RTÜK Üyesi Bildirici: Kurumun tarafsızlığına gölge düşürülüyor
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in hem Basın İlan Kurumu’nun hem de TÜRKSAT’ın yönetiminde görev aldığı belirlendi. RTÜK Üyesi Faruk Bildirici, daha önce hiçbir RTÜK Başkanı’nın başka bir kurumda görev almadığını vurgulayarak “Hem yasa ihlal ediliyor hem de kurumun tarafsızlığına gölge düşürülüyor” dedi
11-09-2019 14:38

RTÜK’ün CHP’li Üyesi Faruk Bildirici, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in, hem Basın İlan Kurumu’nun hem de TÜRKSAT’ın yönetiminde görev aldığını açıkladı. Şahin’in 30 Ağustos 2019’da Basın İlan Kurumu Genel Kurulu Temsilciliği’ne atandığını söyleyen Bildirici, “Ayrıca 11 Haziran 2019 tarihli Genel Kurul Kararı ile 2022’ye kadar TÜRKSAT Yönetim Kurulu Üyesi seçilmiştir” dedi.
Birgün'de yer alan habere göre, RTÜK Üyesi Faruk Bildirici, Basın İlan Kurumu’nun yanısıra TÜRKSAT’ın da yönetiminde görev aldığını saptadığı Ebubekir Şahin’in “RTÜK’teki görevinden çekilmiş sayılması” için RTÜK Başkanlığı’na dilekçe sundu. Şahin’in, RTÜK Kanunu ile 375 Sayılı KHK’yi ihlal ettiğini belirten Bildirici’nin dilekçesi, TBMM Başkanlığı’na da iletildi.
YASA İHLALİ
Daha önce hiçbir RTÜK Başkanı’nın başka bir yerde görev almadığını vurgulayan Bildirici, RTÜK Kanunu’nun da bunu engellediğinin altını çizdi. Şahin’in hem Basın İlan Kurumu’nun hem de TÜRKSAT’ın yönetiminde bulunmasının yasa ihlali olduğunu ifade eden Bildirici, “RTÜK’ün tarafsızlığına gölge düşürülüyor” ifadesini kullandı.
TARAFSIZLIĞA ZARAR VERİYOR
RTÜK Kanunu’na göre, RTÜK Başkanı’nın üyeler arasından seçildiğine ve üyelerle aynı niteliklere haiz olması gerektiğine dikkati çeken Bildirici, şunları söyledi:
“BİK’in 30. Dönem ilk toplantısı 9 Eylül 2019 tarihinde İstanbul’da yapıldı. Basın İlan Kurumu’nun web sayfasında yer alan haberde Genel Kurul üyeleri, ‘A-Basın Grubu, B-Hükümet Grubu’ ve ‘C-Tarafsızlar grubu’ olarak sıralandı. Ebubekir Şahin’in adı ise ‘Hükümet Grubu’ içerisinde yer aldı. Bu durum RTÜK Kanununun 34. Maddesi’ne aykırı. Bu maddede RTÜK, ‘İdari ve mali özerkliğe sahip, tarafsız bir kamu tüzel kişiliği’ olarak tanımlanmaktadır. Tarafsız olması gereken RTÜK’ün Başkanı başka bir kuruluşta ‘Hükümet’i temsil ederek tarafsız kalamayacağı gibi RTÜK’ün tarafsızlığına da zarar vermektedir.”
İLGİLİ HABERLER
RTÜK'ten internet yayınlarına 'milli güvenlik' ve 'genel ahlak' denetimi
RTÜK, isteğe bağlı yayıncılık alanında lisanslama çalışmalarına başladı.
02-12-2019 20:41

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) internet radyo ve televizyon yayınlarını düzenleme ve denetleme görevinin verilmesinin ardından çıkarılan yönetmelikle isteğe bağlı yayıncılık alanında lisanslama çalışmalarına başlandığını açıkladı.
Şifreli yayın yapan FoxLife kanalına 9-1-1 adlı dizide iki kadının öpüştüğü sahne nedeniyle beş kez yayın durdurma cezası veren RTÜK tarafından yapılan yazılı açıklamada, 'özgürlükleri kısıtlamayı değil herkesin özgürlüğünü sağlamayı' amaçladıklarını belirtikten sonra 'Milli güvenlik' ve 'Genel ahlak' vurgusu yaptı:
"Süreç içinde yerli ve yabancı yayın platformlarıyla sıkı bir diyalog süreci başlattık. Milli ve manevi değerlerimiz başta olmak üzere aileyi önceleyen hassasiyetlerimizi muhataplarımıza titizlikle aktardık. Yaptığımız çalışmaların özgürlükleri kısıtlamayı değil bilhassa kayıt dışı olan bu alanı düzenleyerek herkesin özgürlüğünü sağlamayı amaçladığını anlattık."
'PLATFORMLARLA PEK ÇOK NOKTADA HEM FİKİRİZ'
"Bu kapsamda isteğe bağlı yayıncılık yapan platformların yöneticileriyle yaptığımız görüşmelerde pek çok noktada hem fikir olduğumuzu görmek bizleri ziyadesiyle memnun etti.
