Onur Yaser Can davasında karar çıktı: 4 sanık hakkında 6 yıl hapis cezası

Onur Yaser Can davasında karar çıktı: 4 sanık hakkında 6 yıl hapis cezası

Gözaltına alınmasının ardından çıplak aramaya ve işkenceye maruz bırakılıp yaşamına son veren Onur Yaser Can'ın davasında yargılanan 4 sanık hakkında 6 yıl hapis cezası verildi.

Ersan Kınık

İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından 2010 yılında gözaltına alınıp çıplak arama ve işkenceye maruz bırakılan ve gördüğü kötü muameleye dayanamayıp hayatına son veren Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) mezunu mimar Onur Yaser Can’ın intiharına ilişkin, gözaltı evrakında sahtecilik yaptıkları iddiasıyla 4’ü polis 5 sanığın yargılandığı davada karar çıktı.

Sanık polislerden Yunus Başay, Muhammet Ongun, Onur Ülker ve Hakan Aydın'a yalnızca "resmi belgede tahrifat" suçundan 6 yıl hapis cezası verildi.

'MAHKEME POLİSİ KORUMA REFLEKSİ GÖSTERDİ'

Onur Yaser Can'ın kardeşi Ezgi Sevgi Can, duruşma sonrası yaptığı açıklamada mahkemenin polisi koruma refleksi gösterdiğini söyledi. "Bizim mücadelemiz, değerini haklılığımızdan alıyor" diyen Ezgi Sevgi Can, işkence iddialarına ilişkin temyize gideceklerini belirtti.

Can şu ifadeleri kullandı:

"Biz mücadeleye ara vermeden devam edeceğiz. İşkence iddialarına ilişkin temyize gideceğiz. Önemli olan bir durum var; evrakta sahtecilik suçu 15 yıllık bir zaman aşımına tabi. O yüzden 2 yıldan az bir zamanımız kaldı. Bu konuyla ilgili yoğun takibin ve mücadelenin devam etmesi lazım. Biz işkence iddialarımız ve intihara sürüklemeyle ilgili süreci yeniden başlatacağız. Adaleti maalesef hep kırıntı olarak veriyorlar bize. Keşke bu mahkemeler daha cesur karar verebilseler."

'YENİDEN YARGILANMALARI İÇİN TALEPTE BULUNACAĞIZ'

Avukat Mehmet Ümit Erdem ise mahkeme heyetinin sanıklar hakkında hiçbir iyi hal indirimi uygulamadığını belirtti. Erdem "Yargıda iyi hal indirimi için yargılamaya yardımcı olmak, pişman olduğunu belirtmek, ilerde suç işlemeyeceği kanaatinin oluşması gibi unsurlar var. Bunların hiçbiri yoktu. Mahkeme de bu beyanımıza itibar ederek tek suçtan altışar yıl hapis cezası verdi. Bu bizim için oldukça önemli" dedi.

İşkence iddialarına ilişkin de açıklamalarda bulunan Av. Erdem, "Biz de kendi iddialarımızla, bigilerimizle, belgelerimizle, delillerimizle o dosyaya dahil olacağız. Onların yine yargılanması için talepte bulunacağız" diye konuştu.

DURUŞMA BAŞLADI

Onur Yaser Can'ın emniyette gördüğü kötü muameleye ilişkin gözaltı evrakında sahtecilik yaptıkları iddiasıyla 4’ü polis 5 sanığın yargılandığı davada 5'inci duruşma avukatlar ve mahkeme heyetinin salondaki yerini almasıyla başladı. 

Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 41. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada Onur Yaser Can'ın kardeşi Ezgi Sevgi Can söz aldı:

"Yargılamanın başından beri size sunduğumuz tüm deliller, tanıklıklar ve kamera görüntüleri abim Onur Yaser Can’a karşı örgütlü bir şekilde, zincirleme olarak işlenen ve onu ölüme sürükleyen sahtecilik, resmi belgeyi bozma ve yok etme, işkence, eziyet, kötü muamele ve intihara sürükleme suçlarını açık bir şekilde ortaya koydu. Bu aşamada tüm bu suçlar, mahkemeniz huzurunda görmezden gelinemeyecek bir şekilde somutlaşmıştır.

'HERHANGİ BİR İNDİRİME GİDİLMEMESİNİ TALEP EDİYORUM'

Başta mahkemenizin savcı mütalaasıyla da sabit olan evrakta sahtecilik ve resmi belgeyi bozma ve yok etme suçlarıyla ilgili vereceği kararda, bu eylemlerin sonucu itibarıyla bir ailenin tek tek yok edilmesine sebep olduğunu göz önünde bulundurarak bu suçlarla ilgili en üst sınırdan ceza vermesini ve birçok celse hazır bile bulunmayan ve yargılamayı ciddiye almayan ve son celsede delillendirdiğimiz gibi yalan beyan vererek adaleti yanıltan bu sanıklar hakkında herhangi bir ceza indirimine gitmemesini talep ediyorum. İkinci olarak ve daha da önemlisi mahkemenizin işkence ve intihara sürükleme ie ilgili sanık polis ve amirleri hakkında suç duyurusunda bulunmasını talep ediyorum, adalet ancak bu şekilde yerini bulacaktır.

