Oyuncu Rasim Öztekin yaşamını yitirdi
Rasim Öztekin, geçirdiği kalp krizinin ardından tedavi olduğu hastanede yaşamını yitirdi
08-03-2021 21:44

Usta oyuncu Rasim Öztekin geçirmiş olduğu kalp krizi sonrası tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.
62 yaşındaki Öztekin, dün öğle saatlerinde arkadaşlarıyla mesajlaştıktan sonra fenalaşmıştı. Kalbi duran sanatçı, yapılan müdahaleler sonrasında hayata döndürülmüştü. Kadıköy'de bulunan Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Öztekin'in hayati tehlikesi olduğu belirtilmişti.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Öztekin'in vefatına ilişkin paylaştığı mesajında şu ifadeleri kullandı:
"Dizi, tiyatro ve sinema oyuncusu Rasim Öztekin, geçirdiği kalp rahatsızlığından sonra, Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanemizde yapılan bütün müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Televizyon olan her evde aileden biriydi. Başımız sağ olsun."
RASİM ÖZTEKİN KİMDİR?
Rasim Öztekin, 14 Ocak 1959'de İstanbul'da doğdu.
Oyuncu Pelin Öztekin'in babası da olan Öztekin Galatasaray Lisesi'nin ardından İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulundan mezun oldu.
Sanatçı, sahne yaşamında ilk deneyimlerini İstanbul Akademik Sanatçılar Topluluğu ve Kadıköy Halk Eğitim Merkezi ve Nöbetçi Tiyatro’da amatör çalışmalarla edindi. Ferhan Şensoy'un Ortaoyuncular topluluğunda profesyonel tiyatro sanatçılığına başladı. 2016 yılında Kel Hasan Efendi'nin kavuğu, Ferhan Şensoy tarafından kendisine devredildi. 20 Eylül 2020 tarihinde ise kavuğu Şevket Çoruh'a devrettti.
1992-1995 yılları arasında televizyonlarda şov programları yaptı.
1994 yılında Gani Müjde ve Yılmaz Erdoğan’ın yazdığı “2071’de Türkiye” adlı müzikali sahneye koyup oynadı.
Tiyatronun yanı sıra, sinema ve dizi filmlerde de rol aldı. TRT'ye program metin yazarlığı ve bir dönem Akşam gazetesinde köşe yazarlığı da yaptı.
İLGİLİ HABERLER
Rasim Öztekin son yolculuğuna uğurlandı
Usta oyuncu Rasim Öztekin Ses Tiyatrosu'nda düzenlenen törenle son yolculuğuna uğurlandı.
10-03-2021 17:33

Geçirdiği kalp krizinin ardından tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren usta oyuncu Rasim Öztekin için Ses Tiyatrosu'nda bir tören düzenlendi.
'BU SAHNEYE BABAMLA BÖYLE ÇIKMAK İSTEMEZDİM'
Törende konuşan Rasim Öztekin'in kızı Pelin Öztekin, babasının kendisine kattıklarına teşekkür ederek, "Benim ilk aşkım, ustam olduğu, bana her şeyi öğrettiği için babama çok teşekkür etmek istiyorum. Bütün ustalarının yanında benim de yetişmemi sağladı. Ben burada büyüdüm. Bu sahnede, onu izleyerek büyüdüm. Bu sahneye böyle çıkmak istemezdim babamla. Ama bak baba, birlikte aynı sahnedeyiz. Onu çok seviyorum" diye konuştu.
Birgün'de yer alan habere göre törene katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da usta oyuncunun sevenlerine baş sağlığı dileyerek şunları ifade etti:
"Burada bir de kavuk olayı var biliyorsunuz. Kavuk sürecinin devriyle ilgili geldiğinde, 'Hayat her şeyi getirebilir. Sağken bunu devretmek istiyorum. Bu benim üzerimde yük' diye tarif etmişti bize. Dolayısıyla onun o tarif ettiği şey tam da bu. Dünyanın bu boyutunu görebilen iyi bir insandı. Allah rahmet eylesin. Türk tiyatrosunun çok kıymetli, herkes tarafından sevilen bir kimliği olmuş bir insandı. Rahmet diliyoruz. Mekanı cennet olsun."
FERHAN ŞENSOY: BULUŞURUZ GÖKYÜZÜNDE
Usta oyuncu Ferhan Şensoy'un kızı Derya Şensoy da Rasim Öztekin'in vefatı dolayısıyla tüm sevenlerine baş sağlığı dileğinde bulundu.
Derya Şensoy, sağlığı el vermediği için törene katılamayan babasının, Öztekin için yazdığı mektuptan alıntı yaparak, şunları aktardı:
"Rasim, Ortaoyuncular'ın amatör kolu Nöbetçi Tiyatro'dan yetişti. Kısa sürede Ortaoyuncular'a katıldı. Kavuğumu ona devrettim. Ortaoyuncular'da çok başarılı bir dönem yaşadı. Kimi rahatsızlıklarından ötürü sahneyi bıraktı. Kavuğu Şevket Çoruh'a devretti. Günü geldi, uçtu gitti gökyüzüne. Kavuklu fotoğrafı asılı durur Ses 1885'te. Bir gün ben de uçup geleceğim gökyüzüne. Buluşuruz gökyüzünde neşeli bir meyhanede."
AA'DAN BÜYÜK SAYGISIZLIK: ŞENSOY'UN MEKTUBU SANSÜRLENDİ!
Anadolu Ajansı, Rasim Öztekin için düzenlenen törene ilişkin yaptığı haberinde Şensoy'un mektubunu sansürledi.
Mektuptaki "Neşeli bir meyhanede" kısmı haberde yer almadı.
Sanatçı Erol Demiröz hayatını kaybetti
Oyuncular Sendikası'ndan yapılan açıklamada, “Meslektaşımız Erol Demiröz hayatını kaybetti. Çok üzgünüz. Başta ailesi olmak üzere tüm sevenlerine sabır dileriz. Başımız sağ olsun" denildi.
18-04-2021 21:24

