti yumuşatmaya yönelik çabadır, sağlıktaki karanlık ve ölümcül tablonun yetkililer tarafından görüldüğünü ama hiçbir şey yapılmadığını, yapılmayacağını göstermiştir. Sağlıkta dönüşüm politikaları ile kapasitesinin çok üstünde çalışmaya zorlanan sağlık emekçileri her fırsatta tükenmişliklerini dile getirirken, uygulanan politikalarla yaratılan kışkırtılmış sağlık algısı ile hastalar yaşadıkları her sorunu sağlık emekçilerine yöneltmeye başladılar.

Nitekim 21 Eylül'de yaşanan olaydan gerekli dersler çıkarılmadan ve hükümet tarafından gerekli önlemler alınmadığı için İstanbul Tıp Fakültesi'nde sağlık emekçilerine bir saldırı daha olmuştur.

Çalışma arkadaşımız Rıfat Babayiğit görevli olduğu birimde maskesini takması için telkinde bulunduğu şahıs tarafından darp edilmiştir. Bir gözünü kaybetmenin eşiğindedir. 25 Eylül Cuma günü olaydan hemen sonra ameliyata alınmış ve önümüzdeki günlerde ikinci bir ameliyat olacaktır.

'YAŞADIĞIMIZ ŞİDDETİ KALDIRACAK NE GÜCÜMÜZ NE DE SABRIMIZ KALDI'

Yıllarca insanlığa şifa dağıtan sağlık emekçileri ya kendini bilmezler tarafından şiddete uğrayıp mesleğinden soğutuluyor ya da mesleğini yapamaz hale getiriliyor. Yaşadığımız şiddeti kaldıracak ne gücümüz nede sabrımız kaldı. Gerekli yasal düzenleme ve tedbirlerin yetersizliği yaşanan şiddet ortamına zemin yaratmaktadır. Bir an önce gerekli düzenleme tedbirlerin alınması hayati önem taşımaktadır.

Sürmekte olan pandemi sürecinde yaşamlarını ortaya koyarak çocukları ve sevdiklerinden ayrı kalarak toplum için çabalayan sağlık emekçilerine karşı uygulanan her türlü şiddeti kınıyor ve lanetliyoruz.

Sistemsel bir sorunun bütün öfkesinin her türlü şiddet olarak sağlık emekçilerinden çıkartılmasını kabul etmiyoruz! Bir ülkenin sağlık hizmetini sırtlanmış binlerce sağlık çalışanının öncelikli talebi can güvenliğinin sağlanmasıdır. Hiçbir sağlık çalışanı bu gün “şiddete maruz kalır mıyım” korkusuyla işine gitmemelidir. Bir an önce sağlıkta dönüşüm politikalarından vazgeçilmesi ve etkin bir şiddet yasası çıkarılmasını istiyoruz.  Sağlık Bakanlığını ve diğer ilgili mercileri sağlık emekçilerinin can güvenliğini sağlamak konusundaki sorumluluğunu yerine getirmeye çağırıyoruz.