'Politik söylemlerin kadına yönelik şiddetin artmasında çok rolü var'
Psikolog Gizem Uyğur, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü öncesinde kadına yönelik şiddet türleri, şiddetin artmasına etki eden faktörler, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin Türkiye'deki aşamaları ve geçtiği süreçler üzerine İleri Haber'e konuştu.
24-11-2018 21:15

İzel Sezer - @izelsezer
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle konuştuğumuz Psikolog Gizem Uyğur, kadına yönelik şiddeti ve türlerini anlatırken; kadına yönelik şiddete dair film, reklam, dizilerde yer alan sahneleri değerlendirdi.
CANLI | Kadına yönelik şiddeti Psikolog Gizem Uyğur'la konuşuyoruz https://t.co/D5bbXnfxLa
— İleri Haber (@ilerihaber) November 24, 2018
'POLİTİK SÖYLEMLERİN KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ARTMASINDA ÇOK ROLÜ VAR'
Politik söylemlerin kadına yönelik şiddetin artmasında çok fazla yerinin olduğunu ifade eden Uyğur, "Politik söylemlerin sokakta karşılığı oluyor, örneğin bir politikacı çıkıp kadına yönelik şiddeti meşrulaştırırsa o yıllarda kadına yönelik şiddette istatistiksel bir artış gözlemleyebiliriz" dedi.
'HİÇBİRİMİZ KURTARILMIŞ BÖLGE DEĞİLİZ'
"Hiçbirimiz kurtarılmış bölge değiliz ama o yürüyüşü gören, o kalabalığın içinde veya dışında olan kişi, o kadınların sesinden cesaret alarak, yürüyüşten güç alarak belki de bir şiddet döngüsünü kırmış olabilir" diyen Uyğur, tüm kadınları 25 Kasım'da saat 17.00'da Taksim'de yapılacak yürüyüşe davet etti.
İLGİLİ HABERLER
KESK’li Kadınlar Yerel Seçim Tutum Belgesini Açıkladı: Kazanılmış Haklarımıza Göz Dikenlere Oy Yok
KESK’li Kadınlar, Yerel Seçim Tutum Belgesi’nde, cinsiyetçi politikalarla kadın ve LGBTİ’leri yok sayanlara oy vermeyeceklerini vurguladı.
21-02-2019 14:03

Kamu Emekçi Sendikaları Konfederasyonu (KESK)’na bağlı faaliyet yürüten kadınlar, basına gönderdikleri yazılı açıklama ile 31 Mart 2019’da yapılacak yerel seçimlere dair tutum belgesini açıkladı.
“KESK’li kadınlar olarak, ne dün ne de bugün emek, özgürlük, demokrasi, hak mücadelesinden vazgeçmedik, her ne olursa olsun vazgeçmeyeceğiz” diye başlayan tutum belgesinde kadınlar: "31 Mart’ta, yerellerimizde, kentlerimizde, yaşamlarımızı doğrudan etkileyen politikalar üretecek, kararlar alacak yeni yönetimleri belirlemek üzere bu ülkenin yurttaşları olarak biz kadınlar da bir seçimde bulunacağız. Bu ülkede, türlü bedellerle tesis edilen ve daha da ileriye taşıma mücadelesi verdiğimiz demokrasi, özgürlükler ve haklar, bugün AKP/Saray iktidarının sistematik saldırısı altındadır. KESK’li kadınlar olarak, ne dün ne de bugün emek, özgürlük, demokrasi, hak mücadelesinden vazgeçmedik, her ne olursa olsun vazgeçmeyeceğiz. Bunun yanında, “henüz” elimizden alınmamış seçme hakkımızı da emekçilere, kadınlara, halklara karşı esen sert rüzgârın seyrini değiştirmek için önemli bir fırsat olarak değerlendiriyoruz. Yerel demokrasi, demokratik bir ülkenin temeli, dominosudur. Dolayısıyla, yerel seçimlerdeki tutumumuz, demokrasinin yeniden inşasından yana olacaktır" dedi.