İleri Haber
Yeşilçam’ın usta oyuncu ve yönetmenlerinden Erol Demiröz, 81 yaşında hayatını kaybetti. Demiröz, bir yıldır tedavi altındaydı.
Oyuncular Sendikası, Yeşilçam'ın usta oyuncu ve yönetmen Erol Demiröz'ün hayatını kaybettiğini duyurdu. Demiröz'ün bir yıldır tedavi gördüğü belirtilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Meslektaşımız Erol Demiröz hayatını kaybetti. Çok üzgünüz. Başta ailesi olmak üzere tüm sevenlerine sabır dileriz. Başımız sağ olsun."
Meslektaşımız Erol Demiröz hayatını kaybetti. Çok üzgünüz. Başta ailesi olmak üzere tüm sevenlerine sabır dileriz. Başımız sağ olsun 🙏#ErolDemiröz pic.twitter.com/daqic6IlfG
— Oyuncular Sendikası (@oyuncusendika) April 18, 2021
EROL DEMİRÖZ KİMDİR?
Tiyatro ve sinema oyuncusu olan Erol Demiröz 1940 yılında Diyarbakır'da doğdu. 1952 yılında ilkokul, 1958 yılında ortaokul ve liseyi Ziya Gökalp okullarında okuyarak bitirdi. Yükseköğrenimini Ankara İktisadi Ticari İlimler Akademisi'inde (Gazi Üniversitesi İdari ve İktisadi Bilimler Fakültesi) tamamladı.
Erol Demiröz, 1961 senesinde Halkevleri Genel Merkezi'nde tiyatro çalışmalarına başladı. 1968'de Ankara Sanat Tiyatrosu'nda (AST) oyuncu ve yönetmen kadrosunda yer alan Demiröz, yüzlerce oyunda rol aldı, onlarca oyunu sahneye koydu. Demiröz, Yılmaz Güney'in “Sürü” filmi başta olmak üzere on beş kadar sinema filminde rol aldı. Türkiye'de ilk televizyon çocuk dizisi olan “Harun” başta olmak üzere, birçok senaryoya da imza attı. “Babalar ve Oğullar” adlı televizyon dizisinde rol aldı. Mahsun Kırmızıgül'ün senaryolarını yazıp yönettiği "Beyaz Melek" ile "Güneşi Gördüm" adlı filmlerde de önemli roller üstlendi.
Erol Demiröz, 1977 yılında, “Ulvi Uraz En İyi Yönetmen Ödülü”nü aldı.
LeMan'dan '128 milyar dolar nerede' kapağı
Haftalık karikatür dergisi LeMan, bu haftaki kapağına "128 milyar dolar nerede" sorusunu taşıdı.
16-04-2021 11:15