Ülkemizin milli güvenliğiyle genel ahlaka aykırı ve çocuklarımızın ruhsal ve fiziksel gelişimlerine olumsuz etki edebilecek yayın içeriklerine dair gösterdiğimiz tavrı aynı hassasiyetle karşılayan yayıncılarımıza teşekkür ediyoruz.
İsteğe bağlı yayıncılık alanının en büyüklerinden olan uluslararası bir platformun sistemine ebeveyn kontrolü getirmesi tam da bizim istediğimiz bir uygulamadır. Kendilerini aldıkları karardan dolayı kutluyoruz."
'RTÜK ÖNLEMLERİNİ ALMAYA İVEDİLİKLE DEVAM EDECEKTİR'
"18 yaş üstü yayınlarda zorunlu PIN uygulamasına geçilmesi önemlidir ve diğer benzer platformlar için de örnek olmalıdır. Artık ebeveynler anılan yayınlarda çocuklarının kontrolünü daha etkin olarak sağlayabilecektir. Bu karar açık kapı iletişim politikamızın neticesidir. Netflix yetkilileriyle yürüttüğümüz dirsek temasımızın olumlu sonuçlar vermesinden son derece mutluyuz.
Bundan sonra da aynı yapıcı üslupla çalışmalarımızı sürdüreceğiz. İnternetin özgürlük alanı olduğunu bilen RTÜK, aziz milletimizin talep ve beklentilerini yerine getirme konusunda ivedilikle önlemlerini almaya devam edecektir"
RTÜK dondurma reklamlarını 'genel ahlaka aykırı' buldu
RTÜK İzleme ve Değerlendirme Daire Başkan Yardımcısı Murat Ellialtı, reklam içeriklerinde bazı düzenlemelere gidileceğini söyledi.
11-11-2019 09:25

İktidarın medyaya yönelik baskı araçlarından biri haline gelen RTÜK, dondurma reklamlarını “genel ahlaka aykırı” buldu. RTÜK İzleme ve Değerlendirme Daire Başkan Yardımcısı Murat Ellialtı, reklam içeriklerinde bazı düzenlemelere gidileceğini açıkladı.
Hürriyet’ten Umut Erdem’in haberine göre, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) İzleme ve Değerlendirme Daire Başkan Yardımcısı Murat Ellialtı, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dilekçe Komisyonu Obezite İle Mücadele Alt Komisyonu’na bir sunum yaptı. Ellialtı sunumunda, yöresel yemek programlarına ve reklamlara tepki gösterdi.
Ellialtı, Komisyon Başkanı Belma Satır’ın daha önce ceza kesilen reklam olup olmadığını sorması üzerine şunları söyledi:
“Daha önce asitli içecekler ve dondurma reklamları içerisinde kesmiştik. Reklamverenler ve Reklamcılar Derneği’yle görüşerek içeriklerde bazı düzenlemelere gidiyoruz. Son olarak, biz dondurma reklamlarıyla ilgili birkaç hafta içerisinde, çünkü nisan ve mayıs ayında yayınlanmaya başlayacak ama yayınlandıktan sonra bizim ceza vermemizin de çok büyük bir etkisi olmuyor. O reklamlar çekilmeden biz kendileriyle görüşüyoruz, toplantı yapacağız. Bu reklamlar içerisindeki sıkıntılı hususlar ve özellikle dondurma reklamlarında genel ahlak sınırını aşan sorunlar olabiliyor. Bunlarda da bir düzenlemeye giderekten her ne kadar yetkimiz dâhilinde önceden müdahale yetkimiz olmasa da birtakım ortak çalışmalarla bunu çözmeye çalışıyoruz.”
RTÜK Başkanı, TÜRKSAT Yönetim Kurulu üyeliğinden istifa etti
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin'in, TÜRKSAT'taki görevinden istifa ettiği belirtildi.
05-11-2019 20:43

Geçtiğimiz hafta RTÜK üyesi Faruk Bildirici’nin üyelikten ihraç edilmesinin ardından tepki çeken RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in TÜRKSAT’taki yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiği öne sürüldü.
RTÜK’ün CHP’li üyesi İlhan Taşçı sosyal medya hesabından, “CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun bugünkü grup toplantısında dikkat çektiği RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, TÜRKSAT Yönetim Kurulu üyeliğinden istifa etti…” mesajını paylaştı.
31 Ekim notları: Hürriyet olayı, Saray Türkiyesi'nin aynası...
'Bugün ne oldu?' köşemizde her gün Editör yorumuyla günün öne çıkan başlıklarını hatırlatıyoruz.
01-11-2019 00:15

İleri Haber
Sermaye sınıfı açısından Türkiye'de basının amiral gemisi sayılan Hürriyet'in AKP'nin iktidarı boyunca yaşadığı maceralar, sınıfının halini göstermesi bakımından ibretlik...
