TTB Yüksek Onur Kurulu Üyesi Şeyhmus Gökalp'in 15 yıla kadar hapsi istendi

TTB Yüksek Onur Kurulu Üyesi Şeyhmus Gökalp hakkında hazırlanan 55 sayfalık iddianame hazırlandı. Gökalp’in 15 yıla kadar hapis cezası istendi.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK) yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında 25 Kasım’da tutuklanan Türk Tabipler Birliği (TTB) Yüksek Onur Kurulu Üyesi Şeyhmus Gökalp hakkında, “terör örgütü üyesi olmak” iddiasıyla iddianame hazırlandı. 55 sayfalık iddianamenin 54 sayfası, DTK’nin “yasa dışı bir oluşum” olduğuna dair iddialara ayrılırken, bir sayfası da Gökalp’a yöneltilen suçlamalardan oluşuyor.

DTK’nin delege listesine yer verilen iddianamede, Gökalp, DTK’nin 26 Mart 2016’da ve 16 Eylül 2017’de yapılan iki ayrı kongresine katılmakla suçlandı. Ancak Gökalp söz konusu kongrelere katılmadığını ifade etti. 

İddianamede, DTK'nin önceki dönem eş başkanlarından Aysel Tuğluk ve Selma Irmak’a eş başkanlık görevi nedeniyle “terör örgütü üyesi olmak” iddiasıyla verilen hapis cezasının Yargıtay tarafından onandığı hatırlatılması dikkat çekti. Ayrıca DTK binasına 9 Ekim’de yapılan baskında el konulan delege listesinde Gökalp’ın isim ve telefon numarasının yer alması da suçlama konusu yapıldı. 

AYVERDİ YİNE TANIK

İddianamede, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Selçuk Mızraklı’ya 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası verilen davada tanıklık yapan Hicran Berna Ayverdi’nin Gökalp aleyhine verdiği ifadeye de yer verildi. Mızraklı aleyhine verdiği ifadeyle “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” suçundan tutuklu yargılandığı davadan önce tahliye, ardından “terör örgütü üyesi olmak” suçundan aldığı 8 yıl hapis cezası 3 yıl 4 aya indirilerek ertelenen Ayverdi, ifadesinde Gökalp’ın polise taş ve molotofkokteyli atması sonucu yaralananları tedavi ettiğini öne sürdü. Ayverdi, Mızraklı hakkında da benzer beyanlarda bulunmuştu.

Ayverdi’nin Gökalp ile ilgili 3 Mart 2019’da verdiği ifadesi iddianameye şöyle yansıdı: “Ben bu şahsı doktor olarak biliyorum... Doktor Şeyhmus Gökalp PKK/KCK terör örgütünün KCK yapılanması içerisinde hareket eden bir şahıstır... Demokratik Toplum Kongresi DTK Sağlık Komitesi içerisinde yer alan Doktor Şeyhmus Gökalp’in faaliyetleri şöyledir: Sağlık ile ilgili konularda kendi çalıştığı hastanesinde mevcut olanakları ve mesleğini kullanarak sokak eylemlerinde polislere ve güvenlik güçlerine taş, molotof atarken yaralanan gençlere ve örgüt mensuplarının tedavilerini yapıyordu. Özel Veni Vidi Hastanesi’nin acil servisinden bizzat kendisi sürekli olarak terör örgütüne sağlık malzemesi gönderiyordu. Bu malzemeleri kendisinin daha önce irtibatlı olduğu dağ kırsal kadrosundaki milisler aracılığı ile yapıyordu.”

Ancak Gökalp’in iddianamede yer alan ifadesinde, Ayverdi'nin iddialarının aksine söz konusu Veni Vidi Hastanesi’nde çalışmadığını söyledi. 

