Türkiye'de son günlerde yeni tip koronavirüs (Covid-19) vaka sayısındaki artışlar devam ederken, Ankara Şehir Hastanesi çalışanları Hüsnü Yıldırım ve Nazan Karacabey, sağlık çalışanlarının durumuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Karacabey, değerlendirmesinde Sağlık Bakanlığı yetkililerine alınması gereken önlemler konusunda çağırıda bulundu: "Meslek örgütleri ve sendikalar bu mücadelenin dışında tutulmamalı."

'TÜKENME AŞAMASINA GELDİK'

Mezopotamya Ajansı'ndan Emrullah Acar'ın haberine göre, hastanede hemşire olarak görev yapan ve aynı zamanda Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şube Eş Başkanı Nazan Karacabey, "Normalleşme" süreci kapsamında atılan adımların hastaneleri daha yoğun hale getirdiğini ve sağlık çalışanlarının bu süreçte hem bedenen hem de psikolojik olarak tükenme aşamasına geldiğini ifade etti.

Hastanelerde yer alan servislerin koronavirüs kapsamında dönüştürüldüğünü ifade eden Karacabey, “Yakın zamana kadar Kovid-19 servislerinde 1 hekim hasta takibini yapıyordu. Şimdi bu sayı 4’e çıkarıldı. Bir kişi Kovid-19 tanısı almış biri ile temasta olmasına rağmen kit sayısı az olduğu için test yapılmıyor. Hekimler pandemi servislerinde görevlendirildikleri için, diğer alanlara da hekim açığı oluşturuldu. Yine pandemi dışında kalan hastaların bakım sayısı giderek düştü ve insanlara ‘Başınızın çaresine bakın’ denildi” ifadelerini kullandı.

'POZİTİF TANILI 500 SAĞLIK EMEKÇİSİ VAR'

Ankara genelinde tespit edilen pozitif tanılı 500 sağlık emekçisinin olduğu bilgisini paylaşan Karacabey, 112 acil sağlık hizmetlerinde görev yapan personellerin de yetersiz olduğunu da söyledi. Konuyla ilgili Sağlık Bakanlığı'na çağırıda bulunan Karacabey,  "en yakın zamanda sağlık alanında atamalar yapması gerekir” diye belirtti.

'MESLEK ÖRGÜTLERİ VE SENDİKALAR MÜCADELENİN DIŞINDA TUTULMAMALI!'

Sağlık Bakanlığı'na alınması gereken önlemlerle ilgili çağırıda bulunan Karacabey: “Bilim kurumlarının sadece hekimlerden oluşturamazlar.  Pandemiyle mücadele eden sağlık emekçileri bir bütündür. Kurulda her alanı temsil edecek bir sağlık çalışanının olması gerekiyor. Çünkü farklı farklı sorunlar göz ardı ediliyor. Yine hekim odaklı düzenlemeler yapıldığı için nihai sonuç alınamıyor. Risk grubunun başında gelen bizleriz ancak sahada olan çalışan sadece biz değiliz. Sadece sağlık emekçilerinin değil, bütün emekçilerin haklarını gözeten, koruyan ama özgürlük ve insan haklarını ihlal etmeyen kısıtlamalar getirilmeli. Sağlık çalışanlarına yoksulluk ücretinin üzerinden, insanca yaşayabileceği bir ücret verilmesi gerekiyor. Meslek örgütleri ve sendikalar bu mücadelenin dışında tutulmamalı.  Tutulduğu süre boyunca hepimiz bundan zarar göreceğiz."

'ETKİN BİR ŞEKİLDE TESTLER YAPILMALIDIR'

Aynı hastanede teknik personel olarak çalışan Hüsnü Yıldırım da sürecin şeffaf yürütülmemesine dikkat çekerek " Bu süreçte çok fazla sağlık emekçisi hastalandı ve yaşamını yitirdi. Bunun sorumlusu süreci şeffaf bir şekilde yürütülmemesidir. Vakaların artmasının nedenlerinden biri de ‘herkes evde kalsın’ denilen bir dönemde üretim yerlerinde önlem alınmadan işçilerin çalıştırılması. Bu süreci daha sağlıklı yürütmek için etkin bir şekilde testler yapılmalıdır. Ancak hastanelere yeteri miktarda tanı kiti gönderilmiyor” ifadelerini kullandı.