Doğan Grubu sahipliği döneminde önce AKP'yi, "Milli Görüş gömleğini çıkardı, Türkiye'yi AB rotasına soktu" söylemiyle pazarlayan Hürriyet, özelleştirmeler ve işçi düşmanı politikalarıyla kârlarına kâr katan geleneksel sermayenin iktidara olan bağlılığının sergilendiği bir mecra oldu. Öte yandan, zaman ilerledikçe dev ihalelerde AKP bağlantılı şirketlerin kendilerine daha fazla yer bulması ve siyaset ile ticaret ilişkilerinin neredeyse dolaysız bir hale gelmesi, dengelerin sarsılmasını da beraberinde getirdi. İktidarın geleneksel sermaye gruplarına, "siyaseten pürüz çıkarmadığınız ölçüde konumunuz sarsılmayacak" mesajını vermesinin ardından, Hürriyet de temsil ettiği sınıf gibi önce biraz bocaladı ancak sonra ruhunu teslim etme kararını verdi. İşte, Doğan grubunun, basın sektöründeki varlığının bir karşılığı olarak üstlendiği politik sorumluluktan kurtulmak için devasa bir yayın grubunu Demirören'lere devretmesi, bu kararın somut göstergelerinden biriydi. Demirören grubunun sahipliği ise Hürriyet için Saray bülteni olma misyonuna giden yolun ara bir aşaması olarak anılacak.
Son dönemde Havuz medyasıyla kıyaslandığında fazlası olup eksiği olmayan Hürriyet'in, Saray'ın doğrudan himayesi olarak değerlendirilebilecek Tukuvaz Grubu'na satışı bir süredir gündemdeydi. Bunun için de kimi yüklerden "arınılması" gerekiyordu. Elbette, ilk kambur görece bağımsız bir çizgide işlerini yapmaya çalışan basın emekçileri olacaktı.
İçişleri Bakanlığı'ndan alınan "sendikalılar" listesi ile tasfiye operasyonuna başlandı. Siyasi dönüşüm, örgütlü emekçilerle başladı, genişledi ve gazetenin içi tamamen boşaltılana dek sürecek.
Saray Rejimi altında birçok alanda olduğu gibi, basın sektöründe de emeğe ve özgürlüklere karşı saldırılar kol kola ilerliyor. Her gün pek çok gazeteci hakkında yeni davalar açılırken, bir yandan da birçok meslektaşımız işsizlikle güvencesiz ve esnek çalışma koşulları arasındaki o ağır tercihle yüz yüze bırakılıyor. Tüm meslektaşlarımızı bir kez daha bu ağır döngüyü kırmak için bir araya gelmeye, örgütlenmeye, özgürlük ve emek mücadelesini el ele yükseltmeye davet ediyoruz. Türkiye tarihi, onurlu gazetecilerin yaktığı işaret fişeklerinin dalga dalga yayıldığı örneklerle dolu. Neden şimdi bir yenisini yakmayalım...
İLGİLİ HABER | Hürriyet'te işten çıkarmalar sürüyor: Sabah gazetesinden bir ekip gazeteye yerleştirilebilir
İLGİLİ HABER | Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Vahap Munyar istifa etti
Bugünkü Editör köşemizi, meslektaşlarımıza ayırdık. Oradan devam edelim.
CHP eski milletvekili ve gazeteci Barış Yarkadaş'ın açıkladığı "Medyaya Yönelik Hak İhlalleri Raporu”nun ekim ayı verilerine göre, bir aylık süreçte 1 gazeteci tutuklandı, 7 gazeteci gözaltına alındı, 89 gazeteci ise hakim karşısına çıktı.
O gazetecilerden biri olan, sosyal medya paylaşımları nedeniyle gözaltına alınıp tutuklanan Emre Orman hakkında ise bugün güzel bir haber aldık. Orman’ın tutukluğu hakkında yapılan itiraz kabul gördü. Hakkında tahliye kararı verilen Orman, akşam saatlerinde tahliye oldu.
İLGİLİ HABER | Ekim ayında 1 gazeteci tutuklandı, 7 gazeteci gözaltına alındı, 89 gazeteci hakim karşısına çıktı
Öte yandan, çağdışı ve medyada sansür ve baskının sembolü haline gelen bir kurum olan RTÜK'te gazeteci Faruk Bildirici'nin üst kurul üyeliği AKP ve MHP ortaklığıyla sonlandırıldı. Bildirici, yaptığı açıklamada üyeliğinin sonlandırılmasının olası sonucunu şöyle anlattı: "Beş oyu bulan taraf susturmak istediği muhalif üyeyi kuruldan atabilir. RTÜK’te muhalefete izin vermeyen, siyasi iktidarın uzantısı ve tek sesli bir dönem başlar."
İLGİLİ HABER | RTÜK tarihinde bir ilk: CHP'li Bildirici'nin üyeliği sonlandırıldı
Cumhuriyet davasının sembol isimlerinden, hukuksuz tutukluluğu geçen ay son bulan Güray Öz, İleri Haber'de yazılarına tekrar başladı. Köşene yeniden hoş geldin Güray Ağabey...