15 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ 

İddianamede, sadece DTK’nin 2 kongresine katıldığına yer verilen Gökalp’ın “katıldığı eylemlerin sayısı yoğun” olarak değerlendirildi. Gökalp’ın örgütün çağrısıyla eylemlere katıldığı savunulan iddianamede, tüm dosyayla birlikte değerlendirildiğine Gökalp’ın üzerine atılı “terör örgütü üyesi olmak” suçunu işlediği ileri sürülerek, 7 yıl 6 ay'dan 15 yıla kadar hapis istemiyle cezalandırılması talep edildi.

İddianame Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilirken, ilk duruşma 10 Şubat 2021’de görülecek.

Sağlık çalışanları: Hastanelerde yer yok, tükenme aşamasına geldik!

Ankara Şehir Hastanesi çalışanları, sağlık çalışanlarının ve hastanelerin durumuyla ilgili uyarılarda bulundu: "Çok yorulduk ve bunun sonuçları ağır olur."

Türkiye'de son günlerde yeni tip koronavirüs (Covid-19) vaka sayısındaki artışlar devam ederken, Ankara Şehir Hastanesi çalışanları Hüsnü Yıldırım ve Nazan Karacabey, sağlık çalışanlarının durumuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Karacabey, değerlendirmesinde Sağlık Bakanlığı yetkililerine alınması gereken önlemler konusunda çağırıda bulundu: "Meslek örgütleri ve sendikalar bu mücadelenin dışında tutulmamalı."

'TÜKENME AŞAMASINA GELDİK'

Mezopotamya Ajansı'ndan Emrullah Acar'ın haberine göre, hastanede hemşire olarak görev yapan ve aynı zamanda Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şube Eş Başkanı Nazan Karacabey, "Normalleşme" süreci kapsamında atılan adımların hastaneleri daha yoğun hale getirdiğini ve sağlık çalışanlarının bu süreçte hem bedenen hem de psikolojik olarak tükenme aşamasına geldiğini ifade etti.

Hastanelerde yer alan servislerin koronavirüs kapsamında dönüştürüldüğünü ifade eden Karacabey, “Yakın zamana kadar Kovid-19 servislerinde 1 hekim hasta takibini yapıyordu. Şimdi bu sayı 4’e çıkarıldı. Bir kişi Kovid-19 tanısı almış biri ile temasta olmasına rağmen kit sayısı az olduğu için test yapılmıyor. Hekimler pandemi servislerinde görevlendirildikleri için, diğer alanlara da hekim açığı oluşturuldu. Yine pandemi dışında kalan hastaların bakım sayısı giderek düştü ve insanlara ‘Başınızın çaresine bakın’ denildi” ifadelerini kullandı.

'POZİTİF TANILI 500 SAĞLIK EMEKÇİSİ VAR'

Ankara genelinde tespit edilen pozitif tanılı 500 sağlık emekçisinin olduğu bilgisini paylaşan Karacabey, 112 acil sağlık hizmetlerinde görev yapan personellerin de yetersiz olduğunu da söyledi. Konuyla ilgili Sağlık Bakanlığı'na çağırıda bulunan Karacabey,  "en yakın zamanda sağlık alanında atamalar yapması gerekir” diye belirtti.

'MESLEK ÖRGÜTLERİ VE SENDİKALAR MÜCADELENİN DIŞINDA TUTULMAMALI!'

Sağlık Bakanlığı'na alınması gereken önlemlerle ilgili çağırıda bulunan Karacabey: “Bilim kurumlarının sadece hekimlerden oluşturamazlar.  Pandemiyle mücadele eden sağlık emekçileri bir bütündür. Kurulda her alanı temsil edecek bir sağlık çalışanının olması gerekiyor. Çünkü farklı farklı sorunlar göz ardı ediliyor. Yine hekim odaklı düzenlemeler yapıldığı için nihai sonuç alınamıyor. Risk grubunun başında gelen bizleriz ancak sahada olan çalışan sadece biz değiliz. Sadece sağlık emekçilerinin değil, bütün emekçilerin haklarını gözeten, koruyan ama özgürlük ve insan haklarını ihlal etmeyen kısıtlamalar getirilmeli. Sağlık çalışanlarına yoksulluk ücretinin üzerinden, insanca yaşayabileceği bir ücret verilmesi gerekiyor. Meslek örgütleri ve sendikalar bu mücadelenin dışında tutulmamalı.  Tutulduğu süre boyunca hepimiz bundan zarar göreceğiz."

