Ersan Kınık - @ErsanKinik

HDP İstanbul İl Örgütü’nün çağrısıyla saat 19.00’da Halitağa Caddesi’nde bir araya gelen yurttaşlar, Roboski Katliamı’nın 10. yıl dönümünde, katliamda yaşamını yitirenleri andı.

Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyünde 28 Aralık 2011 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetlerine ait savaş uçakları tarafından yapılan hava saldırısı sonucu yaşamını yitiren 19’u çocuk 34 kişi, Kadıköy Halitağa Caddesi’nde toplanan yurttaşlar tarafından anıldı.

Katliamda yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının taşındığı anma eyleminde, mumlar ile katliamın 10. yıl dönümünü simgeleyen “10 Roboski” yazısı yazıldı.

‘ONUR PARAYLA SATIN ALINACAK BİR ŞEY DEĞİLDİR’

Eylemde ilk olarak HDP Parti Meclisi üyesi Ahmet Saymadi konuşma yaptı. İktidarın, katliam sonrasında yaptığı tek şeyin ailelere maddi tazminat vermeye kalkışması olduğunu vurgulayan Saymadi, şu sözleri kaydetti:

“Aileler bu tazminatı onurlu bir şekilde reddettiler. İnsanların yaşamları, insanların onurları parayla satın alınacak bir şey değildir. Bizler katliamdan bu yana meselenin açığa çıkarılması için mücadele ediyoruz. Katillerin hesap vermesi, sorumluların açığa çıkarılması için elimizden geleni yapacağız.”

‘NEREDEYSE KATLEDİLENLER SUÇLU İLAN EDİLDİ’

HDP İstanbul İl Örgütü adına basın metnini HDP 1. Bölge Eş Sözcüsü Gülşen Karasu okudu. 10 yıl önce savaş uçaklarının bombalaması sonucu 34 insanın katledildiğini ve katliamı gerçekleştirenlerin serbest olduklarını hatırlatarak konuşmasına başlayan Karasu, “Neredeyse katledilenlerin suçlu ilan edildiği bir süreci gün be gün yaşadık hep birlikte” dedi. Karasu, açıklamanın devamında şu sözleri kaydetti:

“Kürt halkının hafızasına işleyen bu zulüm Türkiye toplumunun kanayan yarası olmaya devam ediyor. Hukuki sürecin takipçisi olan tüm çevrelerle birlikte 10. yılında da adalet, vicdan ve hukuk arayışımız kesintisiz devam etmektedir.”

Roboski Katliamı’nın Kürt halkına yönelik özel savaş politikalarının bir sonucu olduğunun altını çizen Karasu, katliamın planlı ve bilinçli olarak yapıldığını ifade etti.

‘PARTİMİZE YAPILAN BU SALDIRI BİR TESADÜF DEĞİL’

Bugün öğlen saatlerinde HDP Bahçelievler İlçe Teşkilatına yapılan saldırı girişimini de değerlendiren Karasu, şu sözleri kaydetti:

“Biz biliyoruz ki Roboski katliamının yıldönümünde ve Deniz Poyraz yoldaşımızın duruşmasına bir gün kala partimize yapılan bu saldırı bir tesadüf değildir. Karşısında mücadele ettiğimiz ve mücadele etmeye devam edeceğimiz her fırsatta partimizi hedef göstermeye çalışan faşist zihniyetin bir girişimidir.”

Açıklamanın devamı şu şekilde:

“Roboski Katliamı ile devletin Kürt halkına bakışı, yaklaşımı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Dava ile ortaya saçılan gerçeklik Kürtlerin ölümle, katliamla tehdit edilmesi ve sindirilmek istenmesidir. Demokratik, barışçıl yol ve yöntemlerle sorunlara çare arayan bir devlet aklı değil, baskı ve saldırı ile sorunları öteleyen, yok sayan bir anlayış giderek iktidarın ana yönelimi haline gelmiş ve devam etmektedir. Oysa tarihin gösterdiği tek bir gerçek var; o da, var olan bir halkı yok edemeyeceğiniz, yok sayamayacağınız gerçeğidir.

Her katliam ile derinleştirilen yaraların iyileşmeye, hakikatin ortaya çıkarılmasına, esaslı bir yüzleşmenin gerçekleştirilmesine toplumsal olarak ekmek ve su kadar ihtiyacımız vardır. Katliam dosyaları, toplumun hafızasından silinmesi için Ankara’nın gri koridorlarında, mahkemelerin gayr-i hukuki yaklaşımlarına terk edilemez. Sorumluların hukuk önünde hesap vermesi adalet arayışımızın vazgeçilmez talebi olarak devam etmektedir.

Bizler toplumsal barışı inşa etme çabamızda Roboski Katliamı’nın planlayıcıları ve uygulayıcılarının demokratik devletlerde olduğu gibi yargılanmasının takipçisi olmaya devam edeceğiz. Biliyoruz ki, insanlık dışı uygulamaları yok saymak, unutturmak ya da üstünü kapatmak mümkün değildir. Sadece geçmişle değil, bugün yaşananlarla da yüzleşmek, hakikatleri ortaya çıkarmak vazgeçmeyeceğimiz bir amaçtır.

Roboski Katliamı’nın üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin, bu katliamın failleri yargı önüne çıkarılarak cezalandırılmadan kalıcı, adil ve onarıcı bir toplumsal huzur sağlanamayacaktır. Türkiye halkları, demokrasi ve barış güçleri bu hesabı sormak için kararlı bir şekilde mücadeleyi sürdürecektir. Tıpkı bugün de devletin hiçbir yasa tanımadan uyguladığı saldırılar karşısında susmadığımız gibi. Sorumlularından uluslararası alan dahil tüm hukuk ve siyasi zeminlerde hesap sorulmasını sağlamak için mücadele edeceğiz.”