Özgür Mumcu: Babam yaşasaydı hapse atılırdı

Özgür Mumcu: Babam yaşasaydı hapse atılırdı

Uğur Mumcu’nun oğlu Özgür Mumcu babasının, AKP iktidarında gazetecilik yapmış olsaydı, erişim yasağına uğrayacağını ve hapse atılacağını söyledi.

Gazeteci Uğur Mumcu suikastinin üzerinden 25 yıl geçti, cinayetin faili bu süre zarfında yakalanamadı.

Katledilmesinin üzerinden çeyrek asır geçen Mumcu’nun oğlu Özgür Mumcu, “Babamın yaptığı tarz bir gazeteciliğin bugünkü iktidar yapısının ve bu toplumsal kutuplaşmanın içersinde ayakta kalabileceğini düşünmüyorum. Yaptığı haberlere muhtemelen erişim yasağı gelirdi, yasaklanırdı ve büyük ihtimalle hapse atılırdı” diye konuştu.

Mumcu, “Bugün kim yolsuzluk haberi yapabilir? Kim Türkiye’de silah kaçakçılığı ve silah transferleri üzerine haber yapabilir? (Babamın çalıştığı konulardan bahsediyorum). Bugün kim mafyayla siyasi odaklar arasındaki yakın irtibatlardan bahsedebilir ve bunu delilleriyle ortaya koyabilir? Babamın yaptığı gazeteciliği bugüne yansıtsaydık çok büyük ihtimalle yapılması engellenirdi” ifadelerini kullandı.

‘SİYASİ CİNAYETLERİN OLDUĞU BİR DÖNEM OCAK AYI’

BirGün’den Ece Zereycan’a konuşan Mumcu, şöyle devam etti:

“Babamın ölümü; Muammer Aksoy, Abdi İpekçi, Hrant Dink, Tahir Elçi hep aynı döneme denk geliyor. Siyasi cinayetlerin olduğu bir dönem ocak ayı. Travmatik bir dönem, özellikle faili meçhul yakınları açısından ya da bu konuya duyarlı olanlar açısından. Amacımız yıllar içinde bu konuda kamuoyunun duyarlılığının eksilmemesi ve ilerde böyle durumların tekrar yaşanmaması. Bu kapsamda paneller düzenleniyor. Birçok sivil toplum örgütü de katılıyor. Buna ‘Adalet ve Demokrasi Haftası’ diyoruz. Öldürülenlerin ideallerinin unutulmaması ya da güncel siyasetin değerlendirilmesi için toplantılar yapılıyor. Bütün amacımız başkalarının da bu acıyı çekmemesiydi. Siyasetten kaynaklanan şiddetin bir an evvel bitmesini ümit ediyorum ama bunların olması için de Türkiye’nin asgari demokratik standartlara kavuşması gerekiyor ve maalesef bu tarz otoriter rejimlerde bu arzuladığımız ortamı yakalamamız çok zor.

Uğur Mumcu Gazetecilik Okulu programına ilişkin konuşan Mumcu, "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nın içinde, vakıf kurulduğundan bu yana, ki yaklaşık yirmi sene oldu, bir araştırmacı gazetecelik programımız var. Üniversiteden mezun olan ve gazetecilik eğitimi almak isteyen kişiler bir sınavla seçiliyor ve bir bedel karşılığı olmaksınız altı ay bir teorik eğitim alıyorlar daha sonra da altı ay çeşitli yayın kuruluşlarında staj yapıyorlar ve ordan da devam edenler oluyor” dedi.

'CESARETLE ÇALIŞMAYA DEVAM EDEN İNSANLAR VAR’

Mumcu, “Araştırmacı gazetecilik kaldı mı ülkede?” Sorusu üzerine ise şöyle konuştu:
Birkaç kişiyle devam etmeye çalışılıyor. Bu koşullara rağmen bu cesaretle çalışmaya devam eden insanlar var. Araştırmacı gazetecilik yapan arkadaşlarımız gayet yetenekli insanlar, gayet eğitimli insanlar, başka sektörlerde çok daha fazla para kazanabilir ve başlarını belaya sokmadan yaşayabilirlerdi. Demek ki hâlâ bu gazetecilik dürtüsü ve tutkusu devam ediyor. Bu umut verici. Çünkü gazetecilik şu an Türkiye’de seçilecek son mesleklerden biri. Ne doğru düzgün para kazanabilirsiniz araştırmacı gazetecilik yapacaksanız; ne de başınızdan bela eksik olur. Ama buna rağmen insanların hâlâ devam ediyor olması, Türkiye’nin de her şeyi bırakmış, tamamen teslim olmuş bir ülke olmadığını gösteriyor.”

AKP’NİN OLUŞTURDUĞU BU PARANTEZ KAPANACAKTIR’
Mumcu sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Bu yaşadıklarımız ülkelerin tarihi açısından çok uzun vakitler değil. Bizim şahsi hayatlarımızda uzun dönemler ama bundan ötürü tablo ne kadar karanlık olursa olsun, ki daha da karanlık olabilir ileride, buna rağmen yılgınlığa kapılmamak lazım. Dünya tarihine baktığımızda, Türkiye de dahil olmak üzere diğer devletler neler gördü, neler yaşadılar ama tekrar ayağa kalkmasının yolunu buldular. Şimdi iktidarın söylediği parantez meselesi vardı hani ‘parantezi kapattık, eski güzel günlerimize dönüyoruz’ diye. Bütün bu yaşadıklarımızın aslında bir parantez olduğunu düşünüyorum. AKP’nin oluşturduğu bu parantez de eninde sonunda kapanacaktır.”