'ETKİN BİR ŞEKİLDE TESTLER YAPILMALIDIR'

Aynı hastanede teknik personel olarak çalışan Hüsnü Yıldırım da sürecin şeffaf yürütülmemesine dikkat çekerek " Bu süreçte çok fazla sağlık emekçisi hastalandı ve yaşamını yitirdi. Bunun sorumlusu süreci şeffaf bir şekilde yürütülmemesidir. Vakaların artmasının nedenlerinden biri de ‘herkes evde kalsın’ denilen bir dönemde üretim yerlerinde önlem alınmadan işçilerin çalıştırılması. Bu süreci daha sağlıklı yürütmek için etkin bir şekilde testler yapılmalıdır. Ancak hastanelere yeteri miktarda tanı kiti gönderilmiyor” ifadelerini kullandı.

Türkiye'de koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 4 bin 7'ye yükseldi

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıkladığı güncel yeni tip koronavirüs verilerine göre, son 24 saatte Türkiye'de 55 kişi hayatını kaybederken, bin 635 yeni vaka tespit edildi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıkladığı güncel yeni tip koronavirüs (Covid-19) verilerine göre, son 24 saatte Türkiye'de 55 kişi hayatını kaybederken, bin 635 yeni vaka tespit edildi. Bugün iyileşen sayısı ise 2 bin 315 olarak bildirildi

Açıklanan verilere göre toplam vaka sayısı bin 635 artarak 144 bin 749'a yükselirken, hayatını kaybedenlerin sayısı 55 artarak 4 bin 7'ye yükseldi. Toplam iyileşenlerin sayısı ise 2 bin 315 artarak, 104 bin 030'a yükseldi.

Bakan'ın yayınladığı verilerde toplam yoğun bakım hasta sayısı 963 olarak belirtilirken, entübe hasta sayısı 508 olarak bildirildi.

New York'ta Covid-19 bağlantılı hastalık şüphesi: 15 çocuk tedavi altında

New York'ta 15 çocukta görülen hastalığın benzer semptomlar nedeniyle Covid-19 ile bağlantısı araştırılıyor.

ABD'nin New York eyaletinde bulunan Sağlık Departmanı'nın yaptığı gizli açıklamada, 15 çocuğun "kawasaki sendromu" tanısıyla hastanede tedavi altına alındığı belirtildi.

Çocuklardan 4'ünün Covid-19 testinin pozitif çıktığı kaydedilen açıklamada, 6'sında ise virüs bağlantılı antikor tespit edildiği bilgisi aktarıldı. 

Öte yandan tedavi altına alınan çocuklardan 5'inin solunum cihazına bağlandığı belirtildi.

'COVİD-19 VİRÜSÜ İLE BAĞLANTISI ARAŞTIRILIYOR'

Yapılan açıklamada, seyrek görülen ve ölümcül olabilen kawasaki hastalığının yüksek ateş, el ve ayak şişmesi, göz kızarıklığı, lenf bezleri şişliği ve boğazda iltihaplanma gibi belirtileri olduğu ve özellikle 5 yaş altındaki çocukları etkilediği ifade edildi.

Salgının etkilediği bazı Avrupa ülkelerindeki çocuklarda da benzer belirtilerin görülmesi üzerine sağlık yetkililerinin söz konusu rahatsızlıkla, Covid-19 virüsü arasında bir ilişki olup olmadığının araştırıldığı kaydedildi. 

DSÖ: Koronavirüsle mücadele için hızlı ve kararlı hareket ettik

DSÖ Genel Direktörü Ghebreyesus, Covid-19 salgınına ilişkin ihtiyacı olan ülkelere milyonlarca test kiti ve koruyucu ekipman gönderdiklerini ifade ederek, "DSÖ, şeffaflık ve hesap verebilirlik konusunda kararlıdır" dedi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, yeni tip koronavirüsün (Covid-19) vakaları ortaya çıktığından itibaren dünyayı uyarmak için "hızlı" ve "kararlı" hareket ettiklerini ifade etti.