Güray Öz yazdı | Sosyalistlerin dili
RTÜK tarihinde bir ilk: CHP'li Bildirici'nin üyeliği sonlandırıldı
RTÜK Üst Kurulu, CHP kontenjanından RTÜK Üst Kurulu üyeliğine seçilen Faruk Bildirici’nin üyeliğini sonlandırdı.
31-10-2019 15:11

RTÜK'ün 25 yıllık kurum tarihinde bir ilk yaşanarak, CHP kontenjanından RTÜK Üst Kurulu üyeliğine seçilen Faruk Bildirici’nin üyeliği sonlandırıldı.
RTÜK Üst Kurulu, AKP kontenjanından seçilen başkan Ebubekir Şahin’in talimatıyla toplanarak Faruk Bildirici’nin üyeliğinin düşürülmesi konusunu görüştü. AKP kontenjanında Üst Kurul’a seçilen üyeler, Bildirici’nin Meclis çatısı altında CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile yaptığı basın açıklamasını gerekçe göstererek, “Tarafsızlığı zedelendiği için üyeliği düşürülmeli” görüşünü dile getirdi.
Kural gereği Bildirici’nin yer almadığı toplantıda savunmayı CHP kontenjanından seçilen diğer Üst Kurul üyesi İlhan Taşçı yaptı. Taşçı, TBMM’nin üzerinde hiçbir gücün bulunmadığını, milletvekillerinin oyları ile seçilen Bildirici’nin RTÜK’te yapılan bir oylama ile sonlandırılamayacağı görüşünü dile getirdi.
Taşçı’nın savunmasının ardından yapılan oylamada MHP’li üyenin de destek vermesiyle 6 üye “üyelik düşürülsün” oyunu kullandı. HDP kontenjanından RTÜK Üst Kurulu üyeliğine seçilen Ali Ürküt ile Taşçı ise bu talebin reddi yönünde oy kullandı.
BİLDİRİCİ'DEN AÇIKLAMALAR
Sosyal medya hesabı üzerinden bir açıklama yapan Bildirici, "Anti demokratik bir durumla karşı karşıya olunduğunu" ifade etti. Bildirici'nin açıklamaları şu şekilde:
"Üst Kurul toplantısında şu anda Başkan Şahin’in üyeliğimin düşürülmesi önerisinin gündeme alınması görüşülüyor. Yasa gereği ben salondan çıkarıldığım için beni CHP kontenjanından seçilen İlhan Taşçı savunuyor. Üyeliğimin düşürülmesi mücadelemi etkilemez ancak anti demokratik bir yol açılmış olur. Beş oyu bulan taraf susturmak istediği muhalif üyeyi kuruldan atabilir. RTÜK’te muhalefete izin vermeyen, siyasi iktidarın uzantısı ve tek sesli bir dönem başlar."
CHP'li Bildirici: AYM’nin iptal ettiği karar RTÜK sitesinden kaldırılmalı
CHP'li Faruk Bildirici, AYM tarafından "İfade ve basın özgürlüğünü ihlal ettiği” gerekçesiyle iptal edilen yasak kararlarının RTÜK'ün internet sitesinden de kaldırılması için başvuru yaptı.
26-10-2019 09:24

CHP'li RTÜK üyesi Faruk Bildirici, Anayasa Mahkemesi’nin “ifade ve basın özgürlüğünü ihlal ettiği” gerekçesiyle iptal kararı verdiği 17-25 Aralık süreci, MİT TIR'larının durdurulması, Musul’daki Türkiye konsolosluğunun işgal edilmesi ve Reza Zarrab'la ilgili dört yayın yasağı kararının RTÜK’ün web sayfasından kaldırılması için başvuruda bulundu.
Anayasa Mahkemesinin, dört eski bakan Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar hakkındaki yayın yasağıyla basın ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetmişti. Bunun üzerine Faruk Bildirici, talepte bulunarak, kararın RTÜK’ün web sayfasından kaldırılmasını sağlamıştı. Ancak yasak kararı halen RTÜK’ün “Duyurular” bölümünde ilan edilmeye devam ediyor.
'YAYIN YASAKLARI RTÜK SAYFASINDAN KALDIRILMALI'
Başvurusunda bu kararın web sayfasından tamamen kaldırılması gerektiğini vurgulayan Bildirici, AYM’nin yayın yasaklarıyla ilgili dört ayrı başvuruyu da 25 Eylül 2019’da karara bağladığına dikkat çekti. Bildirici, 17-25 Aralık sürecinde Abdullah Tivnikli, Mustafa Topbaş ve Rıza Sarraf hakkındaki soruşturmalar, MİT TIR'larının durdurulması ve Musul’daki Türkiye konsolosluğunun işgal edilmesi ile ilgili dört yayın yasağı kararının da RTÜK sayfasından çıkarılarak uygulanmasına son verilmesini istedi.