Haftalık karikatür ve mizah dergisi LeMan'ın bu haftaki sayısının kapağında son haftalarda en çok konuşulan konulardan olan "128 milyar dolar nerede?" sorusu yer aldı.
Merkez Bankası’nın eriyen rezervlerine ilişkin CHP'nin ilçe binalarına astığı "128 milyar dolar nerede?" afişlerinin ''Cumhurbaşkanına hakaret'' suçlamasıyla kaldırılması üzerine, farklı şekillerde ifade ederek yeni afişler asılmıştı. Bazı CHP örgütleri "256 kağıdın yarısını nettiniz?" diye afişler asarken, bazıları ise "128 nerede" gibi afişler asmıştı fakat polis bu afişleri de indirmişti. Son olarak CHP'li Mahmut Tanal, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın karşısında yer alan Meclis'teki odasının camına bu afişi asmış ve o da indirilmişti.
LeMan'ın bu haftaki sayısında ise 128'in matematiksel ifadesi yazıldı ve 128 milyar doların nerede olduğu soruldu. Kapakta, Hazine ve Maliye Bakanlığı görevinden ''affını isteyen'' Berat Albayrak ile AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çizimi yer alıyor.
Mısır, 3 bin yıl öncesine ait kayıp antik kenti dünyaya tanıttı
Mısır, ülkenin güneyindeki Luksor kentinde keşfedilen 3 bin yıl öncesine ait kayıp antik kenti dünyaya tanıttı.
11-04-2021 13:49

Mısır'da ülkenin güneyinde yer alan Luksor kentinde keşfedilen 3 bin yıl öncesine ait kayıp antik kent dünyaya tanıtıldı.
Mısır resmi haber ajansı MENA'nın haberine göre, antik kenti keşfeden ekibin sorumlusu Mısırlı arkeolog Zahi Havas, Luksor kentinin batı yakasında basın toplantısı düzenledi.
Havas, "Bir dizi evi de kapsayan kayıp antik kente Aton'un Işıltısı adı verildi. Bu keşifle ilk kez sadece mezar ve kabirlerin bulunduğu düşünülen kentin batı yakasında yaşam olduğu kanıtlandı" dedi.
Antik kentte bazıları yaklaşık 3 metre yüksekliğinde duvarlar ve bölünmüş sokaklar bulunduğunu ifade eden Havas, kentte ayrıca günlük yaşamda kullanılan aletlerle dolu odalar ve büyük bir depolama alanının da yer aldığını aktardı.
Kazı çalışmalarının Eylül 2020'de başladığını kaydeden Havas, haftalar içinde her taraftan kerpiç yapıların belirmeye başladığını, kentin keşfinin ekipte şaşkınlık yarattığını kaydetti.
'TUTANKHAMUN'UN MEZARINDAN SONRA EN BÜYÜK ARKEOLOJİK BULUŞ'
Yerel medyada yayınlanan görüntülere göre, kentte bulunan eşyalar arasında binlerce yıl önce kurutulmuş balıklar, çeşitli şekil ve büyüklükte çömlek kaplar, kolyeler ve mühürler bulunuyor.
Mısır Tarihi Eserler Kurumu 8 Nisan'da Tutankhamun'un mezarının bulunmasından sonra en büyük arkeolojik buluş olarak değerlendirilen 3 bin yıl öncesine ait antik kent bulunduğunu açıklamıştı.
Açıklamada, Mısır İmparatorluğu döneminde Luksor'daki en büyük idari ve endüstriyel yerleşim yeri olduğu belirtilen antik kentin, Kral III. Amenhotep tarafından 3 bin yıl önce kurulduğu ifade edilmişti.
Yüzüklerin Efendisi serisinin 1991 tarihli kayıp Sovyet uyarlaması ortaya çıktı
Üçlemenin ilk kitabına dayanarak, “Khraniteli” olarak isimlendirilen ve “Koruyucular” anlamına gelen uyarlama 1991’de sadece bir kez yayınlandı.
05-04-2021 17:00
Yüzüklerin Efendisi serisinin Sovyetler Birliği döneminden kalma 1991 tarihli bir uyarlama filmi ortaya çıktı. Uyarlama, YouTube üzerinden ücretsiz erişime açıldı.
kayiprihtim.com’dan Hakan Tunç’un Newsweek’ten aktardığına göre, İngiliz yazar J.R.R. Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin sinemada Sovyetler Birliği uyarlaması ortaya çıktı. Üçlemenin ilk kitabına dayanarak, “Khraniteli” olarak isimlendirilen ve “Koruyucular” anlamına gelen uyarlama 1991’de sadece bir kez yayınlandı.
30 yıl önce Leningrad televizyon stüdyosunda çekilen Khraniteli, televizyonda gösterildikten sonra iz bırakmadan kayboldu.
2012 yılında Rus fantezi ve bilimkurgu sitesi World of Fantasy, önceki yıllardan unutulmuş Tolkien uyarlamalarının bir listesini yayınladı. Bu listede 91 yapımı The Lord of the Rings uyarlaması da yer alıyordu. Hayranlar uzun süre boyunca bu versiyonu aradılar ancak herhangi bir şekilde filmi bulamadılar.
Ancak geçen hafta, Rus televizyon kanalı Kanal 5, filmi iki kısım halinde YouTube kanalı üzerinden sürpriz bir şekilde yayınladı.
Filmi izlemek için: Kayıp Rıhtım
ZOKEV'den Sabahattin Ali söyleşisi
ZOKEV'in düzenledği edebiyat söyleşilerinde bu hafta Sabahattin Ali'nin edebi ve siyasi kişiliği ele alınacak.
04-04-2021 14:09