Ghebreyesus, DSÖ'nün İsviçre'nin Cenevre kentindeki merkezinde, video konferans olarak düzenlenen basın toplantısında, Çin'in Hubey eyaletinin başkenti Wuhan'da 1 Aralık 2019'da görülen salgınla ilgili izledikleri süreci kronolojik olarak aktardı.

'HIZLI VE KARARLI HAREKET ETTİK'

Ocak ayından itibaren virüs konusunda sık sık basın toplantısı düzenlediklerini, hatta buna ilişkin eleştirildiklerinin de altını çizen Ghebreyesus, "DSÖ, başından itibaren dünyayı uyarmak için hızlı ve kararlı bir şekilde hareket etti. Erkenden ve sık sık sözlü uyarıda bulunduk." dedi.

"DSÖ, şeffaflık ve hesap verebilirlik konusunda kararlıdır" ifadesini kullanan Ghebreyesus, öte yandan ihtiyacı olan ülkelere milyonlarca test kiti ve koruyucu ekipman gönderdiklerini ekledi.

Ghebreyesus, kronolojik sıralamada, uluslararası topluma sık sık yaptığı "Çin'e seyahat kısıtlamaları getirmeyin" uyarısına ise değinmedi.

'ÇİN'E UYGULANAN KISITLAMALAR İÇİN BİR GEREKÇE YOK'

DSÖ, 30 Ocak'ta Covid-19'a ilişkin "uluslararası kamu sağlığı acil durumu" ilan etmişti. Ghebreyesus, karar için, "Temel sebep Çin'de olup bitenler değil, diğer ülkelerde olanlar" diyerek, Çin ile ticari aktiviteleri ve ülkeye yapılan seyahatleri kısıtlamak için hiçbir gerekçe olmadığını savunmuştu.

Ghebreyesus, 3 Şubat'ta ise Çin'e uygulanan ticaret ve seyahat kısıtlamalarına karşı olduklarını belirtmişti.

Oksijen tüpüyle hekime saldıran şahıs adli kontrolle serbest bırakıldı

Saldırgan İ. A.'ya mahkeme kararıyla elektronik kelepçe takılarak ev hapsi verilmesinin ardından adli kontrolle serbest bırakıldı.

Trabzon'da, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi'nde doktor Esra Ersöz Genç'e oksijen tüpüyle saldıran şahıs, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

'KASTEN YARALAMAYA ADLİ KONTROLLE SERBESTLİK'

26 Nisan tarihinde Farabi Hastanesi'nde yaşanan olayda, doktor Genç'e oksijen tüpüyle saldıran ve hakkında Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığınca "kasten yaralama, tehdit, hakaret ve mala zarar verme" suçlarından soruşturma açılan İ.A. Taksim Polis Merkezi Amirliği'nde başlatılan işlemlerin ardından adliyeye sevk edildi.

Saldırgan İ. A.'ya mahkeme kararıyla elektronik kelepçe takılarak ev hapsi verilmesinin ardından adli kontrolle serbest bırakıldı.

'KENDİMİ GÜVENDE HİSSETMİYORUM'

Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi acil servisinde tedavi gören akciğer kanseri 65 yaşındaki T.A.’nın yakınları sağlık personellerine saldırdı. Doktor Esra Ersöz Genç’in anlatımına göre hasta yakını kendilerini oksijen tüpüyle kovaladı.

Dr. Genç, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya seslenerek, “Sağlıkta Şiddet Yasası çıktı diyorlar, ben kendimi güvende hissetmiyorum. Bir dahaki nöbette ne olacak? Evime, aileme sağlam dönebilecek miyim bilmiyorum. Korkuyorum, duyuyor musunuz beni?” demişti.