Tutum belgesinde öne cıkan kısımlar şöyle:
'KADINLARI YAŞAMDA YOK SAYANLARA OY YOK'
- 2014 yerel seçimlerinde kadınların temsil oranı %10 dahi olamamıştır. Bu yılda durum pek farklı değildir. Bu vahameti dert etmeyenlere, kadınları, siyasette yalnızca vitrin olarak görenlere oy yok.
- Kadını, yaşamda yok sayanlara, kamusal alanlardan, sokaktan soyutlamak, eve hapsetmek isteyenlere oy yok. Oyumuz, yerel politikalarda, kadınların, özgün sorunlarına, ihtiyaçlarına cevap olacaklara, geceleri daha güvenli sokağa çıkabilmemiz için tüm sokakları, tüm alanları aydınlatacak, 7/24, sık aralıklı ücretsiz ulaşım sağlayacak olanlara oy yok.
- Kadın ile erkeği eşit görmeyenlere, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini, ayrımcılığı derinleştirenlere yok yok. Oyumuz, yerelde kadın birimleri, kadın ve cinsiyet eşitliği komisyonları kuracaklara, toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri düzenleyecek olanlara oy yok.
- Kadınların işgücüne katılma oranı bugün ancak % 30’larda iken, kadın istihdamına engel olanlara, kadınları düşük ücretli, yarı zamanlı, güvencesiz işlere mahkûm etmek isteyenlere oy yok. Oyumuz, kadınlara tam zamanlı ve güvenceli istihdam sağlayacak, tüm meslek alanlarını kadınlara açacak olanlara oy yok.
- Kadını evle, aileyle, kocayla, çocukla tanımlayanlara, cinsiyetçi iş bölümünü pekiştirenlere, kadına evin yolunu gösterenlere oy yok. Oyumuz, her mahalleye ücretsiz, nitelikli, bilimsel, ulaşılabilir, anadilinde 24 saat hizmet veren kreşler, yaşlı ve hasta bakımevleri açacak olanlara, doğum sonrası devredilemez ebeveyn izni, kadınlar için en az 24 hafta doğum izni uygulayacak olanlara oy yok.
'CİNSİYETÇİ BÜTÇE YAPANLARA OY YOK'
- Kadın düşmanlarına, kazanılmış haklarımıza göz dikenlere oy yok. Oyumuz, mevcut hakları ileriye taşımayı esas alacak ve kadına yönelik şiddete ilişkin yaptırımları uygulayacak, 8 Mart’ı kadın emekçiler için ücretli tatil hakkını tanıyacak, bu hakkı içeren toplu iş sözleşmelerine imza atacak olanlara.
- Laiklik ilkesini ortadan kaldırmayı, kadınların kendi hayatlarının öznesi olmalarını ve karar alma mekanizmalarına katılmalarını engellemeyi, gerici politikalarla kadını eve kapatmayı, kamusal alandan dışlamayı şiar edinenlere, eşitsizliği fıtrattan görüp meşru göstermeye çalışanlara, kadını kul-köle görenlere oy yok. Oyumuz kadının kamusal alana katıldığı, kendisini özgürce ifade ettiği, özne olduğu, laik bir düzeni tesis edecek olanlara.
- Cinsiyetçi bütçe yapanlara oy yok. Oyumuz, cinsiyet eşitlikçi bütçeleme ve özgün bir kadın bütçesi yapacak olanlara.
- Cinsel yönelimi, cinsiyet kimliklerini, ‘hastalık’, ‘sapıklık’ olarak tanımlayanlara, LGBTİ+’leri yönelik nefret söylemlerini meşrulaştıranlara, yaşamda LGBTİ+’ları yok sayanlara oy yok. Oyumuz, LGBTİ +’lara dönük inkâr, nefret, imha politikalarına, LGBTİ +’ların istihdam, barınma, sağlık, ulaşım vb. sorunlarına LGBTİ+ kurumlarıyla birlikte çözüm üretecek olanlara.
Soylu, Demirel'i cinsel saldırıya maruz bırakan polisi savundu
Üniversite öğrencisi Merve Demirel’in Ankara'da katıldığı bir eylem sırasında polisin cinsel saldırısına uğramasına ilişkin açıklama yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Merve Demirel için "Babası FETÖ'den ihraç, kardeşi DHKP-C'li proje kadın" iddiasında bulundu.