RTÜK’ün web sayfasında yer alan ve medya hizmet sağlayıcılarına bildirilen “Mahkeme yayın yasakları”nı inceleyen Bildirici, Mayıs 2019’dan bu yana mahkemelerin aldığı 54 yayın yasağı kararından 31’inin bu maddeye dayandığını tespit etti. Hatta bu kararlardan ikisi Anayasa Mahkemesi kararından sonra alınmış.
Halbuki Anayasa Mahkemesi, dört eski bakanla ilgili 17 Eylül 2019 tarihli kararında, 5187 sayılı Basın Kanununun 3/2 maddesinin “kanunilik ölçütünü karşılamadığı” için Anayasaya aykırı olduğu sonucuna varmıştı.
'RTÜK'ÜN KARARLARI HUKUKEN TARTIŞMALI BİR DURUM'
Bildirici, AYM’nin Anayasa'ya aykırı olduğuna karar verdiği bu yasa maddesine dayanan yayın yasağı kararlarının uygulamadan kaldırılması için hukuki inceleme başlatılmasını ve sonucun da Üst Kurul gündemine getirilmesini istedi. Bildirici, başvurusunda şu görüşlere de yer verdi:
“Yayın hizmetleri alanında ifade ve haber alma özgürlüğünün, düşünce çeşitliliğinin güvence altına alınması’ görevi bulunan RTÜK’ün, Anayasaya aykırılığı açığa çıkan yayın yasaklarını uygulamaya devam etmesi hukuken tartışmalı bir durum doğmasına neden olmaktadır.
RTÜK’ün, söz konusu yayın yasaklarına karşı hukuki girişimlerde bulunmayı ve tıpkı kanalların reklam gelirlerinin artırılması ile sağlıksız ürünlerin tanıtımını yapan kanalların durdurulması gibi konularda yaptığı gibi- hükümet nezdinde temaslar yürütmeyi de görev kabul etmesi gerekir.”
Londra’da olan AKP Milletvekili Alpay Özalan, aynı saatlerde Meclis’te oy kullandı!
Erdoğan ile Londra’da camii açılışında olan AKP Milletvekili Alpay Özalan adına, o saatlerde Meclis’te olmamasına rağmen bazı milletvekillerince ‘kuliste’ denilerek oy kullanıldı.
07-12-2019 12:22

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile İngiltere’ye giden AKP İzmir Milletvekili Alpay Özalan adına Meclis’te oy verildi. Genel Kurul’da olmayan vekil için kimin oy pusulası gönderdiği ise gizlendi.
Genel Kurul’da oy sahtekarlığı vetolu termik santral yasanın görüşmesinde gerçekleşti.
Özalan’ın adı okununca bazı vekiller “Dışarıda, kuliste” dedi. Adına pusula verildiği saatlerde Alpay Özalan’ın Londra’da cami açılışına katıldığı öğrenildi.
Savaşlarda insanların aç bırakılması ‘savaş suçu’ kabul edildi
Uluslarası Ceza Mahkemesi'ne üye olan 122 ülke, iç savaş veya sivil savaşlarda insanların aç bırakılmasını savaş suçu olarak kabul etti.
07-12-2019 12:21

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Roma Statüsüne Taraf Ülkeler Meclisi, 18’inci oturumunu 2-6 Aralık tarihlerinde Lahey’deki Dünya Forum Kongre Merkezi’nde gerçekleştirdi. Meclis’te İsviçre tarafından önerilen “İç savaş veya sivil savaşlarda insanların aç bırakılmasının savaş suçu olarak kabul edilmesi” önerisi 122 üye ülke tarafından oy birliği ile kabul edildi.
Buna göre savaş bölgelerinde özellikle iç savaşlarda insanların bilinçli bir şekilde açlığa ve kıtlığa mahkûm edilmesine veya bu yönlü bir her türlü uygulama Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde bir savaş suçu olarak kabul edilecek.
Birleşmiş Milletler’in (BM) verilerine göre savaşların yaşandığı bölgelerde 800 milyonu aşkın insan açlıkla karşı karşıya.
İstanbulluların milyonları Başakşehir stadına aktarılmış
İBB’nin Gençlik ve Spor Bakanlığı’na devretme aşamasında olduğu Başakşehir Fatih Terim Stadyumu için büyükşehir bütçesinden ödenen ücretler ortaya çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Başakşehir Fatih Terim Stadyumu için yıllık yaklaşık 12 milyon liralık masraf yapmış.
07-12-2019 12:01

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi'nin kasım ayı oturumlarında tüm partilerin oy birliği ile mülkiyeti İBB'ye ait Başakşehir Stadı'nın 127 dönümlük arazisinin tahsisi gündeme geldi.
Sözcü’den Özlem Güvemli’nin haberine göre, Başakşehir Fatih Terim Stadyumu ve üzerindeki müştemilatın 25 yıllığına Gençlik ve Spor Bakanlığı'na tahsisi, 31 dükkânın da İBB tarafından işletilmesi şartı ile sunulan teklifin, aralık ayı İBB Meclisi'nde oya sunularak karara bağlanması bekleniyor.