Ben bu konunun aydınlanması için katılan olarak üzerime düşen görevi yaptım, yurt dışından tanıkların gelip dinletilmesini sağladım, narkotik kamera görüntülerinin ve tüm diğer delillerin huzurunuzda sunulması için avukatalarımla birlikte çok yoğun bir uğraş verdik.

Tüm bu yeni delillerle gelinen aşamada Onur Yaser Can’a karşı işkence ve intihara sürükleme suçları işlendiğine dair kuvvetli şüpheden de fazlasının bulunduğuna sizler de tanık oldunuz."

'HİÇBİR PİŞMANLIK BELİRTİSİ YOK'

Duruşmada söz alan Avukat Mehmet Ümit Erdem, sanıkların çelişkili ifadeler verdiğini belirtirken, herhangi bir indirim yapılmaması gerektiğini vurguladı. Av. Erdem, sanıkların hiçbir şekilde pişmanlık belirtisi göstermediklerinin altını çizdi.

Erdem şunları söyledi:

"Mütalaaya katılıyoruz ama kısmi eksiklikler içerdiğini düşünüyoruz resmi belgede sahtecilik yönünden bu suç TCK’ya göre topluma karşı suçlar kapsamında düzenlenmiştir dolayısıyla bu suçun mağduru Onur Yaser Can değil onun şahsında kamudur.

İfadelere baktığımızda sanıkların birbirini kollayan beyanlarını görüyoruz bu bağlamda sanıkların suçu birlikte işlediği ve aralarında eylem birliği olduğunu göstermektedir.

Özellikle bir talebimiz daha var o da iyi hal indiriminin bu dosyada uygulanmaması gerektiğini düşünüyoruz. Yargılama sırasında yargılamayı kolaylaştırıcı faaliyetleri yargılamanın pişmanlığını belirtmesi gibi.

Hiçbir şekilde pişmanlık belirtisi göstermiyorlar. ‘Rutin neyse onu uyguladık’ diyorlar ve birbirini kollayıcı şekilde yargılama faaliyetini engelleyecek şekilde davranıyorlar.

Suçu kabul de yok. Sürekli bir şekilde önceki beyanlarındaki açıklarını kapatmaya yönelik olarak işlerine gelmeyen her noktada ‘hatırlamıyorum’ diyorlar. Burada kesinlikle 62. Madde değerlendirilmesi yapılırken bu hususların da değerlendirilmesini ve sanıklar hakkında takdiri indirimin kesinlikle yapılmamasını, eğer yapılacaksa da gerekçeli kararda hangi gerekçeyle yapıldığı belirtilmesi gerekiyor.

Mütalaada belirlendiği şekilde sanıkların cezalandırılması ayrıca 204/3’ün de uygulanmasını talep ediyoruz."

'BEN DE TRAVMA YAŞADIM'

Duruşmada mahkeme heyetine savunmasını sunan sanık polislerden Hakan Aydın ise işkence ve kötü muamele iddialarına ilişkin kendisinin de 'travmalar' yaşadığını söyledi:

"Yakalamanın kendisi bile yakalanan kişide travma oluşturuyor ben fetö’den gözaltına alınıp müebbetlik suçlarla yargılandım ben de travma yaşadım. Bu durumu bizim üzerimize şey yapmak olmuyor yani."

Hakim ise müdahale ederek Aydın'ı esas hakkında savunma yapması konusunda uyardı.

NE OLMUŞTU?

ODTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu Onur Yaser Can, 2 Haziran 2010 tarihinde İstanbul Beyoğlu’da narkotik polisi tarafından gözaltına alındı. İfadesinin alınmasının ardından serbest bırakılan Can, iki gün sonra, ‘Tutanaklarda eksiklik olduğu’ gerekçesiyle tekrar 23 Haziran 2010’da karakola çağrıldı. Onur Yaser Can aynı gün intihar etti. İntiharının ardından annesi Hatice Can, oğlunun pantolonunun arka cebinde, üzerinde çıplak aramaya maruz bırakıldığına ilişkin ifadelerin yazılı olduğu bir not buldu.

Anne Hatice Can 2014 yılında intihar etti. Baba Mevlüt Can ise sağlık sorunlarından dolayı 2019 yılında hayatını kaybetti.

Onur Yaser Can’ın intiharıyla ilgili yargılamada iki polis, “evrakta sahtecilik” suçlaması ile iki yıl altı ay hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay kararı bozdu ve yargılama yeniden başladı. Polisler, ayrı ayrı 6 yıl 5 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Ancak İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi, dört polis ve bir bilirkişi hakkında daha suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. İstanbul Valiliği, soruşturma izni vermedi. Onur Yaser Can’ın kardeşi Ezgi Sevgi Can’ın itirazı üzerine istinaf mahkemesi, soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararı Temmuz 2021’de kaldırdı.

Dört polis ve bir bilirkişi hakkındaki yargılamanın ilk duruşması 30 Eylül 2022’de yapılmıştı.