20-02-2019 18:26

Ankara Kızılay'da, Sakarya Caddesi'ne eylem yapan Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği'ne (TAYAD) destek olan üniversite öğrencisi Merve Demirel'in gözaltına alındığı sırada polisin cinsel saldırısına uğramıştı. Konuyla ilgili Twitter'dan açıklama yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Yasadışı eylem yapıp direnirseniz, uyarılardan sonra kargatulumba gözaltına alınırsınız." dedi.
İçişleri Bakanı Soylu, Türkiye'nin gündemine oturan olayla ilgili resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
'BABASI FETÖ'DEN İHRAÇ, KARDEŞİ DHKPC'Lİ PROJE KADIN'
"Yasadışı eylem yapıp direnirseniz, uyarılardan sonra kargatulumba gözaltına alınırsınız. Eğer taciz varsa üzerine ilk biz gideriz. Hayatı kendi gibi düşünmeyenleri tacizle geçenlerin "Babası FETÖ'den ihraç,kardeşi DHKP-C'li proje kadın" üzerinden polisi ezmesine müsaade etmeyiz."
TİP'li kadınlar: AKP’nin kadın düşmanı politikalarını kurumsallaştırmasına izin vermeyeceğiz!
TİP'li kadınlar, AKP'nin kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikalarına ilişkin "AKP’nin kadın düşmanı politikalarını kurumsallaştırmasına izin vermeyeceğiz!" başlıklı bir açıklama yayınladı.
19-02-2019 19:25

İleri Haber
Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi kadınlar, AKP'nin cinsel tacizi ve cinsel saldırıyı meşrulaştıran, çocuk istismarının üstünü örtmeye çalışan kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikalarına karşı bir açıklama yaptı.
TİP'li kadınların "Kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikaları, siyasetçileri ve bürokratları başımızdan defedene kadar canla başla mücadele edeceğiz" dediği açıklamanın tamamı şu şekilde:
AKP'NİN KADIN DÜŞMANI POLİTİKALARINI KURUMSALLAŞTIRMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ!
AKP tarafından kadın ve LGBTİ+ bireylerin en temel yurttaşlık haklarını hedef alan politikaların giderek bizzat devlet katında kurumsallaştığına tanık oluyoruz. Kadın düşmanı yasalar ve uygulamalarla; cinsiyetçi, faşist bürokrat ve yöneticileri ile AKP’nin kadın ve LGBTİ+ düşmanlığının giderek kurumsallaşması endişe vericidir. Müftülük yasası, istismar affı girişimi, Diyanet Başkanlığı’nın açıklamaları, hamile 115 çocuğun bizzat yetkililer tarafından saklanması, günler önce bir kadına yönelik cinsel saldırıyı savunan bir emniyet müdürü ve son olarak Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) başkanının açıklamaları…
YÖK, 2015 yılında bir genelge ile üniversitelere gönderilen ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Tutum Belgesi’nin geri çekileceğini duyurdu. YÖK Başkanı Yekta Saraç “Toplumsal cinsiyet eşitliği kavramının toplumsal değerlerimiz ve kabullerimizle mütenasip olmadığı ve toplumca kabul görmediği”ni ve “üstün aile değerlerinin öne çıkarılacağını” söyledi.
Türkiye, içinde “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” kavramının defalarca geçtiği İstanbul Sözleşmesi’nin altında imzası olan bir ülkedir ve devlet politikaları bugün imzacı olunan bu sözleşmesinin de gerisine çekilmektedir. Eşitlik gibi en temel insan hakkını ‘mütenasip bulmayan’, toplumsal yaşamı dinsel referanslarla yeniden düzenlemeye çalışan, kadınları toplumsal düzeyde değersiz ve aile kurumu içinde görünmez, LGBTİ+ bireyleri ise yok etmeye çalışan bu zihniyet durdurulmalıdır.
‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ kadınların ve LGBTİ+ bireylerin toplumsal yaşama katılması için hayati önem taşımaktadır. Eşitlik ve özgürlük yaşamsaldır. Kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikaların bedelini ödeyen bizleriz ve eşitlik mücadelemizden bir geri adım bile atmayacağız.