Bir stadyum, üç antrenman sahası, bir sosyal tesis binası, otuz bir dükkân ile açık ve kapalı otoparklardan oluşan stadyum, İBB Gençlik ve Spor Müdürlüğü'ne tahsis edilmişti ve maç başı kiralama yöntemi ile İBB Meclisi 1. Başkanvekili AKP'li Göksel Gümüşdağ'ın başkanlığını yaptığı İstanbul Başakşehir Futbol Kulübü tarafından kullanılıyordu.
YÖNETİM BİNASI VE 31 DÜKKÂN İÇİN AYLIK 15 BİN TL KİRA
Tahsis kararı beklenirken stadyumun İBB bütçesine maliyeti ortaya çıktı. Edinilen bilgiye göre İBB maç başına İstanbul Başakşehir Futbol Kulübü'nden 14 bin 300 TL kira alıyordu. 2 antrenman sahası için de İBB yıllık 2 bin 500 TL kira ücreti tahsil ediyordu. Futbol kulübünün yönetim merkezi olarak kullandığı “sosyal tesis binası” ve 31 adet dükkân için 2015 yılında İBB Emlak Müdürlüğü'nün açtığı ihaleyi 10 yıllığına Medipol Başakşehir Futbol Kulübü aldı. 31 dükkân ve yönetim binası için aylık tahmini bedel 15 bin TL+KDV idi. Dükkanlar, futbol kulübü tarafından üçüncü şahıslara kiraya verildi.
GELİR-GİDER ARASINDA UÇURUM
Buna göre Başakşehir Stadı'ndan İBB'nin elde ettiği gelir yıllık ortalama 610 bin TL. Gideri ise yıllık ortalama 11 milyon 890 bin TL.
610 bin liralık yıllık gelir şu kalemlerden oluşuyor:
- 17 lig maçı için yılda 243 bin 100 TL kira geliri.
- Avrupa Kupası maçları (5-8 maç) 92 bin 500 TL kira geliri.
- Türkiye Kupası maçları içi (5-8 maç) 92 bin 500 TL kira geliri.
- Antrenman sahaları için 2 bin 500 TL kira geliri.
- Sosyal tesis ve 31 adet dükkân için aylık 15 bin lira kira ile yılda 180 bin TL gelir.
MİLYONLUK FATURA GİDERİ
İBB'nin bu stadyuma harcadığı yıllık 11 milyon 890 bin TL'lik gider de şu kalemlerden oluşuyor:
- Elektrik faturası 3 milyon TL
- Doğalgaz faturası 4 milyon 500 bin TL
- Su faturası 500 bin TL
- Jeneratör yakıtı (27-33 maç için) 390 bin TL
- Tesis bakım onarım gideri 2 milyon TL
- Tesisin temiz ve hazır halde bulundurulması işi için 1 milyon 500 bin TL.
MAÇ BAŞI JENERATÖR GİDERİ 13 BİN TL
CHP'li İBB Meclis Üyesi Ali Haydar Kahraman, bu tahsis kararı ile İBB'nin yıllık yaklaşık 12 milyon liralık giderden kurtulup tasarrufa geçeceğini söyledi.
Aylık toplam 15 bin TL'ye kiralanan 31 adet ticari birimin de artık İBB tarafından kullanılacağını belirten Kahraman “Yok pahasına kiralanan dükkânlar için yeni kira sözleşmeleri yapılarak İBB'nin yıllardır zarar ettiği stadyumdan artık gelir elde etmesi sağlanacak” dedi.
Kahraman gelir-gider arasındaki uçurumu da şu örnekle özetledi: “İBB, stadı kullanan Başakşehir Futbol Kulübü'nden maç başına 14 bin 300 TL kira alırken, sadece bir maç boyunca kullanılan jeneratörün İBB'ye faturası 13 bin TL civarındaydı.”
HDP'li dört belediyeye kayyum atandı: Sayı 28'e yükseldi
HDP yönetimindeki Batman Beşiri’nin İkiköprü beldesi ile Van’ın Özalp, Başkale ve Muradiye ilçesi belediyelerine kayyum atandı. Böylece üçü büyükşehir olmak üzere HDP’nin toplam 28 belediyesine kayyum atanmış oldu.
07-12-2019 11:00

Halkların Demokratik Partisi (HDP) yöetimindeki Batman’ın Beşiri ilçesinin İkiköprü beldesi ile Van’ın Özalp, Başkale ve Muradiye ilçesi belediyelerine kayyum atandı.
Beşiri’nin İkiköprü Belde Belediyesi’ne baskın yapan askerlerin içerde arama yaptığı belirtildi.
İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Belediye Eşbaşkanı Osman Karabulut’un, hakkında “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden dava gerekçe gösterilerek, görevden uzaklaştırıldığı kaydedildi.
Karabulut’un yerine Beşiri Kaymakamı Sinan Aşcı kayyum olarak atandı.