İleri Haber
Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfı (ZOKEV), Altıyedi Sanat Edebiyat Dergisi Edebiyat Söyleşileri'ne devam ediyor.
Edebiyat söyleşilerinin bu haftaki konuğu yazarımız ve Ayrıntı Yayınları Editörü Bülent Turhan Gümüş.
Söyleşide bu hafta hayatını kaybedişinin 73. yılında şair ve yazar Sabahattin Ali'nin edebi ve siyasi kişiliği ele alınacak.
ZOKEV'in düzenlediği edebiyat söyleşisi bugün saat 15.00'da Zoom uygulaması üzerinden başlayacak.
Söyleşiye katılmak isteyenler, ZOKEV'in paylaştığı toplantı ID'si ve şifreyi kullanabilecek.
Kot kumlama işçilerinin silikozis hastalığını anlatan belgesel Cannes’da ödül aldı
Ali Ergül’ün kot kumlama işçilerinin yaşadıklarını anlattığı belgeseli “Şeva Xîzê” (Kumun Gecesi), Cannes World Film Festivali’nden ödülle döndü.
29-03-2021 11:46

Yönetmen Ali Ergül’ün, kumla kot beyazlatma atölyelerinde ölümcül silikozis hastalığına yakalanan işçilerin hikâyelerini anlattığı “Şeva Xîzê” (Kumun Gecesi) adlı belgeseli, Cannes World Film Festivali’nde ‘En İyi Sosyal İçerikli Film Ödülü’nü aldı.
Kot kumlama atölyelerinin, 1990’ların sonlarına kadar yoksul mahallelerde merdiven altı atölyeler olarak yaygın olduğunu söyleyen Ergül, dünyada ilk kez tekstil alanında Türkiye’de kot kumlama atölyelerinde çalışan işçilerden Kenan Temiz’in, 2004’te hayatını kaybetmesiyle kayıtlara geçtiğine dikkat çekti.
'HASTALIĞIN TEDAVİSİ YOK'
Ferhat Yaşar'ın Duvar'da yayınlanan haberine göre Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan, Türkiye’de kot kumlamadan dolayı Silikozis hastalığına yakalananların sayısının 5 bin civarında olduğuna dikkat çekerken, şunları söyledi:
“Sadece son yıllarda bazı konularda araştırmalar var. Benim içinde yer aldığım çalışmada, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde romatizma diye bilinen hastalıkta kullanılan ilaçlardan birisinin bu hastalık üzerinde etkili olabileceğine dair bir öngörüydü. Yurt dışında o ilacın hastalığın ilerlemesinin yavaşlattığıyla ilgili bir öngörü vardı. Hastalığı yok etmiyor. Bu konuda araştırmalar yürütülüyor. Kot kumlama yasaklandı ama eskiden bu işte çalışmış olanlar kontrole geliyor, durumları giderek ağırlaşıyor. Teşhis konulduktan sonra yaşam süresi 1-2 yıldan 20-30 yıla kadar sürebilir. Hastalığın ağırlığına göre, çok değişken.”