Söz veriyoruz; bu kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikaları, siyasetçileri ve bürokratları başımızdan defedene kadar canla başla mücadele edeceğiz.
Yaşasın eşitlik ve özgürlük mücadelemiz!
AKP'li Zengin, tacizci polisi aklamaya çalıştı: Telaşın verdiği yanlış bir hareket
AKP'li Özlem Zengin, Merve Demirel’in gözaltına alındığı esnada polisin cinsel saldırısına maruz kalmasına ilişkin, tacizci polisi aklamaya çalışarak “Bir telaş içerisinde, bir kişiyi arabaya yerleştirmeyle alakalı telaşın verdiği yanlış bir hareket” şeklinde skandal açıklamalarda bulundu.
19-02-2019 18:47

AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, Ankara'da üniversite öğrencisi Merve Demirel’in gözaltına alındığı esnada polisin cinsel saldırısına maruz kalmasına ilişkin, “Bir telaş içerisinde, bir kişiyi arabaya yerleştirmeyle alakalı telaşın verdiği yanlış bir hareket” şeklinde skandal açıklamalarda bulundu.
Muhalefet partisi vekilleri, Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin görüşüldüğü Meclis Genel Kurulu’nda konuyu gündeme getirdi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, söz konusu cinsel saldırıya ilişkin, “Ankara'nın göbeğinde bir polis bir genç kadını gözaltına alırken cinsel saldırıda bulunuyor. Günlerdir kamuoyuna yansıyan fotoğraflarda da açık ve net bir şekilde cinsel saldırı maalesef görülüyor. Günlerdir kamuoyu bu iğrenç olaya tepki gösterirken, bahsi geçen polisle ilgili hareke geçilmesini beklerken, Ankara Emniyet Müdürlüğü ‘Babası FETÖ'cü’ diye açıklama yapıyor. ‘Özrü kabahatinden büyük’ dedikleri bu olsa gerek. Hukukun işlediği bir ülke olsaydık öncelikle o polis, sonra da bu açıklamayı yapan emniyet müdürü görevden alınırdı. Tam da iktidarın kolluğuna yakışır bir açıklama” dedi.
CİNSEL SALDIRIYI ‘TELAŞLA YAPILAN YANLIŞ HAREKET’ DİYEREK AKLAMAYA ÇALIŞTI
Kurtulan’ın konuşması ardından söz alan AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, polisin fotoğraflara da yansıyan cinsel saldırısına ilişkin, “ Bir telaş içerisinde, bir kişiyi arabaya yerleştirmeyle alakalı telaşın verdiği yanlış bir hareket. Bu da yanlış, olmamalıydı” ifadelerini kullandı.
‘BASINA SERVİS EDİLMESİ KASTI AŞAN BİR DURUM’
Mezopotamya Ajansı'nda yer alan habere göre Zengin, görüntülerin basına servis edilmesinin “kastı aşan” bir durum olduğunu da ileri sürerek, “Ben o görüntüleri izledim, hem emniyet müdürlüğünün çektiği görüntüleri izledim hem de olay esnasında çekilen görüntüleri izledim. Bu görüntüler kamuoyuna dağıtılırken, bence kastı aşan bir şekilde, olaydan öte Emniyet teşkilatını tahrik etmek üzere bir üslup kullanılıyor” dedi.
Ayrıca olayı yakından takip ettiklerini öne süren Zengin, bugün suç duyurusunda bulunan Demirel hakkında, olayla ilgili “Ümit ederim gider şikayetçi olur, biz de takip ederiz, nedir mesele, daha detaylı görme imkanımız olur” dedi.
Polisin cinsel saldırısına maruz kalan Merve Demirel, suç duyurusunda bulundu
Ankara'da gözaltına alınırken polisin cinsel saldırısına maruz kalan üniversite öğrencisi Merve Demirel, suç duyurusunda bulundu.
19-02-2019 16:42

Sakarya Caddesi’nde gözaltına alındığı sırada polis tarafından cinsel saldırıya maruz kalan Merve Demirel, Ankara Adliyesi'ne gelerek suç duyurusunda bulundu.