VANDA’DA KAYYUM ATANDI
Dün (6 Aralık), Van’da Muradiye Belediye Eşbaşkanları Yılmaz Şalan ve Leyla Balkan; Özalp Belediye Eşbaşkanları Yakup Almaç ve Dilan Örenci; Başkale Belediye Eşbaşkanı Erkan Acar gözaltına alınmıştı.
Haklarında başlatılan soruşturmalar gerekçe gösterilerek gözaltına alınan HDP’li belediye eşbaşkanları, Van Emniyet Müdürlüğü’ne götürülmüştü.
Gözaltına alınan belediye eş başkanlarının yerine kayyum atandı. Buna göre;
Muradiye Belediye Eşbaşkanı Yılmaz Şalan’ın yerine Muradiye Kaymakamı Erkan Savar,
Özalp Belediye Eşbaşkanı Yakup Almaç’ın yerine Özalp Kaymakamı Abdulkadir Çelik,
Başkale Belediye Eşbaşkanı Erkan Acar’ın yerine ise Başkale Kaymakamı Asım Solak kayyum olarak atandı.
ÜÇÜ BÜYÜKŞEHİR 28 BELEDİYEYE KAYYUM
31 Mart seçimlerinin ardından ilk olarak 19 Ağustos’ta Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine kayyum atanmıştı.
Bu kayyumları diğer il ve ilçeler takip etti, hala da ediyor. Şu ana kadarki ‘kayyum kronolojisi’ şöyle:
17 Eylül’de Diyarbakır’ın Kulp
18 Eylül’de Erzurum’un Karıyazı
18 Ekim’de Hakkari, Yüksekova ve Nusaybin
22 Ekim’de Diyarbakır’ın Kayapınar, Bismil, Kocaköy ile Van’ın Erciş
29 Ekim’de Şırnak’ın Cizre
2 Kasım’da Van’ın Saray
4 Kasım’da Mardin’in Kızıltepe
9 Kasım’da Van’ın İpekyolu
13 Kasım’da Diyarbakır’ın Yenişehir ve Hazro ile Şırnak’ın İdil ilçeleri ve Dersim’in Mazgirt ilçesine bağlı Akpazar beldesi
16 Kasım’da Mardin’in Savur, Mazıdağ ve Derik ile Urfa’nın Suruç
7 Aralık’ta Batman’ın Beşiri ilçesinin İkiköprü beldesi ile Van’ın Özalp, Muradiye ve Başkale
Böylece bugüne dek HDP’nin üçü büyükşehir olmak üzere toplam 28 belediyesine kayyum atanmış oldu.
Ensar’ın dağıttığı yemek çocukları zehirledi
Ensar’ın imam hatip yurdunda verdiği yemekler çocukları zehirledi. Zehirlenen 38 çocuk, şiddetli karın ağrısı çekmelerinin ardından hastaneye sevk edildi.
07-12-2019 10:01

Bahçelievler’de bulunan 15 Temmuz Şehitleri Anadolu İmam Hatip Lisesi yurdunda kalan 38 çocuk, 2 Aralık günü akşam yemeğinde verilen yemekten zehirlendi.
Şiddetli karın ağrısı yaşayan çocuklar, ertesi sabah hasta halleriyle derse girdi. Derste rahatsızlıkları artan çocuklar, en yakındaki devlet hastanesine sevk edildiler. Tedavileri tamamlanan çocuklar ardından taburcu oldu. Konuya ilişkin soruşturma başlatıldı. Dün ise çocukların, avukatlar eşliğinde ifadeleri alındı. Ancak tüm çocuklar, “Yemekten zehirlenmeme sebep olan, yemeği yapan kişi ve kurumlardan şikayetçi değilim” dediler.
Cumhuriyetten Seyhan Avşar’ın haberine göre konuya ilişkin açıklama yapan İnsan Hakları Derneği (İHD) okula ait pansiyonun yemek işinin Ensar Vakfı tarafından organize edildiğinin kendilerine bildirildiğini açıkladı.
Açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
“3 Kasım 2018 tarihinde de aynı yurtta kalan 17 öğrencinin yine verilen yemekten zehirlendiği hatırlandığında, anılan yurtta çocukların sağlıklı beslenme imkânlarının olmadığı, zehirlenen çocukların hastaneye sevkleri geciktirilerek yaşam haklarının tehlikeye atıldığı görülmektedir. Bu olay bir kaza denilerek geçiştirilemez. Bu olayın etkin bir şekilde soruşturulması, sorumluların tespit edilerek cezalandırılmaları ile yurdun eksikliklerinin derhal giderilmesi yönünde önlemler alınması için yetkilileri göreve çağırıyoruz.”
Erdoğan’ın yardımcılarına trafik ‘kıyağı’: Geçiş üstünlüğü verildi
Cumhurbaşkanı Yardımcıları ile bazı Cumhurbaşkanlığı bürokratlarının araçlarına trafikte geçiş üstünlüğü ve çakar kullanma hakkı verildi. Milletvekillerinin yönetmelikle düzenlenen geçiş üstünlüğü ve çakar kullanma hakkı da kanuna yazıldı.