İleri Hatırlatıyor
Ankara Sakarya Caddesi'nde gözaltına alınırken, polis tarafından cinsel saldırıya maruz kalan üniversite öğrencisi Merve Demirel, Ankara Adliyesi’ne gelerek polis hakkında suç duyurusunda bulundu. Demirel’in avukatı ile HDP Kocaelli Milletvekilli Ömer Faruk Gergerlioğlu ve CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da adliyede bulundu.
DEMİREL: MESELEYİ BABAM ÜZERİNDEN TERÖRİZE ETMEYİN
Demirel, adliye önünde yaptığı açıklamada, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün kendisini hedef göstererek, saldırgan polisi savunmasına dair de konuştu.
Demirel, “Babam FETÖ'den yargılanmadı ve ihraç edilmedi. Mesele bu kadardır. 100 bin ihracın kızı, kardeşi, abisi sokağa çıkacak ve siz yargı süreci olmadan diyeceksiniz ki; 'terör örgütü üyesisin'. Meseleyi babam üzerinden terörize etmeyin. Taciz şüphe götürmez bir suçtur, hiçbir şekilde örtbas edemezsiniz" dedi.
'NEREDEYSE GÖZALTINA ALINAN BÜTÜN KADINLAR BİR BİÇİMDE TACİZE UĞRUYOR, BU KEZ BELGELENDİ'
HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ise, "Taciz ancak bu şekilde belgelenebilirdi. Neredeyse gözaltına alınan bütün kadınlar bir biçimde tacize uğruyor. Bunu bir kanıt olarak ortaya koymanın imkanı yok. Merve kardeşimiz bunu büyük bir cesaretle ortaya koydu” dedi. Gergerlioğlu, savcılığın kararsız kalmasının ve Ankara Emniyet Müdürlüğünün suçu örtmeye ve meşru göstermeye çalışmasının ağır bir suç olduğunu söyledi.
Konuşmaların ardından adliyeye gidilerek suç duyurusunda bulunuldu. Suç duyurusu metninde kimliği tespit edilecek polise, "İşkence", "Cinsel saldırı", "Kamu görevlinin suç bildirmemesi", "Görevi kötüye kullanma" suçlarından soruşturulma açılması istendi. Emniyet Müdürlüğü'nün açıklamasıyla da ilgili "iftira" suçundan soruşturma başlatılması talep edildi.
Polisin cinsel saldırısına maruz kalan Demirel: Bu utanç polisindir
Ankara'da polisin cinsel saldırısına maruz kalan Demirel, yaşadıklarını anlattı. Demirel, "Utanç duyması gereken polistir, bu utanç bana yüklenemez" dedi.
18-02-2019 14:27

Ankara'da katıldığı bir eylemde polisin cinsel saldırısına maruz kalan Merve Demirel, yaşadıklarını anlattı.
16 Şubat günü, TAYAD’ın tutuklu avukatların serbest bırakılması talebiyle her cumartesi yaptığı eyleme katılan ve gözaltına alınırken polisin cinsel saldırısına uğrayan Merve Demirel, “Polisin haysiyetsizce yaptığı muamelenin yarattığı utanç kesinlikle polise aittir" dedi.
İleri Hatırlatıyor
Artı Gerçek’ten Derya Okatan’a konuşan Demirel, “TAYAD olarak 16 Şubat günü halkın avukatlarının açlık grevinin 24. gününde, hukuksuzca tutuklanmalarına karşı Sakarya Caddesi’nde basın açıklaması yaptık, 3 kişiydik. Polisin müdahalesi oldu. Gözaltına alınırken bir polis tacizde bulundu, bu da görüntülendi” ifadelerini kullandı.
'UTANÇ POLİSE AİTTİR, BANA YÜKLENEMEZ'
Polisin cinsel saldırısnın işkence olduğunun altını çizen Demirel, “İşkence sadece fiziksel zarar değildir, bu da bir işkencedir” dedi ve şöyle devam etti:
“Polisin haysiyetsizce yaptığı muamelenin yarattığı utanç kesinlikle polise aittir. Bu utanç bana yüklenemez. Haysiyetsizleştirilen, itibarsızlaştırılan ben değilim, tacizci polistir. Toplumda böyle bir algı var; tecavüzcülerin tacizcilerin, onursuzca muamele yapanların yarattığı utanç kadınlar üzerine yüklenmeye çalışılıyor. Bu utanç onlara aittir. Bu bilinci kazandığımızda biz kadınlar olarak kesinlikle utanmamalıyız. Bu eylemi ben tutsak arkadaşlarımız adına yapıyordum. Bunları düşündüğümde bizimle tacizci polisler arasında bir barikattır bu. Hiç utanç duymadım. Geri çekilmek, sinmek istemedim. Zaten aynı gün saat 18.00’da Yüksel Caddesi’nde yapılan eyleme de katıldım.”
'İTİBARSIZLAŞMAK SÖZ KONUSU DEĞİL, İTİBARSIZLAŞAN BİZ DEĞİLİZ'
Bir avukatın kendisi için “Keşke yüzünü gizleseydik, bir yaşantısı, itibarı var” dediğini aktaran Demirel, “Ben bunu kesinlikle reddediyorum. İtibarsızlaşmak söz konusu değil. Bu erkek egemen anlayışın kalıntıları. Maalesef taciz, tecavüze uğrayan kadınların adları duyulduğunda itibarsızlaşacak gibi algılanıyor. Öyle değil, itibarsızlaşan biz değiliz” diye konuştu.
Demirel, daha önce de “işimi geri istiyorum” eylemlerinde kadınlara yönelik birçok kez cinsel saldırı yaşandığını ancak bunların kanıtlanamadığını belirtirken, polis hakkında suç duyurusunda bulunacağını kaydetti.
'BU KEZ ÜSTÜNÜ ÖRTEMEYECEKLER'
Demirel, şöyle dedi:
“Taciz elbette genç bir kadın olarak beni çok rahatsız etti. Böyle insanların görevde olmaması lazım. Psikolojik etkisi çok daha büyük olabilirdi, ben güçlü durmaya çalıştım. Bu ülkede 80’lerde çok daha ağır işkencelere maruz kalanlar, işkencehanelerde ölen insanlar var. Onlara duyduğumuz saygı bizi daha güçlü hale getiriyor ama hakkını aramak isteyen, vicdani olarak buna katılmak isteyen başka genç kadınlar olabilir, iç dünyalarında ciddi travmalar yaratabilir. Böyle insanların iş başında kalmaması lazım. Arbede yaşandı, direndiler deniliyor. Bu bahane götürmeyecek bir şey. Çok açık bir taciz var. Hep yapıyorlardı, ama üstünü örtüyorlardı, burada üzeri örtülemeyecek”
'İKİ YÜZLÜ BAŞÖRTÜSÜ SİYASETİ'
AKP’lilerin “benim başörtülü bacılarım” söylemlerinin hatırlatılması üzerine ise Demirel, AKP’nin bu konuda iki yüzlü bir politika izlediğini söyleyerek şunları aktardı:
“AKP siyasi söylemlerini din üzerinden, başörtüsü üzerinden geliştiriyor. 28 Şubat sürecinden sonra başörtülü kadınların çok daha rahat yaşayabileceklerini söylüyor. Bunun güvencesini veren AKP hükümeti, 16 Şubat günü bir başörtülü kadının eylemde gözaltına alınırken polis tarafından tacize uğraması karşısında hiçbir ses çıkarmıyor. Maden başörütülü kadınlara böyle bir güvence veriliyor, polisler tarafından yaşadığım tacize karşı da bir şey yapmalı, polis hakkında işlem başlatmalı, açığa almalı, tutuklamalı. Bu insanların sokakta dolaşmaması lazım. Buna fırsat verirse bugün kameralar önünde çok rahat tacizde bulunan insanlar başka şeyler yapabilir, her yerde kamera yok. AKP hükümeti samimi ise bunun gereğini yapmalı ama biz iki yüzlü olduklarını biliyoruz”
Öte yandan, Ankara Barosu da bugün yaptığı bir açıklamayla polis hakkında suç duyurusunda bulunduğunu duyurdu.