07-12-2019 09:33

Jandarma, Sahil Güvenlik Komutanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü başta olmak üzere çok sayıda birimin yapısında ve işleyişinde değişikliğe yol açan Torba Kanun Teklifi, CHP ve HDP’nin ret oyu verdiği, İYİ Parti’nin ise çekimser kaldığı oylamada AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi. Teklifin TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmeleri sırasında çok sayıda değişikliğe gidildi.
BAKANLIK YALANLAMIŞTI
BirGün’den Hüseyin Şimşek’in haberine göre, torba teklifin TBMM’ye sunulmasının ardından gündeme gelen geçiş üstünlüğüne sahip araç listesinin genişletileceği iddiaları, İçişleri Bakanlığı tarafından önce yalanlandı. Ancak teklifin saat 03.30'da biten görüşmelerinden hemen önce AKP’liler tarafından verilen değişiklik önergesi ile düzenleme yapıldı. Liste Cumhurbaşkanı yardımcıları, bakan yardımcıları, bazı Cumhurbaşkanlığı bürokratları eklenerek genişletildi. Milletvekillerinin İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan yönetmelikle trafikte geçiş üstünlüğü ve çakar kullanması hakkı da yasaya girdi.
İtfaiye, ambulans, asayiş ve acil durum araçlarının bulunduğu “geçiş üstünlüğüne sahip araçlar" listesine, milletvekilleri, Cumhurbaşkanı Yardımcıları, TBMM’de en çok üyesi bulunan iki partinin grup başkanı, Bakan Yardımcıları ve Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanının araçları eklendi. Ayrıca İçişleri Bakanlığı'na bu listeyi genişletme ve yeni araçları ekleme yetkisi de verildi. Torba teklife eklenen hükümle siyasi partilerin TBMM Grup Başkanlarına da makam aracı verilmesi hüküm altına alındı.
ESKİ VEKİLLERE TBMM KARTI
Eski milletvekilleri ve dışarıdan atanan eski bakanlar için çeşitli işlemlerini ikamet ettiği kent yerine Ankara’da da gerçekleştirmesine imkân sağlayacak yeni bir kimlik kartı uygulaması da başlatıldı. Düzenleme ile bu kişiler, nüfus kâğıdı, pasaport, araç ruhsatı gibi belgelerini Ankara’dan alabilecek.
TERFİ YOKSA EMEKLİLİĞE SEVK
Torba teklifle terfi ettirilmeyen emniyet müdürlerinin emekliye sevk edilmesine olanak sağlayan düzenleme de yasalaştı. Bulundukları rütbede 5 yıl süreyle terfi edemeyen emniyet amirleri ve emniyet müdürleri emekliye sevk edilecek.
AİLELERE MAAŞ
Düzenleme ile terörle mücadele sırasında kaybolan veya alıkonulan emniyet personelinin ailelerine maaş bağlanmasına da karar verildi. Personel hakkında “gaiplik” kararı verilinceye kadar aileleri sosyal hak ve yardımlardan da yararlanabilecek.
TEŞEBBÜSE DE SINIR DIŞI
“Türkiye'ye yasal giriş veya Türkiye'den yasal çıkış hükümlerini ihlal edenlerin” sınırdışı edilmesine olanak sağlayan hüküm, bundan sonra "ihlale teşebbüs" durumunda da uygulanacak.
FİŞLEME ŞİMDİLİK İPTAL
AKP, muhalefetin yoğun itirazları ve temasları sonucunda Dernekler Kanunu’nda değişiklik öngören ve yurttaşların fişlenmesine yol açacak düzenlemeden de vazgeçti. Torba Kanun Teklifi’nin 59, 61 ve 62’nci maddeleri geri çekildi. Böylece derneklerin eski ve yeni üyelerinin kimlik bilgilerini İçişleri Bakanlığı’na verilmesi zorunluluğu ortadan kalktı.
ZOR KULLANMA YETKİSİ
Torba Kanun Teklifi’nin Genel Kurul görüşmeleri sırasında muhalefet milletvekilleri, değiştirilmeyen birçok maddeye de itiraz etti. Bu maddelerden birisi de Medeni Kanun’da değişiklik öngören düzenleme oldu. Bundan sonra akıl zayıflığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı olanların vücudundan kan veya benzeri biyolojik örneklerle kıl, tükürük, tırnak gibi örnekler istemese de alınabilecek ve kişi yirmi gün boyunca sağlık kuruluşunda tutulabilecek.
Düzenlemenin tekliften çıkarılmasını isteyen CHP’li Bayram Yılmazkaya, “Alınan kararların icrası için gerektiğinde ilgili kişi hakkında zor kullanılabilecek. Düzenleme bir yandan kişinin vücut bütünlüğüne rızası yokken ve zor kullanılarak müdahale etmeyi, öte yandan da sadece hekim ön raporu üzerine yirmi gün süreye kadar özgürlüğünün kısıtlanabileceğini içermektedir. Bu durum Anayasa’ya aykırıdır” dedi. Düzenleme, itirazlara karşın kabul edildi.